Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, Düzce’nin nabzını tuttuğu ‘Yorumlu-Yorum’ programında, Düzce belediye başkan yardımcılarından birinin kayyum atanan bir kafeteryanın aynı zamanda kardeşinin eşi olan işletmecisine yardımcı olmak için makamını ve yetkisini nasıl kullandığını ortaya çıkarttı.

“Makamı, mevkii, yetkiyi ve ismi kullanırken, siz ne elde ediyorsunuz?

Şehir merkezinde bulunan bir kooperatife ait taşınmazın 2018 yılında 2 ortak tarafından kafeterya olarak faaliyete sokulduğunu belirten Ünsal, bir süre sonra ortaklar arasında yaşanan anlaşmazlık sonucu işletmeye kayyum atandığını söyleyerek, ardından yaşanan gelişmeleri ele aldı.

Ünsal, kafeterya ortaklarından birinin yakını olan Düzce Belediye başkan yardımcılarından birisinin makamını ve yetkisini kullanmasını “Etik olmayan şu; makamı, mevkii, yetkiyi ve ismi kullanırken, siz ne elde ediyorsunuz?” diye sordu. 

Ünsal, “Pazartesi günü, önemli bir konu var dedik ya… Bugün çok enteresan bir süreçten, ortaklıktan ve belediyedeki ortaklıktan bahsedeceğim size. 2018 yılında 2 arkadaş yola çıkıyorlar. Düzce’de bir devlet, yarı devlet kurumu olan bir kooperatifin yerini kafeterya gibi 2 ayrı birim şeklinde kiralıyorlar. Güzel bir marka oluşturup yollarına devam ediyorlar. Bu ortaklık zaman içinde gerek pandemi gerekse alternatiflerin karşılıklı bitmesinden sonra sıkıntılı hale düşüyor. Olabilir. Ticarette herkes herkesle yola çıktığı gibi, devam edemez. Hani diyor 1-2 samimi ortağın üçüncü ortağı Allah’tır, türünde bizim inancımızda bir gelenek vardır. Bu arada şeytan nasıl girdiyse bu işe girmiş. Olabilir insanlar birbirileri ile beraber ticaretinde ihtilafa düşebilir. Şimdi bu devlet kurumu niteliğindeki kooperatifin olduğu alanda iki ayrı işletme kuruluyor, bir şirket üzerinden. Bu şirkette dediğiniz gibi, iki ortak var. Buraya kadar her şey güzel. Zaman içinde bunlar ihtilafa düşüyor. Gerek hesaplarda, gerek kitaplarda kimin alacağı kimin vereceği var onu bilmiyoruz. Ancak bu anlattığım konuyu dillendirmeden söylüyorum, kayyum atandı buraya. Düzce 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından buraya kayyum atandı.” şeklinde konuştu.  

“Makam aracı ile ifade verilmeye gidildi”

İhtilafa düşen ortaklardan birinin eşinin Düzce belediye meclis üyesi, kaynının ise belediyenin üst yönetiminde görevli olduğunu belirten Ünsal, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Ortaklardan biri normal esnaf, diğerinin belediyede nüfuslu yakınları var. Bunu niye anlatıyorsunuz! Enteresan olan şu; gerek imarda, gerek ruhsatta yapı, imar durumuna göre, kapı numarasına göre bir ruhsatlandırma yapılır. Bu belediye meclis üyesinin eşi ve ortağının 2018 yılında aldığı ruhsat 2021 yılında iptal ediliyor. Bu iki ortak yeniden bir şirket kuruyor. İlk ruhsatta bir taraf franchise diğer taraf kahve olarak işleniyor. Daha önce tanınmış bir muhallebiciden alınan franchise anlaşması iptal ediliyor, bu ilk kurulan şirkette. Akabinde yeni kurulan bu şirkete aynı şekilde, bu aynı şirketle franchise anlaşması yapılıyor. Yani bir araç düşünün aracı ikiye bölüyorsunuz. Ön şoför mahallinde bir tanesi, arada bir tanesi! E şoför mahallinde olan eğer araba önden çekişli ise gideceği yere gider, arka taraf kaldı zaten yolda. Neyse buraya bu işlemler yapılıyor yargıya da intikal ettiği için, isim olarak etkileme noktasında kullanamıyoruz ama belediyeden ruhsat alma aşamasına geliniyor. Tabii bu arada ihtilaf doğduğu için polisten, savcılıktan işlemler yapılması için, talep olduğundan bu belediye meclis üyesi belediyedeki kardeşinin makam aracı ile beraber, üst düzey algılanma ve karşılanma adına belediyenin tahsis edilen makam aracı ile beraber, buradaki işi çözmek adına bu görüntü ile beraber emniyetin önüne gidiyorlar. Araba yoktur gidebilirler. Tamam gittiler.”

“Kahvehane olarak ruhsat alınmış?”

Devletin makam aracı ile ifade vermeye gidilmesinin yanlış olduğunu kaydeden Ünsal, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Buraya ruhsat alınacak ya; 2018 yılında alınan yer 29/A. 2021’de aynı yer 29/A0 oluyor. İkinci bir sözleşme var orada, onun üzerine yapılamayınca bu da belediyede Dr. Faruk Özlü’ye iletilince bir araştırmaya soruşturmaya neden oluyor. Enteresan olan ne, biliyor musunuz? Sene 2018 ada parsel numarası belli. Kahvehane olarak ruhsat alınmış. 29 numara. Sene 2021 aynı yere ruhsat veriliyor belediyeden. Farklı bir firma adına veriliyor. 29/A0. Nasıl olacak bu? Bunu belediyede enteresan olan iş oraya bir sıfırın gelmesi. Bu nasıl olabiliyor, nasıl gidiyor belli değil? Yönetim kademesinde başkan yardımcılığı kademesinde birinci derece akrabanız varsa olabiliyor. Eksik veya yanlış bir şey vardır. Karşılıklı ticarette itilaf oluyor. Bu işin bir boyutu da şu bu konu bir avukata danışmaya gidildiğinde avukat arabulucu ile beraber diyor ki; ‘bu itilafınızı çözelim, ikiniz de dostsunuz.’ Birde mali müşavir, o da belediye meclis üyesi AK Parti’den. Oturup bunu konuşurlarken uzlaşılamıyor. Arabulucunu yanında birde küfürlü, hakaretli durumlar oluştuktan sonra film tamamen kopuyor. Bunu arabanın arka koltuğunda kalan kişi, kendine göre haksızlığa uğradığını sanan kişi, Düzce 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne durumu detaylı şekilde, kayyum atanması ve itiyattı tedbir kararlarıyla beraber bunu talep ediyor. Haklı-haksız biz bilmiyoruz. Ona yargı karar verecek. Ancak bildiğimiz bir şey var. Vâkıf olduğumuz bir şey var. Burada 1. derecede akraba belediye başkan yardımcılığında olduğu zaman ve belediye başkan yardımcısının makam aracıyla itilaflı olan bir meselede makam aracı ile çok önemli bir kişi geldi, şeklinde gidiliyorsa. Burada bir sıkıntı var. Şimdi polis, jandarma veya devlet görevlisi her ne olursa olsun, vatandaşla bir mukavemete girdiği zaman hâkim soruyor kanunumuzda bu var mı? Size görevini yaparken devletin gücünü hissi olarak kullandı mı, kullanmadı mı? Buna bakıyor. Devletin gücüne, nefsine kullandığı zaman o görev yaparken görevini kötüye kullanan veya istismar eden makam, görevli hakkında yasal işlem başlıyor. Ben şu soruyu sormak istiyorum; devletin makam arabası, devletin kapısına birinci derecedeki akrabanın işini görme adına oraya niye gidilir? Bu, bu kapsama girmiyor mu? Giriyor mu, girmiyor mu, onu bilmiyorum. Ben kaç günden beri diyorum işte bana eleştiriler de, insanların bana yaptığı her eleştirinin başımızın üzerinde yeri var. Düzce Belediyesi’nde oluyor bu hadise. Düzce Belediyesi Başkan yardımcısı, Belediye Meclis Üyesi, yine AK Partili bir avukat yine arabulucukta muhasebeci olan birisi. Arkadaşlar biz bunları aslında hiç konuşmamalıyız, bilmemeliyiz.”

“Zengin dağları aşırır, fakir düz yolda şaşırır”

Bu tür olayların insanların inanarak oy verdiği, AK Parti ve onun idarecilerine zarar verdiğine dikkat çekerek, şunlara değindi:

“Ben yine söylüyorum; biz bu memlekette yaşam analizi veya dedikodu yapmak veya insanların eksiğini fazlasını, kusurunu aramak adına bu işi yapmıyoruz. Ama imtiyazı bir kere devlet kurumu niteliğindeki kooperatifte parti nüfusunu kullanıp, diğer ortağı hiçbir şekilde hızar itibara almadan yeniden bir sözleşme yapılıyorsa ve bunda da bir partinin veya bir belediyenin görüntüsü, imtiyazı kullanılıyorsa ‘Niye gittiniz arabayla emniyete?’ derler adama. Burada alışverişte eksik vardır, fazla vardır bunu bilmiyoruz. Burada bu işlerin gerçekten birilerine faydası olabilir. Birileri bu işten kazançlı çıkabilir. Egolarını tatmin edebilir. Gücünü gösterme noktasında, birtakım etkiler sağlayabilir. Ama bugün insanların inanarak oy, destek verdiği gerek AK Parti ve onun idarecilerine bu işin zarar verdiği net. Ticareti için siyaseti, ticareti için gücü, menfaati için etkiyi, yetkiyi, makamı kullanan insanlar bu memlekete, bu devlete veya bu iktidara, bu yapıya veya Mustafa Keskin’e veya Dr. Faruk Özlü’ye cevabını veremeyeceği sorularla çok büyük sıkıntılar meydana getirir ve getiriyor da. Burada yapılması gereken tavsiye niteliğinde; ben bu konuları insanlarla konuşuyorum. En az 3-4 kişiyle konuşuyorum. Nasıl baktıklarına bakıyorum. Uzaktan davulun sesi hoş gelirmiş. Ama yakınına gittiğiniz zaman, o ses o kadar güzel değil. Hani bir tabir vardır. Her zaman insanlar bir meseleye baktığı zaman bir kasta bakarlar, bir de kusura bakarlar. Kusurlar bir şekilde affedilir, bir şekilde tolerans edilir. Ama kasıtların herkese, başta yapana, karşındakine ve çevresine, herkese bir bedeli olur. Ben bundan sonra çok şey bahsetmek istemiyorum. Ama bildiğim, inandığım bir şey var. Bugün insanlar Düzce’nin insanları şu sözü hatırlamaya başladı; Zengin dağları aşırır, fakir düz yolda şaşırır. Etkili, yetkili, güçlü olan insanlar, makam sahibi olan insanlar bir gün bunların hesabının dünyada ve ahiret sorulacağını unutmamalı. Kullanırken dikkat etmeli. İki ortağın arsındaki ticaretin fazlası, eksiği, doğrusu, yanlışı o da hukuksal bir olay. Ama etik olmayan şu; makamı, mevkii, yetkiyi ve ismi kullanırken, siz ne elde ediyorsunuz? Size onları verenler, ne kaybediyor? Sebep sonuç ilişkisine baktığımız zaman, kaybeden yine inanan ve inandığı şekilde destek veren insanlar, kazanan onlara inandıran ve onların o inancından dolayı kendine menfaat sağlayanlar. Memleket, maalesef bu halde dedik ya; her zaman diyoruz. Halkı dinlemeliler. Bugün bir tespitimi daha söyleyeyim; bir kişi ile AK Parti milletvekili, belediye başkanı onlarla ilgili konuşuyoruz. Kişinin bizim konuştuğumuzdan sonra muhatap olduğu zaman bir konuşmasına şahit oldum. Bize söyledikleri ile o partiliye söyledikleri arasında uçurum var. Çok farklı konuşuyor. Niye böyle yapıyorsun dedim? Yarın işim düşer belki dedi. Hakikati anlat insanlar eksiğini görsün. Birde bizi fazla eleştiriyorsunuz. Güzel hoşumuza gidiyor eleştirilmek. Etki tepkiyi doğurur da burada yapan eksiği, kusuru yapan suçlu değil, anlatan mı suçlu, konuşan mı suçlu, onun takdiri de izleyicilerin olsun.”