Öncü TV ve 100.2 Radyo Öncü Ortak yayınıyla geniş kitlelere ulaşan, Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu “Kitabın Ortasından” programı ilgi ile takip edilmeye devam ediyor.

“Avrupa’nın yapmış olduğu teknoloji gençlerimizi bizden kopartıyor”

“Kitabın Ortasından” programına konuk olan Düzce Alperen Ocakları İl Başkanı Onur Çetin, son yıllarda siyasi arenada sıkça tartışma konusu olan Z Kuşağı ile ilgili ilginç tespitlerde bulundu. Z Kuşağı diye isimlendirilen yeni kuşağın, sosyal medya ağlarından etkilendiğini savunan Çetin, “Z Kuşağı Türkiye Cumhuriyeti için kritik bir nokta. Z kuşağı dediğimiz kavram, teknoloji ile birlikte yetişen bir nesildir. İşte bu kavramda aileden değil, bireyden değil, bizzat öğrenebileceklerini akranlardan ve sosyal medyadan öğreniyorlar. Aileler çocuklarını maddi ve manevi anlamda, yoksun bırakıyorlar ve çocuklar ailelerinden bulamadıkları şefkati sosyal medyada arıyorlar. 2023 seçimlerinde ülkemizde oy kullanacak bir Z Kuşağı var. Bu nesil çok önemli bir nesildir ve bu neslin çok iyi anlaşılması gerekiyor. Mesela ben kendi düşüncemi söylemek istiyorum; bu nesil bireysel olarak yaşamayı çok sever. Bireysel olarak yaşamayı istediği için, bunların toplumda ne gibi etkileri olabilir, bunlar devlet kademelerinde ne kadar başarılı olabilir? Bunları analiz etmemiz lazım. Z Kuşağı dediğimiz nesil asi bir nesil olmakla, yalnız bireysel olarak da başarabileceği çok yetenekli tarafları vardır. Şu anda Avrupa’nın yapmış olduğu teknoloji, koparıyor bizi gençlerimizden. Yani beni bana düşman eden bir zihniyet var ortada. Türkiye Cumhuriyeti’nde bu noktada şunun yapılması gerekiyor; teknolojiye kendimizin hakim olması gerekiyor ve kendi neslimizi kendi teknolojimizle yetiştirmemiz gerekiyor. Neslimizin ahlak kavramını bitiren bir sosyal medya ağı var. Biz yıllar boyunca ahlak kavramında, savaşta bile düşmanına acıyan ve merhamet gösteren bir nesiliz. Bakıyorsunuz ki, Avrupa kendi teknolojisi ile bizim neslimizi bizden alıyor. Yani bu konuda çok kritik bir süreç var. Benim düşüncem şudur; Türkiye Cumhuriyeti’nin bir an önce, ivedi bir şekilde kendi yerli ve milli programlarımızı üretip, kendi gençlerimizi yetiştirmemiz gerekiyor. Bakıyorsunuz; sosyal medyadan etkilenen bir nesil var, neslin nereye gittiği belli değil? Yüzyıllar önce bir birlerinin namusları için şehit olanların evlatları bugün sokaklarda, sosyal medyada affedersiniz de yarı çıplak bir şekilde dolaşıyorlar. Yani durum buraya kadar gelmiş vaziyettedir. Biz yüzyıllar boyunca ahlakla yetişen bir milletiz. Bu konuda devletimize çok iş düşüyor. Çünkü elimizden çalınan bir gençlik var ortada” diye konuştu.

“Yerel olarak da bütün İYİ Parti camiasının çıkıp halktan özür dilemeli”

İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın şehit ailesine yönelik küfür ve hakareti ile ilgili “Bu zihniyet, bozuk bir zihniyet” açıklaması yapan Çetin, “Bugün biz bu masada oturabiliyorsak, onlar Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndelerse, bugün bunları hep şehit ailelerine borçluyuz. Netice olarak son dönemde yaşanmış bir hadise var; İYİ Partili Lütfü Türkkan bir şehit ailesine hakaret ediyor. Bu kesinlikle bir terbiyesizliktir, biz bunu kesinlikle yakıştıramadık ve aynı zamanda bunun ihraç edilmesi gerekiyor, Milletvekilliğinin düşmesi gerekiyor, bunların almış olduğu maaşlar, bu şehitlerin kanı ile ödeniyor. Bu memleketin ekmeğini yiyip, bu memleketin şehitlerine laf edemezler. Ben Lütfü Türkkan’ı sonuna kadar kınıyorum ve bu devletten maaş alması söz konusu bile olmaması lazım.  Aynı zamanda o camiaya da şunu söylemek istiyorum, böyle bir karaktersiz insanı, bu camianın içinde nasıl barındırıyorsunuz? Ben genel olarak değil, yerel olarak da bütün İYİ Parti camiasının çıkıp halktan özür dilemesini istiyorum. Bu kadar net! Bakmış olduğunuz zaman demek ki zihniyetleri aynı. Yani bu zihniyet bozuk bir zihniyet, yapı aynı. Bu yapının içindeki insanların düşüncesi, demek ki aynı düşünce. Bu kadar samimiyetsizlik olmaz. Lütfü Türkkan’ı sonuna kadar kınıyorum ve bu kadar karaktersiz bir insanı camialarında barındırdıkları için kendilerini de kınıyorum” şeklinde konuştu.

“Kimse şehit ailesine kabadayılık yapamaz”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Lütfü Türkkan konusuna pozitif bakmasının kendilerini üzdüğünü dile getiren Çetin, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Kesinlikle ve kesinlikle net bir şekilde bu üsluptan haz etmiyoruz. Yani bizim sınırlarımızı zorluyorlar. Bizim vergilerimizle maaş alanlar kabadayılık yapamaz. Bu memleketin şehit ailelerine kimse kabadayılık yapamaz. Demek ki bunlar hep aynı zihniyet, başından, sonuna kadar. Böyle insanların devlet kademelerinde yer almasına biz gençler olarak üzülüyoruz. Meral Akşener’in bu olaya pozitif bakması, normal bir şey gibi bakması da gerçekten bizi derinden üzdü. ‘Ben Milliyetçiyim’ deyip, bu memleketin şehit ailelerine hakaret edenleri destekleyenleri gerçekten kınıyorum. Ben gençler adına da şunu söylüyorum; biz buraya çıktığımız zaman biz gençlerin düşüncelerini burada yansıtmak zorundayız. Bu nedenle biz bunların üslubunu takdir etmiyoruz. Devletimize ve milletimize hakaret edilmesini biz yediremiyoruz, er ya da geç bunun hesabı sorulur, gün gelir devran döner.” 

“Üniversite Bölgesinde fuhuş almış başını gidiyor”

Düzce Üniversitesi bölgesinden fuhuş ve uyuşturucu kullanımının arttığı iddiasında bulunan Çetin, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Biz Düzce Üniversitesi’nde etkin bir şekilde varız. Şunu söylemek istiyorum; biz oradaki olayları inceledik, gerçekten çok üzücü bir neticeyle karşılaştık biz. Bir evlat kolay yetişmiyor, bir evlada 20 sene emek verip, okutulup, sanki bu çocuklar değersizmiş gibi sokağa salınırcasına üniversiteye gönderiliyor. Şu anda mesela Üniversite Bölgesinde fuhuş almış başını gidiyor, yine o bölgede uyuşturucu oranı çok yüksek. Ben aynı zamanda şunu söylemek istiyorum; eğitim sektörünün olmuş olduğu bir alanda, gelişmesi gereken şeyler belirlidir. Burada gelişecek şeyler kütüphanelerdir ve kırtasiyelerdir. Şu an mesela Düzce Üniversitesi’nin olduğu bölgeye bakıyoruz; tekel büfeler almış başını yürümüş. Bir kere buna ruhsat veren belediyemiz, sen böyle bir şeye nasıl ruhsat verebiliyorsun? Eğitim alanının bulunduğu bir konumda böyle yerlere nasıl ruhsat veriyorsunuz? Şimdi bakıyorsunuz, herkes Müslümanlık nutku atıyor, bunun Müslümanlıkta nasıl yeri olabilir? Şahsiyetli, onurlu bir yönetici bunun buraya yakışmayacağını bilebilir. Bazı şeyler vardır, yazılı değildir, Kanunda yeri yoktur. Bu vicdan muhasebesi ile olabilecek şeydir. Bu insanlar, Düzce’ye evlatlarını gönderiyorsa, Düzce’nin yöneticilerine de evlatlarını emanet ediyor. Her yönetici Düzce Üniversitesine gelmiş bir genci, kendi evladı gibi görecek. Buraya gelmiş öğrencilere, turist muamelesi yapılamaz. Saat 10:00’dan sonra kapanan tekel büfeler, saat 10:00’dan sonra, araçlarla bu işin ticaretini yapıyorlar. Biz bunu tespit ettik. Biz bunu bir teşkilat olarak gidip tespit edebiliyorsak, emniyetimizin daha gözü açık olması lazım. Bugün üniversite bölgesinde uyuşturucu çok üst safhada. Gençlerimiz zehirleniyor, gençlerimiz ellerimizden alınıyor. Gençlerimize sahip çıkılması gerekiyor, bu da emniyetimizin asli görevidir.”

HABER: Savaş ARI