Geçtiğimiz günlerde AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı ve Düzce Milletvekili Ayşe Keşir tarafından hizmete açılan Düzce Atatürk Devlet Hastanesi Muncurlu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Hidroterapi havuzları, hastalara şifa dağıtmaya devam ediyor. Fizik Tedavi Uzmanı Dr. Ebru Karakaya, Öncü TV ekranlarında Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Canan Üstüner’in hazırlayıp sunduğu “Güne Merhaba” programında, hidroterapiyi anlattı. Suyun kaldırma kuvveti sayesinde, havuzlarda hastaların daha kolay egzersiz yapabildiğine dikkat çeken Karakaya, kaplıca havuzları ve hidroterapi havuzlarının arasındaki farkı da anlattı.

“Hastayı kas fonksiyonlarını arttırmak için havuza alıyoruz”

Hidroterapinin tanımı hakkında bilgi veren Karakaya,  “Kısaca bahsetmem gerekirse, su ile yapılan tedavi yöntemi diyebilirim. Hastaya özel olarak hazırlanmış ve mutlaka bir fizyoterapist gözetiminde hasta için özel hazırlanmış havuzlarda, hastanın kas fonksiyonlarını arttırmak amacıyla, havuzda uygulanan tedavi yöntemi ve su içi egzersiz tedavisi diyebilirim. Hasta, hastalığını tedavi edici havuzda yapması gereken egzersizleri fizyoterapist eşliğinde yapıyor” diye konuştu.

“Hastalar hidroterapi havuzlarında daha rahat egzersiz yapabiliyor”                                      

Hidroterapi havuzlarına daha çok nörolojik hastaların alındığını kaydeden Karakaya, “Daha çok nörolojik hastalığı olan kişilerde en çok fizyoterapiyi kullanıyoruz. Beyin veya beyin omurilikte hasar varsa, inme hastalığı geçirenler, omurilik felci geçirenler, Parkinson hastaları, travmatik beyin hasarı olan hastalarda, beyin ve omurilikte hasar olduğu için kaslara uyarı az gidiyor. Bu yüzden de kaslar güçsüzleşiyor ve zayıflıyor. Bu hastalarda yürümede güçlükte görülüyor. Bunlara yönelik bizim hidroterapi ek bir tedavi. Egzersizler, iyileştirme programları bizim olmazsa olmazlarımızdan. Hidroterapiyi ek olarak uyguluyoruz, ama bazı hastalar egzersiz yapmakta karada zorluk çekebiliyor ya da yürümekte zorluk çekebiliyor. Bizde zaten hidroterapide suyun kaldırma kuvvetinden yararlanıyoruz.  Çünkü hasta suyun içinde daha rahat hareket edebiliyor. Suyun kaldırma kuvveti sayesinde, hastanın eklemlerine daha az yük biniyor. Bazen hastalar eklerinde ağrı olduğu için egzersiz yapamayabiliyorlar. Mesela biz kireçlenmeyi çok sık görüyoruz yaşlı hastalar da. Bu hastaların kalçasında, dizinde kireçlenme olabiliyor. Biz dizinde kireçlenme olan hastanın diz çevresindeki kaslarını güçlendirmesini istiyoruz. Kaslar kuvvetli olsun dize az yük binsin. Hasta ağrısı varsa egzersiz de yapamıyor. Havuzda ise, kaldırma kuvvetinin etkisiyle daha az yük binmiş oluyor ve egzersizlerini daha rahat bir şekilde yapabiliyor. Bunun dışında nörolojik hastalığı bulunan hastalar ve felçli hastalar dışarıda bazı egzersizleri yapmakta zorluk çekebiliyor, ama havuz içinde rahat bir şekilde yapabiliyorlar. Yani bizde güzel bir alternatif tedavi oluyor” şeklinde konuştu.

“Hidroterapide hastalar suyun kaldırma kuvvetinden yararlanır”

Hidroterapide hastaların suyun kaldırma kuvvetinden yararlandığını ifade eden Karakaya, “Kaplıca suyu, doğal kaynaklıdır, genellikle sıcaktır ve içinde mineral ile gaz bulunur. Kaplıcada asıl önemli olan suyun kimyasal özelliğinden yararlanılır ve sıcaklığı yüksektir. Kaplıca tedavisinde de zaten hastalar egzersizlerini havuz içinde yapmazlar. Oturarak tedavilerini alırlar. Hidroterapide ise az önce de bahsettiğim gibi suyun fiziksel özelliklerinden faydalanılır. Hidroterapide su sıcaklığı 28-30 santigrat derece ağırlığındadır. Bu da egzersiz için en uygun sıcaklıktır, farkı genel olarak bu” ifadelerini kullandı.   

“O hastalar havuza alınmaz”

Hidroterapi havuzlarına alınmayan hastalar hakkında da bilgi sunan Karakaya, ““Bir hastanın genel durumu bozuksa, şuuru açık değilse ya da komutlara uyamıyorsa onları havuza alamıyoruz maalesef. Bunun dışında kontrolsüz hipertansiyon veya tansiyon yetersizliği varsa, yeni geçirilmiş bir kalp rahatsızlığı, yeni geçirilmiş bir kalp krizi varsa ya da ileri derece ciddi bir kalp yetmezliği varsa, onun dışında kontrolsüz epileptik nöbetler geçiren hastaları alamıyoruz. Onun dışında aktif bir enfeksiyon varsa vücudunun her hangi bir yerinde, yine ellerde ve ayaklarda mantar hastalığı varsa bu tarz hastaları alamıyoruz maalesef” ifadelerine yer verdi.

HABER: Savaş ARI