Bir aylık Ramazan sürecinde İftar ve sahur olmak üzere iki ana öğünden oluşan yeme içme döngüsüne adapte olan vücudumuzun, Bayramda kurulan mükellef sofralar, iştahımızı kabartan birbirinden lezzetli yiyecekler ve tatlıların, bazı kaçamaklar yapmamıza neden olması, sağlık açısından olumsuz neticeler doğurabilir.  

Bayram ve sonrasında, yeme içme düzenimize dikkat edip bir anda yüklenmeden kademeli ve kontrollü bir şekilde sürdürmemiz gerektiği konusunda ikazlarda bulunan il Sağlık Müdürü Dr. Yasin Yılmaz, “Ramazan dolayısı ile beslenme düzeninde meydana gelen değişiklikler, Ramazan Bayramı’nda öğün sayısının artmasına ve daha fazla yemek yeme istediğinin oluşmasına sebep olabilmektedir. Geleneksel olarak bayramda şeker, çikolata, özellikle hamur işleri (baklava, börek vb.) gibi gıdalar kan şekerini hızla yükselten ve enerji içeriği yüksek gıdalar tüketilmektedir. Bayramda birdenbire bu gıdaların sık ve çok tüketilmesi sindirim sistemi problemlerine ve kan şekerinin hızlı yükselmesine sebep olarak çeşitli rahatsızlıklara yol açabilir. Bu nedenle bayram ve sonrasında besin tüketimine dikkat edilmeli, aşırıya kaçılmamalı, yeterli ve dengeli beslenme ilkeleri unutulmamalıdır dedi.”

Ramazanın bitmesi ile birlikte özlem duyulan gündüz atıştırmalık ve abur cubur tüketimlerinin dozunun artmasının sağlık açısından büyük riskler taşıdığını vurgulayan Dr. Yasin Yılmaz, neleri tüketmemiz gerektiği ile ilgili bir dizi tavsiyelerde bulundu.

SAĞLIKLI BESİN TABAĞININ OLMAZSA OLMAZLARI

İl Sağlık Müdürü Dr. Yasin Yılmaz Yeterli ve dengeli beslenmek için, Süt ve süt ürünleri, Et, yumurta veya kuru baklagiller, Sebze grubu, Meyve grubu, Ekmek ve tahıl grubu olmak üzere, sağlıklı beslenme tabağında yer alan beş temel besin grubunu sıraladı.

Öte yandan bu sağlıklı besin gruplarını hangi şekilde tüketmemizin doğru olacağı yönde de önerilerde bulunan Dr. Yılmaz

“Ramazan ayının sonlanması ile tüketilecek yiyeceklerin miktarı aniden arttırılmamalıdır. Öğün sayısında ve ara öğünlerde dikkatli olunmalıdır. Gerektiğinde ara öğünlerde taze meyveler, ceviz, badem, fındık ya da az şekerli hoşaf/kompostolar, ayran, kefir gibi içecekler beslenme düzenine eklenebilir.

Bayram sabahı hafif bir kahvaltı ile güne başlanmalıdır. Kahvaltıda kızartma, kavurma yöntemleriyle pişirilmiş besinler tercih edilmemelidir. Domates, salatalık, maydanoz, taze biber vb. çiğ sebzeler bolca tüketilmeli, az tuzlu peynir tercih edilmelidir. Haşlanmış yumurta tercih edilmelidir. Sucuk, salam, sosis vb. yağlı besinlerden, börek vb. hamur işi gıdalardan sakınılmalıdır. Ekmek olarak tam tahıl ekmeklerinin tercih edilmesi kan şekerini kontrol altında tutar ve tokluk süresini arttırır.

'Besinler iyi çiğnenmeli, yemekler hızlı yenmemelidir'

Ramazan Bayramı süresince mide ve bağırsak rahatsızlıkları yaşanmaması için fazla şeker ve şekerli gıdaların (tatlılar, çikolata vb.) tüketimine dikkat edilmeli ve aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.

Tatlı tercihi hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine küçük porsiyonlar halinde sütlü tatlılar, taze veya az miktarda kuru meyveler; şerbetler yerine şekersiz veya az şekerli komposto/hoşaf suları, az şekerli limonata, ayran gibi içeceklerden yana kullanılmalıdır.

Sindirim sisteminin düzenli çalışması için lif (posa) içeriği yüksek olan sebze, meyve ve kuru baklagiller tüketilmelidir. Yetişkin bireyler imkânlar dâhilinde günde en az 3 porsiyon sebze ve 2 porsiyon meyve tüketmelidirler. Lif (posa) içeriği yüksek bu besinler aynı zamanda kan şekerinin de hızla yükselmesini engellerler.

DİYABET KALP VE TANSİYON HASTALARININ DİKKAT ETMESİ GEREKENLER

Diyabet, kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon gibi kronik hastalığı olanlar uyguladıkları diyete bayram süresince de özen göstermelidirler.

Ramazan ayı boyunca su ve sıvı tüketimin azalmasından dolayı vücutta oluşabilen sıvı kaybının yerine konması için günde en az 2-2,5 litre su alınmalı; sıvı tüketimini artırmak amacıyla ayran, az şekerli limonata, az şekerli/şekersiz komposto/hoşaf gibi sıvı gıdalar gün içinde tüketilmelidir.

Tüm bireyler özellikle de yaşlı ve tansiyon hastası olanlar çay, kahve gibi kafein içeriği yüksek içecekleri gün boyu fazla miktarda tüketmemelidirler.

Ramazan boyunca gece kalkıp sahur yemeği yeme alışkanlığı, ramazandan sonra gece yeme alışkanlığı şekline dönüştürülmemelidir.

Bayram süreci ile birlikte kişiler uyku düzeni ramazan öncesi düzenlerine dönmeli böylece gece yemeleri alışkanlığının önüne geçilmelidir.

Ramazan ayı boyunca enerji harcamamak için azaltılan fiziksel aktivitenin bu dönemin sonlanmasıyla birlikte arttırılması, evde kalındığı süre içerisinde de evde fiziksel aktivite uygulamaları yararlı olacaktır.” Dedi.