Biliyorsunuz dün akşam 15 Temmuz etkinliklerini yaşadık. İnsanlar sabaha kadar etkinliklerde bulundular. Unutmadık, unutturmayacağız dedik. Onu önümüzdeki günlerde değerlendireceğiz. 15 Temmuz hakikaten bir milletin ciddi bir var olma mücadelesi. Ama bunu zaman içinde her zaman değerlendirilmesini insanlar farklı boyutlarıyla yapıyorlar. Ama sebep ile sonuca geldiğimiz zaman 15 Temmuz’da emperyalist güçler, dünyayı yöneten güçler bir el değiştirdi. Yine de tam bağımsız bir Türkiye noktasında mücadele devam diyor. İnşallah bu tam bağımsız, ekonomik olarak ve hür olarak, millet ve devlet olarak her anlamda bağımsızlık mücadelemizde tam bağımsız değiliz biliyorsunuz bağımsızlık mücadelemizde Allah mücadele verenlere güç kuvvet versin. 

Biliyorsunuz Düzce’de katlı otopark vardı. İsmail Bayram döneminde yapılan belediye ile bir müteşebbisin ortaklaşa yaptığı katlı otopark vardı. Katlı otopark yıllarca YEYPAŞ tarafından belediyenin yan kuruluşu ve açılımı da ‘Ye, İç, Paylaş’ olan bir şirket tarafından yönetildi. Daha sonra ihaleye verildi ondan sonra da bu otoparkın alanını bağışlayan firma veya ortağı dışarıdaki müteşebbis bunu belediye işletsin neden başkasına kiralıyor diye yapılan sözleşme uyarınca ihaleyi iptal ettirdi. İhale iptal olduktan sonra burası kapatıldı. Müteşebbis olan, kiracı olan buradan çıktı ve kapalı. Olabilir mi? Olabilir süreç böyle işliyor. Ama bunun sebep ile sonucuna bakacağız.

Burası kapatıldı ve şehir merkezindeki otoparkların ücretleri 3-4-5 liradan 7-10 liraya çıktı. 10 liraya park edilen yer var Düzce’nin merkezinde, 7 liraya park edilen yer var Bazıları çok insaflı ve vicdani davrandılar fiyatlarını artırmadılar ama genel anlamda 7 liraya çıktı park ücretleri. Kim yaptı bunu, neye göre çıkardılar. Bir denetleyeni var mı? Yok. Peki, belediye ve kamu ticari hayatımızda, sosyal hayatımızda, yaşam alanımızdaki bütün çizgilerde olmalı ve dengelemeli. 
Nasıl Düzce Belediyesi Düzce’de rekabeti daha uygun, rantabl veya vatandaşın lehine daha olumlu şartlara uygun olacağım diye beton santrali kurdu ve üretime başladı ya Düzce Beton adı altında. Fiyat dengelemesi yaptı. Burada niye yapmıyor? Bir ay geçti ve bu sürede Düzce Belediyesi katlı otoparkı kapalı. Vatandaşlar burada 4-5 liraya hizmet alıyordu.

Şu anda burası kapandıktan sonra bunu fırsat bilen fırsatçılar parkları 7-10 liraya çıkardı. Yazık, günah.
Bu kararı veren, bu kararı uygulayan otopark parası veriyor mu? Yok. Arabanın sağ koltuğuna otur gez, dolaş. Tamam, hizmet et olması gereken bir şey mi? Olması gereken bir şey. Belediye başkanının, başkan yardımcılarının. Bunlar niye dertlenmiyorsunuz? Bu derdi bu çözümü mutlaka belediye başkanı üretecek de belediye başkan yardımcıları orada ne işe yarıyor veya oradaki bürokratlar ne işe yarıyor? Neyi takip ediyorsunuz da bunu takip edecek vakit kalmadı? Çünkü siz vakti zamanı geldiğinde o makam araçlarından indiğinizde sizde bir yerlere çekeceksiniz o makam araçlarını. Bugün paranın çok kıymetli olduğu yerde 4-5 liraya park edilirken 10 lira bu insanların cebinden çaresiz. Ekonominin dar olduğu, ekmek parası kaygısının olduğu zamanda alınırken hiç mi vicdanınız sızlamıyor? 

E belediye ne yapar? Belediye çok şey yapar. Bir para basmaz bir adam asmaz der belediyenin mevzuatında. Parklar 4-5 liradan 10 liraya çıkmışsa belediye burada farklı mevzuatlarla bunu kontrol edebilir. Eder mi? Eder.  Ne diyoruz bir para basmaz bir adam asmaz. Belediye’nin yetkileri çok geniş. İncelensin belki çoğu otoparkın ruhsatı yoktur. Sen bunu neye göre çıkardın 7 liraya? Çünkü katlı otopark kapandı. Millet alternatifsiz kaldı. Parklara gidiyorsunuz 7 lira 10 lira yazık günah. Herkese yazık günah. 

Bu kadar mesele ile de belediye başkanı ilgilenmesin. Kim bakıyorsa buna. Başkan yardımcıları orada konu mankeni mi? Klimalı arabalara binmek, güzel makam koltuklarında başkanım diye anılmak, bilinmek orada müdürler, buradaki birimler yazık günah değil mi?  Bu fırsatçılara fırsat verirken belediyenin işi ne? Belediye ne iş yapar? Vatandaşın sağlığından, yaşam alanlarından, ekonomiden her anlamda belediyenin geniş bir mevzuatı var. ‘Biz buna karışmıyoruz.’ İşinize geldiği zaman karışıyorsunuz. Menfaatinizin veya bir dostunuzun ayağına basıldığı zaman belediyenin bütün gücünü, hikmetini elinizde sopa ile karışıyorsunuz. Gerçekten Düzce için şunu söylemek lazım bu park meselesinde ciddi bir sıkıntı var. Trafik meselesinde ciddi bir sıkıntı var. Her şey belediye başkanından beklenmez. O maaşları niye alıyorsunuz? O makamlarda niye oturuyorsunuz? Geçen gün bir dostumuz fotoğraf attı arabalar kuyruk olmuş. Bu işin hızlandırılması noktasında niye dertlenmiyorsunuz? Orada neyi takip etmiyorsunuz? Yaptığınız iş ne? Mutlaka bir şey ile uğraşıyorsunuz da bu gündeme gelmeyecek de ne gündeme gelecek. Hangi gündem sizin gündeminiz? 

Burada eksik olan en büyük zafiyet şu; milletin derdiyle dertlenmeyenler o derdi vakti zamanı gelince nasıl bir dert olduğunu hani dert arıyorsun ya o zaman bulursun. Bu millet çözüm üretmek ve yaşam standartlarını yükseltmek adına size oy verdi veya size irade verildi. Düzce Belediyesi’nin katlı otoparkından dolayı Düzce’de otopark fiyatları yüzde yüz artırıldı. Bu sorun değil mi? Ciddi bir sorun. Ama sen aracını park etmiyorsun ki oraya. Sen geliyorsun belediyenin altına yerleştiriyorsun arabayı. Para soran yok, vakit soran yok, mazot soran yok. Yörük malı ile kurban kesmek gibi. Peki, bu gündeme niye getirilmiyor? Niye bu gündem değil? 

Hani zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış. Burada zenginin malı yok ama gerçekten milletin derdi var. Bayram trafiğinde, arifesinde Düzce iki tane ciddi sıkıntı yaşıyor. En büyük sıkıntılarından bir tanesi de otopark sıkıntısı. Ben şuna da inanmıyorum ekonomi biraz sıkıntılı, bu arabalar nereden geldi. Bodrum’a tatile gidenler iki kilometreyi dört saate gitmişler. Gidemiyorlar yani öyle bir yoğunluk var. Millet para harcıyor tamam ama burada 200 bin liralık arabaya binip de 7 lira ödeyeceksin diyor otoparkçı. Sen mi aldın o arabayı ona? Sen mi verdin parasını? Sen mi veriyorsun 7 lira park ücreti alıp da? Ruhsatın mı tamam? 

Tabir-i caizse gerçekten Düzce Belediyesi’nin katlı otoparkının açılması için Sayın Belediye Başkanı’na buradan sesleniyoruz. İnsanlar bu konuda çok tepkililer. Burada çözüm üretilmesi ve çözüm alınması noktasında Belediye’nin çalışanları. Başkan yardımcıları, bürokratları, şirketlerin temsilcileri her kimse bir konsensüs halinde çözüm üretmeliler. Gerçekten yazık günah. Tok açın halinden anlamazmış. Her zaman diyoruz siz bir şeyin bedelini ödüyorsanız bu kıymetlidir. Bize gelince bizim araçlarımızda basın kimliği ile beraber birçok yerde bu konudan muaf tutuluyoruz kamuya hizmet ettiğimizden dolayı. Ama vatandaş ne yapsın? Eğer bu belediye başkan yardımcıları, belediyenin bu işte karar verecek insanları sabah gidip o otoparka 10 lira verse dertlenir vermediği için dertlenmiyor. Ama siz bu işte dertlenin diye bu millet size oy verdi. 

Milletin derdi ile dertlenmeyenler kendi derdi ile eninde sonunda dertlenir. Çünkü makamlar, mevkiler, yetkiler hepsi gelip geçici. Biz ne Belediye Başkanları ne etkili yetkili isimler amirler gördük. Kimliği ve makamı elden gittikten sonra yolda selam verecek adamların gözünün içine bakıyor. Ama bugün bu yetki ve etki varken, bu imkân varken yarın milletin gözünün içine bakmayın. Millet sizin gözünüzün içine baksın. Sayılı gün gelecekse çekilen çile kutsaldır. Ben de bunu şöyle değerlendiriyorum; bu millete çile çektirmeyin. Soru üretmeyin çözüm üretin. Sayılı gün çabuk gelir geçer o günü beklemesin insanlar. Düzce’deki insanlar da bugün acaba ne gün diye konuşmaya başladılar. Ben samimi bir şekilde, iyi niyetiyle samimiyetiyle mücadele veren insanların düştükleri ve düşecekleri hale acırım. 

Şeyh Edebali ne diyor; üç kişiye acı. Zenginken fakir düşene, itibarlı iken itibarını kaybedene, cahiller arasındaki âlime. Burada kesinlikle doğru olan bir şey var riyaset makamındaki samimiyeti himayesindeki kişiler hissetmediği sürece ki hissetmiyorlar. Birçok insanlar sokaklarda cemiyetlerde, cemaatlerde riyaset makamını da riyaset makamına o yetkiyi verenleri de eleştirip her gün adım adım doğrudan veya kendi inandıkları doğrudan, irade koydukları doğrudan, inanç noktasındaki doğrudan adım adım uzaklaşıyorlar. Tartışılmaya başlanan irade ve makam bugün daha yüksek seslerle tartışılır. Önemli olan insanları mutlu etmek. Hayatta mutlu olmak için ya imkânlarını artıracaksın ya isteklerini azaltacaksın. Biz isteklerimiz ve insanların isteklerine baktığımız zaman çok küçük istekler imkân artırmaya gerek yok. Çok küçük müdahalelerle çok büyük meseleler çözülür. Düzce katlı otoparkının çözülmesi ve Düzce’de ki otopark fiyatları konusunda lütfen bir tedbir alınmasını Düzceli olarak buradan Sayın Dr. Faruk Özlü ’den talep ediyoruz, rica ediyoruz, bildiriyoruz. Takdir sizin.