Bugün 2886 sayılı yasaya göre Düzce’nin merkezinde ihalesi yapılan ve elektrikli bisiklet-scooter-büfe hizmetini kapsayan ihaleden bahsedeceğim. Bu ihale ne zaman yapılmış şubat 2021’de. İhale açık yapılmış mı? Evet. Yasaya uygun mu? Evet. Ve buraya iki tane firma teklif vermiş. Birisi Efor birisi Set-Up. Bu kapsamda akıllı bisiklet ki bu Türkiye’nin yirmi bir vilayetinde uygulanan bir sistem ve Düzce’de de bununla ilgili bir çalışma yapılmış. Ulaşım master planı dâhilinde sekiz noktaya bunlar konulacak diye. Bunlardan bir tanesi Cedidiye’nin olduğu yer, Krempark AVM önü, Millet Bahçesi’nin olduğu yer, devlet hastanesinin olduğu yer, Şaguç Köprüsü dediğimiz yer, Küçüksu Parkı evlendirme dairesinin orası ve adliyenin önü. Buralarda büfe, elektrikli bisiklet ve scooter hizmeti verilmesi için ulaşım master planına göre yerler belirlenmiş ve sağlıklı yaşam alanları şeklinde ihaleye çıkanlara izah edilmiş. Gizli-kapaklı bir şey yok, ihale kanununa göre ihaleye çıkılmış ve buna 2 firma girmiş, başka talipli olmamış.

EFOR FİRMASI DÜZCE’DE KURULDU, 50’YE YAKIN ÇALIŞANI VAR

Burada Efor diye bir şirket var, bu şirket Düzce’de kurulmuş. Vergi dairesi ve ticaret odası Düzce’de ve elliye yakın çalışanı var. Şimdi bu ilk defa yapılan bir ihale değil. Düzce’de bu ve buna benzer ihaleler aynı şartlarla, aynı yasa dâhilinde önceki yıllarda yapılmış. Şimdi bugün de böyle bir ihale yapılmış. Geçtiğimiz cuma akşamı CHP İl Başkanı Semih Cemşit bundan bahsetti, ‘Adrese teslim.’ dedi. Nesi adrese teslim bilemiyoruz ama bildiğimiz bir şey var bu ihale kamuya açık olmuş. Şeffaf bir şekilde olmuş. O zaman buna talip olan olmamış.

EFOR CİROSUNUN YÜZDE 5’İNİ BELEDİYEYE VERMEK ZORUNDA

Peki, bunun dönüşümü nasıl. Bu büfelere rant mı verdik? İhaleye çıkarken bir anlaşma yapılmış. Denmiş ki buradan kar ya da zarar et ben bunu bilmem ama ben buradan cironun yüzde beş buçuğunu alırım yani diyelim ki bu sekiz noktada günde yüz bin ciro yapılmış bunun beş bin beş yüz lirası belediyenin. Yasal olarak yaptığın cirodan yüzde beş buçuğu benim. Yani bu da karın yüzde otuzuna denk geliyor. Şimdi buradan baktığınız zaman, bunun emsal olan yerine iyi bakmak lazım; kiralanan yerlere, kira verilen yerlere, belediyenin tahsis ettiği yerlere.

FARUK ÖZLÜ BİZE Mİ SORACAK BÜFEYİ NEREYE KOYACAĞINI?

Tabiri caizse kaç günden beri öküz altında buzağı arıyoruz. Şimdi baktığımız zaman biz buradan eleştirebiliriz, basın eleştirebilir, insanlar eleştirebilir, siyaset siyasetini yapabilir. Ama iki üç günden beri bu büfelerin yerini bir bulamadık Düzce’de, nereye koyacağımızı şaşırdık. Sayın Belediye Başkanı Faruk Özlü bize mi soracak büfeyi nereye koyacağını? Bize ne. Bizi ilgilendirmiyor ki. Bizi ilgilendiren boyutu, yasa ve kanuna uygun mu, değil mi. Şimdi biz bunu eleştiriyoruz değil mi? Yüreğimiz yetiyorsa gidelim, ‘Bu yapılan işlem, bu yapılan ihale yasaya, kanuna aykırıdır.’ diye yasal olarak bir müracaat edelim. Peki, müracaatı olan var mı? Yok. İdari noktada herhangi bir itiraz var mı? Yok ee derdimiz ne. Zaten bu ulaşım master planı içinde bunların nereye koyulacağı belirlenmiş. Bu uzaydan gelmemiş ki yasal olarak ihaleye çıkmış, ihaleden sonra da eylül ayında teslim edilmiş ilgili firmaya. Ha,
‘Cedidiye’nin oraya gece kondu gündüz kalktı.’ Alakası yok çünkü önümüzdeki günlerde Cedidiye’nin orada proje başlayacağından dolayı, oradaki kazı inşaat ve buna benzer bir çalışma yapılacağından dolayı oradan kalkmış. “Efendim nereye gitmiş.” Benim dememle bana soracak hali yok. Bunun master planı dâhilinde bir yere yerleştirilmesi lazım. Benim Faruk Özlü’yü eleştirdiğim noktalar var ama bu şekilde eleştirilmeyi bence hak etmiyor. Hani bu şekilde eleştiriyoruz ya vicdanımızdan mı, cüzdanımızdan mı, işkembemizden mi neden eleştiriyoruz? Derdimiz ne? Kamuoyu adına mı? Bu memlekette büfe denen şey ilk defa mı konuldu buraya. Daha önce yok muydu? Bunlar niye eleştirilmedi. Sıkıntı ne? Sıkıntı başka. Hani karamanın koyunu sonra çıkar oyunu diye bir sözümüz var bizim. Yani burada bu şekilde, eleştirimizi yapalım. Ben burada zaman zaman bu ekranlardan Faruk Özlü başkanı eleştiriyorum ama her şeyin bir usulü var, adabı var. Bir insan bir şeyi hak edecek. Ama düşünen, değişim peşinde olan, Düzce’ye farklı farklı yenilikler getirmek isteyen Faruk Özlü’nün bu şekilde eleştirilmesine benim gönlüm el vermiyor.

BEN BUNLARIN ARKASINDA BAŞKA ŞEYLER OLDUĞUNU TAHMİN EDİYORUM

Düzce’nin içerisinde buna benzer birçok yerde konuşlanan yer yine yasal mevzuata göre konulmuş. Onlar kaldırımda değil mi, onlar kamuya açık alanda değil mi? Ve ben şu anlamda, varsa gayri yasal bir şey, yasal olarak müeyyidesini yaparsın, çözüm üretemezsin veya bunu ondan sonra enformasyon edersin. Yani bir de şu var. Bunlar hangi numaraya göre hangi mevzuata göre elektriklenmesi ve ruhsatlandırılması yapılıyor. Taksi durakları, büfeler nasıl ruhsatlandırılmışsa ona göre ruhsatlandırılıyor. 15 metrekare altında olan her yer imar mevzuatına göre ruhsata tabii değil. Yani ‘Kırk yıllık kani olur mu yani?’ dedirtiyor adama. Ben bunların arkasında başka şeyler olduğunu tahmin ediyorum ama diyorlar ya ‘Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu.’ diye. Efendim üç kişi, birisi kör, birisi sağır, birisi topal yolda gidiyorlar. Yolda giderlerken kör diyor ki ‘Ben bir şeyler görüyorum.’, sağır diyor ki ‘Ben de bir şeyler duyuyorum.’, topal da diyor ki ‘Hadi yarışa yarışa kaçalım.’ Tabiri caizse burada amaçla araç çok farklı. Üzüm yemekle bağcı dövmek arasındaki bir çizgi var burada. Bu çizgide zaman içinde ortaya çıkar.

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ