Kaynaşlı’ya bağlı Sarıçökek Köyü’nde ikamet eden 81 yaşındaki İsmail Yıldız 66 yıldır değirmencilik mesleğini icra ediyor. İlerleyen yaşına rağmen değirmenin taşını döndürmeye devam eden Yıldız, bölgedeki tek değirmenci olarak hizmet veriyor. Dedesinden babasına, babasından da kendisine miras kaldığını ifade eden Yıldız, ömrünün yettiği kadar bu mesleği sürdüreceğini belirtiyor.

“DEĞİRMEN SÜREKLİ ÇALIŞMIYOR, GÜNÜN YARISINDA BOŞ”

Çatalçam Köyü’nde dünyaya geldiğini söyleyen Yıldız, “Burada çok değirmenlerde durdum. 60 seneyi buluyor ben buraya ineli. Şimdi bu değirmenle uğraşıyoruz başka bir işim yok. 81 yaşındayım. Burada reçberlik (çiftçilik) yapıyorum bir de değirmencilik. Burada değirmen sürekli çalışmıyor günün yarısında boş yatıyor. Memlekette başka değirmen kalmadı biz idare ediyoruz. Milletin isteği doğrultusunda çalışıyoruz” diyor.  

“15 YAŞIMDAN BERİ DEĞİRMENLERDEYİM”

Bu işe başladığında henüz 15 yaşında olduğunu belirten Yıldız, “Bizim Çatalçam’da evimiz vardı, orada değirmenimiz vardı. Oradan aşağı buraya geldim. Kaynaşlı’da derede değirmenler vardı. 15 sene sadece o değirmende çalıştım. Dereboğazı diye bir yer var orada çalıştım. En son ihtiyarlayınca bu değirmene geldim”

“YAŞIM İLERLEDİ ARTIK YAPAMIYORUM”

Üç nesildir bu işi yapmaya devam ettiklerini söyleyen İsmail Dede, “Onlar zamanında köylerdeki değirmenlerle çok uğraşmışlar. Onlardan sonra bize geçti biz sürüp duruyoruz. Reçberlik ve bunun dışında bir işimiz yok, bir de hayvancılık yapıyoruz ama artık yaşım ilerledi daha yapamıyorum” diyor.

“TEK DEĞİRMEN OLMASINA RAĞMEN ESKİSİ GİBİ TALEP YOK”

Artık buğdayın öğütülmek üzere pek getirilmediğini söyleyen Yıldız mesleğinin geldiği son noktayı “Sadece mısır öğütüyoruz. Buğday gelmiyor, çok nadir bin de bir kişi geliyor. Ekseri yem getiriyorlar harman zamanı buğday yemi çekmek için hayvanlar için. Başka çok gelen giden olmuyor. Buralarda benden başka yok merkez taraflarında var bu işi yapanlar. Köylerde de yok. Bolu’dan buraya kadar. Eskisi gibi yoğun talep olmuyor. Kalabalık olmuyor. Önceden reçberlik yapan oluyordu şimdi reçberlik yapan yok. Artık eskisi gibi ekip dikme yok.” sözleriyle açıklıyor.

Çiftçilik mesleğini de bir yandan sürdürmeye gayret ettiğini belirten İsmail Dede, son dönemde artan gübre fiyatlarından dertli: “Ben ekip ne yapacağım bir torba gübre çok pahalı, gübreden yana çok zorluk çekiyoruz. Biz reçberiz burada kooperatifimiz var. Bunu reçberler için yaptılar. Dışarıda gübre 10 liraysa burada 20 lira. Kooperatifte öyle mi olması lazım reçbere hizmet olacak diye yapılmış ama burada çok pahalı. Reçberlik işi artık öldü. Gübre işi bizi çok üzüyor. Çok pahalı oluyor gübreden yana ağzımız yanıyor. Almayalım desek tarlarımız çok alıştı ona mecbur alıp atıyoruz. Nasıl olacak bilmiyorum bize bir kolaylık verilecek mi bilmiyorum.”

“YAPACAK BAŞKA KİMSE YOK AMA MİLLETİ BIRAKAMIYORUM”

İsmail Yıldız “Sizden sonra burayı işletecek biri var mı?” sorusuna ise şöyle cevap veriyor:

“Bende iki oğlan var zaten birisi Bursa’da diğeri tır şoförü onlar yanaşmazlar. Torunlarım da herkes gibi sigorta peşinde akşama kadar beklemezler burada onlar da haklı. Benim evimin önünde olduğundan bir de hayvanlarım vardı sağa sola gidemezdim arabam falanda yoktu kendi yemimi çekerim kendi unumu öğütürüm diye o yüzden yaptım. Beni çok eziyor. Benim işim değil ama başka çaresi yok yapacak kimse yok, milleti de bırakamıyorum illa öğüt yap diyorlar, yapıyoruz. Başka da gelirimiz yok. Yine Allah’a şükürler olsun beni aç, hayvanımı yemsiz, cebimi harçlıksız bırakmıyor. Ama burada çalışayım çok para kazanayım dediğin de ona inanmıyorum. Kendi yağımızla kavruluyoruz”

“BEN GİDİNCE BURASI VİRANE OLUR”

Dededen kalma mesleğinin son temsilcisi  olmasının kendisinde hüzne yol açtığını belirten Yıldız,

“Dedemden kalma meslek bu ama üzülsem ne olacak bir sürü torunum var, bir tanesi de yanaşmıyor yapayım demiyor. Ama onlara da bir şey diyemiyorum hep sigorta peşinde millet. Ben burada adam tutsam sigorta veremem imkanım yok mecbur başka işe gidecek. Biz gidince buna bakan olmaz virane ederler. Ama bu benim için 500 dönüm tarım arazisinden daha değerli. Günde akşama kadar bir teneke öğütse yeter” diyor.

HABER: Lütfullah ŞENEL / Mehmet GÜNESEN