Düzce Kent Konseyi Gençliği Meclisi Başkanı Hasan Esat Sungur, hafta içi her gün saat 14.00’da Öncü TV ekranlarında izleyiciyle buluşan Mehmet Günesen’in hazırlayıp sunduğu ‘Biraz Konuşalım’ programına konuk oldu. Gençlik meclisi ve çalışmalarını anlatan Sungur, Günesen’in sorularına yanıt verdi.

Gençlik Meclisi’ni “Bizler Düzce’nin gençleriyiz” diye açıklayan Sungur, “Bu gençler bazen bir lise öğrencisi, bazen esnaf, bazen de Düzce Üniversitesi’ne gelmiş bir öğrenci oluyor. Bizim başta şu görüşte ya da siyasi ideolojide olacaksın gibi bir tavrımız veya gelirken arkanda şunları getir gibi bir tavrımız ve istemiz yok. Vatana millete kastı olmayan her gençle biz çalışabiliyoruz. Bizim en güzel yanımızda budur” ifadelerini kullandı. Kendisinin Düzce Üniversitesi PDR 3. Sınıf öğrencisi olduğunu söyleyen Sungur, Aslen Yozgatlı’yım. 17 yıldır Düzce’de yaşıyorum. Gururla söylüyorum ki artık bir Düzceliyim” dedi.

“GENÇLER VE BÜROKRATLAR ARASINDAKİ KÖPRÜYÜ OLUŞTURUYORUZ”

Gençlik Meclisi’nin işlevine değinen Sungur, “Aslında bir STK’dan çok da farklı değildir. Ancak gençlerin yerel yönetimlere katılmasında çok büyük rol oynar. Bizler fikirlerimizi sunarız. Kuşak çatışması artık 21 yaşında ve 19 yaşındaki bir insan arasında bile oluşabiliyor. Bu da gençlerin fikirlerinin yerel ve genel yönetimlerde ne kadar önemsenmesi gerektiği ve ‘senin fikrin ne?’ diye sorulmasının önemini bizlere gösteriyor. İşte biz gençler ve bürokratlar arasındaki köprüyü oluşturuyoruz. Diyoruz ki genç kardeşim senin fikrin nedir? Aslında gençlik meclisinin özetleyen en büyük cümle de bu oluyor. O fikirleri alıp uygulamaya geçiriyoruz. 15-29 yaş arasındaki her gençle çalışabiliyoruz. Tek şartımız vatanda milleti kastı olmayan ve fikri olan gençlerle çalışabiliyoruz. İdeoloji ayrımı yapmıyoruz. Biz ilkelerde birleşiyoruz. Bizim ilkemiz gençliğe faydalı işler yapmaktır” sözleriyle katkı vermek isteyen gençlere seslendi.

Düzce bürokratlarıyla olan ilişkilerine yönelik soruya da Sungur şu şekilde cevap verdi:

“Biz siyasi kaygı gütmediğimiz için gayet ve çok seviyorlar. Sağ olsunlar bugüne kadar Belediye Başkanımızdan, Kent Konseyi Başkanımıza, İl Müdürlerimize, STK ve vakıf başkanlarımızdan hiçbiri bizi yarı yolda bırakmadı. Kapısına gittiğimizde hiçbirisi de destekleyemem demedi. Aslında bu bizim sempatik olmamızdan da kaynaklanıyor. Biz iş yapmayı seven insanlarız. Tek dayattığımız şey güzel fikirler ve bunun için çabalayan gençler. Biz onların kapısına gittiğimizde onlar sadece bize yardımcı olmak değil bizlere bizim istediğimizden de fazla fazlaca destek vermek için çabalıyorlar. Sağ olsunlar bizleri çok seviyorlar. Milletvekillerimiz ve siyasi partilerin il başkanları bizlere destek oluyorlar."

“BİR YILDA 90’A YAKIN PROJE YAPTIK”

Göreve geldiklerinde örnek çalışmalara bakarak 2-3 aylık bir çalışmayla yürütme kurulunu oluşturduklarını belirten Sungur, “Sonrasında her zaman yanımızda olan Belediye Başkanımızı Dr. Faruk Özlü’ye giderek dedik ki biz bu işe başlıyoruz. Ve Düzce’de yapılmamış, yapılmışsa da yenilenmiş çok daha iyi projelerle işe başladık. Bir yılda 90’a yakın proje yaptık. Toplantılar yaptık ve insanlara yerel yönetimi anlattık. Gençler belediye başkanını biliyor ama ne iş yaptığını çok bilmiyor. Gençlik Meclisi ne yapar sorusunun cevabını anlatmakla uzun süre mücadele ettik” dedi.

Düzce’de Gençlik Meclisi, kavramı bilinmediğini söyleyen Sungur, “Onlarca insanı aradım. Bazı dönütlerde siyasi işlerle uğraşmadığını söyleyenler oldu ve bu da benim dönüm noktam oldu. İnsanların bunu siyasi bir iş olarak algıladığını anladım. Siyasi bir iş olmadığımızı anlattık. Yaptığımız ilk etkinlik bunu anlatmak oldu. Sonrasında teknik ve kültürel birçok gezi düzenledik. Doğa için çalışmalar yaptık. Belediyemizin düzenlediği Vizyon Konferanslarına katılım sağlayarak önemini insanlara anlattık. Oradaki konuşmacılar harika insanlardı zaten ve bir katkı da sorularımızla biz sunduk. Gençlik olarak ‘bizim de şu fikrimiz var’ demek için elimizden gelen her şeyi yaptık. Münazara etkinliği Düzce’de çok yaygın değildi bunun üzerine çalışmalar yaptık. Gençlik Meclisi olarak da önemli başarılar elde ettik. Kitap okuma halkaları ve film izleme geceleri oluşturduk. Gençleri hem entelektüel hem de sosyal bakımdan geliştirmek için çabaladık” sözleriyle yapılan etkinliklere değindi.

“PANDEMİDE ONLİNE ORTAMDA BİRLEŞTİK”

Salgın başında herkesin evlerine kapandığını hatırlatan Sungur, “Biz bu durumda insanları online ortamlarda birleştirdik. Ne yapabiliriz diye konuştuk. Bu noktada istişareler sonucu komisyonlar kurduk. Whatsapp üzerinden film gecesi düzenledik. Bu noktada kült filimler seçip sonrasında film hakkında konuşuyoruz. Bunun dışında online eğitimler çok revaçta. Biz de Habitat Derneği’yle birlikte ‘Paramı Nasıl Yönetiyorum?’ adlı bir çalışma süreci geçirdik. Aylık ve haftalık toplantılarımızı online düzenledik. Evde kaldığımız için çok fazla sıkılmıştık. Sohbetimizi de böylece geliştirdik. Gençlik Meclisi için ne yapabiliriz değil de ‘sen nasılsın?’ boyutunu da geliştirmiş olduk. Bu süreçte fiziki olarak yan yana değildik ama kalpten bağlıydık, güzel işler başarmaya devam ettik” diyerek pandemi dönemindeki çalışmalarını anlattı.

“BU DÖNEMDE KÜLTÜREL ETKİNLİKLER ARTTI”

Düzce’nin sosyal ve kültürel etkinliklerde zayıf olmasıyla ilgili bir soruya bu durumun taşra kentlerinin bir problemi olduğu cevabını veren Sungur, “Ama bu dönemde yeni belediye yönetimiyle bu faaliyetler daha da arttı ve bunun devamı için de çabalanıyor. Bunun en büyük örneği Vizyon Konferansları. Gelen konuklar çok farklı alanlardan ve olanların en donanımlılarıydı. Yazarlar, siyasetçiler ve ticaret erbapları geldi. Sayın Belediye Başkanımız Dr. Faruk Özlü bizi her ay yanına çağırır ve bizim fikirlerimize gerçekten değer verir. Der ki ‘gençler ne yapalım, nasıl ytapalım?’ Ve her konuda bize her zaman destek olmuştur” diyerek Bakan Özlü’nün kendilerine verdiği desteğe dikkat çekti.

Düzce Üniversitesi’nin yüzde 99 doluluk oranlarına sahip olduğunu hatırlatan Sungur, “Bunlar muazzam rakamlar. Ama üniversiteye öğrenci getirmekle bu iş bitmiyor. Genç Düzce’ye geldikten sonra eğitim sonrası burada kalsın istiyoruz. Genç buraya gelerek bir atıyor, biz de ona koşmak istiyoruz. Bu konuda biz de arkadaşlarımızla oturduk konuştuk. İl dışından gelen birçok arkadaşımıza da neden burada kalmak istemediklerini sorduk. Bu cevapları biz toparladık. Kültürel etkinlik anlamında da online etkinlikler düzenlemeye çalıştık. Yüz yüze dönemde de Gençlik Merkezimizi aktif olarak kullandık. Oradaki etkinliklere destek olduk” ifadelerini kullandı.

“SADECE ELEŞTİRMEK YAPICI DEĞİL”

Gençlik Meclisi ile gençlerin yerel yönetimlerin içine girdiğini vurgulayan Sungur, “Bakıldığı zaman çokça şikayet duyarız. Çok fazla fikir var. Biz diyoruz ki sadece eleştirmek hiçbir zaman yapıcı değildir, gelin beraber bu işi çözelim. Örneğin ulaşım konusunda biz 450 geçten fikir topladık. Gençlerin sıkıntılarını çözmeye çalıştık. Zira toplu ulaşımı en çok kullanan kesim gençler. Çünkü imkanı yok. İşte atılmaktan bahsettiğimiz biraz da bu. Ama fikirlerini sunacaklarını yeri bilmiyorlar ya da bir tembellik oluyor. Biz o yolu gösteriyoruz. Bu sayede aslında gençleri yerel yönetime katmak istiyoruz. Artık 18 yaşında bir insan milletvekili olabiliyor” diyerek gençlerin öneminin altını çizdi.

“AMACI OLMAYAN MADDE BAĞIMLILIĞINA YÖNELİYOR”

Düzce’deki gençlerin arasında virüs gibi yayılan madde bağımlılığı konusuyla ilgili de konuşan Sungur, “Bir amacı ya da hedefi olmayan ya da bizim hatamızla biz bunları sunamadıysak madde bağımlığına sebep oluyor.  Bundan dolayı bir boş vermişlik durumunu farklı şeylerle kapatır. Biz yaptığımız her etkinlikte gençleri madde bağımlılığından koruyoruz. Sadece biz değil tüm STK’lar madde bağımlılığından koruyor. Çünkü gençle bir amaç veriyoruz. Ama bu çalışmalar ‘sen madde bağımlısıymışsın hadi seni çözelim’ tarzında olmaz. Psikoloji çok hassas bir iştir. İnsanları düzelteyim derken çok ağır zararlar da verebilirsiniz. Benim uzmanım genç olmam. O madde bağımlısına dost olmak. İşte biz gençliğimizle katkı sağlamaya çalışıyoruz. Yaptığımız ve yapacak etkinliklerimiz var” dedi.

“DÜZCE ARTIK YEŞİL, MAVİ VE TARİHİYLE ANILAN BİR ŞEHİR HALİNE GELECEK”

Düzce turizminde Başkan Özlü’nün yeni yol haritasına da değinen Sungur, “Düzce bugüne kadar yeşil ve mavinin buluştuğu yer olarak tanıtılıyordu. Başarılı ama eksik bir tanıtımdı. Bu durumu Dr. Faruk Özlü fark etti. Benim genç olarak üzüldüğüm bir durumdu. Başkanımız önemli adımlar attı. Biz gençler olarak çokça gittik oraya. Gençlerimizi de götürdük. Böyle bir şeyin farkına vardırmaya çalıştık. Üniversite öğlencilerini oraya getirmenin inanılmaz bir şekilde bedava reklam yönü var. Çünkü o kişi evine gidecek. Türkiye’nin her yerinden olan öğrencilere bu tanıtımın yapılması evine döndüğünde ‘Düzce’de de böyle bir yer var’ demesi bizim yapabileceğimiz en büyük şey. Biz bugün “Batı Karadeniz’in Efes’i” tabirini kullanıyoruz. İnanıyoruz ki öyle bir süreç gelecek bu tabiri kullanmayacağız. Konuralp tabiri kullanılacak ve insanlar Efes’i bildiği gibi bu bölgeyi de bilecek. İstanbul ile Ankara arasında seyahat edenler bu bölgeyi ziyaret edecek. Bu çalışmalar çok ciddi bir şekilde yürütülüyor. Düzce artık yeşil, mavi ve tarihiyle anılan bir şehir haline gelecek” sözlerini kullandı.

“MİKROFONU GENÇLERE TUTMAK LAZIM”

Gençlerdeki umutsuz hava ve yurt dışına gitmek isteyenlerin oranındaki artış ile ilgili bir soruya Sungur şu şekilde yanıt verdi:

“Çevremdeki gençlerden bu durumun önemini varıyorum. Onun dışında yurt dışında bir süre eğitim ve iş için kalmak isteyenleri destekliyorum. İlber Ortaylı “Yurtdışını gidip görmeyen kendisini tam anlamıyla ifade edemez” der. Yurt dışını herkes görmeli. Gençler neden gidiyor diye bir çalışma yapılıyor ama bakıyorsun orada gençler yok. Bu kadın haklarıyla ilgili bir çalışmada kadın olmaması kadar abes. Bu ortamda aslında bir çözüm mümkün değil.  Gençleri yönetime dahil etmek lazım.  Gençler ne istiyor sorunun cevabını en güzel şekilde yönetime dahil olmuş bir genç verebilir. Mikrofonu gençlere tutmak lazım” diyerek sorunun çözümüne yönelik gençleri dinlemek gerektiğini belirtti.

GENÇLERİN DÜZCE’DEKİ EN BÜYÜK SORUNU

Düzce’de en önemli gençlik probleminin il dışından gençlerin buraya gelmek istememesi olduğunu ifade eden Sungur, “İl dışından gençler Düzce’ye gelmek istemiyorlar. Düzce’ye gelen gençleri burada tutacak değeri vermemiz lazım. Üniversitede özellikle Düzce’yi beğenmeyen çok kişi var. İkinci büyük problem de çok endişeli olduğum bir diğer konu gençler Düzceliyim demekten kaçınıyor. Bakın ben Yoygat’lıyım. Kütüğüm oraya kayıtlı ama 17 yıldır ben burada yaşıyorum ve Düzceli olduğumu söylemekten gurur duyuyorum. Bakıyoruz mesela “Ordulu’yum” diyor. “Ne zamandır buradasın?” diyorum. Doğduğumdan beri diyor ve hiç gitmemiş. “Düzceli’yim” demek lazım. Bir şehrin öncelikle kimliğini oluşturmak lazım.  Bunu yapınca her şey olur. Sanayi de gelir, turizmci, de gelir, ekonomik olarak da kalkınılır. Çözmemiz gereken ilk önce “Düzceli’yim” diyebilmektir” diyerek Düzceliler’e çağrı yaptı.