Öncü Medya Haber Genel yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, Öncü TV ve 100.2 Radyo Öncü ortak yayını Yorumlu - Yorum programında pazartesi, çarşamba ve cuma günleri çarpıcı yorum ve tespitlerini kamuoyu ile paylaşmaya devam ediyor.

“Masterchef’e düzce’ye gelmeleri için kaç para ödendi?”

Ünsal, ilgi ile takip edilen “Yorumlu-Yorum” programının son bölümünde, çekimleri Düzce Samandere’de yapılan Masterchef programına Düzce Belediyesi tarafından ne kadar para harcandığını sorgulayarak,  “Bizi onurlandırıp gururlandırarak yöremizin tanıtıldığı Masterchef programı izledik. Fevkaladenin fevkinde diyebileceğimiz, hepimizi de mutlu eden bir programdı. Tabii her nimetin bir külfeti var. Bu bir nimet tabii, külfeti için ise 2 milyon TL gibi bir rakamsan bahsedildi. Değer mi, değer. Propaganda ve tanıtımda kısıtlama olmaz. Samandere’de çekildi Gayet güzel fakat 2 tane dikkatimizi çeken şey oldu. Biri konukların yani jürinin buraya dahil olması ve yemekleri değerlendirmesi programa güzel bir renk kattı. Ama orada bir isim vardı ve çok enteresandı. Düzce’de bir iş insanı. Biz baktık, bu kimdir, nerelidir, Düzce2nin kültüründe hangi bilgilere vakıftır diye. Muhacır Taşköprü’ye baktık yok. Çerkez Taşköprü’den de değilmiş. Yığılca’nın Yoğunpelit Köyü’nden de değilmiş. Kuşaçma Köyü’nden olduğunu söylediler. Bu isim Muzaffer Leblebici. Bu dikkatimizi çekti” dedi.

“Bunun adı yol yordam bilmezlik. Çok büyük bir zafiyet”

Masterchef programına Düzce Basının davet edilmemesini bir zafiyet ve bir acziyet olarak gördüğünü vurgulayan Ünsal, “İkinci konu da şuydu. Yerel basının mutlaka kendi çapında ve çevresinde bir etkinliği ve gücü var. Yüzün içinde 98 de olabilir, 2’de olabilir. Tabii yerel medyadaki arkadaşlarımızın bunu baştan sona çekmesi söz konusu olamaz.  Ancak ulusal kanalda yapılan bir programda, gelen ekibin yanına Düzce basını çağırılıp ‘Böyle bir iş var. Masterchef’te Düzce’mizi tanıtıyoruz. İşin amacı bu. Sonuçları da böyle olacak’ deyip de gerek programın yapımcısından gerekse de belediye başkanından ve jüriden bir değerlendirme alınıp ondan sonra da ‘Teşekkür ederiz. Bundan sonrasını özeli mahiyetinde biz kendimiz çekeceğiz’ deyip basına böyle bir temas kurulabilirdi. Bu teması belediyenin halkla ilişkiler biriminin müdiresi kuracaktı. Aslında çok büyük bir zafiyet. Ondan sonra ‘Bunun haberini yapın’. Böyle güzel bir organizasyonun başında ve ortasında, kısaca hiçbir yerinde olmayan Düzce medyası… Bunu beklerdim açıkçası. Bunu bir zafiyet ve acziyet olarak görüyorum. Bir usul ve yol yordam bilmezlik olarak görüyorum” diye konuştu.

“Düzce’nin tanıtılması için güzel manevraydı”

Masterchef  programının Samandere’de çekilmesinin Düzce’nin tanıtımı için çok güzel bir manevra olduğuna dikkat çeken Ünsal, “Bunu belediyenin basın ve halkla ilişkiler birimi yapmalıydı. O programın Samandere’de çekileceği alanda 5 dakikalık bir çekim yapılıp, sonrasında da kısaca işin mahiyeti noktasında program yapımcısının bilgilendirmesi ve Sayın Özlü’nün de bunun Düzce’ye katacağı değerler noktasında bir açıklama yapması lazımdı. Bunu bizim çekmemiz lazımdı. Sonrasında ‘Biz ulusal televizyona çıkacağız. Bunu haber yapın’ demek uygun olmadı. Temsilde değil ama üslupta hata olan bir anlayış neticesinde ortaya çıkan bir şey.  Yine de güzle oldu. Burada en önemli şey Düzce’nin tanıtılmasıyla Türkiye kamuoyunda kabul görecek bir manevraydı. Maliyeti de önemli değil” şeklinde konuştu.

“Özlü’nün yeni danışmanı Katırcıoğlu güzel ve isabetli”

Eski siyasetçi Ercan Katırcıoğlu’nun Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün ekibine katılmasının isabetli bir karar olduğunun altını çizen Ünsal, “Bir de Ercan Katırcıoğlu ismi yönünde siyasi danışman olarak sayın belediye başkanının bir tercihi oldu. Milliyetçi Hareket Partisi’nde genel sekreterlik dahi yapmış ve ardından MHP ile yolları ayrılmış. Daha sonra İYİ Parti ile birleşmiş, akabinde de İYİ Parti ile de kan uyuşmazlığı sağlamış ve siyasi ayrışmaya düşmüş. En son Dr. Faruk Özlü’nün danışmanı olarak kamuoyuna açıklandı. İsabetli mi? Ortak noktaları var demek ki. Bir de kendine göre bir hesaplar vardır. İsabetli. Belediyede ve siyasette her daldan, her gönülden ve düşünceden insanların olması faydalı olur. Ben konuyu değerlendirmelere tabi tuttum ve insanlarla konuştum. ‘Vahiy gelseydi bu kadar güzel ve isabetli olmazdı’ diyenler dahi var. Çok isabetli. Burada en büyük espri de şu. Eleştirenler de var. Deniliyor ki MHP’den ayrılmış, İYİ Parti’den uzaklaşmış ve burada ne faydası var. Adamın bir siyasi birikimi var. Kendisine göre bir tabanı da var ölçüsüyle böyle takdir edilmiş. Bunu da fazla dallandırıp budaklandırmaya gerek yok. Çok güzel ve isabet olmuş. Aynı Yaşar Özdemir gibi. O da çok faydalı işler yapıyor” ifadelerini kullandı.

“Hayatın ve siyasetin okulu yok!”

Konuşmasına Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Mesele memleketse, gerisi teferruattır” sözleriyle devam eden Ünsal, “Bizim her yaptığımız haber ve yorumda eleştiriler de var. Dolayısıyla sevineneler, kırılanlar ve üzülenler var. Ama önemli olan şu; Gazi’nin güzel bir sözü var: Mesele memleketse gerisi teferruattır. Biz memleket ve Düzce’nin meselelerinde ve menfaatlerinde birbirimize gülelim, konuşalım, darılalım. Ama işin sonunda amaç memleket hizmet olduktan sonra mesele yok. Siyasette iki kere iki her zaman dört etmiyor. Matematik, fizik, biyoloji var. Bunların da bir eğitimi var. Bir eğitimden sonra bunları öğreniyorsunuz. Ama hayatın ve siyasetin okulu yok, yaşayarak öğreniyorsunuz” ifadelerine yer verdi.   

“Önemli olan memlekete hizmet”

Önemli olan memlekete hizmet” diyen Ünsal, son olarak şunları söyledi:

“Mahir Kaynak derdi ki ‘Bir olaya bakın. Olayın sonunda sebep ve sonucuna bakın. Kim kazanıyorsa oyunu o kurmuştur.’ Yani bu memlekette çok gönüllü ve hoşgörülü olmak her idareciye nasip olmaz. AK Parti iktidarında CHP’nin o zamanki genel başkanı Deniz Baykal istifa ettiğinde ‘Bizim partimizde bunlar mı olacak?’ deyip de gözyaşı dökenler, şimdi yine AK Parti iktidarında nereye kimin geleceğini parmak işaretleriyle gösteren insanlar da olacak. Gece gündüz mücadele eden, kenarda veya önde duranlar da olacak.  Önemli olan memlekete hizmet. Bu idare gayet şeffaf da olabilir, kaos yönetimiyle de olabilir. Ama hayatın veya siyasetin şartlarına göre bu değişebilir. Biz buradan konuştuğumuza birileri mutlu, birileriyse mutsuz oluyor. Biz kimse mutlu olsun, olmasın; sevinsin, üzülsün diye konuşmuyoruz. Konuşmamızın ve değerlendirmelerimizin arkasında mutlaka bir altyapı var. Memlekete ve millete faydalı olmak adına bir şeyler söylüyoruz. Temsil ettiğimiz amaç ve gaye bu. Üslupta hatamız ve eksikliğimiz tabii ki olur. Biz kimseyi rencide etmek veya onore etmek için değil, memlekete ve Düzce’mize faydalı olan meseleleri gündeme taşıyarak, kamuoyu oluşturarak topluma faydalı olmaya çalışıyoruz. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olacak.”

HABER: Savaş ARI