Bugün gerçekten sırdaşı temayüllere pek uygun olmayan bir gelişmeden bahsedeceğiz. Geçtiğimiz haftalarda CHP’nin il başkanlığı seçimi oldu. Burada Semih Cemşit ve arkadaşları bir ekip oluşturdu. ‘Siyasete ve Düzce’ye hizmete talibiz’ dediler. Daha önce CHP İl Başkanlığı yapan Haluk Demir kongreye katılmadı bile. Düzce’de yoktu, çekti gitti. ‘Sizin yaptığınız siyaseti, ben kabul etmiyorum’ noktasına geldi.

Anlaşılmayan bir şey var. Dün Cumhuriyet Halk Partisi’nin Millet İttifakı ortağı İYİ Parti İl Başkanı Sayın Yunus Özay Er, CHP’ye giderek ‘Hayırlı olsun’ dedi. Bu da normal. Ama enteresan olansa öğleden sonra Sayın Dr. Faruk Özlü, CHP İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Buradaki usul ve erkân bizim bildiğimize göre bir partinin il teşkilatı seçildikten sonra vali, belediye başkanı ve protokol üyelerini ziyaret eder. ‘Biz seçildik. Ekip arkadaşlarımız bunlar. Biz memlekete hizmete edeceğiz’ diye bir çalışma yapılır. Böyle bir ziyaret gerçekleşmeden Sayın Özlü gitti, CHP’yi ziyaret etti. Bu da partililerde çok büyük tepkiye yol açtı.

Aynı gün öğle saatlerinde CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Siyasi cinayetler işlenebilir’ diye ortaya bir iddia atarak öngörüde bulundu. AK Parti ile CHP genel başkanları arasında protokollerde selamlaşmanın bile olmadığı, ağıza alınmayacak hitapların konuşulduğu, mahkeme ve hakaret davalarının olduğu, Türkiye’de alışılagelmiş siyasetin haricinde bir üslupla karşılıklı siyaset yapılıyor.

Düzce’de Sayın Özlü, geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıyan bir konu daha vardı. Alaplı ilçesinin belediyesi biliyorsunuz CHP’li. Alaplı ilçesine Düzce Belediyesi bir yardımı verdi. Bu bir hoşgörü ve anlayıştır. Seçim olduktan bir hafta sonra da kendisine ziyaret yapılmadığı halde CHP’yi ziyaret etti. Bu AK Parti tabanı ve siyasetinde sıradışı bir gelişme olarak değerlendirildi. ‘Niye böyle oldu?’ tartıştılar veya eleştirdiler.

İşin enteresanı CHP’yi ziyaret ettiler. CHP İl Başkanlığı’nın sosyal medyasında paylaşılan yazıda ‘Faruk Özlü, CHP’lilerle bir arada’. Bir fotoğraf var. Fotoğraf da CHP bayrağı altında çekilmiş. Türk bayrağı altında çekilseydi bari. Çok tepki aldı.

Ben Sayın Özlü’ye bunu sordum. ‘Bunun izahı nedir?’ dedim. ‘Siyasi nezaket’ dedi. ‘Düzce’de siyasi nezaket yok. Ben siyasi nezaketi başlattım’ dedi. Hatta bugün de pazar günü seçim olan Saadet Partisi’ni ziyaret etti.

İki boyutuyla değerlendiriliyor olay. Birinci boyutunda siyasi nezaket. Geçtiğimiz günlerde belediye meclis toplantısında yatırımlar için kredi talebinde bulunuldu. 19 AK Partili belediye meclisi üyesinden 8-9 tanesi yoktu. MHP oy vermeseydi borçlanma çıkmayacak. İşin enteresanı CHP’li meclis üyesi Basri Karslıoğlu ‘evet’ oyu kullandı. Bir evetin, bir desteğin Düzce siyasetini getirdiği nokta işte şekil A’da görüldüğü gibi.

Siyasi nezaket ve sıradışı bir ifadeyle ifade edilecek bir yaklaşım. Hoşgörü mü dersiniz, siyasi nezaket mi dersiniz, ‘Partiler üstüyüm ben Düzce’de, ‘Düzce daha önemli’ dersiniz…  Saadet ve CHP’ye ziyaretindeki enstantaneyi buradan görebilirsiniz. Burada partililerin en fazla rahatsız olduğu konu Alaplı Belediyesi’ne yapılan yardım ve bu yapılan ziyaret. Bunun Ankara’ya kadar gittiğini ve orada da konuşulduğunu öğrendik. Hakikaten şu davranış, şu nezaket, şu hoşgörü adına ne derseniz deyin ama sadece sıradışı bir ifadeyle izah edilebilir. Biz bulamadık izahını. Sayın Özlü’nün bu hareketi 2 sonuç çıkardı. Birincisi ‘Düzce’de ben partiler üstüyüm’. İkincisi ‘Muhalefet olumlu adımlara destek verdiği zaman Düzce’yi muhalefetle yönetebiliriz. Bizim için muhalefet ve iktidarın çok da anlamı yok’.

Fakat işin aslı parti bazında baktığınız zaman hani bu hamur çok su getirir derler ya, Sayın Özlü’nün burada işi biraz zor gibi geliyor bana. Partide gerek yerel de gerek genelde çok sıkıntı var. özellikle Zonguldak’ta il teşkilatının ve milletvekillerin, ‘Böyle bir şey yapılacaksa bizim de haberimiz olsaydı. Bizim yardım edilecek belediyelerimiz var. Neden bir mücadele verdiğimiz CHP’li belediyeye yardım yapıyorsunuz?’ tepkisi var. Bu ziyareti de ancak Dr. Faruk Özlü yapardı. Tebrik edilecek bir hal. ‘Düzce’nin abisi benim’ dedi. Fevkalade bir adım. Bakalım önümüzdeki günlerde bunun siyasi sonuçları ne olacak, he birlikte göreceğiz.