Öncü TV’nin her Çarşamba akşamı izleyicisiyle buluşan ve merakla takip edilen programı “Kitabın Ortasından”ın bu haftaki  konuğu Düzce Belediyesi Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Cengiz Tuncer oldu. Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu programında çarpıcı açıklamalar yapan Tuncer belediyeden çıkartılan personeller, Düzce’ye yapılması planlanan katı atık tesisi ve şehir içi ulaşım sıkıntısı gibi bir çok konuya değindi. Düzce Belediyesi’nin personel giderinin aylık 4.5 Milyon TL olduğunu işaret eden Tuncer, insan kaynakları biriminin çalışan ve çalışmayan personelin ayrımını sağlamak için personel değerlendirme çalışması başlattığını belirtti.




“120-130 hastanın şikayetini dinliyordum dolayısıyla belediyede de şikayet dinlemeye alışkın biriyim”

Düzce’nin tanınmış doktorları arasında bulunurken neden belediye başkan yardımcılığı gibi önemli bir görevi de üstlendiğini anlatan Tuncer şunları söyledi:Belediyecilik bir hizmet işi gönüllülüğe dayanan, biraz vatan sevgisi, biraz millet aşkıyla olan bir iş dolayısıyla burada doktor, manav, kasap serbest meslek diye bir ayırım söz konusu değil. Hastane ve belediyecilik arasındaki nasıl bir fark diyen kişilere şu cevabı veriyorum birincisi ben hastanede de şikayet dinliyordum günde 120-130 hastanın şikayetini dinliyordum dolayısıyla belediyede de şikayet dinlemeye alışkın biriyim. Onun dışında ben hastanede insan etiyle besleniyordum orada da insanlarla çarpışıyorduk ameliyatta yoğun stres altında emek sarf ediyorduk belediyede de yine aynı şekilde gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz. Dolayısıyla herhangi bir yorgunluk veya bezmiş bir durum hissetmiyorum. Ama yine açıkça söyleyeyim ben hastanede belediyede ki kadar tabi ahlak boyutundaki sorunu görmüyordum çünkü bizim hastanede yaşadığımız en fazla birkaç çeşit toplumun ya da vatandaşın bizden istediği normalde olmayacak ama olmasını istediği iş vardır. Belediyeye geçtikten sonra toplumun ahlak yapısındaki çökmeyi daha iyi daha net gördüm ama onun dışında ikisinin arasında pek bir fark yok.”




“Ben kendisini baba yarısı olarak görüyorum ve ağabey diyorum”

Başkan Özlü’nün kendisine bakan denmesini istediği iddialarına karşılık Tuncer şöyle cevap verdi: “Birçok sosyal medya hesaplarında ve televizyon programlarında Faruk Bey’i bana bakan diye hitap edin diye veya talimat verdiğine dair yorumlar vardı bir gün bir vatandaş beyaz masayı aramış başkana söyleyeceğim demiş söylenti bu beyaz masadaki telefonu açan kişi de başkan demeyeceksin bakan diyeceksin bakan bey buna çok kızıyor demiş. Bakın kesinlikle ve kesinlikle kimseye bana bakan diyeceksiniz demez herkesin bir hitap şekli vardır ben kendisini abi olarak bir baba yarısı olarak gördüğüm için kendisine Faruk ağabey diyorum.”




“Ben bir memurum bir partiye üye olamam”

Memur olduğu için partiye üye olmadığını belirten Tuncer şunları ifade etti: “AK Partili demek partiye üye olmak demekse ben bir memurum bir partiye üye olamam ikincisi benim babam ANAP’ın kurucusu. Eminönü teşkilatında daimi encümenlik yapmış biri ardından da AK Parti Eminönü Teşkilatı’nı kurmuş birisi. Bu partiye çok büyük emekler vermiş. Dolayısıyla ben partinin içinde kuruluşundan beri bulunmuş bir insanım ama dediğim gibi memur olmamız hasebiyle bir parti üyeliğimiz olamaz. Ama bizim bu dava konusunda ne kadar bağlı olduğumuzu çevredekilerimiz de bilir. Nitekim eşim de 2 dönem Ak Parti il başkanı yardımcılığı yapmış, yönetimde yer almış birisidir.”


“İlk olarak veteriner hizmetlerinden başladım”
Başkan yardımcısı olduktan sonra Belediye BaşkanıFaruk Özlü’ye ne gibi tavsiyelerde bulunduğu konusunda konuşan Tuncer şunları ifade etti: “İlk belediye başkanı danışmanı olduğumda veteriner işlerini ziyaret ettim. Ondan sıkıntılarla ilgili bilgiler aldım. İlk olarak veteriner hizmetlerinden başladım. Daha önce bir programa çıkmıştım o programda ben bir ambulans olayından bahsetmiştim çatısı olmayan bir ambulanstan. Transferde ciddi sıkıntılar yaşıyordu sağ olsun sağlık müdürümüz Yasin Bey çok yardımcı oldu ve bize ciddi anlamda destek oldu ve biz yeni bir ambulansa sahip olduk. O zaman ben bunu söylemiştim bir ambulans mutlaka belediyeye girecek ve hastalarımızın transferini olması gerektiği şartlarda yapacağız diye. Hatta bu olmasaydı ben Japon Büyükelçi ile temasa geçmiştim. Japon Büyükelçiliği’nin bazı senelerde sağlık sektöründe örneğin destekleri oluyordu 90 bin dolara kadar. Yetkililerle görüştüm ocak ayından sonra açılacak dedi bu desteklerimiz biz tabi o sırada ambulans olayını çözüme kavuşturduk şimdi yine kısmet olursa tekrar temastayım onlardan bir sağlık taraması aracı talebimiz olacak.”




“Benim burada kariyer beklentim yok”

“Başkan yardımcılığından maaş alıyor musunuz?é sorusuna Tuncer şöyle cevap verdi: “Ben bir devlet memuruyum. Devlet memuru kadrosu bir yerdeyken başka bir yere görevlendirme yapılabilir benim kadrom hastanede. Benim maaşım 6 bin 200 TL. 2019 yılı aralık ayında ben maaş bordromu aldım ve Başkan Yardımcısı Okan Özkasap’ın önüne koydum. Bazı sözleşmeli arkadaşlar işten çıkacaklar bunun için ona parayı verdim. Ben hastaneden belediyeye geldiğim zaman döner sermaye de almamaya başladım. Başkan yardımcılığı konusu konuşulduğu zaman “Benim tek bir isteğim var, sizin yüzünüzü kara çıkartmayayım, yüzünüzü yere düşürmeyeyim” dedim. Benim tek amacım bu olur. Benim burada kariyer beklentim yok.”
 


 
“Çok fazla personel çalışıyordu”
Düzce Belediyesi’nin mezbahanesinde yaptığı çalışmalar hakkında konuşan Cengiz Tuncer şunları dile getirdi: “Bizim mezbahanemiz maalesef biraz hijyen kuralları dışında biraz böyle başına buyruk işletme şekline dönüştü kayıt dışı kesimler vardı. Bizim mezbahanemizde ben olaya müdahale edene kadar tespit edilen hastalıklı hayvan yoktu çiçek hastalığı olan. Biz buraya müdahale ettik bir kiralama işine gittik ve ortalama her hafta çiçek hastalığı olan hayvan çıkıyor bir iki tane. Şimdi mezbahanede ne vardı bir kere çok fazla personel çalışıyordu bu yüzden de çok ciddi maliyet vardı biz orada şuanda 4 tane güvenlik görevlisi bıraktık bu güvenlik görevlisi hem bizim oradaki hayvan barınağımız var eski mergiçteki hem de mezbahanemizi bekliyor çünkü sonuçta orasını biz kiraya verdik Servet Sivrikaya’ya. Arkasında yine depolarımız var bizim oraya sahip çıkmamız lazım. Bu güvenlik görevlileri maaşlarını alacak şekilde 6 bin 80 lira veya 6 bin 800 lira gibi bir kira belirledik o arkadaşların maaşı çerçevesinde ve Servet Bey orayı aldıktan sonra ilk işi bütün o paslı yerleri antioksidanlarla oksitleme işlemlerini yaptı kopmak üzere olan zincirleri değiştirdi vesaire bir düzen getirdi oraya.  Şimdi birincisi orada 7/24 su akıyordu oluk oluk bir kere bundan kurtulduk ikincisi orada çalışan 15 personel vardı o personelleri yeni açtığımız birimlerde görevlendirdik ve kar etmeye başladık. Bizim orada 800 binin üzerinde zararımız vardı şuanda 300 bin 350 bin civarında da kira gelirimiz var yani biz şuanda 1 milyonun üzerinde kar oranımız var.”




“Faruk Özlü çok çalışkan bir kişilik”

Çalışma ekibinin Faruk Özlü’ye ne kadar uyduğu sorusuna Tuncer şöyle cevap verdi: “Faruk bey bazen bizi Ankara’ya bakanlıklara gönderiyor biz bakanlıklara gittiğimiz zaman orada bakan yardımcıları müsteşarlarla görüşüyoruz ve herkes şunu söyledi biz bakanlıktayken en son ışığı sönen Faruk Özlü idi dedi bakanken. Faruk Özlü çok çalışkan bir kişilik ben ona şöyle uyuyorum mesela gece mesela 3’te mesaj yazıyor cevap veriyorum sabah 7’de yazıyor tekrar cevap veriyorum yani uyku düzenlerimiz birbirine benziyor. Beş parmağın beşi bir midir ebetteki ekipte çalışma temposuna uymayan arkadaşlar olabilir elbette. Faruk Özlü insan dinlemeyi çok seven bir kişi belki dinlediği kişi onu hakketmeyecek kişidir ama Faruk Özlü onu dinler telefon numarası herkeste vardır her yerden mesaj gelir o mesajlar da hangi konuyla alakalı ise başkan yardımcılarına iletir dolayısıyla Faruk Özlü’nün etrafındaki kişilerin fazla olmasının sebebi Faruk Özlü’nün bilgiyi sevmesinden kaynaklanıyor.”



“Biz orada kaçak bir kuyu tespit ettik”
Divapan şirketli ile belediye arasında yaşanan olaylara açıklık getiren Tuncer şunları ifade etti: “Ben bakan beye de hatta bakan bey bunu söyledi zaten kendilerine de bana da gelen bazı istihbaratlar vardı Divapan’da kaçak kuyu kullanılıyor diye biz bu ihbarın üzerine Divapan’ın su faturalarını çıkarttık bu kurumun su faturası bir şebeke suyu var bir de bir tane kuyusu var sayacı olan. Şebeke suyunun okuma parası 270 lira fakat kuyuya gelen su faturası 1570 liraydı. Bu faturayı görünce trajikomik bir fatura nitekim bizde bunun üzerine zabıtada ki arkadaşlar su ve kanalizasyon ekibiyle bir denetime gittik. Biz orada kaçak bir kuyu tespit ettik bunun üzerine tutanak tuttuk kuyuyu mühürledik. Encümene gitti encümen tutanakları inceledi firmaya cezasını kestiler firma da ödemesini yaptı.Biz bunlara sayaç taktıktan sonra birkaç ay takibe aldık önce dediler ki sayaç arızalı ters takılmış sonra bir daha değiştirdik sonra gelen fatura 11 bin lira civarıydı tabi bu da şikayette bulunulan rakamla uzaktan yakından alakası yok biz 80-90 bin bekliyorduk nitekim bir daha arkadaşları denetime gönderdim denetime gittiklerinde T sistemi denilen bir sistem gördüler onunla ilgili de tutanaklar tutuldu encümene geldi muhtemelen çıkmıştır encümenden.”





“Personelimizin gideri 4.5 Milyon TL”

Düzce Belediyesi’nde sözleşmeli olarak çalışan personellerin işten çıkarılması konusunda konuşan Tuncer şunları söyledi: “Bu konuda tabii birkaç başkan yardımcısının çıkardığı personel arkadaşlar var. İnsan kaynaklarının yapmış olduğu çalışma 5 kişi emekli olma durumu var, 9’unun sözleşmesinin yenilemememe durumu var. Yani şuanda ki rakam 14 buradaki kriter ne oldu mesela bizim belediyemizde çalışan  bin 300 personelimiz var. Bolu’ya baktığımız zaman bin personel çalıştırıyor yani biz 300 kişi fazlayız. Bize iller bankasından gelen para 11 milyondur. Bu 11 milyon lira kesilir kredilerden dolayı bizim elimize geçen para 2019 yılından bahsediyorum ve bizim personelimizin gideri 4.5 milyon lira. Dolayısıyla bu fazla olan personel konusunda müdürlerden şöyle bir raporlandırma istendi; “Arkadaşlar fazla olduğuna inandığınız, veriminden memnun olmadığınız, işini beğenmeyen arkadaşlar varsa bunları söyleyin biz onlarla ilgili bir çalışma yapalım” dedi insan kaynakları.”



“Bana neden anlatıyorsun çıkart yenisini alalım”
“İşten çıkarma kararlarını verirken vicdani olarak rahat mısınız?é sorusuna Tuncer şöyle cevap verdi: “Bunları sorumlu olan amirlerine soracağız rahatlar mı diye. Sonuçta onlarda cani tarz insanlar değiller. Onlar da gerçekçi olmak zorunda. Temizlik işleri müdürünü arayıp “Rasim Betir Bulvarı’nda temizlik niye aksadı?” dediğimde bana “Ya oradaki arkadaşı kahvede yakaladık. Sürekli rapor alıyor” gibi diyorsa o zaman çıkarsaydın işten. Bana neden anlatıyorsun çıkart yenisini alalım. Ya da başka bir adam göndereyim. Oradaki müdür arkadaşlar veya saha sorumlusu arkadaşlar kendilerine laf gelmeyecek şekilde ekip ve saha sorumlusu arkadaşlardan oluşan ekip kurmak zorundalar.”




“İşi beğenmiyorsanız dışarıda bir sürü özel sektör var”

İşçilerin mesai ve maaşlarının ödenmesi konusunda açıklamalar yapan Tuncer şunları kaydetti: “Bizim ödemesini yapmadığımız veya bir ay atladığımız adam yok. Ayın ortasında yarısı ödendi sonra diğer yarısı ödendi. Bakan bey her zaman söylüyor “Arkadaşlar işi beğenmiyorsanız dışarıda bir sürü özel sektör var, gidebilirsiniz” diyor. “Belediyede çalışacaksın” diye bir şart yok. Aralık ayında tahsilatımız 1.7 milyon iken ocak ayındaki tahsilatımız 3.7 milyona çıktı. Ocak ayında herkesin maaşını zamanında ödedik. Hafta içi mesai hafta sonu mesai yapmışlar bu nasıl bir iştir. Hiç mi çoluk çocuğun kendin hasta olmuyorsun bir derdin sıkıntımı yok.”
 


“İstanbul’da rakı sofralarında oturup boğaza karşı keyif yapıp bana klavye delikanlılığı yapmayacaklar”

Düzce’ye yapılacak katı atık tesisi hakkında bilgiler veren Tuncer şunları söyledi: “Çöp konusu ile ilgili 6 aya aşkın bir süredir çalışıyoruz. Son 3 aydır 24 saat ulaşıyoruz dediler. Bakan beyin rüyalarına giren bir olay oldu. Biz bireylerin üretmiş olduğu atık. Çöpü yok sayamayız. 1 kişi günde 1 kg çöp üretir. Düzce günde 350 ile 400 ton arasında çöp üretiyoruz. Nüfus az olduğu verimli bir çöp değil. Çok büyük bir fabrika gerektiren bir işletme değil. Bu çöp bütün düzce ilinin çöpü. ÇED raporlarında bu bölge onaylanmış. Çukura çöp doldurup altında gaz al gibi bir sözleşme yapılmış 2016 yılında şuanda bizim kuracağımız tesis, 81 ilde tek olan yatırım. Düzce’nin çöp sorunu da ortadan kalkacak. Çok ciddi bir yatırım. Bütün belediye başkanları da destekliyor. Bu tesisin faaliyete geçmesi Türkiye’de ilktir. Atıktan üretilmiş yakıtta çimento fabrikalarında yakıt olarak kullanılacak. Bu sözleşme ve maddeler için günlerdir uğraştık. Alman yatırımcı iş adamı teminat mektubu getirdi. Bu yatırımı yapacağız ve Türkiye’ye başka yatırımlarda yapacağız dediler. İstanbul’da rakı sofralarında oturup boğaza karşı keyif yapıp bana klavye delikanlılığı yapmayacaklar. Gelip sahada gece-gündüz benim vakit geçirip görecekler. 2 milyonluk bir harcama yapmamız lazım sahada çalışmalar yapmamız lazım 2020 yılında tesis faaliyete geçecek. Evlerde çöp ayrıştırılacak. Bu topaklarda tarım yapıyorsak değerlerimizi bizim korumamız lazım. Vali bey sıfır atık konusunda da çok yardımcı. Sayın bakanımızı anakarada sıfır atıkla ilgili bir toplantıya da çağırmışlar. Oradan koku çıkması işletmenin zararına olacak. Firma buna zaten izin vermez.”






“Otobüslerimizin bize  zararı 8 milyon TL”

Düzce’nin ulaşım sıkıntısından bahseden Tuncer şunları dile getirdi: “Bizim otobüslerimizin bize  zararı 8 milyon TL. otobüs turbosu 35 bin TL. ömrünü doldurmuş araçlar. Bizim beyaz otobüslerin deneti ihale süreleri doldu. Kenan bey gidip kendisi teslim aldı. Bakan bey bir  telefonla Kocaeli ve Bursa’dan 16 tane otobüs getirtti. Bizim bu otobüsleri belediye olarak yenileyebilecek durumumuz yok. Şoför arabayı hor kullanıyor diyen var. Sabah akşam dolu diğer saatlerde boş diyen var. Bizde otobüsler kullanışlı değil. Yapmış olduğumuz ulaşım planlarında yeni hatlar oluşturduk sefer süreleri kısa olan alternatifler ürettik. Kısa süre içerisinde geçen otobüsler olduğu zaman trafik ve ulaşım sıkıntısı yaşamadan herkesin binmesine olanak sağlayacak. Yapılan çalışmada 114 araç ortaya çıktı. Dün akşamda kurulan kooperatifin yetkilisi bir abimiz geldi. Biz Düzce’nin kazanmasını esnafımızın kazanmasını istiyoruz. Sabah ve akşam saatlerinde yoğun olan zamanlarda büyük araçlarımızı devreye sokacağız. Bunun kazancıda kooperatif yetkililerine aktarılacak. Diğer iller ile ilgili karşılaştığımız da düzce olarak çok daha iyiyiz. Ücretsiz binim çok fazla olduğu için kurum zarar eder.”