İnançlarının ifadesi ile, Kralların kralından yada Rabblerin Rabbinden mesaj var diye haykırıyorlar, bu haykırışlara da öylece inanıyorlar ve sevinç çığlıkları atarak yol alıyorlar.
Peki bu mesaj kimi işaret ediyor, kimleri muhatap alıyor ve ne söylüyor?
Tabii ki Trump’ı işaret ederken, onun nezdinde tüm insanlığa mesaj veriyor.
Fakat bu mesaj gerçek olan değil, kendileri tarafından hayal edilip uydurdukları bir mesajdır.
Beyaz sarayın bahçesinde yürüdüğümüzde, tanrıda bizimle orada yürüyor diye kibirli kibirli haykırıyorlar.
Tanrı bizi seçip gönderdi diye.
O, her yerde hüküm verir, onun adına hüküm verecek olanda, onu temsilen biz yavru Rabblerde tamda burada, bahçedeyiz diyorlar.
Trump‘a hayır demek Tanrı’ya hayır demektir diyip hüküm veriyorlar.
Bu hüküm ile herkesi tehdit ediyorlar.
Ve bu hükme kayıtsız şartsız itaati bekliyorlar.
Onun hükümleri karşısında birleşip hareket edenler ve onun hakimiyetini, otoritesini yok etmek için bir araya gelenlere, seküler küreselcilere karşı bizler de birleştik ve mücadele için her türlü hazırlığımız var ve bu uğurda savaşacağız diyorlar.
Tanrı adına mücadele ediyoruz ve hep birlikte bu mücadeleyi sonuna kadar götüreceğiz,
O (Trump), kralların kralı, Rabblerin Rabbinin buradaki en büyük temsilcisidir, o aynı zaman da kraldır, Rabbdır, diyerek boy gösteriyorlar.
Tarihin derinliklerinden tanıdık geliyor bu cümleler, bu inanç ifadeleri.
Evet, pagan kültürünün-putperestlik kültürünün apaçık ifade şeklidir bu inanç söylemi.
Amerika’nın işgalci, katliamcı ve hırsız kurucuları olan bu topluluk, Avrupa’dan göç etmiş sözde İsa’nın takipçileri iken, bu inancı sadece, geçmiş kültürlerini korumak ve Rabblerine ortak olmak için bir kılıf olarak, sahip oldukları gücü korumak için de bir saldırı unsuru olarak kullanmaktadırlar.
Pavlusun ısrarlı mücadelesi ve İznik konsülü ile birlikte bu pagan inancı, İsa peygamberin sözlerini esir alıp onu işleyip ve sonrasında kendi inançlarına zırh olarak giydirmişlerdir.
Çünkü onlar, Roma pagan kültürünün ve öncesi beslendikleri Mısır pagan-putperest kültürün devamı olan bir topluluktur ve bunu asla terketmeyi düşünmemişlerdir.
Yeryüzünde ortak olmuş olduklar Rabblık inanç ve davranışlarını, buradan devşirdikleri gücü, İsa peygamberin sözünün hızla yayılması ve tek olan Rabb’in hakimiyetinin hızla yayılması karşısında, sahip oldukları çok Rabblı inancı tek Rabbe indirgemek istememişlerdir.
İsa peygamberin sözünü eğip büküp, Rabbimize ortaklığı devam ettirmek için kendi inançları ve sözleri ile karma hale sokup kendilerine benzetmişlerdir.
Oluşturmuş oldukları paranın üzerindeki piramit ve onun üzerindeki göz, pagan firavun kültürünün devamını ifade etmektedir.
Onlar, varız, güçlüyüz, heryerdeyiz ve her zaman yaratıcının yeryüzündeki ortakları olarak hareket etmekteyiz diyerek.
Kendilerini Rabb olarak görüp, yaratıcıya ortaklıklarını her zaman gür sesle ilan etmişlerdir.
O parayı ve gözü, epeydir seküler küreselci inanç sahipleri ele geçirmişti ve bu güç ile insanlığa hükmetmekte idiler.
Ele geçirmiş oldukları güç ile daha da ileri giderek, bu sahte Rabbleri ve onların güç aldıkları gerçek Rabbı, insanlık hayatından silip atmak ve kendilerini yeni bir yaratıcı olarak insanlara lanse etmek istemişlerdir.
Bununla ilgili epey de yol kat etmelerine rağmen fıtrat gerçeği bu süreci sapkın bir süreç olarak reddetmekte, bu yükü kaldıramamaktadır.
Vicdanlı ve yürekli insanlar, bu durum karşısında iblisin karşısına dikilmiştir, dikilmektedir.
Bunun farkına varan İblis ise diğer aktör olan pagan-putperestlik kültürünü tekrar sahneye çıkararak insanların aşağılarını aşağısı konuma gelmesi için gayret sarf etmektedir.
Yaşanılan süreç tümüyle bundan ibarettir.
Firavun o günlerde Rabb adına ortaya çıkan insanlara, iyiliğe davet eden insanlara nasıl davrandıysa, hüküm verdiyse, aynı şekilde bugün de Trump ve arkasından giden avanesi de bu şekilde yaklaşmakta, onlarda iyilik hakkında aynı kararı vermektedirler.
Daha önceki yazılarımda da ifade ettiğim gibi yaşanılan bu durum iki ucu boklu değnek misalidir.
Ne tarafından tutarsan tut, yol iblis’e çıkmaktadır, tutulan el pisliğe bulaşmaktadır.
Bizlere düşen, bizi tercihe zorladıkları bu sopayı tutmak değildir.
Musa’nın asasını tutarak bu iki ilüzyonuda bertaraf edecek hamleyi yaparak hem putperestliği hemde seküler yaşam biçimini yok etmektir.
Rabbimiz bize yeter diyip ona ortak koşmamaktır.
Bu pagan- putperest kültür ve inanç, sadece hiristiyan aleminde olan bir durum değildir, yanlış anlaşılmasın.
Burada bu tarihsel süreci verirken, var olan durumu izah etmek için bu çabayı ortaya koydum.
Aynı şekilde bu inancın uzantılarını, paralel yapılarını ve inanç farklılığına rağmen yol arkadaşlıklarını net bit şekilde hem İslam aleminde, hem Yahudilik aleminde, hemde diğer totaliter ve ilahi olmadığı ifade edilen dinlerde ve bu dinlere mensup mezheplerde ve toplumlarda bunu görmekteyiz.
Yeryüzünde ki bu günkü çatışmanın cephelerine baktığınız da bunu net olarak göreceksiniz.
Yaşadığımız ülkede Trump’ın ve aynı yolu paylaşanların davranışlarını ve tavırlarının gizli açık destekçilerine bakın, karşısında duran seküler düşünce yapısında ki insanlara bakın, ne dediğimi anlayacaksınız.
Musa peygamberin ve Muhammed peygamberin sözü üzerinde tepinip, aynı pavlusun yaptığı gibi Rabbimizin sözünü eğip bükenlere, kendi putperestliklerini meşrulaştırmak isteyen veya meşrulaştıran toplumların tavırlarına bakın ne dediğimi anlayacaksınız.
Ancak bu bakış açısı ile bu çatışmanın şifrelerini ve taraflarını çözebilir ve yolunuzdan sapmazsınız.
Aksi durumda sendeler durursunuz.
Birgün pagan-putperest bir düşünce ve tavır tarafında yer alırken, başka bir gün seküler bir yapı tarafında yer alırsınız.
İblis tamda bunu istiyor, emin olun.
Onun için gelin sadece ve sadece Rabbimizin sözünü dinleyerek onu vekil tayin edelim ve tarafımızı Rabbimizin yanında konumlandıralım.
T.K. @kul6303839