Pandemi dönemindeki kısıtlanmaların kişiler üzerindeki fiziksel etkileri ile ilgili açıklamalarda bulunan Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Tuba Erdem Sultanoğlu, hareketsiz yaşamın kas ve iskelet sisteminde sorunlara yol açabileceğine dikkat çekerek önemli tavsiyelerde bulundu.

Covid-19 pandemisinde bulaşma riskini önlemek ve ölüm oranlarını kontrol altına almak için evde kalmanın yaşam tarzlarında önemli değişimlere sebep olduğuna dikkat çekerek açıklamasına başlayan Dr. Öğr. Üyesi Sultanoğlu, “Covid-19 ile hayatımızda meydana gelen değişikliklerle beraber fiziksel olarak aktif kalmak zorlaştı. Pandemi ile insanlar daha az hareket eder, daha az enerji harcar, hareketsiz ve daha çok oturur hale geldi.” dedi.

“Fiziksel aktivite kemik mineral yoğunluğunu arttırarak osteoporoza karşı korur”

Pandemi döneminde  en çok güçlü bir bağışıklık sistemi ve iyi bir morale ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Sultanoğlu, fiziksel aktivitenin bağışıklık sistemini güçlendirdiği, stres ve kaygı düzeylerini azalttığını anımsattı. Fiziksel inaktivite ile birlikte gelişen kilo alımı ve obezitenin birçok hastalık için risk faktörü olduğunu belirten Öğretim Üyesi,“Ayrıca düzenli egzersiz diyabet, kardiyovasküler hastalıklar gibi ciddi sağlık problemlerinin önlenmesinde, bozulmuş kan basıncının düzenlenmesinde, psikolojik streslere karşı direnci arttırmada, yaşlanmayı geciktirmede ve yaşam süresinin uzamasında rol oynar.” diye konuştu.

Fiziksel aktivite azlığının kas iskelet sistemi kaynaklı kronik ağrıların yönetimini ve tedavisini zorlaştırdığına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Sultanoğlu, “Sarkopeni (kas kaybı) ve osteoporoz (kemik kütle kaybı) için de önemli bir risk faktörüdür. Fiziksel aktivite kemik mineral yoğunluğunu arttırarak osteoporoza karşı korur, osteoporoz tanılı hastalarda kemik yapımını arttırarak osteoporozun ilerlemesini azaltır. Fiziksel aktivite kaslar aracılığıyla stabiliteyi arttırır ve düşmelerin önüne geçer; böylelikle denge kaybı ve düşmeye bağlı yaralanmaların azaltılmasında etkindir.” ifadelerini kullandı.

“Covid-19 enfeksiyonu geçiren bireylerde kaslarda erime görülebiliyor”

Covid-19 enfeksiyonu geçiren bireylerde hareketsizliğe ve kullanılan ilaçlara bağlı olarak kaslarda erime görülebildiğine işaret eden Öğretim Üyesi, enfeksiyonu atlatan hastaların fizik tedaviye ihtiyaç duyabileceğini dile getirdi. Enfeksiyona bağlı kas ağrısı ve yorgunluk şikayetlerinin uzun süre devam etmesinin polikliniklere başvuruya sebep olabildiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Sultanoğlu, “Covid-19 pandemisinin hızla yayılması dünyada ve ülkemizde fiziksel tıp ve rehabilitasyon hizmetlerinin işleyişini etkilemiştir. Pandemi sürecinde diğer branşlarda olduğu gibi verilen sağlık hizmetinin azalması neticesinde düzenli takip ve tedavinin önemli olduğu kronik romatizmal hastalıkların takip süreci olumsuz etkilenmiştir. Bu süreçte romatizmal hastalıklara bağlı şikayetlerin artması ile fiziksel tıp ve rehabilitasyon polikliniklerine başvurunun arttığını söyleyebilirim.” dedi.

Hareketsizliğin en belirgin etkisi kaslar üzerinde!

Hareketsizliğin en belirgin etkisinin kaslar üzerinde görüldüğünü belirten Dr. Öğr. Üyesi Sultanoğlu,“Hareketsiz kalan vücut, ihtiyacı olan maddeleri kasları yıkarak alır ve bu durum kas kaybını meydana getirir. Özellikle kasta hacim (atrofi) ve dayanıklılık (endurans) kaybolur. Hareketsizliğin eklem kıkırdağı üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Hareketsizlik; birçok kronik hastalık, kardiyovasküler hastalık, yüksek kan basıncı, glikoz ve insülin metabolizması bozuklukları, obezite, diyabet, kemik erimesi, kırık oluşması riski, ağrı, denge bozukluğu, düşük bağışıklık, depresyon ve uyku bozuklukları için risk oluşturur.” ifadelerini kullandı.

65 yaş üzeri kişilerde kondisyon düşüklüğüne neden olmakta!

Pandeminin ileri yaş ve kronik hastalığı olan bireyleri etkileme potansiyelinin daha yüksek olduğuna vurgu yapan Sultanoğlu,, “Daha önceden yürüyüşe çıkan, alışverişe giden, komşularını ziyaret eden ya da iş yerlerinde çalışan 65 yaş üzeri kişilerin aktivitelerindeki kısıtlanma ve evde kalma süreci kondisyon düşüklüğüne; sonuçta genel sağlık problemleri, denge sorunları, psikolojik sıkıntılara neden olabilmektedir.” ifadelerine yer verdi. Kısıtlamalar nedeniyle cep telefonu, tablet ve televizyon başında geçirilen zamanın artmasının kas-iskelet sistemi üzerindeki etkilerine de değinen Dr. Öğr. Üyesi Sultanoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Teknolojik araçları uzun süre kullanan erişkinler, kas iskelet sistemi sorunlarıyla karşılaşabilmektedir”

“Teknolojik araçların (internet, bilgisayar, tablet, akıllı telefon, vb.) uzun süre kullanımının özellikle çocukların gelişimi ve sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri çeşitli araştırmalarla kanıtlanmıştır. Çocukların teknolojik araçları uzun süre ve çeşitli pozisyonlarda kullanmaları onların bedensel gelişim (kas-iskelet sistemi) aşamalarında problem yaşamalarına neden olabilir. Çocukların büyük ve küçük kas becerileri, el ve göz koordinasyonu gibi kaba ve ince motor gelişimleri olumsuz etkilenmekte, fiziksel sorunlar, obezite ve ruh sağlıklarında bozulma gibi sağlık risklerine yol açabilmektedir. Aynı zamanda salgından sonra çocukların ekran karşısında geçirdikleri süre arttığı için; geç uyuma, geç uyanma, daha az fiziksel aktivitede bulunma durumları ortaya çıkmıştır. Teknolojik araçları uzun süre kullanan erişkinler de kas iskelet sistemi sorunları (boyun, omuz ve sırt ağrısı, postur bozukluğu vb.) ile karşılaşabilmektedir.”

Covid-19’un halen birçok yönünün bilinmeyen bir hastalık olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Sultanoğlu, “Bu süreçte hepimizin isteği sağlıklı ve eskisi gibi yaşamlarımızı devam ettirebilmektir. Bu hedefe ulaşabilmek için pandeminin fiziksel kapasiteye etkisini bilmek önem taşır. Özellikle eskiden çok kolay yapabildikleri egzersizleri, hareketleri, günlük işlerini yapamıyorlarsa; Covid-19 enfeksiyonu sonrası devam eden ağrı ve yorgunluk şikayetleri varsa ve yaşam kalitesine olumsuz etkiliyorsa bir fiziksel tıp ve rehabilitasyon kliniğine başvurmalarında fayda var.” dedi.

“Hafta boyunca toplamda en az 150 dakika orta yoğunlukta fiziksel aktivite yapılmalıdır”

Fiziksel olarak aktif kalabilmek için hafta boyunca toplamda en az 150 dakika orta yoğunlukta fiziksel aktivite veya hafta boyunca en az 75 dakika şiddetli fiziksel aktivite yapılması gerektiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Sultanoğlu, “Bu amaçla ev içinde yürümek, dans etmek, koşu bandı, bisiklet ergometresi gibi evde herhangi bir kardiyo egzersiz aleti varsa kullanılabilir. Sağlam bir sandalyeye oturup kalkma; duvara karşı, mutfak tezgahı hizasında ya da yerde şınav; merdiven inip çıkma, su şişesi gibi bir ağırlık kaldırma ile haftada 2 veya daha fazla gün kas kuvvetlendirme egzersizleri yapılabilir. Pandemi sırasında evde yapılabilecek egzersizlerden biri de nefes egzersizleridir.” ifadelerini kullandı.

“Kontrollü sosyal hayatımıza devam ederken egzersiz yapmayı ihmal etmemeliyiz”

Karantina altında ve Covid-19 pozitif olan bireylerin öksürük, ateş, nefes darlığı gibi herhangi bir semptomu yoksa hafif-orta düzeyde fiziksel aktivite yapabileceklerini sözlerine ekleyen Sultanoğlu, açıklamasını “Covid-19 pandemisinde maske, mesafe ve temizlik kuralları çerçevesinde kontrollü sosyal hayatımıza devam ederken kas kaybı, bilişsel fonksiyonlarda azalma, depresyon riski gibi hareketsizliğin olumsuz etkilerine karşı mutlaka egzersiz yapmayı ihmal etmemeliyiz.” şeklinde tamamladı.