Günlerdir Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’yle ilgili topluma yansıyan, insanların yaşadıklarını anlatan konulara değiniyoruz. Dün Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Sayın İlhami Caboğlu bir açıklama yaptı. Açıklamada “Şikâyetlere ve hassasiyetlere duyarsız kalınmamalı, gerekiyorsa Sağlık Bakanlığı’na bağlansın “dedi. Bugün de AK Parti İl Başkanı Sayın Mustafa Keskin konuyla ilgili açıklama yaptı “Bu işin faturası bize kesilir “ dedi. Doğru, ayrıca, “Hemşirenin vatandaşa davranışını Ankara’ya anlatamayız. Bunu burada çözeceğiz hastanenin yeniden kendini yapılanmasını, yürüme şeklini insanlarla iletişimini ve tedavi şeklini yeniden gözden geçirsin konuyu sağlık bakanına iletelim” diye bir açıklama yaptı. Detayını oncurtv.com’dan takip edebilirsiniz.

Biliyorsunuz Öncü Radyo Televizyon ve birçok basın kurumu kamuoyu adına hareket eder. Yani halkın yaşadıklarını, çözümlerini, taleplerini yaşam kalitesini yükseltmek adına, yaşam hakkı adına haklarını savunur. Şimdi siyasi parti adına il başkanları açıklama yaptı. Peki, bu açıklama yapıldı da ne olacak? Konu sayın sağlık bakanına iletildi, konuyla ilgili ne yapılması gerekiyorsa o yapılacak bu çok güzel. Bu konuda Sayın MHP il başkanını, Sayın AK Parti il başkanını, Cumhur İttifakı’nı tebrik ediyoruz insanların meselelerine duyarlı olduğu için. Peki, diğer taraf insanlara hizmet etmek istemiyor mu? Bizim insanımıza hizmet etmek istemiyor mu? İstiyor tabii ki, yani hiç kimse de kasıt aramıyoruz. Kimse bu işi kasıtlı olarak yapıyor demiyoruz. Ancak denge ve hesaplarda bir şaşma olacak düşüncesiyle bu tür yanlışlar ortaya çıkıyor. Şimdi işin enteresan boyutu şu buradan net konuşacağız. Biliyorsunuz biz Kitabın Ortasından programını yapıyoruz. Yaz döneminde bu program yapılmıyor ama kitabın ortasından konuşmamız gerekirse bir durumlar, bir eleştiriler bize karşı. Tabii biz bunları saygıyla karşılıyoruz. Ancak burada enteresan olan şu ben bu konuyu bir kişiyle değil belki yüz kişiyle konuştum.  Konuşmalarımızdan çıkan sonuç şuydu. Gerçekten bu meselenin ciddi boyutlara geldi. Bin iki yüz personelin çalıştığı yapıda gerçekten yeniden bir yapılanma gerektiğini ve özellikle Sağlık Bakanlığı’na bağlanarak daha etkin bir sağlık hizmeti verilmesi konusunda mutabık kalınmıştı, düşünceler böyleydi.

Dr. Faruk Özlü Düzce Belediye Başkanı önceki dönem Sayın bakanımız Sayın milletvekilimiz bu konuyu ben kendisiyle hiç konuşmadım biliyor musunuz? Fakat işi evirdiler çevirdiler bizim hiçbir aklımız yok, hiçbir fikrimiz yok, hiçbir bilgimiz yok, bilgimiz olmadığı için de fikrimiz yok. Biz birilerinin taşıma suyla değirmen çevirmesi gibi birilerinin aklıyla hareket ediyoruz. Onlar bize akıl veriyorsa konuşuyoruz, akıl vermezse de konuşmuyoruz, Bu işi şahsileştirme noktasına kadar getirmişler. Çok yazık.

Şimdi anlatılan mesele ortaya konulan sorun yaşanılan problemler alt alta üst üste koyduğun zaman Düzce’ de yaşayan herkesin sorunu doğru mu? Doğru çözüm üretilmesi gerekiyor mu? Gerekiyor. Şimdi başhekim olmak üzere birçok akademik personel izinde mi? İzinde. Bir de şu var eleştirilen noktada efendim biz Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi çok gözde bir kuruluşuz büyük hizmetlerimiz var. Evet var, gerek organ nakli yapılması gereken yaptıkları güzel işler de var. Hep böyle eksik bir durum yok fakat bu kamuoyuna yansıtıldığı zaman ehil insanlar, becerikli insanlar, kariyerli insanlara karşı olumsuz bir algı oluşturuluyor. Biz olmayanı söylemiyoruz.

Şimdi bir hemşirenin orada bir doktorun veya orada bir para trafiğinin mesela Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin gerek önceki randevu bölümüne veya yeni bir randevu isteyin. Ne zaman verecek size Ekim ayında veriyor randevuyu. Ama parayı bastığın zaman, iyi yüz lira verdiğin zaman on beş gün sonra randevu alıyorsun. Paralı randevu var. Parasız randevu yok. Nereye geldi bu iş ya? Bu ve buna benzer meselelerde eksiklerde hatalarda istismar demeyelim de eksik ve hata diyelim istismar şu istimal demeyelim eksik ve hatalarda kurumun yöneticileri, kurumun sahipleri burada irade ve idare de bulunanlar bunun söylenmesin, bilinmesin, duyulmasın diye itibarını kapatmak istiyor. Güneş balçıkla sıvanır mı? Siz orada çok itibarlı işler çok güzel işler yapıtınız da itibarsızlaştırmak için birileri çaba mı sarf ediyor?  Öyle bir noktaya gelsin ki insanlar oraya tıp adamları oraya gelmek için mücadele versin.

Orada yapılan eksiği kapatmak marifet anlatmak suç. Öyle mi? İltifat marifete tabidir. İltifat edilecek hal olması için marifet lazım sizde marifet yoksa iltifat edilmiyorsa eleştiriliyorsa bunun eleştiren boyutu eleştirenler. Bunun ortaya çıkmasına sebep olanlar millet adına hizmet adına daha iyi yaşam kalitesi adına söyleyenler suçlu bunu yapanlar suçsuz. Bunlar masum bunlar mazlum ama biz zalimiz öyle mi? Hayırlı işler. Yani tabiri caizse burada hakikaten başlıklarda zaman zaman kullandık. Ne yönetim noktasında bir çözüm üretiliyor nede insanlara hizmet noktasında istisnalar var mı? Var kaideyi bozmaz. İstisna var Türkiye’de ilklerde olan tedavi noktasında organ nakli noktasında bir takım güzellikler de var bunları zaten yazıyoruz,  anlatıyoruz ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Tebrik ediyoruz, onurumuz oldu. Biz buradan onurumuz olun gururumuz olun mutluluğumuz olun heyecanımız olun eyvallah. Söylenen her sözün altında öküz altında buza aramanın anlamı yok. Kimseye bunun bire bir ilişkilerde şahsi ilişkilerde hissi nefislerde burayı alet etmeyin, etmeyelim. Kimsenin aklıyla, fikriyle, zikriyle hareket etmiyoruz. İnsanların hakikatiyle hareket ediyoruz. Sokakta istisnalar kaideyi bozmaz bu konuyla ilgili yaptığımız günlerdir anlattığımız konu büyük bir takdir topladı. Biz takdir toplamak için yapmadık. Halkın bir derdi var burada bir çıban var burada sıkıntı var burada bir yanlış var bunu anlatmaya çalışıyoruz. İnşallah bu sorunu da kısa zamanda çözecekler çünkü Cumhur İttifakı’nın iki il başkanı da bunun maiyetini gördü. Hatırla gönülle bu siyaset veya bu açıklamalar yapılmaz. Kimse siyasi anlamda ilerde sıkıntı yaşayacağı veya inanmadığı bir şey söylemez demek ki onlarda bu ve buna benzer meselelere vakıflar. Şimdi sıra milletvekillerinde bakalım önümüzdeki günlerde milletvekilleri ne diyecekler. Ben bu konuyu Sayın Fahri Çakır ve Sayın Ümit Yılmaz’la birebir üçlü, dörtlü bir ortamda cemiyette detaylı bir şekilde konuştum. Önümüzdeki günlerde bu konuşmalarla ilgili bu görüşmelerle ilgili kendilerinde bir demeç isteyeceğiz, yani her konuşulan burada yansıtılmıyor rızası olacak, bilgisi olacak, izni olacak ve bunlarla ilgili de önümüzde ki zaman diliminde çözüm olacak.

Siz Öncü sosyal medya hesaplarından, WhatsApp hatlarından bizlere ulaşın. Doğrusunda da ulaşın eksiğinde de ulaşın. Her anlamda ulaşın. Bu ekranlar Düzceli’nin sesidir, bu Düzceli’nin nefesidir, bu Düzceli’nin gözüdür, bu Düzceli’nin derdidir, Düzce’nin mutluluğudur, Düzce’nin ekranıdır bu ekranlar. Sizlerle beraber varsak biz varız, sizin için varız, millet için varız,  halk için varız,  kamuoyu içi varız. Memlekette insanı yaşat ki devlet yaşasın diyor Şeyh Edebali.  Bu insanları yaşatmak için mutlu etmek için biz elimizden geleni ardına koymadan her türlü de riski göz alarak biz Düzce de hayatın kolaylaşması, hayatın güzelleşmesi, hayatın daha kaliteli bir hale gelmesi adına Öncü Medya olarak varız ve olacağız.