İndirim aldatmacalarından bıktık, usandık…
Akıllı telefonlara gelen bildirimler, mailler ve mesajların sonu gelmiyor. Her gün ama her gün indirim yaptığını savunan firmalar, göz göre göre aklımızla alay ediyor.
Bir de yüzde 80 + yüzde 20 ya da yüzde 50 + yüzde 50 bu da yetmiyor 1 öde 3 al gibi duyurularla vatandaşın cebini düşündüğü öne sürenlerin tek yaptığı fiyatları absürd seviyeye çıkartıp kampanya yapıyormuş havası vermek.
Ekonomik sıkıntıların her alanda hissedildiği şu günlerde ay sonunu hepimiz (orta ve alt gelir grubu) zar zor getirirken, ihtiyaç duyduğumuz şeyleri ucuza almayı kim istemez? Ancak bu durum son yıllarda iyice çığırından çıktı.
İndirim mi, bindirim mi kestiremez olduk. Alışveriş yapma hastalığı da giderek yayılıyor.
Pandemi ile hayatımıza daha fazla giren online alışveriş alışkanlığı yerini ‘ihtiyaç olmadığı’ halde sürekli bir şeyler ‘alma’ya bıraktı. Bir düşünün sürekli elinizdeki telefonla ilgi alanınız olan sitelerde indirim kovalamıyor musunuz? Ya da diğer sitelerdeki fiyatlarla karşılaştırma yapmıyor musunuz?
İşte bu indirim oyunları da bizleri alışveriş bağımlısı haline getirir oldu.
Kargonun biri gidiyor, biri geliyor… ‘Bir bakıp çıkacağım’ dediğimiz mağazalardan, satış temsilcilerinin süslü cümlelerine, kampanya düzmecesine aldanıp ellerde poşetlerle çıkıyoruz.
Kredi kartı ekstreleri elimize geldiğinde ise başlıyor vicdan muhasebesi…
Bu noktada, her daim fikirlerini yerinde bulduğum Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken’in uyarılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yanıltıcı indirim kampanyalarına karşı vatandaşları daha temkinli olmaya davet eden Palandöken, “Artık yılın on iki ayında indirim var. Vitrinlerde ürünleri göremiyorsunuz ama indirimleri görüyorsunuz. Yüzde elliyle başlıyor, yüzde yetmiş oluyor, kasada yüzde on, nakitte yüzde on daha ekleniyor. Yani sanki ürün bedavaymış gibi bir algı oluşturuluyor. Bu sistem vatandaşı yanıltıcı, tüketime zorlayıcı bir sistemdir.” diyerek tuzağa düşmemizi istiyor.
Ayrıca bu aldatmacalı düzene bir sorun verilmesi adına Ticaret Bakanlığı’nın devreye girmesinin önemine işaret eden Palandöken, vatandaşın mağduriyetinin önlenmesi için indirimlerin mutlaka denetlenmesi gerektiğini söylüyor.
Artık ‘garaj indirimi, çadır indirimi, pazar indirimi, cuma indirimi’ gibi birçok kılıf altında satışa sunulan ürünlere daha dikkatli yaklaşalım. Pahalıyı ucuzmuş gibi almayalım. En önemlisi otokontrolü elden bırakmayalım.