Pazartesi günü belediyede bir hareketlilik yaşandı. Belediye başkan yardımcıları ve müdürler değişti. Burada çok önemli 2-3 anekdot var. Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, basında görevli arkadaş, bir belediye başkan yardımcısı ve özel kalemin olduğu yerde hangi kişi hangi makama atanacak istişare yapılırken medyada çıktı. Yerel basındaki bazı arkadaşlar yazdılar. Biz de teyit etmeye çalıştık. Bilgi doğru mu, değil mi? Kurumsal olmanın kendine özgü kuralları var.

Tabii daha sonra atandı. Fakat belediyedeki tansiyon bitmedi. Bu bilgileri kim sızdırdı diye belediyede bir kargaşadır oldu. Bunu kim sızdırır, bilemiyoruz ki şu ana kadar bilen de yok. Bu bilgiyi sızdıran Faruk Özlü’nün ekibinden. Burada 2 tane senaryo var. Birincisi Faruk Özlü alem adam. İnce ince dokur, ne zaman ne yapacağını da iyi bilir. Belki birilerini denemek istemiş olabilir. Belki göreve atandığını duyanlar belki vazgeçer diye basına servis ettiler. Bir şeyler oldu ama biz orada değiliz.

Sinan İnan, belediye başkan yardımcısıydı. Bir zaman devletin verdiği makam aracıyla çocuğunu okula gönderdiği gibi konularla muhatap olunduğunda bir araya gelmek durumunda kaldık. ‘Bu nasıl olur?’ dediğinde ‘Ben gece 11’e kadar çalışıyorum. Ben yine çocuğumu makam aracımla getireceğim.’ dedi. Belediye başkan yardımcılığına Oya Kocaman ve Hasan Günden atandı. Sinan Bey aynı gün çocuğunu makam arabasıyla okuluna bırakıp belediyeye geliyor. Gayet doğal artık onun için. Belediye garajına aracını bırakıyor. Oradakiler aracın temizlik ve bakımını yapıyor. Anahtarı bırakıp yukarıya çıkıyor. Biri işi oluyor herhalde bir geliyor araba yok. Hasan Günden arabayı alıp toplantıya gitmiş. Eyvah, araba gitti! Ondan sonra bir darlanıyor odaya çıkmak istiyor. Kapıyı bir açıyor ki odada Oya Kocaman. Senin belediye başkan yardımcılığın bitmiş. Artık odayla, arabayla ne işiniz var?

Bu tansiyonlar yaşanırken, kim sızdırdı tartışması yaşanırken, dedim ya Faruk özlü alem adam. Kalkıyor buradan Akçakoca’ya gidiyor. Deniz kenarında güzel bir mekanda daha önce AK Parti’den milletvekili aday adayı olmuş, DEVA Partisi’nin de eski ilçe başkanı Gönül Hanım’la oturup sohbet ediyor. Milet orada hangi makam gitmiş, kim nereye atanmış, küskünler ve mutlular var… Alem dedik ya…

Geldiğimiz noktada şu var. Mahkeme kadıya mülk değilmiş. Bu makamlar geçici, süreli makamlar. Birileri gelecek, birileri gidecek. Bir nöbet değişimi. Garaja arabayı park edip de arabayı bulamamak, odaya gidip de odada başkasını bulmak kolay izah edilir şeyler de değil. Burada benim aklıma bir hikaye geldi. Köylünün biri ineğini kaybetmiş. Ararken de güle oynaya gidiyor. Komşuları sormuş: “Komşu halin nedir böyle neşeli neşeli?” Adam cevap vermiş: “Benim sarı ineği kaybettim, arıyorum” diye. “Yahu” demişler “Hem sarıkız kayıp hem neşelisin.” Köylü cevap vermiş: “Şu karşı dağın arkasında bir umudum var. Beni neşeli yapan bu umut. Ya orada bulamazsam siz ağlamayı seyredin.” Herkesin bir umudu vardı ama dağın arkasında umutlarını bulamayınca kimin ağlayacağını bilmiyoruz.

Bu arada cuma günü ‘geliyor gelmekte olan’ sloganıyla yürüyen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Düzce’ye gelecek. Fakat, burada iki enteresan olay yaşanıyor. Sivil toplum kuruluşları ve esnaf odaları davet ediliyor. Bir iktidar olma heyecanı sarmış. Emlakçılar Odası’na gidildiğinde artık davetiyeyi kim bırakıyorsa kapının altına bırakıyor. Kapıyı tıklar söylersiniz. Yine bir sivil toplum kuruluşu aranıyor. Deniyor ki, ‘Sayın Kılıçdaroğlu geliyor. Toplantı var. Kaç kişi geleceksiniz? Kaç kişilik yer ayıralım.’ Adamın dahil olup olmayacağı da belli değil. Bu usul adap nasıl işler bilmiyoruz. Genel başkan geldiğinde hep böyle mi onu da bilmiyoruz. Ama çok yakışık olmamış.

Benim en çok merak ettiğim şu. Sayın Kılıçoğlu Düzce’yle ilgili TBMM’de grup toplantısında hava kirliliği başta olmak üzere bazı açıklamalarda bulunmuştu. Doğruluk payı tabii var, Türkiye’de hava kirliliğinde ciddi sıkıntı olan bir yer. Sayın Özlü de videolu yanıt verdi ‘Yalan’ diye. Bir zaman da sosyal medya hesabında Orhan Gencebay çalıyordu. Ne olduğunu anlamış değiliz, alem adam diyoruz ya. Bu videolu göndermelerden sonra Sayın Özlü’yle Sayın Kılıçdaroğlu buluşacak mı, buluşmayacak mı? Anlatılacak mı, anlatılmayacak mı? Davet edilmiş ama bir görüşme olacak mı bilmiyoruz.

Bir şey çok önemli. Dünya görüşlerimiz ne olursa olsun. Düzce’de Sayın Kılıçdaroğlu ‘Adalet Yürüyüşü’nü yaptığı sırada Düzce’de birisi bulunduğu yere hayvan gübresi dökmüştü. Bu hiç hoş olmamıştı. Düzce’nin Türkiye genelinde böyle bir halle bir genel başkanı, ana muhalefet liderini karşılaması hiç hoş olmayan bir haldi. Kılıçdaroğlu’nu Düzce’ye bu seferki gelişinde Düzceli’nin misafirperverliğini, erdemini, asaletini hatırlatacak bir hatırayla göndermemizde fayda var diye düşünüyorum.

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ