Saadet Partisi İl Başkanı Birkan Mertol, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından halkın sokaklara dökülerek darbe girişimini önlemesini tarihi bir sınav olarak adlandırdı ve sokaklara dökülen vatandaşlara, Türk Silahlı kuvvetlerine ve Emniyet güçlerine teşekkürlerini sundu.

Milletimiz 15 Temmuz gecesi, tarihi bir sınav vermiş, ortaya koyduğu cesaret ve kararlılıkla bu şer hareketini engellemeyi başarmıştır. Ben, bu münasebetle 15 Temmuz gecesi dünya tarihinde eşi benzeri olmayan bir direniş ve kahramanlık örneği gösteren aziz milletimize, şanlı Silahlı Kuvvetlerimize ve kahraman Emniyet güçlerimize bir kez daha minnet ve şükranlarımı sunuyorum.”

15 Temmuz gecesinin darbeciler için bir son olmasını dileyen Mertol, sorumluların en ağır bir şekilde cezalandırılmasını istedi.

 ‘’Hiç şüphesiz ki, darbeye teşebbüs eden, kanlı cunta hareketinin içinde yer alan, Milletine kurşun sıkan, Meclisine bomba atan bu canilerden elbette hesap sorulmalı ve en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.’’

Saadet Partisi Düzce İl Başkanı Mertol, darbe girişiminden sonraki birlik ve beraberliğin bir anayasa ile taçlandırılması gerektiğini ve darbecilerle vatansever askerlerin karıştırılarak ordunun yıpratılmaması gerektiğini söyledi.

“Asıl önemli olan ise; bundan sonra Türkiye’de, bir daha bırakın darbe yapmayı, hiç kimsenin darbeyi aklından bile geçiremeyeceği köklü hukuki, siyasi ve kurumsal dönüşümleri gerçekleştirmek için;   Milletin dirliğini, ülkenin ise birlik ve bütünlüğünü temin edecek olan uzlaşmacı bir anayasa mutlak suretle hayata geçirilmelidir. Aziz Milletin ortaya koyduğu birlik ve beraberlik yeni bir anayasa ile taçlandırılmalıdır. Ordunun yıpratılması gibi tarihi bir hataya düşülmemelidir. Bunun için, Ordu içindeki darbeci hainler ile vatansever Mehmetçiğin ayrımı iyi yapılmalı, Orduya, “Peygamber Ocağı” hüviyeti kazandıracak köklü düzenlemelere gidilmelidir.”

Mertol, Türkiye’nin gücünün tanka ve tüfeğe bağlı olmadığını, imanlı ve ihlaslı gençlere bağlı olduğunu söylerken, harp okullarına girişteki İmam Hatip ve Meslek Lisesi engellerinin kaldırılmasını istedi.

 ‘’Her zaman söylediğimiz gibi bir ülkenin en büyük gücü tankı, tüfeği değil, vatanına bağlı, imanlı ve ihlâslı evlatladır. Bu noktada önemli olan, askeri okulların Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanıp bağlanmamasından daha çok, bu okulların müfredatının, AB kriterlerine göre değil, bu Milletin tarihine ve ruh köküne uygun hale getirilmesidir. Bu çerçevede Harp okullarına girişte İmam Hatip ve Meslek lisesi mezunlarına konan engel mutlaka kaldırılmalıdır.’’