Ekrem Çavuş’un hazırlayıp sunduğu ve her Salı günü izleyici ile buluşan “Düzce’de Sağlık Olsun” programı Düzce sağlığının nabzını tutmaya devam ediyor.  Programın bu haftaki konuğu, Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Ana Bilim dalı öğretim üyesi Dr. Hasan Sultanoğlu Acil servislerin durumu, yoğunluğun nedenleri ve kimler acil hastasıdır gibi konulara değindi. Sultanoğlu, virüslerden korunma konusunda hayati uyarılarda bulundu.
 
 


“Acil Tıp kavramını öncelikle insanımızın kavraması gerekiyor”
Acil Tıp kavramını öncelikle insanların kavraması gerektiğini belirten Sultanoğlu şunları söyledi:  “Acil Tıp kavramını öncelikle insanımızın kavraması gerekiyor. Acil tıp, hemen bakım gerektiren hayati önem arz eden durumlarda müdahale eden bir bölümdür. Burada çalışanlara Acil Tıp Uzmanı olarak biliriz. Acil tıp ülkemizin kanayan yarası. Acil ama neye acil bunu bilmiyoruz. Bunu ile ilgili önlemler alındı ama yeterli önlemler alınamadı. Bunu ile ilgili çalışmalar inşallah olacaktır.  Biz acil tıp uzmanlığı konusunda yeni bir ülkeyiz. Ülkemizde tam anlamıyla yaygın değil şuan için.  Bu uzmanlık 1960 yıllarında Amerika kuruldu. Bir hasta yaralandığı zaman dünyanın her yerinde ilk müdahaleyi hemşire yapardı sonra görevli doktor yapardı. Bu bir çok hastanın ölmesine sebep oluyordu.  Bu sebeple Acil Tıp Bilimi kuruldu. Bir çok ülke bunu pek benimsedi. Böyle bir bilim dalının olmasına ön yargılı davranıldı. Avrupa’da hastanın olduğu yere hastane gider. Ama böyle bir sistem çok maliyetli oluyor. Bu sistem değiştirildi daha sonra.  Bu bölümü Türkiye’de kabul ettirmek çok zor oldu. Sunumlar yapıldı toplantılar yapıldı ve Türkiye’de 99 yılında hayata geçti.”
 
“Burada asıl acil olan kırmızı alandır”
Acile gelen insan sayısının çok olduğunu belirten Sultanoğlu şunları ifade etti: “Acil sayısının sadece acil olarak kalmasını istiyoruz. Bakanlık bunu ile ilgili bu yoğunluğu ortadan kaldırmak için yeşil ve sarı alan yaptı. Bu alanlar bir nebzede olsa neyin nerede durması gerektiğini gösterdi.  Burada en çok sıkıntı çektiğimiz yeşil alandır. Yeşil alan demek üst solunum yolu sıkıntısı veya çok hafif yaralanmalar yeşil alana girer. Bu hastaların oranı yüzde 70 kadar. Bu oran çok yüksek.  Burada asıl acil olan kırmızı alandır. Kırımızı alan hayati tehlikeli hastaların alanadır. Asıl acil olan bu hastalardır. Kırmızı alanda müdahalede Türkiye’de iyi noktadayız ama yeşil alanda sıkıntılar var. İçeride kalp krizi geçiren hastaya müdahale edilirken dışarıda yeşil alanda üst solunum yolu sıkıntısı olan hasta doktorlara bağırıp çağırıyor. Tek hekimli  hastanede oluyor bu olay. “Doktor nerede doktor nerede” diye bağırıyor hasta. Hemşire çıkıyor “doktor içeride hastaya kalp masajı yapıyor” diyor. Hasta da “ben bu vaziyetteyken doktor nasıl hastaya masaj yapar” diye kızıyor. Böyle komik durumlar ile de karşılaşılabiliyor.”
 


“112 gereksiz yere meşgul edilmiş oluyor”
112’nin gereksiz yere meşgul edilmemesi gerektiğini vurgulayan Sultanoğlu şöyle konuştu: “112 acil tıp servisinde çok büyük ilerlemeler kaydettik. Ama gereksiz yere 112 çok meşgul ediliyordu. Günlük 4 bin civarı gelen çağrısı sayısında ciddi olan sadece 250 çağrı var. Kapıda kalanda 112 arıyor telefonu bozulun da. Bu şekilde olursa 112 gereksiz yere meşgul edilmiş olur. Burada saniyeler önemli.  Bir zehirlenme veya kalp krizinde hastayı kaybedebiliriz. Toplumsal olarak yardımda çok iyiyiz ama müdahale konusunda sıkıntılarımız var. Bilgimiz olmadığı konularda hastaya müdahale edersek hastaya daha çok zarar veririz. Gerçekten böyle durumlarda hastayı kaybetmeye kadar gidiyor. Vatandaşlarımıza ilk yardım eğitimi verilmesi gerekiyor. Ama ben eğitimi aldım diye bir şey yok. Devamlı güncellenerek devam etmesi gerekiyor eğitimlerin. Bu bizim için çok önemli bir konudur.”
 
 
 “Öksürürken veya hapşırırken önlemler almalıyız”
Gündemi  meşgul eden virüsler konusunda açıklamalar yapan Sultanoğlu şunları kaydetti: “Virüslerden korunmak için ekstra bir ilaca gerek yok. Bu konularda dikkat edilmesi geren bazı konular var. Öksürürken veya hapşırırken önlemler almalıyız. İnsanlar ile tokalaşmayı azaltmamız gerekiyor. Tokalaştığımızda ise elimizi yıkamamız gerekir. Başkasının bardağından veya tabağından bir şey yenmemesi gerekiyor. Tabii bu zamanlarda beslenmemize dikkat etmemiz gerekiyor. Yaşlı hastalarda bu daha önemli. Bağışıklık sisteminin güçlü olması gerekiyor. Bu konulara dikkat edildiğinde  kendimizce önlemler almış oluruz.”