Düzce’de bir yandan fiziki mekanların arttırılması için çalışmaların sürdüğü sağlıkta, diğer yandan cihaz ihtiyacı ve kapanan bölümler, hastaların ‘Yaptığınız binalar uzmansız, cihazsız ne işe yarar?’ tepkisine yol açıyor.

Şikayetler bir değil bin!

İkinci basamak tedavi hizmetinin verildiği Sağlık Bakanlığı’na bağlı kurumlarda olmayan ancak üçüncü basamak hastaneler olan üniversite hastanelerinde bulunan sintigrafi cihazının Düzce’ye acil olarak kazandırılması gerektiği artan şikayetlerle gün yüzüne çıktı.

Uzman gitti, merkez kapandı

Hastanın iç organ ile dokularını kapsamlı olarak görüntüleme imkânı tanıyan sintigrafi cihazının yakın zamana kadar kiralık olarak bulunduğu Düzce Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde uzman doktorun hastaneden ayrılışı görüntüleme hizmetinin de sona ermesine neden oldu. Sintigrafi cihazının bulunduğu Nükleer Tıp Merkezi’ni kapatarak binayı Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi (GETAT)’ne dönüştüren üniversite yönetimi, böylelikle pek çok hastalığın teşhisini ve tedavi edilmesini sağlayan birimden Düzce’yi mahrum bıraktı. Bu merkezdeki cihazlara girmesi gereken hastaları civar illere gitmeye mecbur bıraktı.

Aylardır sintigrafi cihazına girmeyi bekliyor

Nükleer tıp merkezlerinde bulunan sintigrafi cihazına girebilmek için aylardır bekleyişi devam eden kalp hastası Kürşat K., Öncü Haber’e yaşadığı sıkıntıları anlattı. 6 yıldır devam eden kalp rahatsızlığı nedeniyle düzenli olarak kontrollere gittiğini belirten Kürşat K., son muayenede kendisine sintigrafi yönteminin tavsiye edildiğini söyledi. Düzce’de ne devlet hastanesi ne de üniversite hastanesinde bu cihazın bulunmaması yüzünden kendisine ‘Bolu Üniversite Hastanesi’ne git’ denildiğini ifade eden Kürşat K., 2 aydır bu sağlık hizmetinden yararlanamadığını anlattı.

“İlaç temin edilinceye kadar ölebilirim”

Kürşat K., “Tam 2 ay önce doktorum tarafından sintigrafi cihazına girmem gerektiği söylendi. Bu işlem hastaya ağız veya damar yoluyla bir ilaç verilerek yapılıyor. Bolu Üniversite Hastanesi’ne başvurdum ve bana 29 Aralık’a gün verdiler. Ancak 17 Aralık’ta hastaneden arandım ve bana ‘İlacımız yok, ilaç temin edildiğinde haber vereceğiz.” denildi. Bu durumu aklım almıyor. Aylardır bekliyorum. İlaç temin edilinceye kadar ölebilirim. Düzce’de sağlıktaki eksikliklerin giderilmemesi yüzünden hastalar perişan oluyor. Özellikle kalp hastaları Düzce dışında çare bulmak zorunda kalıyor. Düzce’de yaşayanlara bunu reva görenleri kınıyorum. Yazıkları olsun.” ifadelerini kullandı.

Bu laflara Düzceliler’in karnı tok!

Kalp başta olmak üzere birçok hastalık ve branşta görüntüleme, ameliyat ya da onkoloji hizmetinin yıllardır istikrarlı şekilde verilemediği Düzce’de vatandaş, ilin idareci ve siyasilerini sağlık kurumlarını daha işlevsel hale getirmeye davet ediyor. “Artık hastalarımızı uzaklara göndermeyeceğiz.’ laflarına karnı doyan Düzceliler, tanı ve tedavi hizmetini dışarıda değil yaşadığı şehirde almak istiyor.

2018’deki açıklamalar yönetimin bakış açısını ortaya koydu

Öte yandan 14 Ağustos 2018 tarihinde Düzce’deki basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya gelen Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar, Düzce denilince akla geleneksel tıbbın gelmesi için düzenlemeler yaptıklarını açıklamıştı. Düzce Üniversitesi Hastanesi bünyesindeki Nükleer Tıp Merkezi’nin gerekliliği ortadayken tıp fakültesi dekanlığı, hastane başhekimliği ve Düzce Üniversitesi Rektörlüğü’nün geleneksel tıbba daha önem verdiği basınla buluşmada yapılan açıklamayla gözler önüne serilmişti. Çakar, açıklamasında şu ifadelere yer vermişti:

“Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi’mizin ruhsatını aldık. İnşallah 4 farklı alanda hizmet verecek. Özellikle hekimlerimizin elinden hacamat, akupunktur ve diğer alanlara da peyderpey başlamış olacağız. Şu an kantin binamızın bulunduğu nükleer tıp merkezimizi tamamlayıcı tıp merkezine dönüştürüyoruz. Kasım ayında orayı Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi haline getireceğiz. Düzce deyince geleneksel tıp akla gelsin diye çaba gösteriyoruz.”

O AÇIKLAMALARI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ