O FABRİKA BEŞ YILDIR RUHSATSIZ ÇALIŞIYOR

Abone Ol

Pazartesi günü Yığılca'daki çimento fabrikasına bir giriş yapmıştık. Bu işin bir hikayesi var.

Hikayesi de şu: AK Parti'nin içinde aklanmak, paklanmak, nimetlenmek için girenler var. Bu işten nemalanmak isteyenler var yani. Bu işlere girenler oradaki Yığılca Çimento Fabrikasının hikayesini başlattı.

İki tane el değiştirdi burası. İddiaya göre. Tabii bu iddia, ispatı bir şey yok. Burada bir gömü vardı. Adamlar gömüyü aldılar, fabrikayı devrettiler.

Bu bir şehir efsanesi. Her yerde olabilecek bir şey hikaye de olabilir. Akabinde burası Düzce Çimento olarak hayata geçti. Firma burayı başka bir firmaya sattı. Bu süreç içinde Muzaffer Yiğit var Yığılca belediye başkanı.

Bunlarla, fabrikayla beraber çok iyi ilişkiler kurdu. Çok iyi ilişkiler kurdu. Fabrika el değiştirdikten sonra Rasim Çam, Yığılca Belediye Başkanı, oraya ziyaretçi gibi, misafir gibi gidip geldi. Bir fotokopi makinesi bile sosyal sorumluluk projesi dahilinde Yığılca Belediyesi'ne alamadı ama gitti geldi göründü.

Selami Savaş işin başına geçince, belediye başkanı olunca bu fabrikanın bitişiğinde bir tane hazine yeri var. Fabrikanın birtakım unsurları da bu hazine yerine 0 veya 3-4 metrekare girmiş.

Fabrika yönetimi Çevre İl Müdürlüğünden bu hazine arazisinin alınması için talepte bulunuyor. Burası ihaleye çıkıyor. Niçin? Fabrikanın alanının genişlenmesi için.

TOZU TOPRAĞI YIĞILCA’NIN, RANTI KAZANCI MARMARA’NIN

Tozun, toprağının, dumanının, arısının, kılının, tüyünün, bedelini biz ödüyoruz. Yığılca olarak, bölge olarak Türkiye'nin en ucuz çimentosunu temin etmek adına bütün kapıları da açıyoruz.

Fakat bu fabrika 5 yıldır ruhsatsız çalışıyor. Niye? Bir şeyler tamamlanmamış. Bu iş bakanlık seviyesinde, mülki idarenin en üst seviyesi valilik seviyesinde, siyaset seviyesinde her türlü görüşülüyor.

Şimdi bu fabrikanın yanındaki arazi ihaleye çıktıktan sonra, çıktıktan sonra birinci ihale diyelim ki 20 milyon, giren yoksa 10 milyona düşer. Yani prosedür böyle.

Bu ihaleye çıktığı zaman, Selami Savaş iyi bilir nereden ne alınacağını, Düzce'de çok güzel bir yatırımı var. Ona daha sonra geliriz. Buraya ihaleye giriyor. Kendi şirketiyle burayı alıyor. Aldıktan sonra imar ve iskan noktasında o tecavüzün o anlamının olmadığı ortaya çıkıyor.

En azından İl Özel İdare’de ve Çevre İl Müdürlüğündeki tespitlere göre. Yani 200 metrelik bir alan var. Bir bölümü giriyor bu kamu arazisine, sonradan da Selami Savaş'ın aldığı yere.

Peki şimdi ne oluyor? Şimdi fabrikalar, kurumlar, sosyal sorumluluk projesi dahilinde ne yaparlar? Memlekete bir şeyler yaparlar.

E kardeşim senin Yığılca’nın tozunu çekiyor. Kamyonların yükünü çekiyor. Dağları oymana, tabii yasal prosedürler dahilinde devam ediyor.

Çet, büyük çet, ufak çet, kılı, tüyü. Düzce’den Marmara Çimento’ya dönüyor. Düzce aşağılanıyor burada. Düzce çimentoydu, Yığılca çimentoydu, Düzce Çimento hafif geliyor, Marmara oluyor,Marmara Çimento.

EY YATIRIMCI DEVLET SANA DAHA NE YAPSIN?

Bu fabrikaya sahiplerine öyle bir imtiyazlar kullanılmış ki memlekete yatırım olsun diye devlet kullanıyor. Yani bundan da bir kişiye özel bir şey yoktur, ama Alaplı-Yığılca arasına yol yapılıyor.

Bu fabrika üretime destek versin, kazansın ülke diye. Yetmiyor, orada bir liman var. Liman projesi var.

Fabrika ürettiği ürünü limanla ihraç edecek şekilde liman kapısı da açılıyor. Liman kapısı zaten fabrikadan daha büyük gelir kapısı aslında baktığınız zaman. Buraya özel idare veya Düzce özel idaresi veya şurası burası niye buna bir yüzde oranında katılmadı onu da bilmiyoruz.

Çünkü bir limanın geliri fabrikanın gelirini belki 2-3'e katlayacak. Devlet bu kadar yatırım yapıyor sana.

Ey fabrika, Marmara Çimento, destek veriyor ki vermesi lazım mı? Lazım. Memleketin üretmesi lazım. Kazanması lazım. Doğru.

“İKİ KAMYON, BİR TESİS, PAZARYERİ BETONU ÇOK MU ŞEY İSTEMİŞLER?

Yığılca Belediye Başkanı da diyor ki ‘biz burayı diyor aldık ama siz bunu alın geriye. Aynı paraya geri alın ‘2 sene önce 20 milyon verdik ama neyse aynı parayı geri alın. Bize iki tane kamyon, pazar yerine beton, bir de parke kurma tesisi diyor kazandırın diyor.

E kardeşim şimdi sen bu memleketi tozu dumana boğmuşsun. Yollarını devlet sana kapılarını açmış.

Devlet kapıları açmış, liman imtiyazını vermiş. Senin malını daha güzel üretime az maliyet olsun diye Alaplı ile arana yol yapıyor. Alaplı - Yığılca arasına büyük bir yol yapıyor. İnşaat devam ediyor.

E sen de ver bir şeyler. Ver bu milletin evladına. Yani adam haraç istemiyor, avanta da istemiyor.

Ruhsat da yok. Bakın bu iş Çevre Bakanı Sayın Murat Kurum'un masasında konuşuldu. Birçok şey konuşuldu.

ARABULUCU SİYASETÇİ İL BAŞKANI KİM?

SELAMİ SAVAŞ SAVAŞI KAYBEDECEK Mİ? O ARSAYI NEDEN ALDIN DA ŞİMDİ SATIYORSUN?

Peki düğün yok, bayram yok, eniştem beni niye öptü diyorlar ya. He işin özünde şu var.

Buraya, bu firmaya Marmara Çimento'nun sahiplerine, muhataplarına, hani etkili, yetkili olan isimlerine bir siyasi partinin il başkanı bir de betoncu bir arkadaş gidiyor.

Bu betoncu her zaman bir yerlerde var. Bu arkadaş çok var. Bir görüşmeler oluyor. Aynı teklifler sunuluyor. Ya peki soru şu. Bu yer niye alındı arkadaş? Bu yer ‘Selami sen al’ diye mi satışa çıkarıldı? Niye girdin sen bu işe? Artı bu yer şimdi niye satılmak isteniyor? Niye geri verilmek isteniyor.

Hepsinden önemlisi buranın ruhsatı yokken buranın çalışması. 5 yıldan beri ruhsatsız iş yeri çalıştırıyor. Adamdaki özgüven, enaniyet ve güç noktasında ve buna kimse ses çıkarmıyor. Selami Savaş bu işin neresinde? Onu Cuma günü detaylı şekilde anlatalım. Bu işin arka planını, ön planını, biraz tabii farklı şeyler de var. Kimlerin geldiğini, kimlerin gittiğini.

Peki sen bu işi niye gündeme taşıdın? İşte son görüşme var ya, son görüşmedeki olan gelişen gelişmelere göre. Peki bunun Düzce kamuoyuna ne faydası var? Var. Düzce kamuoyuna çok faydası var. Bugün Küçük Sanayi Sitesi birçok yerde ruhsatı olmayan bir esnafa yasal olarak iskanı olmayan bir vatandaşa ne elektrik bağlıyorlar ne işlem yapıyorlar. Burası 5 yıldan beri ne yapıyor? Ruhsatsız çalışıyor. Tozuyla, toprağıyla, yüküyle, belasıyla, derdiyle. Üretim olsun mu? Olsun. Kazanç olsun mu? Olsun. Ama memlekete de bir faydası olsun.

SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ KAPSAMINDA İSTENENLER MASUM VE MAKUL

Sosyal sorumluluk projeleri. Bakın Pekintaş büyük bir okul yaptı değil mi? Düzce Cam okul yaptı. Bu firma, bunlardan belki üç aşağı beş yukarı çok oynamaz aralarında ekonomik olarak. Ya Yığılca’nın nesi var? Yığılca ne istemiş sizden ya? Yazık günah değil mi ya?

İki kamyonun, bir parke tesisinin, bir de pazar yeri betonu ne kadar büyüdü ya.

Ama bu kuru bir inatsa, kuru bir inat, herkes bir adım iki adım geri giderse bu işler çözülür.

Ama bu işleri çözmesi için görevlendirilen, irade verilen noktalar da gerçekten gerek iş adamının, yatırımcının, üreticinin, üretenin menfaatine aykırı olmadan gerek bir makus talihi olan bir bölgenin kaderini etkilemeden ortak bir akılla çözüm üretmeliler, üretilmeli.

Bunlar buraya kadar geldiyse demek ki çözülmüyor. Sıkıntı var. Sıkıntılar iradeyle ve idareyle çözülür. He şunu da diyebilirsiniz bana. Bu FETÖ iltisaklı olaylardan bahsediyordunuz. Ne oldu? Devam ediyor.

Devam ediyor ve sonuçlarını önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz. Hep beraber değerlendireceğiz.

Hoşça kalın, dostça kalın. Allah'a emanet olun.

KÖŞE YAZISININ VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN