Çocukların el, ayak ve bileklerinin neredeyse tamamını kırmızıya boyayan bir hastalık olan el, ayak, ağız hastalığını yakın çevresinde sık duyan ya da çocukları bu hastalığa yakalanan bazı ebeveynler, ‘Salgın mı var?’ endişesi yaşamaya başladı.

Gerekli hijyen ve temizlik kurallarına uyulması durumunda bulaş riski çok düşük olan hastalığa iki çocuğunun birden yakalandığını belirten bir veli, Öncü Whatsapp İhbar Hattı (0 542 767 18 81)’na gönderdiği fotoğraflı mesajda, suçiçeğine benzer içi sıvı dolu kabarcıklara dönüşen kabartıların günler sonra oğlunun ağız, el ve ayaklarında nasıl döküntüye dönüştüğünü gösterdi.

“Virüs ağız ve dokunma yoluyla bulaşıyor”

Çevresinden de bu hastalığa yakalanan çocuklar olduğunu belirten ve okullarda tedbir alınmasını isteyen endişeli veli, şunları kaydetti: “Hayırlı akşamlar bu aralar 15 yaş ve 0-1 yaş arası çocuklarda el, ayak, ağız virüsü bulaşmaya başladı. Bir hafta önce benim oğlum oldu ve 1,5 yaşındaki kızıma bulaştı. Götürdüğümüz doktor söyledi el ayak ağız virüsü olduğunu. Bugün de baldızımın oğlu aynı vakaya yakalandı. Virüs ağız ve dokunma yoluyla bulaşıyor. Boğazda başlıyor önce yutkunmakta ve nefes almakta güçlük çekiyor çocuklar ve yüksek derecede ateş yapıyor.”

“Düzce İl Milli Eğitim Müdürlüğü tüm okulları ilaçlatsın”

Hijyen açısından eğitim kurumlarında gerekli tedbirlerin alınmasını da isteyerek, “Lütfen Düzce İl Milli Eğitim Müdürlüğü, tüm okulları ilaçlatsın. Ciddi derece yayılıyor. Lütfen bunun için bir önlem alınmalı, çocuklarımız hasta olmasın.” çağrısı yaptı.

Hastalığın yayılmasından korktuğunu vurgulayan veli, “Vücutta kaşıntı ve bu şekilde lekeler oluşuyor. Büyükleri etkilemiyor ama çocukları yemek yemeden ve su içmeden bile kesiyor şuan birçok çocukta bu var.” ifadelerini kullandı.

Rahatlatan açıklama

Öte yandan Düzce’deki eğitim kurumlarında şu anda salgın boyutunda bir bulaşıcılığın olmadığın bildirilirken, Sağlık Bakanlığı’nın söz konusu hastalıkla ilgili yaptığı bilgilendirme şöyle:

El, ayak, ağız hastalığı

“El, ayak ve ağız hastalığı genellikle ateş (38-39 derece) , iştahsızlık, belli belirsiz bir kırıklık hali ve boğaz ağrısı ile başlar. Karın ağrısı ve öksürükte olabilir. Ateşin başlamasından 1-2 gün sonra, ağızda herpanjina adı verilen ağrılı, içi su dolu döküntüler meydana gelir. Döküntüler genellikle ağızın arka kısmında küçük kırmızı lekeler olarak başlar, daha sonra içi su dolu kabarcıklar haline gelir ve sıklıkla kabuğu patlayarak ülserleşir. Deri döküntüleri ise 1-2 gün sonra gelişir. Ayak tabanı ve ellerde avuç içinde düz kırmızı noktalar halinde başlayan döküntüler, daha sonra su toplar. Bazen döküntüler dizlerde, dirseklerde, kalçada veya genital bölgede de oluşabilir. El ve ayaklardaki döküntüler genellikle 5-7 gün içerisinde kendiliğinden iyileşir. Özellikle küçük çocuklar ağızlarındaki ağrılı yaralar nedeni ile su içmekte zorlanabilir ve dehidratasyon oluşabilir. Her ne kadar adı el-ayak-ağız hastalığı da olsa her zaman tüm bu alanlarda döküntü görülmeyebilir. Sadece ağız yaraları veya sadece deride döküntüler şeklinde gelişebilir.

Nasıl bulaşır?

Solunum yoluyla, tükürükle, yakın temasla ve dışkı yoluyla bulaşabilir. Yazın havuz sezonunun açılması ve enfekte havuz sularının yutulması ise ayrı bir risk oluşturmaktadır. Yoğunlaşan virüslerle hastalık salgına da dönüşebilmektedir. Bu nedenle anne ve babalara, çocuklarına ellerini sık sık yıkama alışkanlığı kazandırmaları konusunda büyük görev düşmektedir

Korunma yolları nelerdir?

Hasta bireyler ile temastan kaçınarak ve bazı temel temizlik kurallarına dikkat ederek hastalıktan korunulabilir.

Eller özellikle tuvalet kullanımı sonrası veya bez değiştirdikten sonra, yemek hazırlamadan veya yemekten önce mutlaka su ve sabunla yıkanmalıdır.

Oyuncaklarda dahil olmak üzere kullanılan tüm malzemelerin yüzey temizliğine dikkat edilmelidir.

Hastalarla yakın temastan (öpüşme, sarılma gibi…) ve ortak tabak bardak kullanımından kaçınılmalıdır.

Ellerin sık sık yıkanması, kirli ellerin ağza ve yüze sürülmemesi çok büyük önem taşır.

Bulaşıcı olduğundan el-ayak-ağız hastalığına yakalanan kişilerden uzak durulması gerekir.

Ortak yaşam alanlarını sık sık havalandırarak içeri temiz hava girmesini sağlamak gerekir.

Okul ve kreşlerde ortam yüzeylerinin günlük temizliği sağlanmalıdır.

El-ayak-ağız hastalığına karşı en etkili yöntem hijyendir. Gerekli hijyen ve temizlik kurallarına uyulması durumunda el-ayak-ağız hastalığı riski azalır.  El, ayak, ağız hastalığı ile ilgili, Halk Sağlığı Müdürlükleri tarafından, ihtiyaçlar doğrultusunda sağlık personeline ve halka yönelik eğitimler planlanmakta ve uygulanmaktadır.

Kimler riskli gruptadır?

Okul, kreş ve benzeri toplu yaşam alanlarında bulunmak, yazın havuz sezonunun açılması ve enfekte havuz sularının yutulması ise ayrı bir risk oluşturmaktadır.”