Düzce'de 12 Kasım 1999 Depremi'nde enkaz altında kalarak bir bacağını ve oğlunu kaybeden Burhan Şen ile 14 yaşındaki çocukları yaşamını yitiren Canazlar ailesinin acıları İzmir depremiyle tazelendi.

Depremin merkez üssü Kaynaşlı ilçesinde köfteci dükkanı işleten Burhan Şen, iş yerinin bulunduğu binanın yıkılması sonucu 9 kişiyle enkaz altında kaldı.

Enkaz altından ağır yaralı olarak çıkarılıp hastaneye kaldırılan Şen, bir bacağını kaybetti.

Oğlu depremde yaşamını yitiren Şen, acısına rağmen yaşama sımsıkı tutunarak depremden sonra yeniden açtığı köfteci dükkanıyla geçimini sağlıyor.

"Acılarımız taze"

Burhan Şen, yaptığı açıklamada, depremin derin izler bıraktığını söyledi.

Depreme iş yerinde yakalandığını anlatan Şen, "Deprem sırasında iş yerimin bulunduğu binada 9 kişi hayatını kaybetti. Ben de enkaz altından çıktım, bacağımı kaybettim. Anlatmak kolay olmuyor. İzmir'de de yakın zamanda bir deprem yaşandı. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diliyorum." diye konuştu.

İzmir depreminin bina sağlamlığının önemini bir kez daha gösterdiğine dikkati çeken Şen, şöyle devam etti:

"Deprem insanları öldürmüyor, binalar öldürüyor. Depremi yaşadım, üzerinden 21 yıl geçti. En son İzmir'de yaşanan depremde enkaz altında kalanların acısını hissettim.  Bacağım kopmuş ve ben bunu bilmiyordum. Bayılmışım, dışarıdan sesler duydum, 'Enkazda kalan var mı?' diye bağırıyorlardı. Ben de bağırdım ve beni duydular. Çalışmalar başladı, daha sonra bizi çıkardılar ve hastaneye götürdüler. Oğlum da birkaç gün sonra enkazın altından çıkarıldı, çıkarılma anında binanın önünde yoktum. Yaşayacağımı ve enkazın altından sağ çıkacağımı düşünmüyordum. Salavat getirdim ölümün geldiğini anlamıştım."

"Oğlumun cenazesi 46 gün sonra bulundu "

Depremin derin yaralar bıraktığı Canazlar ailesi de depremde kaybettikleri 14 yaşındaki evlatlarının acısını yüreğinde yaşıyor.

Anne Kezban Canazlar, oğlunun enkaz altındaki cansız bedenine 46 gün sonra ulaşıldığını belirterek şunları kaydetti:

"Deprem günü evde kızım ve eşim yoktu. Ben de oğlumu ekmek almaya yollamıştım. Aradan 10 dakika geçti, felaket koptu. Eşim geldi, kızımı bulduk ama oğlumu 46 gün aradık. Oğlumu bulmaya çalışırken hayatımın en kötü günlerini yaşadım. Çevremdekiler en azından yakınlarının mezarına gidiyordu, ben de 'Söyleyin, nereye gideyim?' diyordum. Mezarı dahi yoktu. Tesadüf üzerine önce bisikleti çıktı, ardından cansız bedeni çıktı. 21 senedir bitmiyor içimdeki ateş. İzmir'i çok iyi anlıyorum. Onları görünce acılarım tazelendi. Benim yavrum 14 yaşındaydı yaşasaydı 35 yaşında olacaktı."

Canazlar, İzmir'deki depremden günler sonra 3 yaşındaki Elif ve Ayda'nın enkazdan çıkarılması sırasında ağladığını anlatarak "Sabaha kadar İzmir'i izledim. Çok kötü bir şey, Allah bir daha yaşatmasın." dedi.

Baba Mehmet Canazlar, depremin büyük acılara neden olduğunu belirterek "O günleri anlatmak için kelimeler yetersiz. Gözümün önünde 2 kamyon devrildi. Çok şiddetli bir depremdi. Aklıma bizimkiler geldi ve eve geldim. Eşim, 'Çocuklar yok.' dedi. Koşa koşa çocukları aramaya çıktım. Her yer toz duman etrafı göremiyorduk. Bir el lambasıyla kızımı buldum ama diğer evladımı bulamadım." ifadelerini kullandı.

Canazlar, cansız bedenine 46 gün sonra ulaşılan oğlunun acısını her zaman yüreğinde hissettiğini sözlerine ekledi.

(AA)