Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, her pazartesi, çarşamba ve cuma günü Öncü TV ve 100.2 Radyo Öncü ortak yayını ‘Yorumlu-yorum’ programında Düzce ve Türkiye gündemiyle ilgili çarpıcı tespitlerini vatandaşlarla buluşturmaya devam ediyor.

Programın çarşamba günü yayımlanan bölümünde Ünsal’ın, Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü ‘nün arkasına sığınarak görevleri haricinde olan diğer bütün işlere karışan iki birim müdürü hakkındaki tespitleri Düzce kamuoyunda büyük ses getirdi.  Ünsal, vatandaşın oyuyla göreve gelen kişilerin atadığı müdürlerin attığı doğru veya yanlış her adımın partiye yansıyacağını kaydetti.

 “Üslupta bir hata yapıp haddimizi aştıysak özür dileriz”

Çarşamba günü yayınlanan ‘Yorumlu-yorum’ programında Düzce Belediyesi’nde çalışan iki birim müdürü hakkındaki değerlendirmelerinin çok ilgi ve merak gördüğünü fakat bir o kadar da tepki aldığını kaydeden Ünsal, “Bu yorum çok ilgi ve merak gördü ama bir o kadar da tepki aldı. Takdir eden de oldu eleştiren de oldu. Eleştiren ve bu tarzın bir şekilde yanlış olduğunu düşünen herkesin başımızın üstünde yeri var.  ‘Haddinizi bilin’ dedik, birtakım eleştiriler almış ve farklı bir değerlendirme olmuş. Biz temsil ettiğimiz şeyde değil de üslupta bir hata yapıp haddimizi aştıysak özür dileriz.” sözleriyle farklı değerlendirmelerin önünü kesti.

“Çiğ yiyenin karnı ağrır, çiğ yemeyenler gayet sağlıklı”

Ünsal, “Bu konu Düzce’de en çok konuşulan konulardan bir tanesi oldu.  Düzce Belediyesi’nde birçok birim müdürü tarafından bu işi üzerine alan da oldu almayan da oldu. Tabii çiğ yiyenin karnı ağrır, çiğ yemeyenler gayet sağlıklı. Bir de saat meselesinden bahsetmiştik. Bu saat meselesinde de hediyeyi unutmuşuz. Hediyeyi unutmuşuz, daha sonra öğrendik. Bir takım kritik noktalarda olan insanlara saatler hediye ediliyormuş.” dedi. 

“Orada bir dur diyeceksin”

Milletten aldıkları oylarla makam mevkii sahibi olanların lüks araçlarla ve ego tatminiyle millete caka satmalarının uygunsuz olduğunun altını çizen Ünsal, “Ne oldum dememek lazım ne olacağım demek lazım. Biz köyde fındık bahçesinin dibinde yaşamayı da biliriz, ekran karşısında da konuşmasını biliriz. Bizim kaybedeceğimiz fazla bir şey yok ancak bir paket sigara parası için insanlara yalvaranlar bugün ciplerle geziyorsa orada bir ‘dur’ diyeceksin. Dün anılmayan bilinmeyen insanlar bugün kendilerine siyasetten aldıkları güç ve Sayın Özlü’den aldıkları iradeyle sağa sola caka satıp, bir şeyleri takip edip bir adım içindeyse ona da dikkat etmek lazım.” 

“Atılan menfi veya müspet adımlar partiye de yansır”

Yanlış işler içinde olan isimlerin iktidar partisi ve Özlü’ye zarar verdiğini kaydeden Ünsal, “Yaptığım yorumun özünde şu. Bu memlekette insanlar oy vererek birilerini seçmişler. Yapılan işlerin hesabını oy verenlere siyasetçi verecek, yani iktidar partisinin yetkilileri verecek. İktidarın ve siyasetin gücüyle bir yerlere gelip de araç ve amaç olarak kullandığınız argümanlara dikkat etmeniz lazım. Sizin attığınız menfi adımlarda siyasetinize veya partinize menfi yansıyor, müspet adımlarda müspet yansıyor.   Yani idareci ve müdürün yapmış olduğu işlerde gerek muhalefet gerek oy vermeyen insanlar veya ortada olan insanlar bu hizmetlere göre oy verecekler veya değerlendirecekler.” dedi.

“Dr. Faruk Özlü bu konulara vakıf olmalıdır”

Belediye içinden dışarıya bilgi sızdığını ve durumun birçok olumsuzlukları beraberinde getireceğini vurgulayan Ünsal, “Ben şuraya dikkat çekmek istedim. Dedim ki belediyenin memurlarından, şeflerinden ve ailelerinden belediyenin olumsuzlukları anlamında bilgi sızmaya başladı.  Bunun en büyük sebebi işletmenin birim müdürlerinin ve belediyenin başkan yardımcılarının bazı meselelere tam anlamıyla vakıf olmamaları. Ortadaki adaletsizlikten dolayı yavaş yavaş yukarıya doğru gider. En son bunlara Sayın Dr. Faruk Özlü vakıf olmazsa menfi veya müspet bu işin neticelerine katlanır.” diyerek bu konuda dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi.

“Düzce ve Düzceli’nin menfaatlerini takipçisiyiz”

Vatandaş odaklı habercilik anlayışıyla Öncü Medya Grubu’nun Düzce ve Düzceli’nin menfaatlerinin her zaman takipçisi olacağını belirten Ünsal, “Buradaki en büyük espri şu. ‘Yörük malıyla kurban kesilmez’ değimini her zaman kullanırım.  Altınızda bir araç, altınızda bir makam ve isminizde bir ifade, sizi oraya kim getirdi? Bu millet sizi oraya getirdi. Siz o makamlara bu millete güzel görünmek veya farklı egoları tatmin etmek için mi geldiniz? Bizim anlatmaya çalıştığımız, bu ekranlarda Düzce ve Düzceli’nin menfaatlerinin takipçisiyiz.  Olabildiğimiz kadar, olabildiğimiz kadar, sesimizin duyurulduğu kadar ama kendi menfaat ve hesaplarını yapan insanların da hedefinde olur muyuz? Oluruz.” diyerek söylediği şeylerin birilerinin işine gelmediğini söyledi.

“Alışmış kudurmuştan beterdir”

Vatandaştan aldıkları güç ve Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün desteğiyle bu halka hizmet etmek için bir yere gelen ancak hizmet dışındaki işlere merak salan bu iki müdürün amaçlarının ne olduğunu sorgulayan Ünsal, “Alışmış kudurmuştan beterdir diye bir ifade var. Neye alıştın neden vazgeçemiyorsun da görevin olmadığı yerlere gidip görevin olmadığı konularla ilgileniyorsun? Derdiniz ne? Belediyede bir birim müdürünün yapması gereken, kendi işinde bütün meselelere vakıf olup onu gerekli yerlere sunup bir başarı elde etmek ve seni oraya atayanlara ve onları da seçenleri onure etmek. Sen o görevden başka her işin peşindesin ama.” şeklinde konuştu.

“Dağda bir çığ var düşecek bunu anlatmaya çalışıyorum”

Bu işin daha ciddi ve onarılamaz bir şekilde zararlara neden olabileceğini kaydeden Ünsal, “Ben şu anda, dağda bir çığ var düşecek bunu anlatmaya çalışıyorum. Sayın Özlü mutlu olmuş, mutsuz olmuş, başarısız olmuş, başarısız olmuş fazla da benim umrumda değil. Ama Düzce’ye hizmet adına umrumda. Bugün okulların yapımında tutun da birçok konuda belediye başkanı vakıf oluyor. Dert edinmiş, bu güzel bir şey. Yani siyaset ve vilayet makamının halledeceği meseleleri dert edinmiş bir belediye başkanı var. Söylemeyelim mi, anlatmayalım mı?  Burada zafiyete düşen, hislilerine, nefsine ve ihtirasına bir şekilde sahip çıkamayan arkadaşları uyarmayalım mı?” diyerek “Bizim görevimiz ne burada?” şeklinde konuştu.

“Herkes yapması gereken işi yapacak”

Bu uyarıları yapması gereken kesimin tam da yerel basın olduğunu söyleyen Ünsal, “Yok camide hoca ayet okur patır kütür birileri bir şey der. Hoca camide ayet okuyacak tabii. Biz burada vatandaşımızın fayda görebileceği, yerel basın üzerinde misyon olan değerlere hizmet edeceğiz. Sen de belediyede yapman gereken görevini yapacaksın.  Görevinden başka her işi yapan adamları biz burada rencide etmeden söyleyip anlatacağız.” dedi.

“Millete hizmet yerine eziyet edenlere bu söylenenler az bile!”

Sözlerine Molla Fenari Hazretleri’nin bir hikâyesiyle son veren Ünsal, “Hadiseyi şununla bağlayalım, İstanbul Cağaloğlu semtinde bir türbe var. Türbede yatan zat Molla Fenari Hazretleri.  Molla Fenari Hazretleri’ne, kendinden yaşça yaşlı bir adam akşam namazlara giderken ışık tutarmış. Hal ehli insanlar bunlar. Bunlar varlığın metafizik boyutunda yaşıyor. Bizim anladığımız bildiğimiz akıl ve mantığa göre bir halle ifade edilecek zat değil tabi. Yine yaşı olgun ve kâmil bir hale geldiğinde, akşam namazına doğru giderken, fenerini taşıyan ihtiyarda namaza gidiyor. Yaşlı bir kadın bunu görüyor. ‘Sana biz molla diyoruz ama utanmıyor musun bu kadar yaşlı insana fener taşıttırmaya’ diyor.   Molla Fenari Hazretleri de ‘o iblise az bile’ diyor. Şeytan hemen feneri kaldırıp atıyor ve sen benim bu kılığa girmiş bir şeytan olduğumu biliyordun diyor ve feneri bırakıp gidiyor.  Şimdi ondan sonra o zatın ismi Molla Fenari Hazretleri oluyor. İstisnalar kaideyi bozmaz.  Devletin makamında ve yetkisinde olup da bu millete hizmet yerine hezimette bulunan, hizmet yerine eziyette bulunan ve hizmet yerine egolarını tatmin eden insanlara konuşulan az bile.” diye konuştu.