Yeni tip koronavirüs salgınıyla geçen 1 seneyi aşkın süre yaşamın her alanının salgın tehdidi üzerinden yeniden düzenlenmesine neden oldu. Öte yandan Türkiye’de kısmi ve tam kapanma tedbirleriyle kontrol altına alınan vaka ve vefat sayıları sonrası 1 Haziran itibariyle normalleşme hazırlarına başlandı.

Bu dönemde sosyal hareketliliği en aza indirebilmek amacıyla alınan tedbir ve kısıtlamalar nedeniyle insan ilişkilerinde büyük değişimler olurken, ev odaklı bir yaşam tarzı benimsendi. Salgının insan psikolojisine olan olumsuz etkileri devam ederken birçok vatandaş evde izole bir şekilde geçen ayların ardından yeniden sosyal yaşama başlamak konusunda kaygı duymaya başladı.

SALGIN SÜRECİNDE PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLAR ARTTI

Psikolojik açıdan yıpratıcı olan bu süreçte vatandaşlarda depresyon, kaygı bozukluğu ve panik bozukluk şikâyetlerinde önemli artışlar olduğunu kaydeden Düzce Sağlıklı Hayat Merkezi’nde görev yapan Uzman Klinik Psikolog Furkan Sefa Göl, eski yaşama dönüşün yavaş yavaş başlayacağı yeni normal döneme uyum sağlayabilmek adına önemli tavsiyelerde bulundu.

SOSYAL İLİŞKİLER KURMAK İLK BASAMAK OLMALI

Salgın sürecinde çok fazla izole olup sosyal ilişkilerden uzak kaldığımızı belirten Psikolog Göl, “İnsan bulunduğu ortama adaptif bir canlı. Bu konuda kısmi şekilde sorun yaşanabilir. Onun dışında çok sorun yaşanacağını düşünmüyorum. Fakat burada belki bizim en büyük silahımız kendimizi güvende hissettiğimiz, duygularımızı aktarabildiğimiz sosyal ilişkiler kurmak bizim için ilk basamak olmalı. Çünkü uzun süre bu ilişkilerden mahrum kaldık.” sözleriyle yeni dönemde yeniden sosyal ilişkiler kurulması gerektiğini belirtti.

TEDBİRLERİ ALARAK RUTİN HAYATIMIZA DEVAM ETMELİYİZ

Pandemi döneminde telefonla yapılan görüşmelerin bu dönemde tedbirler çerçevesinde yüz yüze yapılmaya başlanmasını tavsiye eden Göl, “Burada mühim olan vatandaşlarımızın duygusal aktarımlarına devam etmeleri ve sosyal ilişkilerine devam etmeleri lazım. Bizim sosyal mesafe dediğimiz şey aslında fiziksel mesafe. Sosyal ve duygusal bir mesafeden asla bahsedemeyiz. Bu bizim yaşamımız için önemli bir durum. Rutin hayatımıza dönmek için tedbirlerimizi alarak hayatımıza devam etmeliyiz.” dedi.

BELİRSİZ SORULARLA ENERJİYİ TÜKETMEK YERİNE…

Salgın nedeniyle kaygı duyan vatandaşların da kendilerine doğru soruları sorarak yaşamını yeniden planlaması gerektiğini kaydeden Göl, “‘Ne olacak?’ ya da ‘Ne oldu?’ gibi belirsiz sorularla enerjimizi ve dikkatimizi harcamak yerine ‘Şu an ne yapabiliriz?’ ve ‘Benim alabileceğim tedbirler ne?’ sorularını sorarak rutin hayatımıza devam etmemiz gerekiyor. Çünkü kaygı bozukluğu dediğimiz psikolojik rahatsızlıkların en önemli özelliği günlük işlevselliğin yitirilmesidir. Bizim bu şekilde bu endişelerle baş etmek için, sosyal ve duygusal ilişkiler kurarak görev ve sorumluluklarımızı yerine getirebilmemiz için davranışsal bir harekete ihtiyacımız var. Biz kültürel anlamda yakın ilişkiler çok yatkınız. O yüzden kişinin o sosyal mesafeyi aşması bile bir süre samimiyet göstergesi olarak değerlendirildi.” diye konuştu.

SOSYAL MEDYADAKİ BİLGİ KİRLİLİĞİNE DİKKAT!

Sosyal yaşama yeniden başlamakla birlikte insanların ruh sağlığını koruyarak yeni döneme uyum sağlamaları için tavsiyelerini sürdüren Göl, vatandaşları özellikle sosyal medyadaki bilgi kirliliğinden korunmaları yönünde uyardı.  Göl, “Kişilerin sosyale medyadaki bilgi kirliliğinden kendilerini korumaları gerekiyor. Bilgileri resmi kaynaklardan belirli sıklıklarla kontrol etmek gerekiyor zira sürekli telefondan bilgilere bakmak bize çok iyi gelmeyecek. Belirli sıklıklarla sağlıklı bilgi almak bizim önceliğimiz olmalı.” dedi.

UYKU DÜZENİ VE İŞTAH RUHUMUZU DA ETKİLİYOR

Uyku ve iştahın bedensel olduğu kadar ruhsal önemine de vurgu yapan Göl, “Uyku ve iştah fizyolojik bir ihtiyaçtır. Bunlardan biri bozulduğunda bizi hem bedensel hem de ruhsal anlamda sorunlarla yüz yüze getirebilir.” diye konuştu. .

HOBİLER EDİNEREK, ÜRETİME YÖNELMELİ

Yeni dönemde insanların hobiler edinerek üretken bir sürece girişmelerinin önemli olduğunu kaydeden Göl, “Evde hobisel etkinlikler yapmak gerekiyor. Burada öneriler olabiliyor. Ama ben daha güzel bir şey söyleyeceğim. Kişinin kendisine uygun etkinliği bulmak için bir çaba harcaması daha iyi olacaktır. Üretme konusunda kendimizi kısırlaştırmamamız lazım.” dedi.

EVDEKİ İŞ YÜKÜ PAYLAŞILMALI

Pandemi süreciyle birlikte evde kalma sürelerinin uzamasıyla iş yükünün de arttığını belirten Göl, “ Yeni dönemde de bu iş yükünü aile bireylerinin paylaşması gerekiyor. Bu işlerin bir kişi üzerine yoğunlaşması diğer aile bireyleri üzerinde de psikolojik bir yüke neden olabilir. Dolayısıyla iş bölümü yapılması faydalı olacaktır” ifadelerini kullandı.

MUTLAKA UZMANDAN DESTEK ALINMALI

Uzman Klinik Psikolog Furkan Sefa Göl, tüm bu önerilere rağmen yeni döneme ve sosyal yaşama uyum sağlamakta zorlanan ve kaygı düzeyi yüksek seyreden vatandaşların ise mutlaka bir ruh sağlığı uzmanından yardım alması gerektiğini vurguladı.

HABER: Mehmet GÜNESEN