Hafta içi her sabah Öncü TV ekranlarında ilgi ile izlenen, Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Canan Üstüner’in hazırlayıp sunduğu “Güne Merhaba” programının konuğu Türkiye Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç oldu.

“Halk ile kamu arasında sorun çözücü müesseseyiz”

Programda, Türkiye'nin 2012'de çıkarılan yasayla tanıştığı ve 2013 yılında faaliyetlerine başlayan Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK)’nun çalışmaları anlatıldı. Malkoç, “Vatandaşın tanıdıkça sevdiği bir kurum, kamu denetçiliği. Sorun ve dertlerin çözülmesi için kuruma sürekliği olarak başvuruyor. Kamu Denetçiliği Kurumu, dünyada yaklaşık 150 ülkede var. Dünyada herkesin kullandığı adı, “ombudsmanlık” terimidir. Türkiye’de 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile anayasada yer aldı, 2012 yılında 6329 sayılı kanunla TBMM’de yasal hale geldi ve 8 yıldan beri faaliyetlerini sürdürmektedir. KDK’nun ana görevi, devletin, kamunun verdiği hizmetler esnasında bir eksiklik, hata, kusur olursa ya da kamu hizmeti veren bakan, vali, vali yardımcısı, il müdürü, belediye başkanı gibi her kimse; eğer vatandaşın memnun olmadığı bir durum olursa mahkemeye gitmeden önce başvurabilme seçeneği sunmasıdır. Sözün özü, biz halk ile kamu kurumları arasında sorun çözücü müesseseyiz.” diye konuştu.

KDK’ya nasıl başvurulur?

KDK’ya bugüne kadar bir çok başvuru yapıldığı ve yapılan başvuruların yüzde 90 - 95’inin www.ombudsman.gov.tr adresi üzerinden geldiğini kaydeden Malkoç, “Müracatlarla ilgili bilgi istendiğinde 0 212 465 22 00 nolu telefonlara da başvurabiliyorlar. Bu anlamda hem elektronik olarak hem de telefon üzerinden bize ulaşmak mümkündür. Biz vatandaşın yazılı olmak kaydıyla vatandaşın dilekçelerini işleme alıyoruz.” şeklinde konuştu.

“Pandemi süreci ile birlikte başvuruların odağı değişti”

KDK’ya gelen başvuruların içeriği hakkında konuşan Malkoç, şu ifadelere yer verdi:

“En başta şunu söyleyelim, şikayet konuları yıllara göre değişiklik gösteriyor. 2018 ve 2019 yıllarında eğitim, sosyal güvenlik ve kamu personelinden gelen şikayetlerin oranı ve sayısı çok fazlaydı ancak 2020 yılında pandemi süreci ile birlikte başvuruların odağı ve istatistiki konuları değişti. Salgında Sayın Cumhurbaşkanı’mız öncülüğünde alınan tedbirler vardı ve bu sürece birlikte tanık olduk. Sokağa çıkma kısıtlamaları, maske, mesafe, lokanta/kafe tarzı işletmelerin kapatılması; işte bu konularla ilgili müracaatların arttığını ifade etmek gerekir. Buna ekonomik tedbirleri, kamu bankalarının desteğini, verdiği kredileri de ekleyelim doğal olarak sürece bağlı bir konumda, müracaatların da buna yöneldiğini söyleyelim. Yıllara göre şikayet dağılımında farklılaşma olsa da, eğitim, sosyal güvenlik, engellilerle ilgili, sağlık çalışanlarıyla ilgili, her alanda şikayet geliyor. KDK Türkiye’nin dert haritasının ortaya çıkartmada rol alan bir müessesedir. Türkiye’de hak arama yolları çok çeşitli, mahkemeler, TBMM Dilekçeler Komisyonu, KDK ve CİMER gibi… Hangi sorunun daha kritik düzeyde olduğunu görme açısından bu itiraz mekanizmaları önemli ve tabii ki veri olarak toplanarak yeni mekanizmalar oluşturulması, reformlar yapılması konularında çalışmalar yürütülüyor.”

‘Karara uymayanı TBMM’ye şikayet ediyoruz’

KDK tarafından verilen kararlar, tavsiye kararları statüsündedir. KDK, TBMM tarafından seçilen, anayasal, bağımsız bir kurum ve üzerinde hiyerarşik olarak herhangi bir kurum yoktur. Bütçemiz genel bütçenin dışında, özel olarak parlamento tarafından tahsis ediliyor ve güçlü olmamız şart çünkü biz denetim yapıyoruz. Tavsiye kararı olmasının nedeni, halkı savunurken idareye de yol göstermektir. Görevimizi hukuka uygun olarak icra ederken kamu vicdanını temsil ediyoruz. Bizim verdiğmiz kararlara idarecilerin uyup uymamaları hukuka uygunluğa ölçüsü niteliğindedir. Hakkaniyete uyup uymadıklarının nirengi noktası niteliğindedir ve uymaları için biz onları takip ediyoruz. Tavsiye kararı diye uymamazlık ya da keyfilik söz konusu değildir, kesinlikle olamaz. İdareci KDK’nın kararına uymakla hukukun üstünlüğüne katkıda bulunduğunu fark etmelidir. Uyulmama durumunda, biz bunu ifşa ediyoruz. Düzce’de hangi kurum bir ifşa ile muhatap olmak ister? Hangi vali, kaymakam ya da kamu yöneticisi hukuka uymadığı görüntüsüyle anılmak ister? Tüm bunlara rağmen karara uyulmazsa, TBMM’ye şikayet ediyoruz ve milletvekilleri onu sorguluyor. Hiçbir idareciye bunu tavsiye etmeyiz!”

“Düzce coğrafi olarak müstesna bir yer”

Bugüne kadar Düzce’de görevli idareciler ile ilgili hiçbir şikayet almadıklarının altını çizen Malkoç, Düzce ile ilgili düşüncelerini şöyle aktardı:

“Çok sayıda kararımıza uyan idareci oldu, uymayanlar da oldu. Biz bunları TBMM’ye davet ettik ve onlar da geldi. Milletvekillerinin sorgulamasına muhatap oldular ve kararlarına uymalarına söz verdiler ama Düzce’den şikayet ettiğimiz herhangi bir yönetici yok. Düzce, 81 ilimiz arasında müstesna bir ilimiz ve dışarıdan izliyoruz. Zaman zaman seyahatler düzenliyoruz ya da kurumumuza Düzce’yle ilgili yapılan şikayetlerden tanıyoruz. Bir kere coğrafi olarak müstesna bir yer, doğası, su kaynakları, tarım olanakları, fındık var, yetiştirmediğiniz hiçbir şey yok.”  

“Müracaatların yüzde 25’i memurlarla ilgili”

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, son olarak şunları kaydetti:

“Bize gelen müracaatların yüzde 25’i memurlarla ilgili, bize idareyi şikayet ediyorlar. Biz onların sorunlarını da dinliyoruz. Mobbing, tayin, terfi, disiplin soruşturmaları ve diğer konuları hukukun üstünlüğüne dayanarak çözmeye çalışıyoruz. O açıdan 8 yılın ortalamasını söylüyorum, kuruma yapılan müracaatların yüzde 25’ini oluşturuyor.”

ÖNCÜ HABER MERKEZİ