Yaptığı başarılı çalışmalarla sadece Düzce ve bölgede değil ülke çapında parmakla gösterilen ve alanında Türkiye’nin en iyisi olan Düzce Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi, geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nu ağırladı. Bu ziyaretin ardından bir kez daha tüm Türkiye’nin dikkatini çeken merkezin müdürü Prof. Dr. Ertuğrul Kaya, Mehmet Günesen ile Öncü Ana haber Bülteni’ne canlı telefon bağlantısı gerçekleştirerek soruları yanıtladı.

Başarıya uzanan yolculuğun nasıl başladığını anlatan Prof. Dr. Kaya, “Bildiğiniz üzere geleneksel tıp dünyada ve ülkemizde çok eski yıllardan beri uygulanmaya devam edilen bir uygulama yöntemi. Günümüzde geleneksel tıbbın suistimali edilmesi söz konusu. Bu konuya el atmak için Sağlık Bakanlığı yaklaşık 6 yıl önce bunun yönetmeliğini çıkardı ve bu kapsamda da ülkemizde Geleneksel Tıp Merkezleri açılmaya başladı. YÖK’ün ve üniversitemizin girişimleriyle Geleneksel Tıp Merkezimiz açıldı. Yaklaşık 3 yıldır tedavi hizmetlerine devam ediyoruz.” dedi.

“TÜRKİYE’NİN EN MODERN, EN GÜÇLÜ VE EN BÜYÜK MERKEZİ”

Türkiye’nin en güçlü merkezi olarak çalışmalarına devam ettiklerini kaydeden Prof. Kaya, “Düzce Üniversitesi GETAT, Türkiye’nin en güçlü geleneksel tıp merkezi ve bina olarak en modern, en büyük merkezi durumundadır. Donanım olarak, işlevsellik açısından en güçlü merkezi. Burada geleneksel tıpta 10 farklı alanda uygulamalar aktif olarak yapılıyor. Bu 10 alanda geleneksel tıp eğitim yetkisi var, hekimlere eğitimler veriliyor. Bu alanlarda preklinik ve klinik araştırma yetkimiz var. Preklinik yani deney, laboratuvar ortamlarında geleneksel tıp araştırmalarını yapıyoruz. Böylelikle geleneksel tıbbın modern tıbba entegrasyonu için gerekli olan dataları toplamaya çalışıyoruz.” dedi.

YAKINDA İLAÇ ÜRETİMİNE BAŞLANACAK

Bu süreçte en önemli aşamanın klinik araştırma olduğunu Türkiye’de bu alt yapıya sahip sayılı kurumlardan olduklarını kaydeden Kaya, “En önemlisi de klinik araştırmadır. Uygulanan tedavi yöntemlerinin gerçekten faydalı olup olmadığına dair gerçek veriler insanlar üzerinde yapılan kontrollü deneyler ile elde edilir. Bu da geleneksel tıp klinik araştırması yapmak üzere ruhsatlandırılmış ülkemizde 3-4 merkez var. Bizim de bu konuda yetkimiz var. Hatta yakın zamanda artık buradan ilaç üretimi de dâhil lazım olan bütün ihtiyaçlarımızı tamamladık. Bütün altyapımızla birlikte ürünlerimizi geliştirebileceğiz. Şu anda zaten geleneksel tıp ürünleri üniversitemiz bünyesinde üretiliyor. İleride ilaç üretimi de mümkün olabilecek.” diyerek üretilen ürünlerin yanında çok yakında ilaç üretimine de başlayabilecek seviyeye geldiklerini müjdeledi.

“ÇALIŞMALARIMIZ DEVLET TARAFINDAN DA TAKDİR EDİLİYOR”

Bakan Akar ve Başkan Hisarcıklıoğlu’nun GETAT ziyaretiyle ilgili de konuşan Prof. Dr. Ertuğrul Kaya, “Çalışmalarımız devlet tarafından da takdir ediliyor. Misafirlerimiz geldiler. Biz onları merkezimizin imkânlarını, merkezimizi tanıttık. Kendileri de bundan memnun kaldılar ve merkezimizin Türkiye’deki en iyi yer olduğunu ifade ettiler.” dedi.

Kaya kendisine sorulan, bir uygulama yaptırdılar mı sorusuna, “Takdir edersiniz ki bu tıbbi bilgiler kişilere özeldir. Bu konuda çok bilgi vermem de doğru olmaz. Biz elimizden geldiğince buradaki imkânları kendilerine sergiledik. Kendileri de burada uygulamadan çok memnun kaldılar.” diye konuştu.

BAŞARININ SIRRI VERİMLİ ÇALIŞMA VE SIKI TAKİP

3 yıl gibi kısa bir sürede başarısını ve tanınırlığını giderek katlayan bir merkez olmalarıyla ilgili Prof. Dr. Kaya şöyle konuştu:

“Başarının sırrı aslına bakarsanız üniversitemizin birçok konuda başarılı olduğunu görebilirsiniz. Üniversitemiz bir bütün olarak ekibiyle birlikte yani yönetici, idari personeli, akademisyenleriyle ve devletimizin desteğiyle bütün bu paydaşları bir araya getirip verimli bir şekilde çalıştırabildiğimizde, başarılı bir şekilde yürütebildiğimizde başarılı olunuyor gerçekten. Takip etmek gerekiyor, devam etmek gerekiyor, yarıda bırakmamak gerekiyor.

Aslında ülkemizin birçok kurumunda belirli bütçeler ayrılıyor ve bazı projelere girişiliyor. Fakat bunlar atıl kalıyor bir süre sonra takip edilmiyor. Biz burada tüm üniversite personelimiz olarak bu işin peşinde koşturduk. Bu konuda bütün yasal mevzuatı tamamladık. Araştırma ve personel altyapısını tamamladık. Böylelikle Türkiye’nin en güçlü Geleneksel Tıp Merkezi’ni kurguladık. Şu anda hayat geçirdik.

Gerçekten de burada bizim 10 uygulama alanında uygulamalar yapılıyor. Bu kadar uygulama yapılan başka merkez de yok. Yani düşünün Türkiye’de Geleneksel Tıp Merkezleri diğer hastanelerde genellikle hastanenin 2-3 tane odasına sıkıştırılmaya çalışılıyor. Burada devletin yetkilileri de buna inandı, bizler de buna inandık.  Elimizi taşın altına koyarak bu Geleneksel Tıp Merkezi’ni Türkiye’nin en güçlü Tıp Merkezi haline getirdik.”

AKADEMİK DESTEK ÜST DÜZEYDE

Başarılarla yoluna devam eden GETAT’ın gelecek hedeflerinden de bahseden Prof. Kaya ciddi bir akademik çalışma içerisinde olduklarını kaydederek, “Şuanda ülkemizde Sağlık Bakanlığı geleneksel tıpta yenilikçi bazı atılımlar yapıyor. Geleneksel tıbbın bilimsel olarak gelişmesi için lazım olan alt yapıyı hazırlamaya çalışıyor. Bu konuda da üniversitelerden, akademisyenlerden destek bekliyor. Biz üniversite akademisyenlerimiz olarak geleneksel tıbbın kongrelerine katılıyoruz. Geleneksel tıp ile ilgili yapılacak bilimsel toplantıları organize ediyoruz. Ürün standardizasyonunda gerekli olan çalışmaları, çalıştayları yapıyoruz, belgeleri hazırlıyoruz. Ciddi bir AR-GE alt yapısını hayata geçirdik. Şu anda AR-GE ile ilgili çalışmalarımızı yapıp, firmaların taleplerini gerçekleştiriyoruz. Bakanlığın da bu konuda ihtiyacı olan bütün dataları sağlamış oluyoruz.” diye konuştu.

TÜRKİYE’DE MARKA, HEDEF DÜNYA

Geleneksel tıpta bir marka haline geldiklerini belirten Kaya, “Tabii burada sürdürülebilirlik için en önemli argümanlardan birisi ürün üretimi ve ticari boyutunun olmasıdır. Biz bu geleneksel tıp kapsamında arı ürünleri ve tıbbı bitkilerden elde edilen tıbbi ürünleri de burada geliştirme çalışmaları yaptık. Halkımıza arı ürünleri geliştirmek için eğitimler ve imkânlar sunuldu. Bu ürünler üretildi. Firmalar ve bu ürünleri üreten vatandaşlarımız bir araya getirildi ve ürün üretimi için gerekli olan AR-GE çalışmaları yapıldı. Yakın bir zamanda geleneksel tıp üretim merkezimizde ruhsatını alarak faaliyete geçti.  Bu konuda biz geleneksel tıp ürünlerinde, bilimsel kurullarında, bilimsel gelişiminde Türkiye’de bir marka olma yolunda ilerliyoruz. Şu anda zaten en önde giden üniversitelerden biriyiz. Ülkemizde 2 tane güçlü geleneksel tıp bilimsel dergisi var. Bunların birisi de yine bizde, uluslararası dergi şeklinde çıkarıyoruz. Yani artık sadece ülkemizde değil, uluslararası arenada da geleneksel tıpta en güçlü üniversitelerden birisi olma yolunda elimizden geleni yapıyoruz.” dedi.

HABER: M. OTLU