AK Parti ve MHP’nin “dezenformasyonla mücadele” gerekçesiyle ortaklaşa hazırladığı, muhalefetin ve basın örgütlerinin “sansür yasası” olarak nitelendirdiği Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.

Buna göre, “halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse” 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilecek.

Yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmaya hazırlanan CHP, 81 ilde eş zamanlı açıklama yaptı. Parti binasında kameraların karşısına geçen CHP Düzce İl Başkanı Semih Cemşit, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunu” düzenleyen 29. maddesine dikkat çektiği yasanın tamamen “sansür ve otosansür” olduğunu savundu.  

“İktidarı kaybedeceğini anlayan saray korku ve acizlik içinde”

Tartışmaların gölgesinde meclisten geçen söz konusu yasa teklifi ile ilgili parti olarak endişelerini aktaran Cemşit, şöyle konuştu:

“Sansür yasası ile ilgili Cumhuriyet Halk Partisi’nin eş zamanlı olarak yaptığı açıklamayı sizlerle paylaşmak istiyoruz. Saray iktidarı cumhuriyetimizin ilk yılının son yasama yılını biz sansür ve otosansür yasası ile açtık. Ülkemizde demokrasinin, hukukun, eşitliğin ve özgürlüğün yeniden tahsis edileceği 2023 seçimleri yaklaşırken demokratik muhalefeti, basını, sivil toplumu ve halkı susturmaya yönelik yeni bir girişim ile karşı karşıyayız. Bu sansür yasasının seçimlere en fazla 8 ay kaldığı bir dönemde mecliste kabul edilmesi, seçimler yaklaştıkça iktidarı kaybedeceğini anlayan sarayın içinde bulunduğu korku ve acizliğin boyutunu göstermektedir.

“Gazeteciliğin ve basın özgürlüğünün altına son bir dinamiti daha koyma”

İktidarın 40 maddelik bu yasayla, başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin gazeteciliğin ve basın özgürlüğünün altına son bir dinamiti daha koyma istediği açıktır. Öyle ki yasanın 29. maddesi ile halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu denerek sınırların ve içeriğinin ne olduğu belirsiz yeni bir suç tanımı yapılmaktadır. Muğlak ve ucu açık ifadelerle saray yargısına ve iktidarın partisinin bürokratlarına, hangi bilginin halkı aldatmaya ve korku, endişe yaymaya yönelik olduğunu belirleme yetkisi verilmiştir. Aynı zamanda sosyal medyada yapılan eleştirileri dezenformasyon olarak yaftalayabileceklerdir. Hangi haber halka korku ve endişe yaratır, hangi paylaşım kamu düzenini tehdit eder sorusunun yanıtı ise yoktur. 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası getiren bu muğlak suç tanımının kapsamı saray talimatı ile hareket eden yargı mensuplarının iktidar partisinin bürokratlarının inisiyatifi ne bırakılmaktadır. TÜİK’in açıkladığı enflasyon gerçeği yansıtmadığını, Türkiye’de gerçek enflasyonun çoktan 3 haneli rakamlara ulaştığını söyleyen bir sosyal medya kullanıcısı dezenformasyon mu yapmış olacaktır?

“Hakikati her yerden haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz”

Bugün herkesin açıkça bildiği gibi ülkemizde yıllardır siyasal çıkarları uğruna dezenformasyon yapan, halkı yanıltıcı bilgiler yayan, iktidarın bizzat kendisi ve kontrol altında tuttuğu saraydan yönetilen havuz medyası değil midir? Kendi yandaşlarına bol bol ilan verirken, muhalif yayın organlarını ise yok sayan ve adeta basın infaz kurumuna çeviren basın ilan kurumu gazetelere ve internet haber sitelerine ceza verme yetkisi ile donatılmaktadır. Basın ilan kurumu tıpkı televizyon ve radyo üzerinde kılıcını sallayan RTÜK gibi, dijital medyanın celladı haline gelmektedir. Yasa sosyal medya platformlarına ilişkin düzeleme ile halkın temel haberleşme ve haber alma kaynaklarının kullanılamaz hale getirilene kadar gidebilecek geniş sınırlarla etkiler içermektedir. Yasanın yürürlüğe girmesiyle sınırlı kaynaklarıyla gazeteciliğe dinamik bir şekilde yaşatma mücadelesi veren yerel organları büyük bir darbe alacaktır. Bir kez daha söylüyoruz. Bu yasa baştan aşağıya sansür ve otosansür yasasıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak saray otoritesinin otoriter saray rejiminin baskı politikalarına, korku iklimine ülkeden hakim kılmaya yönelik çırpınışlara asla boyun eğmeyeceğiz. Ülkemizin gerçeklerini, halkımızın sorunlarını ve hakikati her yerden haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.”

“Halkı, basını ve basın emekçilerini susturamayacaksınız”

“Saraya buradan sesleniyoruz.” diyerek konuşmasını sürdüren Cemşit, son olarak şu ifadelere yer verdi: “Halkı, basını ve basın emekçilerini susturmayı başaramayacaksınız. Çok az kaldı, Cumhuriyetimizin ikinci yılında baskıcı ve otoriter politikalarınızla yok ettiğiniz demokrasiyi ve hukuku ülkemizde mutlaka yeniden kuracağız. Başta düşünce ve ifade, basın özgürlüğü olmak üzere tüm temel hak ve özgürlükleri yaşatan bir düzeni inşa edeceğiz. Sansür yasalarımızla gizlemeye çalıştığınız ekonomik buhrana, yolsuzluğa, pahalılığa, vurguna, servet transferine son vereceğiz. AK Parti Genel Başkanı, bu yasanın çıkması ile beraber bunları frenleyeceğiz ve gereği neyse de onu yapacağız dedi. Biz de diyoruz ki gerekeni sandıkta halkla hep birlikte yapacağız. Geliyor gelmekte olan.”