CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şehir merkezindeki bir restoranda düzenlenen partisinin grup toplantısına katıldı.

"Üreticiyi koruduğunuz zaman herkesin hakkını teslim etmiş olursunuz"

Burada bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu’nun gündeminde fındık vardı. Türkiye'yi kuranların, "Köylü milletin efendisidir." dediğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, köylünün ürettiği ürünü birileri elinden kapmasın, zararı olmasın diye Toprak Mahsulleri Ofisinin, TARİŞ'in, FİSKOBİRLİK'in kurulduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, çiftçi ürettiği zaman 85 milyonun karnının doyacağını vurgulayarak FİSKOBİRLİK'in kuruluş amacını ve önemini katılımcılara anlattı.

“FİSKOBİRLİK'i yeniden ayağa kaldıracağız”

FİSKOBİRLİK'in fındık üreticisinin, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin de tahıl üretenlerin kara gün dostu olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla üreticiyi koruduğunuz zaman herkesin hakkını teslim etmiş olursunuz. Geldiler FİSKOBİRLİK'i devre dışı bıraktılar. Tüm Karadeniz'e söz veriyorum, FİSKOBİRLİK'i yeniden ayağa kaldıracağız. FİSKOBİRLİK yeniden fındık üreticisinin dostu olacaktır." diye konuştu.

FİSKOBİRLİK, Toprak Mahsulleri Ofisi, TARİŞ ve diğerlerinin devre dışı bırakılarak çiftçinin bir anlamda birilerinin eline teslim edildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Alın teri bir anlamda hortumlandı ve buradan çekip çıkarmamız lazım." dedi.

Kılıçdaroğlu, fındık üreticisine dönüm başına verilen alan bazlı gelir desteğinin 9 yıldır değişmeyerek hala 170 lira olduğunu belirterek "Dolar 10 kat arttı, gübre 8 kat arttı ama alan bazlı fındık desteği hiç artmadı, teşvik hiç artmadı." diye konuştu.

"Elin oğlu 120 milyar dolar para kazanacak, biz sadece 2-2,5 milyar dolar"

Kılıçdaroğlu, fındığın sıradan bir ürün olmadığına dikkati çekerek kullanıldığı sanayinin başta çikolata olmak üzere dünyadaki yıllık hacminin 120 milyar dolar civarında olduğunu söyledi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 120 milyar dolardan sadece 2-2,5 milyar dolar aldığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Hak mıdır, adalet midir? Elin oğlu 120 milyar dolar para kazanacak, biz sadece 2-2,5 milyar dolar. Bu ne demektir? Siyasetçinin öngörüsü yok demektir. Siyasetçinin sağlıklı öngörüsü ne demektir? 120 milyar dolarlık bir pazar varsa en azından 15-20 milyar dolarını da biz alalım. Dünyada bir numarayız, biz satıyoruz, biz satmazsak dünyada neredeyse fındık olmayacak. O zaman benim ürettiğim ürün neden başkalarının gelir kapısı oluyor da bizim açımızdan gelir kapısı olmuyor. Bunun da düşünülmesi lazım."

“Fındıkta üç ayrı taban fiyat var”

Kılıçdaroğlu, fındıkta üç ayrı taban fiyat olduğuna işaret ederek "Bir, Erdoğan’ın açıkladığı fiyat 54 lira. İki, serbest piyasa 44-45 lira, o fiyat böyle giderse daha da düşecek. Üç, Ferrero'nun belirlediği fiyat o da 48+1. Yani baktığınız zaman fındığın taban fiyatını belirleyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hükumeti değil, bir yabancı firmanın kendi beyanıdır." dedi.

"Koskoca Karadeniz'in fındık ürünü bir firmanın tekeline bırakılır mı?" sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Ve bir firmanın tekeline bırakıldı. Eğer böyle giderse fındık bahçelerinin sahibi de o firma olacak, fındık üreticisi o bahçelerde işçi olarak çalışacak, milyar dolarları o kazanacak, sizler asgari ücretle geçineceksiniz. Bu tabloyu kabul ediyor musunuz? 'Bu tablo doğru.' diyor musunuz? O zaman değiştireceğiz, bize katılacaksınız, beraber değiştireceğiz."

“Yabancı mı kazansın, benim alın teri döken çiftçim mi kazansın?”

Kılıçdaroğlu, bazen "CHP milliyetçi mi?" denildiğine işaret ederek "Cumhuriyet Halk Partisi’nin 6 okundan birisi milliyetçiliktir ve biz fındık üreticisini yabancı tekellere peşkeş çektirmeyiz, işte milliyetçilik budur. Yabancı mı kazansın, benim alın teri döken çiftçim mi kazansın? İşte milliyetçilik budur. Biz böyle yapacağız, bizim insanımız kazanacak." diye konuştu.

“Fındık fiyatını kontrol eden, fındık fiyatını belirleyen bu yabancı firma”

Fındıkta bir tekelleşme gerçeğiyle karşı karşıya olunduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"Ferrero denen firma dikey bütünleşik bir yapı içinde giderek büyüyor. En büyük fındık ihracatçısını satın aldı ve bir numara oldu. Onun verdiği fiyat geçerlidir, hiçbir politikacının verdiği fiyat geçerli değildir. Açıkça bir sömürü çarkıyla bizim fındık üreticisi karşı karşıya. Fındık fiyatını kontrol eden, fındık fiyatını belirleyen bu yabancı firma. Ticaret odası şikayet eder, sanayi odası şikayet eder, esnaf odası şikayet eder, ediyorsunuz ben de dinliyorum iyi de kardeşim, Türkiye'yi bu hale sokan partiye oyu ben mi verdim Allah aşkına? Oyu veren arkadaşların düşünmesi lazım, 'Memleket bir yerlere sürükleniyor.' denmesi lazım. 'Üreticinin alın teri sömürülüyor.' denmesi lazım, bunun yapılması lazım."

“Eğer yabancı bir tekele karşı devleti yönetenler sessiz kalıyorlarsa, o yabancı tekelin ortaklığını yapıyorlar demektir”

Kılıçdaroğlu, fındık fiyatlarını belirleyen tek firmanın, kırım tesisini de kurduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

"Kırım tesisini kurduğu andan itibaren ticaret alanında da artık ağırlığını kurdu. Kırımı sadece kendisine mal satan firmalardan almaya başladı, diğerlerini devre dışı bırakmaya başladı yani ayrımcılık yapmaya başladı. Bazı işletmelerden alıyor beğendiği, kendisiyle ortak hareket etmeyen işletmelerden almıyor. Bu gerçeği bilerek, bütün fındık üreticilerine açık ve net söylemek isterim, eğer yabancı bir tekele karşı devleti yönetenler sessiz kalıyorlarsa, o yabancı tekelin ortaklığını yapıyorlar demektir, o yabancı tekele son veremezler."