Düzce’de yaşayanlar yılın 365 günü kirli hava soluyor. Bu sağlıksız havanın solunması, solunum, kalp-damar ve akciğer kanseri gibi hastalıklara yol açıyor.

Düzce Atatürk Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Büşra Betül Özcan, koronavirüs salgınından sigara kullanımının akciğerlerde oluşturduğu tahribata, hava kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerinden ölümcül bir kanser türü olan akciğer kanserine kadar göğüs sağlığı açısından merak edilen sorulara yanıt verdi.

Öncü TV ekranlarında hafta içi her sabah saat 10:30’da ekranlara gelen Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Canan Üstüner’in hazırlayıp sunduğu, ‘Güne Merhaba’ programına konuk olan Özcan, izleyenlere önemli tavsiyelerde bulundu. 

“Sigara ve kirli hava akciğerlerde birçok hastalığa neden oluyor”

Sigara kullanımı ve hava kirliliğinin akciğerlerde birçok hastalığı tetiklediğinin altını çizen Uzman Dr. Özcan,  “Sigara kesinlikle kullanılmaması lazım ve akciğerin birçok hastalığının sebebi de sigaradan kaynaklanıyor. Yine kirli hava da sigara gibi akciğeri çok etkileyen bir sıkıntı oluşturuyor. Bunun dışında neler yapabiliriz? Mesela, havalar soğudu ama kendimizi kapalı ortamlara atmayıp, en azından oturduğumuz ortamı en azından sık sık havalandırmalıyız. Onun dışında enfeksiyonlardan da kendimizi sık sık korumak için, çok fazla kalabalık ortamlarda da bulunmamaya özen göstermemiz gerekiyor. Bunun dışında yine soğuk havalarda bağışıklık düzeylerimiz düşüyor, bağışıklığımız baskılanmış oluyor. Bunun için mümkün oldukça meyve sebze ağırlıklı dengeli beslenmemiz gerekiyor. Mümkün olduğunca karbonhidrat içeren un ve şeker gibi besin maddelerini kısıtlamamız gerekiyor ki, kendi sağlığımızı da bağışıklık sistemimizi koruyalım.” diye konuştu. 

“Koronavirüs başladığından beri, verem tanısında azalma oldu”

Halk arasında verem olarak bilinen tüberküloz hastalığı ile koronavirüs arasındaki farkı anlatan Özcan,  “Kovid- 19 salgını başladığından beri verem hastalarına koyduğumuz tanı oranları azaldı. Çünkü hastaların çoğu Kovid – 19 salgınından dolayı başvurmamayı tercih ediyor ya da daha ilerleyen dönemlerde şikâyetleri daha çok arttığı bir dönemde başvuruyorlar. Yani bizim kastımız polikliniğe hasta olduğunuzda başvurmayın değil; hastaysanız başvurun, onun dışında farklı kontroller olur, biraz erteleyebiliriz gibi. Onun dışında tüberküloz dediğimiz verem hastalığı bir bakterinin yaptığı bir hastalık. Yine solunum yoluyla buluşuyor, evet bu konuda korona ile çok benzer belki, ama farklı bulguları oluyor. Daha uzun bir dönemde kilo kaybı oluyor, ağızdan kan gelme şikayeti oluyor hastaların, yine öksürük, nefes darlığı tabii ki oluyor korona da olduğu gibi. Ama Kovid daha çok grip şeklinde ortaya çıkarken, verem birazcık daha uzun bir süreçte biraz daha yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Filmlerde, ya da görüntülemelerde Kovit-19’da da çok bariz görüntülemeler ortaya çıkabiliyor. Ama hiç ummadığımız bir hastadan da bu çıkabiliyor. Yüzde yüz bunları ayırmak mümkün değil. Ama görüntülemelere bakarsanız, aslında da çok benzer değil. Yani bir tüberküloz hastasını gördüğümüzde bu tüberküloz diyebiliriz, kafamızda bu korona mı? diye çok da bir soru işareti oluşmaz kafamızda.” şeklinde konuştu. 

“Sigara içenler Kovid-19’u daha ağır geçiriyor”

Sigara kullanan ve Kovid-19’a yakalananların hastalığı daha ağır geçirdiğini vurgulayan Özcan,  “Şimdi sigara kullanan akciğer, biraz hastalanmış oluyor. Çok ileri düzeyde olmasa da her hastada, o ciğerlerin kapasitesi azalmış oluyor. Bir de üstüne Kovid olduğumuz zaman, zaten o da akciğerleri tutuyor. Kapasitesi azalmış bir akciğeri tuttuğu zaman haliyle Kovid daha çabuk ilerliyor. Yani sağlıklı bir akciğeri tutan bir hastalık, belki daha yavaş ilerleyecek iken, çok fazla ilerlemeyecek iken, sigara içen kişilerde özellikle daha fazla yoğun bakıma gidişi, hastalığın ağırlaşmasını, solunum yetmezliğine girdiğini hastanın sıklıkla görüyoruz. ‘Sigarayı bırakmak istiyorum da bırakamıyorum.’ diye düşünen insanlara benim düşüncem şu oluyor mesela; evet hastalarımız bırakmak istiyorlar, ama tam olarak kendileri karar veremedikleri zamanlar oluyor. Etrafındakilerin çok baskı yaptığı için bırakmış gibi olup, sonra kimse yok ben bir iki tane içen çok oluyor. Öncelikle hastaların sigarayı bırakmak için kendilerinin karar vermesi lazım. Kendi kendine tiryakilerin sigarayı bırakmasına karar vermesi lazım ki, sonrasında eğer tekrar başlarsa, dediğim gibi o kaçak içtiği sigaralar ile tekrar başladığında o bırakma motivasyonu düşüyor. Hasta diyor ki; ‘Ben daha önce bırakmayı denedim, başaramadım.’ Ama aslında onunkisi bırakmayı denemek değilmiş, etrafındakileri biraz tatmin etmek istediği için olan şeyler. Tabii ki etrafındakilerin desteği de çok önemli. Özellikle sigara sıklıkla arkadaş ortamlarında kullanılan bir şey.” ifadelerini kullandı. 

“Akciğer kanseri, sinsi bir hastalık”

Akciğer kanserinin sinsi bir hastalık olduğunu ve sigara kullanımı ile hava kirliliğinin bu hastalığı tetiklediğini ifade eden Özcan, son olarak şu ifadelere yer verdi:

“Akciğer kanseri, biraz sinsi ilerliyor. Yani genelde yakaladığımızda, ileri evrede olmuş oluyor. Çünkü o akciğer büyümüş oluyor. Aslında akciğer hastalığına yakalananların birçoğu KOAH oluyor. KOAH olan hastanın zaten nefes darlığı var. Kanserin sebep olduğu nefes darlığını arada ayırt edemiyor. Akciğer kanseri dediğim gibi çok sinsi ilerliyor bu sebeplerden dolayı. Çünkü özellikle hasta ciğerlerde oluyor. Bunda da sigara çok büyük bir etken.”

HABER: Savaş ARI