İsmet Paşa Ortaokulu’nun yıkılması yönünde alınan kararla ilgili AK Parti İl Başkanı Mustafa Keskin ile İYİ Parti İl Başkanı Yunus Özay Er arasında yaşanan polemikten bahsedeceğiz.

2020 yılı aralık ayı Düzce belediye Meclisi toplantısında, 10. gündem maddesi olarak görüşülen İsmet Paşa Ortaokulu’nun yıkılması, yıkılan okulun yerinin ticari alana çevrilmesi ve okulun yeni bir yere yapılması için karar alındı. Bu kararda da İYİ Partili meclis üyelerinin imar komisyonunda olumlu yönde oy kullandıklarını AK Parti İl Başkanı açıkladı. İYİ Parti İl Başkanı Yunus Özay Er de “Yıkmayın artık. Biz burada oy verirken tahsise onay verdik” dedi. Ama meclis kararları pek de öyle demiyor. Yıkılması ve ticari alana çevrilmesi noktasında imar komisyonundan teklif geçmeden meclis gündemine gelmeyeceğinden böyle bir tartışma var.

İsmet Paşa Ortaokulu tarihi özelliği olan bir okuldur. Oradaki veliler de “Yıkılmasın, anılarımız var.” diyor. Tamam, her yerde bir anımız var. Ama öte yandan İsmet Paşa Ortaokulu ikili eğitim veren bir okul. O kadar yoğunluk var ki tabiri caizse sabahçı öğlenci olarak eğitim veren bir okul. Güzel de bir okul, ekibi de iyi, başarılı bir okul. Yıkılması durumunda daha nezih bir yerde olacak. Tıpkı Namık Kemal İlkokulu’nun olduğu gibi.

Bu okul yıkılsa ne olur, yıkılmasa ne olur? Yıkılmadığını ve ticari alana çevrilmediğini okul olarak kaldığını düşünürsek, ne olacak? Bunun topluma ne yararı olacak? Birisi muhtarlık binası olarak istiyor, birisi başka bir amaçla istiyor. Hatıralar konusunda konuşacak olursak da burası çok eski bir yapı değil. Öte yandan da iki defa büyük deprem görmüş, zedelenmiş bir okul. Ama netice itibariyle siyasi malzeme yapılıyor. Burada yıkılmasını isteyen ve ticari alana dönüştürülmesini isteyen irade de, yıkılmamasını isteyen irade de kendilerine göre haklılar tabii ki. Ancak oradan elde edilen gelirle daha güzel yerde daha faydalı şekilde eğitime katkı sunulur. Bir okul üzerinden bu kadar siyasetin dallanmasına budaklanmasına veya hareketlenmesine ben bir ihtiyaç hissetmiyorum.

İYİ Parti İl Başkanı Yunus Özay Er, “Biz bu okulun yıkılmasını istemiyoruz Sayın Keskin sizi siyaseten boşa düşürüyorlar. Biz tahsisi için onay verdik.” diyor. AK Parti İl Başkanı Mustafa Keskin de ona cevaben, “Biz okulun gerek tahsisi gerek de ticari alana çevrilmesi konusunda karar aldık, buna İYİ Parti olarak siz olur dediniz.  Siyaset adına muhalefet adına boş işlerle uğraşıyorsunuz” noktasına getiriyor.

Ama burada bir hassasiyet var. Büyük bir iş adamı grubundan öğrendiğim bilgiye göre bu okulların yapılması için 200 tonun üzerinde demir alındığını biliyoruz. Bir şeyler oluyor, önemli olan memlekete yapılan güzel hizmet, alternatif hizmet, faydalı hizmet. Hele bu eğitimse daha da önemli zira bizim eğitim seviyemiz o kadar tartışılır bir pozisyonda ki, yıllardır biz dünyadaki egemen güçlerin bize dayattığı müfredatla birlikte çocuklarımızı eğitiyoruz. Hani diyoruz ya Avrupa da insanlar saygılı, hukuka uygun, temiz, anlayışlı bunlar doğmadan eğitim mi alıyor?  DNA moleküllerinde, kanlarındaki yapıda bizimkilerden çok farklı özellikler var da mı bizden ilerideler? Hayır. Cevap eğitim, eğitim ve eğitim… Kendi insanını kendi çocuğunu güzel eğitiyor. Bize de eğitmesin bu bize kul köle olsun, emperyalist düzene başkaldırmasın niteliğinde bir müfredat uygulanıyor. Onun için eğitim bizde çok önemli.

Bir eğitim kuruluşu üzerinden, bir eğitim yapısı üzerinden yorum yapmak bunlar ufak işler. Aslında dinlenecek mesele değil ama iki il başkanı dillendirdiği için ben de burada yorumluyorum. Burada İsmet Paşa Ortaokulu yıkılıyor mu?  Yıkılıyor. Yıkılmıyor diye bakalım. Ne olacak yıkılmazsa? Güller mi bitecek? İnsanlar oraya baktıklarında hidayetlere mi erecek? İmar ve şehrin dokusuna aykırı gelmeyen bir çalışmayla ticari alan olacakmış. Olursa ne olur? Önemli olan İsmet Paşa Ortaokulu ve burada okuyan öğrencilerin ve bunun taşınacağı yerde okuyacak öğrencilerin kaliteli bir eğitim alması değil mi? Daha güzel yarınlara hazırlanmak değil mi?

Okul yıkılacakmış, yıkılmayacakmış, ticari alan olacakmış, hatıra olarak kalacakmış bunlar boş işler. Biz neyle uğraşıyoruz? Bunun arkasında siyaset var. Tabii herkes siyasetini yapacak, herkes kendisine doğru geleni söyleyecek ama burada önemli olan ‘Laf var iş bitirir, laf var baş götürür’. İş laf bitirecek sözü söylemek. Siyaseten ben buradan ne çıkarırım, buna ne derim değil. Siyaset de bu değil.

Netice itibari ile İsmet Paşa Ortaokulu işlevini yitirmiş. Bu işi yapacak olan, bu işin peşinde koşan, bu iş ile dertlenmiş olan Düzce’de okulların yeniden yapılması, şehir dışına çıkarılması daha iyi nezih şartlarda eğitim verilmesi için uğraşan bir belediye başkanı var. Hep verdiğim bir örnek var. Bizans muhasara altında bütün gücüyle kuşatmış Bizans’ı Osmanlı, Bizans’ın entelektüel aydınları, bugün bu toprağın duygusuyla, doğrusuyla, maneviyatıyla değerleriyle değerlenmeyen bir entelektüellik var ya o zamanlarda öyleymiş. Tartışıyorlarmış Bizans’ın entelektüelleri. Melekler dişi midir, erkek midir diye. İşte bugün geldiğimiz noktada siyaset adına daha etkin daha olumlu, daha iş bitiren daha çözümcü alternatif üreten bir siyaset olmalı.

Bugün şunu da söylemek lazım. İYİ Parti, yerel seçimlerde azımsanmayacak kadar ciddi bir başarı gösterdi. Genel seçimlerde de tabii kendini bu grafikten geri tutmamak adına bir takım siyasetler yapacak. Çarşamba akşamı yorumlu yorum programında bunu konuşmak istiyoruz.

Yani 2021 yılında 2023 seçimlerinin nasıl olacağını, nasıl olabileceğini, kimlerin olabileceğini konuşalım istiyoruz. Her an bir genel seçim isteniyor ya, genel seçimde neler olabileceğini baskın bir seçim olursa kimlerin nasıl nerde olacağını ve bu kavganın nereden çıktığını bir bakalım istiyoruz.