Geçen gün Beyköy Belediye Başkanı Osman Kılıç’tan bahsetmiştik. Akçeli işlere girdiğinden, fırsatlar, imkânlar dolu işlerinden bahsetmiştik. Biz bir dokunduk pir dokunduk bin ah işittik. O kadar mı olur arkadaş ya. Yani milletin gözünü boyaya boyaya gelmişler ama rüzgârlar, yağmurlar, çamurlar, zelzeleler bitince bu boyalar ortaya çıkmaya başlayınca her şey ortaya çıkmış.

Şimdi Beyköy ’den başlamışken devam edelim; Uğur Suyu’nu biliyorsunuz. İçtiğimiz, yıkandığımız, yemeklerimizde kullandığımız Uğur Suyu var, Düzce Belediyesi’nin büyük bir bölümünü kullandığı. Orman İşletmesi’nin arazisi var Beyköy’ de, deposu var orada deponun hemen karşısında, eskiden Kaledibi Tesisleri diye suyun hemen kenarında özel teşebbüse kiralık bir yer vardı. Oranın kirası bitti, burayı belediye kiraladı. Özel işletmeciye bir şey verdi mi vermedi mi bilmiyorum ama kiraladı, eski binayı yıktılar. Binayı devretti mi o anlamda diyorum yani burada bir bina vardı bir işletme vardı yıkıldı, devroldu mu onu bilmiyoruz.

Belediye eliyle sosyal tesis yapılacak şimdi buraya. Diyarbakırlı bir müteahhite verildi, başladı inşaat. İçerisi mesire alanı olacak belediye kendisi işletecek. Buraya kadar tamam! Bir belediyenin ilçesine beldesine kazandırmak için yapması gereken bir şey, çok güzel. Peki, Uğur Suyu’nu ne yapacağız? Şimdi Uğur Suyu’nu biliyorsunuz, Esmahanım’ı biliyorsunuz, Cumayeri’ni biliyorsunuz. Buralarda yaşadığımız sel felaketinde insanların ne yaşadığını biliyorsunuz, ne hale düştüğünü biliyorsunuz. Yok, evini bırakırdın bırakmazdın dere havzasında ev olur muydu olmaz mıydı, bir dünya kıl tüy. Şimdi ben soruyorum buradan; “Sel, taşkın herhangi bir durumda ne olacak? Bunla düşünüldü mü? Sular coştuğu zaman, geldiği zaman dağlardan buradaki yatırım, buradaki can, bunların hesabı yapıldı mı? İSKİ’den görüş alındı mı?”

Ya hu arkadaş,  bunu Osman Kılıç’ın şahsında demiyorum bu belediye başkanları bu memlekette öyle bir paralar harcamış, öyle bir imkânlar kullanmış, öyle fırsatlar kullanmış ki… Bugün Türkiye’deki ekonomik sıkıntının bir bölümü de bu başkanların; bir evladın, babanın mirasını hovardaca tüketmesi gibi harcamalarından kaynaklanıyor. Örnek veriyorum; Düzce Belediyesi’nde, Akçakoca, Bolu, Eskişehir Belediyesi’nde; örnek söylüyorum mesele partisel değil, belediye başkanları yaptıkları yatırımın getirdiği zarardan kardan mesul tutulmalı arkadaş.

Mesela Akçakoca Belediyesi, 15 Temmuz Parkı yaptı. 3-4 milyona bitecek işi 20 milyona mal etti. Oradaki aydınlatma direkleri var metal, hiç gereği yok ve Allah sizi inandırsın bir maliyeti var aklınız durur! Yani Reis’in, bu milletin yıllardır biriktirip kenarı koyduğu emeği bu kadar kolay harcamanın bir karşılığı olmalı!

Beyköy Belediyesi, Uğur Suyu’nun kenarına sosyal tesis yapıyor eyvallah tamam! İSKİ’ den, DSİ’den yeterli görüşler alındı mı?  Bunun altına imza atan, memur müdür, başkan; buradaki can ve mal kaybından ömür boyu sorumlu olsun. Atma o zaman! İhtimalleri göz önünde bulundur, hiç ihtimal yoksa da at; bu benim eserim de, yaptım de, kazandırdım de, büyük bir iş yaptım de, eyvallah! Eşek ölür kalır semeri, yiğit ölür kalır eseri demişler evet eser bırak! Ama “ben yaptım oldu ile değil” olması gerektiği şekli ile olmalı!

Ben burada Beyköy‘den başladığımız için Beyköy diyorum. Yoksa başka yerler de böyle… Beyköy’de var ya ben size bir şey söyleyeyim; önümüzde ki günler de biz bunun görüşmelerini yapıyoruz, belgesine bilgisine ulaştık bir dosya hazırlıyoruz; Beyköy Belediyesi hiç masum değil. Hiç küçük görmeyin öyle bir belde gibi bakmayın. Hani Boğaziçi Beldemiz var ya sosyal dilenci gibi oradan onu isteyecek buradan bunu isteyecek, Beyköy Belediyesi birçok ilçeden büyük imkânlara sahip mali bütçede imtiyaz noktasında. Ama sessiz kalıyor etliye sütlüye karışmıyor yani tabiri caizse ne yapmış? Yıllardır su ya sabuna dokunmadan abdest almış, hayırlı işler. Bakacağız…

Şimdi şunu anlatmak istiyorum; belediyelerin israfına, belediyelerin yapmış olduğu yatırımlarda menfi ve ya müspet düşün kardeşim! O kadar hovardaca, o kadar zalimce harcanmış ki milletin imkânları… Kısaca belediyeler ile bitirelim işi; adamın damadı belediye başkanı olmuş, adam da eski belediye başkanıymış işi biliyor halden anlıyormuş. Evladım gel buraya bakayım nasıl gidiyor demiş. Vallahi iyi gidiyor baba seçildik işte devam ediyoruz. Şehir ne âlemde neler yaptın deyince, damat; baba her şey yapılmış, taşlar örülmüş, yollar yapılmış, köprüler kurulmuş falan… Oğlum demiş, hiçbir şey bilmiyorsan sök yeniden yap.

Evet, belediyecilik algısı… Sök bir daha yap, sök bir daha yap böyle işlerle uğraşırken devlet gidiyor elden. Allah kolaylık versin, milleti sevenlere, devletin iyiliğini isteyenlere, devletin derdiyle dertlenenlere... Bu kadar sorumsuzca, bu kadar fütursuzca, bu kadar plansızca yapılan harcamalara yatırımlara… Bu millet hakikaten büyük millet, Allah kolaylık versin.

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ