Bugün bölgeden kaldırılması için mahkemeye ve eylemlere kadar giden bir süreçle karşı karşıya kalınan Hecinler mevkiindeki faaliyeti durdurulan Katı Atık Depolama Tesisi ile ilgili bilinmeyenleri anlatan Keleş, çoklu karar vericiler yüzünden kuruluş aşamasında tıkanan süreci, kendisinin ortaya attığı yöntemle bir noktada buluşturduğunu anlattı.

ÜÇ KARAR VERİCİNİN PLANDA BİR ARAYA GELMELERİ ZARURİYDİ

Keleş, “Katı Atık Düzce’nin bir gerçeği. Toplanan atıkların bir yere depolanması gerekiyor. Biz olayın tarafları Çevre Bakanlığı, İSKİ ve Düzce’deki yerel otoriteler olarak 9 yıl önce bir araya geldik. Kendi aramızda bir karar verdik. Çevre Bakanlığı'nın kendine göre almış olduğu kararları yasaları ve yönetmelikleri vardı. İSKİ’nin kendine ait kanunu ve bu kanuna ait yürütmeyi sağlayan yönetmeliği vardı. Düzce’deki yerel idarenin de hem belediyelerin hem İl Özel İdaresi'nin kendisine ait imar planları vardı. Bu konuda hepsi farklı şeyler söylüyordu. Düzce Ovası’yla ilgili bu üç karar vericinin planda bir araya gelmeleri zaruriydi. Bu teklifi bugün Orman ve Su İşleri Bakanımız Veysel Eroğlu Bey’e DSİ Genel Müdürü iken ben yapmıştım. Kendimize Çevre Düzeni Planını üst anayasa olarak kabul ettik. Herkes Düzce Ovası’na yapmayı planladığı her şeyi Çevre Düzeni Planına işledi. Üç taraf, Çevre Düzeni Planının altına imza attık. Bu süreçten sonra hepimiz bir sorunla karşılaştığımızda Çevre Düzeni Planına bakma kararı aldık.” dedi.

BAKANLIK UYUMLU HALE GETİRMEK ZORUNDAYDI, GETİRDİ

Planın onanma yetkisinin önce Düzce Belediyesi ve Düzce İl Özel İdaresi'ne verildiğini ancak daha sonra Çevre Bakanlığı'nın yerel otoriteye güvenmediği için yetkiyi tekrar merkeze çektiğini aktaran Keleş, şöyle devam etti: “Çevre Düzeni Planı çok uzun tartışmalar sonucunda hem İSKİ, hem belediyelerimiz, İl Özel İdaremiz hem de Çevre Bakanlığı tarafından onaylandı. Belediyeler olarak alt planlarımızı, üst ölçekli plan kabul ettiğimiz, anayasa kabul ettiğimiz Çevre Düzeni Planına uyumlu hale getirmek zorundaydık ki böyle yaptık. Çevre Bakanlığı Çevre Düzeni Planı'nı kendi düzenine uyumlu hale getirmek zorundaydı, getirdi.”

OYUNBOZANLIĞI İSKİ YAPTI

Keleş, her şey yolunda giderken kendisine yeni bir yönetmelik çıkarmasına bağlı olarak Katı Atık Depolama Tesisi ile ilgili olumsuzluklara kapı aralandığını savunarak faturayı İSKİ'ye kesti. Keleş, “Burada oyunbozanlığı yapan aslında Çevre Düzeni Planı'ndan tam bir yıl sonra kendisine yeni bir yönetmelik yapan İSKİ Genel Müdürlüğüdür. Maalesef ki Düzce havzasıyla ilgili Uzak Su Koruma Bandında Katı Atık Depolama Tesisi yapılabilme hükmü varken kendi yönetmeliğine ‘yapılamaz’ hükmü koydu. Buna rağmen tam tersine hareket ederek benden önceki Belediye Başkanımız Sayın İsmail Bayram Hecinler Bölgesinde bir Katı Atık Depolama Tesisi yapmaya karar verdiğinde herkesten kurum görüşleri toplandı. ÇED Genel Müdürlüğü yaptığı incelemede Çevre Düzeni Planına bakarak hiçbir mahsur olmadığı için müsaade etti. Aynı şekilde bununla ilgili diğer bütün kurumlardan görüş istedi. İSKİ’de diğer paydaşlarıyla birlikte altına imza attığı Çevre Düzeni Planı'nı da esas olarak ‘uygundur’ görüşü verdi.” dedi.

HERKESİN YANILDIĞI BİR ŞEY VAR

Tesisin kapatılması ile birlikte yaşanan sürece bölgeye giderek ve köylülere destek olarak dahil olan muhalefeti de eleştiren Keleş, kaçırdıkları bir nokta olduğunu belirtti. Başkan Keleş, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Hecinler bölgesinde nöbet bekleyen köy halkı, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve her bulduğu konuya hiç aklı ermese dahi yorum getiren Sayın MHP Merkez İlçe Başkanı dahil olmak üzere tamamının yanıldığı bir şey var. Ölçü ya da mesafe Katı Atık Depolama Tesisi'nin yanından geçen Melen Çayı’na göre hesaplanmıyor. Ölçü Melen Barajı’na göre hesaplanıyor. Barajın etrafında bir kilometre çapında halka var. Bu halka da hiçbir şey yapamazsınız. Onunda etrafında üç kilometrelik bir çap var. O çapın etrafında da ancak İSKİ izin verdiği sürece bir şey yapabilirsiniz. Barajın etrafında bu iki çapın dışında 25 kilometrelik bir halka daha var. Orada ise ancak çevre düzeni planında hepimizin karar vereceği şeyleri yapabilirsiniz. Zannediliyor ki ‘Tesis aşağıdaki dereye 5 kilometre mesafedeyiz, ya da öbür taraftaki köye üç kilometre mesafedeyiz. Bu Katı Atık Tesisi o yüzden yapılamaz’ gibi düşünülüyor. Böyle bir şey yok. Bu bir kere Melen Barajı ile ilgili bir olay.”

“SÜRECİN HİÇBİR YERİNDE HİÇBİR SORUMLULUĞUMUZ YOK AMA BEN SUÇLANIYORUM”

Çevre Düzeni Planı'na göre tüm koşulların sağlanmasına karşılık İSKİ'nin yönetmeliğine koyduğu bir hüküm yüzünden tesisin kapandığını aktaran Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, konuyla alakalı kendisinin suçlanmasına sitem etti. Keleş şunları kaydetti: “Gelelim işin reel boyutuna. Burada çevre düzeniyle alakalı verilmiş karardan mütevellit Çevre Bakanlığı buraya ÇED Raporu'nu olumlu veriyor. Ben belediye başkanı değilim o günlerde. Bütün kurum görüşleri olumlu geliyor. Yer seçimini İsmail Bayram yapıyor. Mehmet Keleş olarak ben sadece tesis için gerekli olan bütçeyi buluyorum. Çok kısa bir süre içerisinde tesisi bitirerek hizmete açıyorum. Tesis faaliyete geçtikten 6-7 ay kadar bir sürede ne siyasilerden ne de köylerden birisi karşımıza geçip ‘Başkan buraya ne yapıyorsun. Buraya böyle bir şey yapamazsın’ demiyor. Mahkemeye verdiklerinden de haberimiz yok. Kaldı ki mahkemeye verilen kişi biz değiliz. Sonuç olarak Çevre Bakanlığı olayla ilgili savunmasını düzgün yapmadığı ya da ‘uygundur’ görüşünü Çevre Düzen Planı'na göre verdiğimizi mahkemeye iyi izah etmediği için 16 milyon TL harcadığımız hiçbir yasal engeli de olmayan Katı Atık Düzenli Depolama sahamızı kapatıyorlar. Katı Atık Düzenli Depolama sahamızdan yapısı itibariyle sızıntı yapması söz konusu değildir. Sürecin hiçbir yerinde hiçbir sorumluluğumuz yok. Sonuç itibariyle sadece Düzce Belediyesi ile Mehmet Keleş suçlanmaya çalışılıyor.”

“DÜNYANIN EN MODERN TESİSİNİ KULLANAMIYORUZ”

Keleş açıklamasında dünyanın en modern ve son sistem düzenli depolama tesisini yaptıklarını ancak kullanamadıklarını şu sözlerle aktardı: “Suçlanmak önemli değil ama önemli olan bir şey var. Bu şehri bir gerçeği var çöp konusu, günde 400 ton çöp toplanıyor. Bu miktarda çöpü 16 milyon TL para harcayarak yaptığımız dünyanın en modern, son sistem düzenli depolama tesisine koyamıyoruz. Su kaçma ihtimali olan Melen’in içine döküyoruz. Vahşi depolama sahasına döküyoruz. Yazık günah değil mi?”

“BU MEMLEKETİN HAVASINI SUYUNU KİRLETİYORUZ”

Bu memleketin havasını suyunu kirletiyoruz. 16 milyon TL para harcadık. Bizi haksız görenler çöpünüzü o zaman kapınızın önüne koymayın. Kaç gün koymayacaksınız? Kapısının önüne koyduğu çöpün dahi koktuğu bir ortamda günde 400 ton çöp bırakılan yerde biraz koku olur. Sinek olabilir. Şöyle de diyebilirsiniz, ‘Yapmasaydınız.’ Tamam yapmasaydık, Çevre Bakanlığı ÇED Raporunu vermesiydi o zaman. Burası 6. Çöp Depolama Sahası, köylü önümüze geçseydi. Vatandaşlarımızın hiçbiri aslında işin bu tarafını bilmiyor. İnsanlarımızda birazcık insaf olacak.

“İSKİ, SADECE ÇEVRE DÜZENİ PLANIYLA ÇELİŞEN MADDEYİ DEĞİŞTİRECEK”

ÇED olumlu raporunu uygun bulmayan mahkemenin faaliyetini durdurma yönünde verdiği karar sonrası tıkanan sürecin nasıl aşılacağını da anlatan Keleş, şunları söyledi: “İSKİ kendi yönetmeliğindeki Çevre Düzeni Planıyla çelişen maddeyi değiştirecek o kadar. Üç gün önce Viyana’da bir tane çöp yakma tesisi gezdim. Oradan bir teknoloji getirerek bu çöpü direkt yakarak yok etmek gereken bir yol var. Bolu’daki tesisin etrafında yerleşim alanı bulunmuyor. Bundan 5-6 yıl önce bizi takip eden Bolu, bugün bizi fersah fersah geçti. Düzce Katı Atık konusunda ilk 5 vilayetin içerisindedir. Düzce’de iki husus var. Toplumsal olarak genel konularla ilgili genel kanaatimizi ortaya koyamıyoruz. Özel kanaatlerimiz var.”

BELKİ DE BİRİLERİ O KÖPEKLERİ ATMIŞ OLABİLİR!

CHP’li Mahmut Tanal’ın Hecinler'deki tesisi alanındaki havuzdan Valiliğin köpekleri toplattığına ilişkin iddiası için de yorumda bulunan Keleş, Tanal'a tepkisini şöyle dile getirdi: “Oradaki tesisin içine doğal olarak köpek girebiliyor. Yabani hayvan da girebiliyor. Mesela su havuzdakilerin çoğu köpek değil, tilkiydi. Yaklaşık 2 aydır çöp dökemiyoruz. Kapı mühürlü ve en giriş kapısında da vatandaşlar barikat kurmuşlar. İçeriye kimseyi sokmuyorlar. Vahşi bir ortamda 500 dönümlük alanda bir bekçi var. Kontrolsüz köpek de düşer… Sinek oluyor mesela. “Bırakın çöpü ilaçlayım” diyoruz olmaz diyorlar. Çöp suyu doldu boşaltalım diyoruz taşıtmıyorlar. Çünkü Mahmut Tanal gibi bu ülkenin ileriye gitmesini istemeyen, geri kalsın Çöpünü Melen’e dökülsün isteyen milletvekilleri yüzünden bu araziler tahrip olacak. Oradaki vatandaş gelsin Mahmut Tanal görsün bu rezilliği çöp suyu taşmış olsun hatta oradan boruyla, su atmaya bile çalışmışlar. Belki de birileri o köpekleri atmış olabilir. Çünkü 2 aydan beri benim kontrolümde değil ki… 16 milyon tesisin başına bir şey gelse. Bu memleketin parası. Çöp suyu taşsın, sinek fazlalaşsın gelen adam “bu rezillik ne desin”. Halbuki biz günü birlik üstünü toprakla kapatıyoruz. Basıyoruz, sıkıştırıyoruz. çıkan çöp suyunu tahliye ediyoruz. tesiste hiçbir sorun yok alsın da… “suyu bırakın tahliye edeyim” diyorum “köylü olmaz” diyor. Tahliye edilmezse tabiiki taşma olur. Bu işler daha yapıcı düşünülmesi gerekir. Ben köylü de aklı selime davet ediyorum.”


HABER; S.KAŞKIR-Y.SEVER-C.ÜSTÜNER