Öncü TV’de salı akşamları ekranlara gelen Kripto programında bu hafta da koronavirüs salgınını her yönüyle masaya yatırıldı. Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal ile Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Canan Üstüner’in hazırlayıp sunduğu programın konuğu olan Türk Sağlık-Sen Düzce Şube Başkanı Ekrem Çavuş, bu kritik süreçte sağlık çalışanlarının üstlendiği büyük sorumluluğa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Aynı zamanda Öncü ekranlarında Perşembe akşamları yayınlanan ‘Düzce’de Sağlık Olsun’ programının sunucusu olan Çavuş, sağlık çalışanlarının özverili şekilde çalıştığının altını çizdi.

“Milletimizin sağlığı şuan kendi sağlığımızın önüne geçmiş durumda”

Programda sağlık çalışanlarının sesi olan Çavuş şöyle konuştu:

“Biz 7/24 usulüne göre çalışan insanlarız, çoğumuz bu şekilde çalışıyor. Özellikle nöbetlerin yoğun geçmesi, sağlık tesislerimize müracaatların çok yoğun olması bu süreçte sağlık personelinin de yetersiz olması bizim iş yükümüzü arttırıyor. Koronavirüs meselesi ülke gündemine özellikle mart ayı başıyla birlikte yoğun bir şekilde girdikten sonra biz bununla ilgili sağlık çalışanları hem bakanlık hem üniversiteler önlemlerini almaya çalıştı ve şuan arkadaşlarımız hummalı bir şekilde çalışıyor. 23 Mart’taki basın toplantısında Sayın Sağlık Bakanımızın söylediği önemliydi, vakaların içinde sağlık çalışanlarının da olduğunu kendileri de söyledi bu durumda moralimiz nasıl olabilir? Önceliğimiz kendi canımız ve toplumun sağlığını en iyi şekilde korumak. Biz bunun için varız, yani milletimizin sağlığı şuan kendi sağlığımızın önüne geçmiş durumda.”

“Ekipman eksikliği giderilmeli”

Sendika olarak bazı hastanelerde ekipman eksiği olduğu yönünde duyumlar aldıklarını belirten Çavuş, şunları kaydetti:

“Bakanlıktan Türk Sağlık-Sen genel merkezi olarak bize gelen duyumlar var ekipman eksikliği konusunda. Bunların giderilmesine yönelik ivedilikle ne gerekiyorsa yapılmasını talep ediyoruz. Önce kendi tedbirini alacaksın, bakın burada yanlış anlaşılma olmasın sağlık çalışanlarımız bu virüse yakalanırsa, hastalanırsa bundan en çok zararı en toplumumuz görecek çünkü biz halkla sürekli iç içe olan kişileriz. Bizim sağlığımız ne kadar iyi olursa milletimizin sağlığı o kadar iyi olacaktır. Biz taleplerimizi ilettik ben dün hatta bir başhekimle görüştüm, başhekimi bize bütün önlemleri aldıklarını söyledi. Sağlık çalışanlarına doyurucu bilgilerin verilmesi ve aynı zamanda ekipmanların da nerede ne şekilde kullanılacağına yönelik açıklamaların yapılması gerekiyor.”

“Türkiye yoğun bakım yatak sayısından Avrupa’nın en iyisiyiz”

“Şuanda bir karantina alanı var, hem Düzce Üniversitesi’nde hem de Atatürk Devlet Hastanesi’nde var. Buradaki kapasiteler hakkında bilgiye sahip misiniz?” sorusuna Türk Sağlık-Sen Düzce Şube Başkanı Ekrem Çavuş şu yanıtı verdi:

“Yani kapasiteler müracaatlara göre genişletilecektir. Bir kapasiteden şu kadar yatak diyemeyiz. Vaka geldikçe örneğin 1 kat ayrıldıysa bu oran yarın yükseldiği zaman daha fazla karantina alanı tahsis edilecektir. Bununla ilgili hazırlıkların yapıldığını biliyorum. Biz yoğun bakım yatak sayısından Avrupa’nın en iyisiyiz. Dünya’da da sayılı ülkelerden birisiyiz, ekipman konusunda da durumumuz şuan için gayet iyi ama tabi bu olayın nereye eğrileceği konusunda kimse şuan bir şey bilmiyor.”

“Düzce’de şuan itibarıyla bize ulaşan pozitif bir vakanın olmadığını söyleyebiliriz”

“Düzce kamuoyunda halkımızın konuştuğu şey şu: İlimizde vaka var mı?” diyen Çavuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sayın Sağlık Bakanımız dedi ki bu virüs Türkiye’nin hemen hemen her yerine yayıldı. Van’dan bahsetti orada olduğundan fakat sayının çok yüksek olmadığına yönelik, hakeza büyükşehirlerimizde olduğundan bahsetti. Düzce’de şuan itibarıyla bize ulaşan pozitif bir vakanın olmadığını söyleyebiliriz. Zaten Sağlık Bakanımız ilerleyen süreçte çok da kısa bir süre sonra hangi illerde, hangi yaş guruplarında, hangi cinsiyette olduklarını açıklayacaklarını söylediler. Burada bize düşen görevler var burada kamu yararına yayın yapılıyor biz de belirli süreçten beri hem sizler yani medyanın da çok önemli rolü var. Ancak sosyal medyayı kontrol altına almak mümkün değil. Sosyal medyada olaylar abartılabiliyor, bazı art niyetliler çıkıp halkımızı paniğe sevk etme adına açıklamalarda bulunabiliyor. Bunların önüne geçilmesi adına da İçişleri Bakanlığı’nın bazı tasarrufları oldu, olması da gerekiyor. Bakın bu bir süreç geçecek, dünya bu süreci atlatıyor ve bu süreçten en az hasarla çıkmak için herkes mücadele ediyor. Bizim de görevimiz halkımızı paniğe sevk etmeden yapması gerekenler ne ise onlara yönelik bazı bir şeyler söylemek aslı.”

“İnsanların giyim tarzlarıyla, inançlarıyla uğraşmaya kalkarsanız biz bir adım ileriye gidemeyiz”

Devletin halka “evden çıkmayın” önerisinde bulunduğunu ve buna rivayet edilmesi gerektiğini belirten Çavuş, şu ifadeleri kullandı:

“Bilim kurulumuz her gün uğraşıyor. Devletin çeşitli kurumları bununla ilgili uğraşıyor. Ama bu şu demek değil. Sosyal medyada bir video vardı, yaşlı bir amcamızı iyi niyetli veya kötü niyetli birileri durduruyorlar. “Sen bu saatte burada neden geziyorsun, sana yasak şuanda işlem yapmıyoruz ama dikkat et kendine doğru evine git” diye yaş ayrımcılığı yaparak bu tür şeylere girmemiz çok yanlış. Yine televizyon ekranlarında ders veren bir hanımefendinin açık veya kapalı olması, verdiği dersin niteliğini değiştireceğini mi zannediyor. Yani kapalı olsa ne olur, açık olsa ne olur. Burada talebelere verdiği şeyin ne olduğuna bakmak lazım, öğretmenliğini iyi yapabiliyor mu buna bakmak lazım. Siz insanların giyim tarzlarıyla, inançlarıyla uğraşmaya kalkarsanız biz bir adım ileriye gidemeyiz.

“Acilen sağlıkta şiddet yasası radikal kararlarla çıkmalı”

Toplumun özellikle son dönemde sağlık çalışanlarının etrafında birleştiğine dikkat çeken Çavuş, şöyle devam etti:

“Sağlık Bakanlığımızın talepleri doğrultusunda çıktık sağlık çalışanlarını alkışladık. Ama alkışladığımızın ertesi günü sağlık çalışanlarını dövmeye başladık, ondan önce İstanbul’da bir güvenlik görevlisi bıçaklandı yani koronavirüs şüphesiyle karantinada olan annesini görmek istiyor, izin verilmiyor izin verilmeyince güvenlik görevlisini bıçaklıyor. Kardeşimizin bir tanesi de ağır yaralı ondan sonra Bursa’da yine bir vatandaş kaza yapıyor kaza yerine gelen sağlık çalışanlarını darp ediyor en son da ilimizde yaşanan olayı şiddetle kınıyoruz. Sağlık da şiddet apayrı bir konu. Bakın Avrupa’nın birçok ülkesi bu konuyu artık halletmiş sıfır toleransla. Biz Türk Sağlık-Sen olarak bundan belki bir buçuk yıl önce Sağlık Bakanlığı’na ve ilgili kurumlara bir kitapçık hazırlayarak taleplerimizi ilettik ne yapılması gerekiyorsa Avrupa bunu nasıl başardıysa biz de o şekilde sağlıkta şiddetin altından kalkalım diye taleplerimizi ilettik. Acilen sağlıkta şiddet yasası radikal kararlarla çıkmalı.”