Öncü TV ekranlarında yayınlanan, Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu cuma akşamlarının vazgeçilmez programı “Kitabın Ortasından” yine izleyenlerini ekran başına kilitledi. DEVA Partisi İl Başkanı Murat Caymaz’ın konuk olduğu programı, gerek ekranları başından, gerekse sosyal medya üzerinden binlerce vatandaş izledi.

Ünsal’ın sorduğu sorulara cevap veren Caymaz, il kongresi için geçtiğimiz cuma günü şehre gelen partisinin Lideri Ali Babacan’ın Düzce temaslarından eski Belediye Başkanı Mehmet Keleş ile olan dostluğuna koronavirüs salgınından son günlerde gündemden düşmeyen hava kirliliğine kadar, birçok konuda görüşlerini açıkladı.

“Genel Başkanımız Babacan Düzce halkından büyük ilgi gördü”

Programda ilk olarak il kongresine katılmak üzere Düzce’ye gelen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın ziyaretini değerlendiren Caymaz, yaptığı esnaf ziyaretlerinde Babacan’ın Düzce halkının yoğun ilgisi ile karşılaştığını belirtti. 

“Genel Başkanımıza Düzce halkı olağan üstü ilgi gösterdi.” diyen Caymaz, “Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan, Düzce halkının büyük ilgisini gördü. İlgi benim de beklentilerimin üstündeydi. Bunu sizler de gözlemlediniz, tüm basın da gözlemledi. Tabii mevcut duruma baktığımızda en büyük problemler, her zaman söylüyoruz bir çizelge yaptığımızda listenin en başında ekonomi var.

“Esnafın boynu bükük”

Bugün Düzce esnafına Genel Başkanımız Ali Babacan ‘İşler nasıl?’ diye sorduğunda herkesin boynu bükük. Tabii herkes şükrediyor, inancımız gereği tabii ki şükrediyoruz, ama bugün ekonomik problemlerin olduğunu herkes kabul ediyor. Özellikle, geçen yılla bu yılki fiyat farklıları arasında büyük bir fark var. Mesela sattığı malı tekrar yerine koyamıyor esnaflar. Böyle olunca tabii zarar ediyor. Ben de bir esnafım, ama taraflı gibi davranmak istemiyorum. Ekonominin nasıl olduğunu ve açıklanan enflasyon ile pazardaki enflasyonun ne kadar olduğunu esnaflarımıza sormak lazım. Şu anda hissedilen yüzde 30 – 35 oranında bir enflasyon var. Esnaf tarafından dile getirilen bir rakam yani bu. Tabii TÜİK verileri bunu çok yansıtmıyor. Gerçek rakamları bence dile getirmeleri lazım. Önce problemleri kabul edeceğiz, sonra tedavi yöntemini belirleyeceğiz ve tedaviye başlayacağız. Ama ‘Hiçbir hastalığımız yok, biz iyiyiz’ dersek, doğru bir iş yapmış olmayız” diye konuştu.

“Devlet esnafına sahip çıkmadı”

Tüm dünyada etkisini sürdüren Yeni Tip Covid-19 salgını nedeniyle Düzce esnafının çok zor bir dönemden geçtiğine dikkat çeken Caymaz, şu ifadelere yer verdi:

“Şu anda pandemi dönemindeyiz. Pandemi döneminde esnaflar kepenklerini indiriyor kısıtlamalarda.  Biliyorsunuz geçtiğimiz kış ayında 2 – 3 ay işyerini açamayan esnaflarımız vardı. Ama işyerlerini kapatmakla iş bitmiyor. Kira işliyor, mülk sahiplerinin de ihtiyaçları var, onlar da bir beklenti içinde. Esnaf bir taraftan kirasını ödeyecek, bir taraftan vergi borcu var, vergisini ödeyecek, vergi kalemlerinin bir kısmı ötelendi, fakat kısa bir vadede ötelendi. SGK primleri ödemesi var, bunların ödenmesi lazım. Burada devlet esnafına sahip çıkamadı. Şimdi ekonomisi güçlü olan devletlere baktığımızda, iş yerleri kapatılıyor, ama esnafa gerekli maddi güç sağlanıyor. ‘Sen kapat, sağlık bizim önemli, ama biz senin ihtiyaçlarını karşılayacağız’ diyor yani. Ama ülkemizde bu kısmen yapılabildi, ama büyük oranda yapılamadı. Biliyorsunuz bir destek paketi açıklandı, esnaf destekten yaralanabilmek için bankalara gitti, fakat gördüler ki bankaların yüksek faizde kredi verildiği ortaya çıktı. Şimdi ödeme vakti geldi, ama maalesef ki bu krediler ödenemiyor.”

“Biz iktidar olsaydık, bu dönemde esnaflarımıza sahip çıkardık”

Koronavirüs salgını ile mücadelede alınan tedbirler kapsamında getirilen kısıtlamalar nedeniyle Düzce’de birçok esnafın işyerini kapattığını ifade eden Caymaz, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Eğer biz iktidarda olsaydık, ben de iktidar partisi il başkanı olsaydım, Düzce esnafı için benim şöyle bir talebim olurdu; biliyorsunuz Düzce bir teşvik bölgesi. Depremden sonra çıkarılan kanun ile teşvik bölgesi ilan edildi. Fakat ticaretin merkezi olan İstanbul’a yakınlığına rağmen yeterli derecede nitelikli fabrika kurulamadı buraya. Gelen bazı fabrikalar oldu, ama nedense onlarda gittiler ve komşu illerimize yatırımlarını yaptılar. Ben olsam, istihdamı güçlendirecek, nitelikli üretim yapan fabrikalar getirilmesini sağlarım. Bence mevcut milletvekillerimiz, hiçbir şeyle uğraşmayıp bunları yapsalar Düzce’ye çok büyük faydası olur. Bir ekmek kapısı açtığınız zaman sizi kimse unutmaz. Nitelikli üretim yapan fabrikalardan kastım, Düzce’de üretim yapan ve ürettiği ürünleri yurt dışına ihraç eden büyük firmalar. Bu tür fabrikalar fazla işçi çalıştırıyorlar. Bu da tabii bir ekmek kapısı oluyor. Bugün bir Standard Profil’e baktığınız zaman, yanılmıyorsam 2 bin kişi istihdam ediyor, bir Teknorot’a baktığımız zaman yine bünyesinde binlerce işçi çalıştırıyor. Bu fabrikalardaki maaş alan arkadaşlar, normal fabrikalardan biraz daha yüksek maaş alıyor. Neden? Fabrika iyi para kazandığı için, işçisine de iyi maaş verebiliyor. Böyle yatırımcıları Düzce’ye kazandırmak çok önemli.”

“Benim Başkan Yardımcılığı yaptığım dönemde Düzce’de su problemi yaşanmadı”

Düzce’de geçtiğimiz yaz aylarında yaşanan ve hat safhaya ulaşan su problemi ilgili de konuşan Caymaz, kendisinin belediye başkan yardımcılığı yaptığı dönemde Düzce’de kronik şekilde su sıkıntısı yaşanmadığını dile getirerek, şunları kaydetti:

“Düzce Belediye Başkan Yardımcılığı görevinde, bütün koordinasyon toplantılarına katılan bir ekiptik. Bizim dönemimizde Düzce’de bu denli su kesintileri olmadı. Tabii şimdi bu insanlardan kaynaklanan bir durum değil. Hatların eskimesi, yıpranması su yatağındaki gelen suyun azalması, su kesintilerine neden olmuş olabilir. Fakat Belediye Başkanımız Sayın Faruk Özlü ile bir görüşme yapmıştık, bu su konusu ile ilgili iyi bir yatırım, iyi bir kaynak aldıklarını bana anlatmıştı. Tabii bu kaynakla, suyun ilk kaynağından, merkeze kadar olan bütün hatların değiştirileceğini, sonrasında da kılcal hatların değiştirileceğini söylemişti. Tabii bu Düzce için güzel bir yatırım olur, bunu yapmak lazım. Bizim dönemimizde de aslında birçok mahalleye yeni hat döşendi. Ama Düzce tabii alt yapı konusunda problemleri olan bir il, ama kaynak bulmak da çok zor. Bakalım bu ilerleyen dönemlerde Belediye Başkanımız Sayın Dr. Faruk Özlü’nün dediği gibi bir çalışma yapılabilirse Düzce’nin 40-50 yıl daha Düzce’nin su problemi çözülebilir. Bizim dönemde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile bir projemiz vardı bizim. Uğur Suyu’na 10 milyon metreküplük bir proje yaptık. Geldiler, zemine etüdü yaptılar ve dediler ki ‘Burası uygun bir zemin değil, burada bunu yapamayız’ dediler. Bunun üzerine biz ikinci bir alternatif değerlendirdik. Yine Beyköy tarafında bir yere baktık, ama metreküpü düşüktü. En son 3 milyon metreküplük bir hacmi olan baraj yapmayı planladık. Ama tabii tam o sırada bizde görevden ayrıldık. Belki takip edilmiş olsaydı, şimdiye kadar bitmiş olurdu.”

“Düzce’nin hava kirliliği coğrafi konumundan”

Düzce’de her kış nefes aldırmayan noktaya ulaşan hava kirliliği ile ilgili de görüşlerini aktaran Caymaz, hava kirliliğinin coğrafya koşullarından kaynaklandığını dile getirdi. Düzce’de doğalgaz kullanımının yaygınlaştırılması için kendi dönemlerinde çalışma yaptıklarını hatırlatan Caymaz, şu şekilde konuştu: 

“Tabii öncelikle hava kirliliği ile ilgili şu gerçeği kabul etmemiz lazım. Düzce buraya kurulmadan önce de buranın havası böyleymiş aslında. Yani sisli-puslu. Tabii iktidarda bulunan siyasileri bu konuda suçlamak çok doğru değil. Doğal, coğrafi yapısından, meteorolojik yapısından kaynaklanan bir kirlilik var Düzce’de. Bunu öncelikle kabul etmemiz lazım. Tabii buna kömür kullanımı gibi etkenlerde var. Bununla ilgili özellikle bizim dönemde Düzce’ye çok ciddi bir doğalgaz hattı döşendi. Yani imar planı dahilinde olan mahallelere yüzde 90 oranında doğalgaz hattı döşendi. Bu oran anlamında Türkiye’de ikinci il. Tabii bunun kullanılması teşvik edilmedi. O dönemde dönemin Düzce Valisi ile konu ile ilgili yaptığımız toplantıda, benim şöyle bir önerim oldu; biliyorsunuz Sosyal Yardımlaşma kömür yardımı yapıyor. Ben o zaman dedim ki; ‘Kömür dağıtmayalım, doğalgaz sobası dağıtalım’ dedim. Doğalgaz sobası da tabii ki de tesisat gerektiği için biraz masraf yapılması gerekiyor. Bununla ilgili de yine o dönem Düzce’de bulunan tüm doğalgaz tesisatçı firmalarıyla toplantı yaptık ve onlar da bu işi kar almadan yapacaklarını söyledi. Orada bir karar alındı, fakat sonrasında yine ilerleyen süreçlerde takip edilmedi.”

"Belediye Başkanı Faruk Özlü beklentileri karşılayamadı"

Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün deneyimli bir bürokrat olduğunu ancak Düzce Belediye Başkanlığı görevinde bugüne kadar beklentileri karşılayamadığını öne süren Caymaz, şöyle devam etti:

“Düzce Belediye Başkanı Sayın Faruk Özlü, beklentileri karşılayamadı aslında. Bana göre; Belediye Başkanı Faruk Özlü, deneyimli bir bürokrat. Başarılı bir bakanlık dönemi yaptı, biliyorsunuz. Bu yapmış olduğu görevlerden dolayı Düzce’de bir beklenti hasıl oldu. Yani ‘Faruk Bey Belediye Başkanı olursa, Düzce’de çözemeyeceği sorunlar olmaz’ gibisinden bir beklenti oldu. Ama şu anda geldiğimiz noktada o beklentiler henüz karşılamamdı. Bir proje yapmak 6 – 7 ay sürer. İlgili kurumların görüşünü almak, projelerin hazırlanması, projeye kaynak hazırlanması vs. Ama çok acele edilmemesi lazım, bir süre verilmesi lazım. Bizde bu işleri yaptığımız için gerçekten çok zor, kolay değil yani. Çünkü bununla ilgili kaynağımızda yok aslında. Düzce Belediyesi’nin gelir kaynakları çok az. Bizim dönemimizde bile yaklaşık 20 Milyon TL’yi bulan su alacağı vardı belediyenin. İnsanlarımızda düzenli ödeme alışkanlığı da yok maalesef. Böyle olunca da yapılacak yatırımlara kaynak bulmakta yönetim zorlanıyor.”

“Mehmet Keleş’in benim siyasete girmemde çok büyük emeği oldu”

Ünsal’ın “Her ne kadar sizi başkan yardımcılığından alsa da eski Belediye Başkanı Mehmet Keleş ile hala yakın ilişkiniz devam ediyor. Mehmet keleş DEVA'da olmanıza destek verdi mi?” şeklindeki sorusu üzerine Caymaz, “Mehmet Keleş benim çok değer verdiğim bir büyüğüm. Benim siyasete girmemde çok büyük emeği oldu.” dedi.

Ceymaz, konuşmasının devamında şunları belirtti:

“Biz Sayın Mehmet Keleş ile hala görüşürüz. Bizim için iş başka, dostluk başka. Ben kendisi ile sohbet ederken, keyif aldığım bir büyüğümdür. Onun haricinde DEVA Partisi teşkilatlanmalarında hiç karışmadı. Karışmadı derken, yanlış anlaşılmasın isim bile vermedi yani. Ama tabii dostane olarak başarılar diledi. Gelecekte, DEVA Partisi’nin başarılı olacağına inandığını söyledi. Ayrıca benim il başkanlığı yapmamdan dolayı da gurur duyduğunu söyledi. Tabii bizim siyasete girmemizde büyük emeği var. Aslında belediyeciliği biz ondan öğrendik. Ben 2002 yılından beri meslek icabı her gün belediyedeyim aslında. Ama tabii belediyeciliğin çok farklı yönleri de var. Bunları da iyi bir belediyeci olan Mehmet Keleş’ten öğrendik. Bizim için büyük artıları oldu.”

“Hızlı Tren projesini Mehmet Keleş döneminde biz başlattık”

Düzce gündemindeki yerini koruyan Hızlı Tren Projesi’nin Düzce hattından geçmesi ile ilgili çalışmaları Mehmet Keleş döneminde kendilerinin başlattıklarını dile getiren Caymaz, şunları kaydetti:

“Genel anlamda baktığımızda, örneğin bir proje var, ben de çok önemsiyorum. Bir Hızlı Tren Projesi var. Hızlı Tren Projesi ile ilgili ilk çalışmayı Mehmet Keleş döneminde biz başlattık. Japonya’dan hızlı tren hatlarını kuran 2 tane profesör geldi. Burada sunumları yaptılar. Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu bir alternatif hat var biliyorsunuz. Bu hattın uygun olmadığı yönünde bir rapor hazırladılar, Japon uzmanlar. Şu anda o bölgede bir fay hattı var biliyorsunuz. Tüm demiryolu hemen hemen fay hattına paralel gidiyor. Aynı zamanda, orada yapılacak bir hattın maliyeti hem yüksek, hem de insan yok o bölgede. Sadece İstanbul ve Ankara arasında gidiş-geliş var. Ama bizim önerdiğimiz bu bölgeye hat kayarsa Kocaeli, Sakarya, Hendek, Düzce, Bolu’da ki bütün insanlar bu hattan faydalanacak. Bize demişlerdi ki o dönemde demir yolları yetkileri; ‘Hızlı trenin esprisi şu; yola çıktı, varış yeri neredeyse oraya gidecek, bir daha yolda durmaması lazım’ dediler. Biz de dedik ki; ‘Her seferde zaten durmasın, ama günde bir kere, Düzce’de dursun. Bir gidiş, bir geliş’ diye konuştu.

“Yereldeki sorunları işi bilen yöneticiler çözebilir”

Düzce’de turizm konusunda bugüne kadar olumlu adımların atılmadığını anlatan Caymaz, şu ifadeleri kullandı:

“Turizm konusunda tabii yatırımcılarla görüşüp, ikna edilip, buraya davet edilmeli. Düzce’ye gelen yatırımcılar oldu aslında. Bizim dönemimizde de oldu. Kardüz Yaylası için bir proje hazırlandı. Orada o dönem yol ve elektrik yoktu. Elektrik de o bölgeye yeni geldi. Çevre illere baktığımızda, mesela Bolu’ya bakıyoruz, bütün yaylaların elektrikleri çekilmiş, yollar yapılmış. Bizde ise, Kardüz Yaylası’na 3 sene önce çekildi, yollar ise biraz var, biraz yok gibi. O yatırımcı geldiğinde, Kardüz Yaylasına teleferik hattı planladı, yollar yetersiz olduğundan dolayı. Baktık projede 7 tane istasyon var. O zamanki rakamlarla 24 milyon gibi bir rakam çıkıyor. Bu maliyet yatırımcıya çok yüksek geldi. Ulaşım burada çok önemli ve Kardüz’de ki karda çok kaliteli bir kar aslında. Birde kuzeye bakan bir cephe olduğu için biraz da geç eriyor. Bu nedenle Kardüz Yaylasına kayak merkezi yapılması çok ideal aslında. Düzce’ye bu tür yatırımların kazandırılması lazım. Aslında, yereldeki problemleri işi bilen yöneticiler çözebilir. Dolayısıyla Düzce’de sorunlar çözüme kavuşmuyor maalesef.” 58:35

“Lastik yakma konusu bugünün meselesi değil”

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçen ve Düzce kamuoyunda büyük tepkilere yol açan kullanılmış lastiklerin yakılarak enerji üretimi yapılmasını öngören yasanın bugünün meselesi olmadığını, ilk olarak 2012 ve 2016 yıllarında görüşülerek meclisten geçtiğini ifade eden Caymaz, son olarak şunları söyledi: 

“Biz bu lastik yakarak enerji üretimi konusunu araştırdığımızda, biraz eskiye gittiğini gördük konunun. 2006 yılında ve 2012 yılında yapılan düzenlemelerle enerji üretimine yönelik bazı yasa tasarıları meclisten geçmiş. Günümüzde bahsi geçen konu aslında şu; mevcut yakma tesislerine izin verilmesi ve buna teşvik verilmesi ile ilgili. Yani şu anda lastik yakma ile ilgili kanun şu anda mevcut. Bu bugün çıkmadı yani. Fakat bir Düzce konusu, bir Düzce ismi geçti orada. Tabii bununla ilgili bir toplantı da yaptık biz yerelde bulunan siyasi parti il başkanları ile. İktidar partisinin milletvekilleri de Düzce’de lastik yakma ile ilgili bir oluşuma müsaade edeceklerini düşünmüyorum. Ama bize düşen de bu konunun takipçisi olmak. Bir mevcut tesisten bahsediliyor, şu an ağaç yakıyor, fakat sistemi değiştirecek ve lastik yakmaya dönecek. O tesisin danışmanlığını yapan bir hanımefendi var. Biz onunla irtibat sağladık ve bu konu ile ilgili görüştük. Kendisi bize bu bilgilerin doğru olmadığını, o tesisin bu teknolojiye sahip olmadığını, kazanlarının lastik yakmaya uygun olmadığı ile ilgili bize bilgi verdi. Tabii o böyle söyleyince bizde inanmak durumundayız.”