2014-2019 yılları arasında AK Partili Recep Tuna’nın başkanlık koltuğunda oturduğu Cumayeri Belediyesi’nde yapılan bir ihalenin karşılıksız yani balon olduğu iddiası üzerine başlatılan soruşturma yeni bir boyut kazandı.

3 milyonluk sel ödeneğini 1 milyon 352 bin lirası KGK firmasına verildi

Bilindiği gibi 2014 yılında Cumayeri’nde meydana gelen sel afeti sonrası yaraların sarılması için devletten belediyeye 3 milyon TL gibi yüklü bir ödenek geldi. Recep Tuna yönetimi, bu ödeneğin yaklaşık 1.5 milyon lirası ile alt yapı ihalesi yapma kararı aldı ve meclisten geçen taleple ihale düzenlendi. İhale sonucunda alt yapı yapım işini alan KGK isimli firmaya 1 milyon 352 bin lira ödeme yapıldı.

Geçtiğimiz yıl soruşturma başlatıldı

Ancak Cumayeri’nde kanalizasyona bağlı sorunların yıllardır devam etmesi gözleri bu ‘yapıldı’ denilen bu çalışmalara çevirdi. Bazı ihbarların da gelmesi ile harekete geçen Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı karşılıksız olduğu ileri sürülen ihale için geçtiğimiz yıl soruşturma başlattı.

İddianame kabul edildi, Başkan Koloğlu soluğu adliyede aldı

Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamenin kabul edilmesinin ardından, avukatları ile birlikte soluğu Düzce Adliyesi’nde alan MHP’li Belediye Başkanı Mustafa Koloğlu, ihaleyi alan firma başta olmak üzere, tüm sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu.

“Bir kazma vurmadan 1.500.000 TL parayı vermişler”

Öncü Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu Öncü TV’nin gündeme ışık tutan  “Kitabın Ortasından” programına konuk olan Koloğlu, yaşanan son gelişmeleri anlattı.

Gerek ekranları başından, gerekse sosyal medya aracılığı ile binlerce kişinin takip ettiği programda Ünsal’ın sorularını yanıtlayan Koloğlu, ihale usulsüzlüğü ile ilgili, “Savcılıkta ona göre bir kanaat oluşuyor. 2.800.000 TL gibi bir para var, faiziyle birlikte. Adliyeye gittiğimiz süreçte, bu paranın iadesiyle ilgili bir başvurumuz var çünkü ilk açılan dava ceza davası ve dünkü (26 Şubat) başvurumuzda paranın iadesini istiyoruz. Burada bir kazma vurmadan 1.500.000 TL parayı vermişler, doğru.” diye konuştu.

“Söz verdiğimiz tüm projeleri hayata geçireceğiz”

Seçim döneminde söz verdikleri tüm projeleri hayata geçirmek için çalışmaların devam ettiğini dile getiren Koloğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“50+1 Projeyle yola çıktık, 5 yılın sonunda da bu projelerimizi gerçekleştireceğimizin sözünü verdik. Göreve geldikten 3-4 ay sonra sel felaketi ve pandemi sürecini yaşadık. Süreç içerisinde doğal olarak ufak tefek aksaklıklar olsa da tamamını hayata geçireceğiz. Bu noktada en önemli olan şey; finansman altyapısını oluşturmak ve bizim proje ruhumuz ilçemizi birlikte yönetelim. Bununla alakalı yaklaşımlar geliştirdik, şeffaf belediyecilik, kent konseyi ve MHP’nin üretken belediyecilik anlayışı da buna dahil oldu. En azından yüz yüze bir statü kuramasak bile sosyal medya üzerinden bunu sağladık. Atatürk Bulvarı projemiz vardı, bunu tamamladık. Bunun dışında devam eden devam projelerimiz var.  Pist projesi çok önem verdiğimiz bir projedir. Ciddi aşamalar kaydettik. İlk etapta bu alan mesire alanıydı. Kaza riski olan bir pistti ve valimize söyledik böyle bir sıkıntı var diye; bu uygulamayı değiştirmemiz gerekir dedim. Eğer buraya pist yapılacaksa buraya doğru düzgün yapılmalıdır dedim. Bu konuda Sakarya Milletvekili Sayın Kenan Sofuoğlu başta olmak üzere, MHP Milletvekili Ümit Yılmaz, Ayşe Keşir ve Fahri Çakır’la bu konuda ciddi çalışmalar yaptık. Özellikle Fahri Çakır bu konuda bize destek oluyor. Spor Bakanlığı’yla Orman Bakanlığı’na yazı gönderildi ve şu an Orman Bakanlığı’nda… Bolu Orman Bölge Müdürlüğüne dosya gönderildi, Bolu OBM bir rapor hazırlayacak ve inşallah pisti Cumayeri’ne kazandıracağız.”

“İlçemize 2 mesire alanı kazandıracağız”

En çok üzerinde durdukları projelerin başında, ilçeye iki adet mesire alanı projesi olduğunu kaydeden Koloğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“En çok üzerinde durduğumuz projelerden bazıları; iki büyük mesire alanımız var. Bununla alakalı kataloglarımı daha önceki programlarımızda da paylaşmıştık. 140.000 m2 bir alanımız var ve ilave 95.000 m2 ilave bir alan var. Yaklaşık 240.000 m2 olan bir alanda 2 büyük mesire alanımız olacak. Millet bahçesinin bir tık üzerinde olan bir proje bunlar; sosyal donatılar, seyir terasları, milli dokunuşlar da olacak… Milletvekillerimiz ile İl Başkanlarımız Sn. Mustafa Keskin ve Sn. İlhami Caboğlu’nun çok ciddi çabaları var. Sonuç olarak, finans noktasında ciddi yardımlara bulunulacak inşallah. Şahsım ve ilçem adına siyasilerimizle Çevre ve Şehircilik Bakanımıza destekleri için teşekkür ediyorum. Onun dışında gençlik merkezi projemiz var, Sayın Bakanımız Düzce ziyareti esnasında bize söz verdi, finansmanı da tamam ve yer konusu da tamamlandığında inşallah Cumayeri’ne bir gençlik merkezi kazandırmış olacağız.”

“HES Projesi ile Cumayeri İlçesi kendi elektriğini üretecek”

Hayata geçirecekleri Hidro Elektrik Santrali ile Cumayeri ilçesinin elektrik ihtiyacını karşılayacaklarını dile getiren Koloğlu,  “(00:10:00) Üretken belediyecilik anlayışımızla HES kurarak, Cumayeri’ne elektrik üreterek; belediye gelir elde edecek. Gelecekte belediyemizin finansman sorunu ortadan kaldırma amacındayız. 5 defa revize ettik, fizibiliteler tamamlandı. DSİ 5. Bölge Müdürlüğü çalışmalarına devam ediyor. HES dediğimiz bir proje var. Milli Emlak’tan tahsisini yaptığımız alanda elektrik üretimi adına bunu kuracağız. 1 Megawatt kapasitede elektrik üretmeyi amaçlıyoruz. HES 5 - 6 Megawatt enerji üretilebilecek bir proje; GES projesi ise Cumayeri Belediyesi’nin tüketmiş olduğu elektriği ücretsiz bir şekilde sağlamak için tasarlanmıştır. Bunun dışında viyadük projemiz var. Bu aslında sadece bizim projemiz de değil; aslında Cumayeri’ni taşkından korumak için bu projeyi düşündük. Bu projenin yapılacağı alanda esnaflardan şikayetler geliyor. Ancak bu proje ilçemiz için kaçınılmaz bir adımdır. Coğrafya itibariyle, malumunuz, zaten Düzce ovası çanak şeklinde; aşırı yağış aldığımızda bu sel felaketini yaşıyoruz. İnşallah bir daha yaşamayız ancak buna hazır olmamız gerekiyor. Esnaflar iş yapamayacağını düşünerek bize şikayetlerini iletiyor.  Buradan onlara sesleniyorum, viyadük hayata geçtiğinde daha iyi olacak. Nedeni de şu; toplanma alanı diyeceğimiz parklar, alanlar yok. Bu projeyle, insanları sel felaketinden korumuş olacağız. Bunun yanında, şehrin girişindeki çarpıklık problemi ortadan kalkmış olacak. Viyadüğün altındaki alanda asıl yaşam merkezi oluşacak. Projenin 10 milyon lira gibi bir değeri var, bunun denedi de, kapsamındaki yapılması gerekenlerdir. Örneğin, derenin ıslahı, ana köprünün yapılması, altındaki köprünün yenilenmesi gerekecek” şeklinde konuştu.

“İhale yapılmış, firma hiçbir şey yapmadan parayı almış”

 AK Partili eski Belediye Başkanı Recep Tuna döneminde yapılan ihale yolsuzluğu ile ilgili mahkeme sürecine değinen Koloğlu, “İlk olarak şu var, basınla o gün adliyeye denk geldik. Yanımızda o gün hukukçularımız vardı. Biz Cumayeri Belediyesi’ni temsil ederken, belediyenin hak ve hukukunu kollamak zorundayız. İttifaka zarar getirmeden bir siyaset yapmaya çalışıyoruz. Cumayeri 10.000 nüfuslu ancak alan olarak küçük bir yer ve sokağa çıktığımızda insanlarla yüz yüze geldiğimiz bir yer. Kimseyle bir siyasi hesaplaşma peşinde olduğumuz söylenemez. Siyaset bel altı söylemlerle değil oylarla yapılır. İnsanlar size ve projelerinize oy verirse verirler ya da vermezler. Bizim kimseyi siyasette yok etme gibi bir stratejimiz yok. Olay neden bu noktaya geldi? Suçların şahsiliği ilkesi var, biliyorsunuz. O yüzden adliyeler var, hapishaneler var. Eğer bir şahsa suç isnat ediliyorsa çıkar hakimin karşısına hesabını verir, aklanır ya da ceza alır. Bizden önceki dönemle alakalı, hesaplaşma söz konusu olamaz.  Genel tabirle, adli bir vaka ve yanlış yönlendirmek istemiyoruz. Temel olarak şu söylenebilir. Bir altyapı ihalesi yapılmış, ihalede belirtilen işlemler yapılmamış ve ödeme yapılmış. Farklı bir şekilde, düşünce tarzımızın dışında algılanmak istemiyorum. İki arkadaşımız bize gelip biz bu dosyanın kapanmamış olduğunu görünce, 2 yol vardı: bu işi müfettişe götürmek ya da adli noktaya taşıyıp süreci devam ettirmek. Küçük bir belediye olsak bile profesyonel çalışan bir belediyeyiz, teknik anlamda, hukuki alanda ya da uygulama alanında profesyonel insanlarla çalışıyoruz. Biz işimizi profesyonel yürütmeye çalışıyoruz.  Hukukçularımıza sorduk, müfettişlik meselesi midir yoksa adli mesele midir? İhale yapılmış, firma hiçbir şey yapmadan parayı almış gitmiş, tabi ki peşinde olup araştırmamız gerekiyor. Olayın geldiği aşamadan bahsedelim, savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Bununla ilgili arkadaşlarımız çalıştılar ve sonucunda iddianame yazıldı. Hazırlanmış olması demek ciddi bir şüphenin ortaya çıkması demek” ifadelerini kullandı.

“Parayı yasal faizi ile geri almak için Adliyeye gittik”

Altyapı ihalesi ile ilgili Cumayeri Belediyesinin zarar uğratıldığını ve bu parayı yasal faizi birlikte geri alabilmek için hukuki süreç başlattıklarını söyleyen Koloğlu, şunları belirtti:

“İhalenin yapıldığı ve uygulamanın yapılmadığı konusunda çalışmış olan bilirkişiler var. Bu konu savcılığın konusu değil. Bu tip konularda bilirkişi atanıyor ve o da raporlarını hazırlıyor; savcılığa sunuyor. Savcılıkta ona göre bir kanaat oluşuyor. 2.800.000 TL gibi bir para var, faiziyle birlikte. Adliyeye gittiğimiz süreçte, bu paranın iadesiyle ilgili bir başvurumuz var çünkü ilk açılan dava ceza davası ve dünkü başvurumuzda paranın iadesini istiyoruz. Burada bir kazma vurmadan 1.500.000 TL parayı vermişler, doğru.”

“Hiçbir şey yapılmadan bu para nasıl ödenmiş?”

Yolsuzluk iddianamesinde adı geçen belediye personelleri ile ilgili de konuşan Koloğlu, şunları kaydetti:

“Bu bizim dönemimizde olan bir konu olmadığı için, sadece X firması noktasında değil konuyla ilgili olduğunu düşündüğümüz tüm sanıklarla ilgili açtık. Bu duruma imzası, katkısı olan herkesle alakalı bir soruşturmayla alakalı liste koyduk. Hatta savcılık birisiyle alakalı soruşturmaya yer olmadığına karar verdi. Burada önemli olan hakimin vereceği karar ya bir yanlış var diyecek ya da belki de yok diyecek bilemiyoruz. Hukuki anlamda süreç bir şeylerin olduğunu gösteriyor ancak aksi bir sonuçta çıkabilir.”

“Bu işi kapat diyen birine rastlamadım”

Sadullah Ünsal’ın, “Sayın Bahadır Alperen konuya niye dahil oldu?” sorusunu yanıtlayan Koloğlu, şunlara değindi:

“Biz daha yargıya gitmeden personellerimiz bize geldiler biz şu konuda zarar uğruyoruz. Dosyaya girmek zorunda kaldık, girmezsek zaten ahlaki ve vicdani olarak rahat edemeyiz. Bu vaka kimse sirayet ederse etsin ortaya konulması gerekiyordu. İki parti açısından gerekli çalışmaları yaptım ve bir yanlış varsa üzerine gidilsin denildi. Bu işi kapat diyen birine rastlamadım. MHP’nin hukuk işlerinden sorumlu üyesi, Sn. Av. Bahadır ALPEREN, konuyu ona da taşıdık ve istişare ettik. Sağ olsun bizi bu konuda da yalnız bırakmadı. Tamam dedi ve biz de bu olaya dahil oluyoruz.”

“Ayşe Keşir, bu davada bize ciddi destek veriyor”

AK Parti Düzce Milletvekilleri Ayşe Keşir ve Fahri Çakır’ın, yolsuzluk iddiası ile ilgili eski Belediye Başkanı Recep Tuna’ya destek verdikleri yönündeki iddialara da cevap veren Koloğlu, şu açıklamalarda bulundu:

“Açıkçası bu konuyu Sayın Ayşe Keşir ve Fahri Çakır’la istişare etmedim. Bu konu siyasi bir meseleydi ve çözülmesi gerekiyor. Vekillerimizin Recep Tuna’ya destek oluyor görüntüsü benim dışımda olan bir konudur, bu konuyla alakalı içeriği bilmiyorum. Bu durumdan bu konuya destek var, sonucunu çıkartmıyorum. Kaldı ki Ayşe Keşir bize de ciddi destek veriyor, ittifakın bir parçası olarak. Sel döneminde paraların Cumayeri’ne getirilmesi noktasında çok destek oldular. Bu ziyaret sadece dostane bir ziyarettir; sokaktaki vatandaş öyle değerlendiriyor olabilir, ben öyle değerlendirmiyorum. 2004-2009 Yıllarında beraber belediye başkanlığı yaptık. Rafting, güreş müsabakaları olsun hep gidip geldik. Siyasi bir abimiz bizim, Ali İnci. Ak Parti’de yerel yönetimlerle ilgili bir görev almış, tebrik ettik ve bizi ziyarete geldi. Eline sopa almış gibi lafları biz de duyuyoruz ve Ali İnci böyle bir insan değil. Tanıdığım kadarıyla dinine, ahlakına inandığım bir insan demez yani ama sokak tabii diyebilir. İttifak sürecini konuşurken bu tip şeyler gündeme gelmedi desek yanlış olur ama bu konuda bize herhangi bir baskı olmaz olmadı. Kaldı ki herhangi bir baskı nedeniyle geri adım atacak değiliz. Böyle bir konu gündeme geldi ama böyle bir talebi olmadı. Ayşe hanım ve Fahri beyle ilçemizdeki bu konuyla ilgili herhangi bir görüşmede bulunmadık. Onlar da bu konuyla alakalı bir şey sormadılar. Sorarlarsa da bildiğim kadarıyla cevaplarım ve bunlar hiç gündeme gelmedi. Mustafa Keskin, ahlakından, düşüncelerinden asla tavır değiştirecek biri değil, inandığım ve sevdiğim bir yöneticidir. Bütün bu olayları değerlendirirken ülkemizin geçtiği darboğazı, sıkıntıyı da görmek lazım ve çok ciddi sıkıntılarımız var. Irak, Suriye, Mavi Akdeniz, yeni ABD Başkanı söylemleri… Yakın zamanda, Gara şehitlerimiz var biliyorsunuz, hepsine Allah’tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Türkiye’de bir istikrarsızlık oluşturmanın tek yolu da Cumhur İttifakını yıkmak ve Sayın Bahçeli de buna sürekli buna vurgu yapıyor. Milli beka konusunda, surda gedik açılmamasıyla alakalı… Tam tersinden bakacak olursak Cumhur İttifakını sistemden çıkardığınızda, Millet İttifakındaki tüm partileri suçlamıyorum ama terörle arasına mesafe koyamayan partilerin iktidara gelmesi halinde Türkiye’nin hangi hallere düşeceğini çok iyi değerlendirmek lazım… Düzce’de Ak Parti ve MHP’yi birbirine kırdıracak bir durum yok ve bunun olması tüm ülkeye zarar verir. Olması gereken oluyor ve kendi görüşlerimizden de taviz vermiyor ve bu ittifaka zarar verecek bir durum değildir.”

“Bu konuda vatandaşlarımızdan olumlu ve olumsuz tepkiler aldık”

“Vatandaş bu konuyla ilgili dediklerinizin hepsini söylüyor.  Kimisinin dediği ‘kardeşim sen adamdan intikam mı almaya çalışıyorsun, rakibini yok etmeye mi çalışıyorsun’ ve kimileri de ‘sana bunun için oy verdik, doğru yolda git’ diyen de var. Herkes gönlünden geçemi söylüyor. Ancak burada önemli olan bizim neden bu yola girmek zorunda kaldığımızdır. Eğer bu dosya kapanmış olsaydı ve kesin kabul yapılmış olsaydı zaten açmazdık. Bu dosya kapalı olsaydı, muhatap olarak mülkiye müfettişleri, Sayıştay ve belediye meclis üyelerinden seçilmiş olan denetim komisyonları var; onların meselesi olurdu. Kapanmış bir dosyayla ilgili bir adımda bulunma şansımız yok. Kapanmamış bir dosyayla alakalı da algı yapılmasına gerek yok. Allah’ın izniyle yetimin hakkını hem yemem hem de yedirmem. Bunun tersi, benim hiçbir anlayışıma, felsefeme sığmaz. Dosya kapanmış olsaydı bu noktaya gelmiş olmazdık. Biz sadece bir görevimizi yerine getirdik.”

Programın tamamını izlemek için:  https://www.youtube.com/watch?v=ml1sl6laYWM

HABER: Savaş ARI