Düzce ve bölgenin güçlü sesi Öncü TV’nin 27. kuruluş yıldönümü nedeniyle ziyaretler ve kutlama mesajları devam ediyor. 27. kuruluş yıldönümü nedeniyle Öncü TV’ye ziyaret düzenleyen Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar, Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Canan Üstüner’in sorularını yanıtladı. “Öncü TV Düzce’nin kurumsallaşmış en köklü yayın organı” Öncü TV’nin Düzce’de çok köklü ve kurumsallaşmış bir yayın organı olduğunu kaydeden Rektör Çakar, “Düzce’mizin çok köklü ve gerçekten medya alanında kurumsallaşmış bir Kurum Öncü Medya bu sebeple hem Düzce’mize kattığınız bu değer için hem de bizim gibi Kamu Kurumlarının sesini özgürce güvenle ve adil biçimde duyurulmasına vesile olduğunuz için gönülden teşekkür ediyorum. Tabi Öncü Medyanın başında çok sevdiğimiz bir aile, çok sevdiğimiz insanlar var. Sizlerde bu ailenin bir parçasısınız. Biz Düzce’de özellikle bu birlik beraberlik, insanın kendisini güvende hissetmesi ruhunu hep birlikte yaşadığımız ve hissettiğimiz için, her zaman Üniversitemizin arkasında, Üniversitemizin haberleri duyurmak konusunda’ da bizlere destek oldukları için Öncü Medya ailesine gönülden teşekkür ediyorum. Bizim medyadan en temel beklentimiz özellikle bizim gibi Kurumların kendisini ifade etmesi çok kolay olamaya biliyor, bu alanda bize bir telefon kadar yakından bize soruluyor. Detayları öğrenilip kaynağından bilgi almaları bizim için mutluluk sebebi, kendimizi son derece mutlu bir aile ortamı içinde hissediyoruz. Nice mutlu yıllar diliyorum. Hayırlı ve huzurlu nice hizmetler diliyorum Düzce’mize Bölgemize Türkiye’mize inşallah” diye konuştu. “Öğrencilerimizi çok özledik” Tüm dünyada etkisini sürdüren Koronavirüs salgını nedeniyle öğrencilerinden uzak kaldıklarını dile getiren Rektör Çakar, “Biz öğrencilerimizi çok özledik. Düzce’de öğrencilerimizi çok özledi. Çünkü bizim öğrencilerimizin % 90 Düzce’nin dışından gelen öğrenciler. Şehirde de gerçekten Üniversitenin varlığı Üniversitemizin şehre yansıması, gençlerin ortadan kaybolması ile birlikte daha fazla hissedildi diye düşünüyorum. Tabii öğrencilerimizin uzaktan eğitimde olması, bizim içinde özellikle uzaktan eğitim süreçlerinin niteliğini arttırmak konusunda bir fırsat sağladı. Biz pandeminin ilk başlarında Asenkron; yani eş zamanlı olmayan, canlı olmayan bir yöntemi de dahil etmiştik sürece, ama ikinci dönemde özellikle bütün kaynaklarımızı sonuna kadar kullanarak, öğrencilerimize eş zamanlı olarak canlı olmayan bir eğitim sunmadık. Bütün eğitimlerimiz eş zamanlı senkron, yüz yüze ve uzaktan olarak canlı biçimde gerçekleşiyor. Tabi bizimde ümidimiz, bu aşılama süreçlerinin en kısa zamanda gerçekleşerek yaz döneminde olmadı, eylül döneminde inşallah güz dönemi ile birlikte öğrencilerimize kavuşabilmek, ama eğitim - öğretim böyle oldu diye bizde bu süreç içerisinde boş durmadık. Tabii ki planladığımız farklı akademik alanlar var. Üniversitemizin her zaman bir planı var. Mutlaka şehrimize dokunacak özellikle pandemiyle ilgili sürece, çok dahil olduk. Hastanemizin akademik çalışmaları bu dönemde hızlandı, aynı zamanda farklı alanlar farklı merkezler kurduk. Yapılaşmaya önem ve ağırlık verdik. Hazır bazı alanlarımızın, yoğun tadilata ihtiyacı vardı. Tadilat planlamasını sağ olsun Allah devlete zeval vermesin iyi bir bütçe elde ettik. Bu bütçe ile birlikte, eylül dönemine öğrencilerimize hazırlamak için, tadilatlarımızı hızlandırdık. Bizim için, son derece hızlı ve yorucu, bir o kadarda enerji dolu bir süreçti, ama inşallah hepimiz için sağlıkla tamamlanır. Tabii bizim için dezavantaj olarak yansır, ama öğrencilerimize de onu söylüyorum. Dezavantaj olarak yansısa da bunu avantaja dönüştürmekte bizim elimizde. Ailemiz ile daha fazla zaman geçirebilmek bir avantaj, biriken işlerimizi yapmaya çalışmak bir avantaj, bazen insan hayatın rutinine o kadar kapılıyor ki; planlama yapmaktan uzaklaşıyor. Planlamaya zaman ayırabilmekte önemli bir avantaj, planlama olmadan geleceği kurgulamak mümkün değil. Buna zaman ayırmakta çok önemli, bu süreci böyle avantaja dönüştürmeye çalıştık. Ben Üniversitemiz adına başardığımızı düşünüyorum. Çünkü ulusal ve uluslararası sıralamalardaki yerimiz sürekli yükseliyor. Öğretim üyelerimizin özellikle Kurumsal ve Akademik başarıları bizleri gururlandırıyor. Bu sebeple ben bu süreci hayra kullanabildiğimizi düşünüyorum. İnşallah böyle çok sağlık sorunları ile daha fazla yüzleşmek zorunda kalmadan en kısa zamanda normalleşiriz” şeklinde konuştu. “Eftenia Otel için tek başımıza mücadele etmemiz Ankara’da karşılık bulmuyor” Eftenia Otel’in Düzce Üniversitesine kazandırılarak sağlık turizmine kazandırmak için çalışmaların devam ettiğini ve bu konuda Düzce halkı ile kenti yönetenlerinin desteklerini beklediklerini dile getiren Çakar, son olarak şunları söyledi: “Bizim talebimiz her sene artarak ve gerekçeleri ile birlikte fizibilite raporlarıyla birlikte etütlerimiz ile birlikte her yıl devam ediyor. Bu konuda şöyle bir durumdayız, arabanız var ama ehliyetiniz yok gibi bir durumdayız. Yani insanların anlayabilmesi için anlatmaya çalışıyorum. Kamulaştırma problemi yapmak için yeterli bütçemiz var, ama Kamulaştırma yapma iznimiz yok. Biz o izin için yıllardan beridir hem Bürokrasiden, hem Siyasetçilerimizden hem de İlimizin önde gelenlerinden destek arıyoruz. Kendi başımıza yüksek meblağlardan bahsettiğimiz için ve yeniden bir yatırıma dönüşebilmesi gerektiği için, tek başımıza hareket etmemiz Ankara’da çok karşılık bulmuyor. Biz talebimizi sürekli yeniliyoruz, Gölyaka Belediyemiz ile birlikte farklı modeller üzerine çalışabilir miyiz diye düşünüyoruz ama emin olun mutlaka proje geliştirmeye çalışıyoruz biz burayı nasıl kazanırızın derdindeyiz. Ama tek başına Üniversite olarak ama Gölyaka Belediyesiyle birlikte ortak güç olarak biz oradan vazgeçmedik. Ben Rektör olduğum sürece de orayı bir geleneksel ve tamamlayıcı Tıp cazibe merkezi olarak kullanmak konusundan da vazgeçmeyeceğimden emin olabilirsiniz.” HABER: Savaş ARI