İl olduğu 1999’dan bu yana sürekli büyüyen ve zaten coğrafi özellikleriyle basık bir bölgede kurulan Düzce araç sayısının artması, sanayideki kontrolsüz büyüme, lastik yakımı ve doğalgazın yaygın olmaması sebebiyle ısınma amaçlı kömür kullanımı gibi nedenlerle yıllardır hava kirliliği problemiyle boğuşuyor.

2020 yılının Kasım ayından bu yana hava kirliliğinin zirve noktalarda seyretmesinin ardından geçen hafta tüm istasyonlardan gelen ‘iyi’ kalitede veriler herkesin içine su serperken bu sevinç uzun sürmedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre hava kirliliği 21 Ocak itibariyle yeniden zirve noktalara ulaşarak Düzce bir kez daha ‘havası en kirli il’ unvanını aldı.

Kirliliğin en tehlikeli seyrettiği Düzce Merkez istasyonunda sağlıklı bir ortam için 0 ila 50 arasında olması gereken hava kirliliği endeksi ‘kötü’ sınıfına giren 213 olarak ölçüldü. Bu çevrede yaşayan vatandaşlar için “Sağlık açısından acil durum oluşturabilir. Nüfusun tamamının etkilenme olasılığı yüksektir” uyarısı yapıldı.

Düzce Belediye istasyonun da ise bu değer 150 ölçülerek ‘sağlıksız’ olarak kayıtlara geçti. Havasının temizliği ile meşhur Bahçeşehir’de de hava kalitesi 95 ile ‘orta’ derece oldu.

İl genelinde farklı noktalarda ölçümlerine devam eden seyyar istasyondan ise 138 değeri ‘hassas’ olarak geldi.

Korkutan verilerin ardından Düzce’nin kronik hale gelen ve insan sağlığını tehdit eder boyutlarda seyreden hava kirliliği problemi bir kez daha gözler önüne serildi.

Yapılan ölçümler sonucunda hazırlanan ilk raporda kirliliğinin yüzde 25-30’unun sanayi tesislerinden, yüzde 31-36’sının kalitesiz kömür kullanımından, yüzde 23-27’sinin şehir içi araç trafiğinden ve yüzde 21 ile 26’sının atık yağ ve lastik yakımından kaynaklandığı ortaya konmuştu.

HABER: Mehmet GÜNESEN