Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın sunumuyla her cuma günü birbirinden özel konuklarla Öncü TV ve Öncü Radyo ortak canlı yayınında Düzceliler’le buluşan ‘Kitabın Ortasından’ programının bu haftaki konuğu İYİ Parti Düzce İl Başkanı Yunus Özay Er oldu. Düzce ve Türkiye gündemindeki öne çıkan konularla ilgili değerlendirmelerini aktaran Er, Düzce'ye hizmet etmek noktasında doğru yaptığı her işte Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü’nün yanında olduklarını söyledi. Er, ayrıca kendi siyasi arzusununsa ülkeyi yönetmek olduğunu dile getirdi.

“KARİYERİMİ SİYASİ BEKLENTİLER ÜZERİNE KURMADIM”

Düzce siyasetine merkez ilçe başkanı olarak başladığımız günden bu yana aynı vizyonla ilerlediklerini kaydeden Er, “Düzce'ye yeni şeyler söylemeni, yeni şeyler anlatmanın ve yeni projelerin parçası olmanın zamanı geldiğine düşünerek siyaset hayatına Düzce'de devam ettik. Başladığımız günden bugüne de bunu belli derecede başarabildiğimizi düşünüyorum. Yapıcı bir üslupla, yeni yüzlerle, yeni isimlerle Düzce'ye değer katmak için çalışan bir ekibimiz var. Bana da Allah bu ekibin başkanı olmayı nasip etti. Kamuoyunun bize yansıttığı kadarıyla farklılıkların merkezi olan bir parti olma yolunda ilerliyoruz. Hızla büyüyoruz. Bizim amacımız hizmet etmek. Kendi kariyerini siyasi beklentiler üzerine kurmuş bir insan değilim. Biz siyaseti başarı üzerine kurduk. Bütün mevzu başarılı olabilmek, memleketimize değer katabilmek. Onun dışında bir beklentimiz yok siyasetten.” ifadelerini kullandı.

“BELEDİYENİN HİÇBİR PROJESİNE KARŞI ÇIKMADIK”

Sık sık eleştiri oklarını yönelttikleri Düzce Belediyesi ile hiçbir dertlerinin olmadığını vurgulayan Er,  “Bugüne kadar belediyenin hiçbir projesine karşı çıkmadık. Gittiğim yerlerde de hep söylüyorum. Biz Sayın Başkan Dr. Faruk Özlü'nün hayallerini paylaşıyoruz. Fakat Sayın Başkan’ın pratikte yani icraatta ortaya koyduğu performansı eleştiriyoruz. Bu ikisi arasında ciddi bir ayrım var. Gerek seçim öncesinde gerekse seçim sonrası ortaya konan projeler ile alakalı kurumsal manada İYİ Parti yöneticilerinden olumsuz bir beyan göremezsiniz. Sayın Başkan’ın Hecinler’deki çöp toplama tesisi ile ilgili, su konusunda DSİ ile yapılan anlaşma ile ilgili, yine Millet Bahçesi çalışmaları ve ulaşım A.Ş. ile ilgili olarak yapmış olduğu çalışmalarda proje itibariyle İYİ Parti'nin kurumsal destek mesajlarını göreceksiniz.” dedi.

“DOĞRU YAPTIĞI HER İŞTE BAŞKAN ÖZLÜ’NÜN YANINDAYIZ”

Projelerin hayata geçmesi anlamında ciddi hatalar gözlemlediklerini söyleyen Er, “O da işin yürümesi ve işlerlik kazanması noktasında oluyor. Bunu da büyük bir mutlulukla ifade edeyim. Yanlış anlaşılmak istemem, ‘biz söyledik yapıldı’ şeklinde anlaşılmak istemem ama yaptığımız birçok eleştirinin de organizasyonel noktada doğru olduğunun tespit edilip uygulandığına şahit olduk. Bu noktada katkı sağlamaya çalışıyoruz. Tekrar edeyim biz Sayın Faruk Özlü’nün hayallerini paylaşıyorum. Düzce'ye hizmet etmek noktasında doğru yaptığı her işte sayın başkanın yanındayız.” sözleriyle Başkan Özlü’ye projelerinde desteğini açıkladı.

“YENİ ULAŞIM SİSTEMİ İÇİN DÜZCE HALKINA SABIR TELKİN ETTİK”

Er, Düzce’de yaklaşık bir ay önce geçilen yeni ulaşım sistemi hakkındaki görüşlerini de şu sözlerle anlattı:

“Özellikle ulaşım ile alakalı biz basına çıkıp Düzce halkına sabır telkin ettik. Bilimsel bir çalışma olduğunu, Düzce halkının bu noktada biraz daha sabır göstermesi gerektiğini söyleyip çalışmanın ve Sayın Özlü'nün projesinin yanında yer almıştık. Fakat bu yanında olmak projenin başladığı günden bugüne meydana gelen eksiklikleri gündeme getirmeye engel olmuyor. Bizim yaptığımız tam manası ile budur.”

“YENİ ULAŞIM SİSTEMİNDE SIKINTI YAŞANACAK”

Yeni ulaşım sistemi ile ilgili konuşmasına devam eden İYİ Parti Düzce İl Başkanı Yunus Özay Er, şu ifadeleri kullandı:

“Birkaç müteşebbis ile görüşme fırsatı buldum. Bu hafta itibariyle insanların ödemelerini aldığı bir sıkıntı yaşanmadığını öğrenmenin mutluluğunu yaşıyorum. Fakat projenin doğru şekilde uygulanıp uygulanmayacağını anlayabilmek için biraz zaman geçmesi gerekiyor. Ben sıkıntı yaşanacağını düşünüyorum. Çünkü araç sayısından tutun da araçların tipi ya da çalışma prensipleri ilk başta kamuoyuna belirtilen projeden biraz farklı. Araç sayısı daha fazlaydı mesela 140’lardan daha sonra düşürüle düşürüle 114'e geriledi. Şu anda 100 araç hizmeti veriyor diye biliyorum ben. Hizmet noktasında bir sıkıntı olmasa da finansal anlamda belediyemize ciddi yük getireceği kanaatindeyim.

“BELEDİYEYE CİDDİ KÜLFET YÜKLEYECEK”

Araç başına 20 bin lira veriyorum 100 araç üzerinden 2 milyon lira eder. Fakat pandemi öncesinde yani kent yaşamının ve üniversitelerin hareketli olduğu dönemde en yüksek ortalamanın 1.4 milyon TL olduğu kanaatindeyim. Ben projeyi kabataslak okuduğumda da oradaki ana noktanın da yolcu sayısının geçmişe nazaran araçların küçülmesi paralelinde bir buçuk iki katı kadar artırılması hedefleniyor. Bu sağlanırsa projenin rantable olacağı konuşuluyor. Geçmişte en iyi olduğu dönemle kıyaslandığında 600 bin lira gibi bir fark ortaya çıkıyor. Bunun da belediyeye ciddi bir külfet yükleyeceği kanaatindeyim. Beklenen yolcu sayıları yakalansa bile bir zarar olacağı makul şekilde görünüyor.”

“PROJEYİ KÖTÜLÜYEBİLİRDİK, YAPMADIK”

“Ulaşım A.Ş. projesi ortaya çıktığında çıkıp televizyonlara bunu rahatlıkla kötüleyebilir ve o müzmin muhalefet anlayışıyla ülkenin alışıla geldiği gibi kötü polisi oynayabilirdik.” diyen Er, şunları kaydetti: “Biz bunu hiç yapmadık. Hiçbir menfi açıklamamız da yoktur. Düzce'nin çocuğuyuz. Düzce'de yaşıyoruz çocuklarımız da burada yaşayacak ama proje aslından o kadar uzaklaştırıldı ki ben de merakla bekliyorum. Bunun belediye ayağı kadar yatırımcı ayağının da iyi hesaplanması gerekiyor. Yatırımcının da mutlu ve memnun olması gerekiyor. Yatırımcı açısından ben çok olumsuz bir tepki almadım. Pandemi döneminde olmamız üniversitelerin kapalı olması ve benzeri durumları görmeden eleştirmek makul değil. Biraz beklemek gerekiyor. En azından 3 ayı görmek gerekiyor. Belediye Meclisi’nde 1 aylık verilerin katkı vermek adına bizimle paylaşılması için önerge verdik. Önergemize cevap geldiğinde bunu kamuoyuyla daha sağlıklı paylaşabiliriz. Belediye yetkililerinden de rica ediyorum bizim önergelerimizi bu kadar bekletmesinler.”

“ÖZLÜ’YLE OLUMLU BİR İLETİŞİMİM VAR”

Düzce’nin iyi yönetilip yönetilmediğiyle ilgili bir soruya buna karar verecek olanın Düzceliler olduğunu söyleyen İl Başkanı Yunus Özay Er, sözlerine şöyle devam etti:

“Ama biz daha iyi yönetilebileceğini düşünüyoruz. Bu noktada da elimizden geldiği şekilde belediye yetkililerine, başkan nazarında katkıyı vermeye çalışıyoruz. Benim Sayın Başkan’la gayet olumlu müspet bir iletişimim var. Bütün meclis toplantılarına da katılırım. Öncesinde de mutlaka kendi aramızda toplanırız. Çok etkin çalışan bir grubumuz var. Sadece İYİ Parti değil, MHP VE CHP meclis üyelerinin de son derece etkin çalıştığını gözlemliyoruz. Düzce doğru yönetilmiyor sözü güzel bir manşet olabilir. Ama benim tarzım değil bu. Ben tahmin veya varsayım üzerinden hareket eden bir siyasetçi değilim. Ama daha iyi yönetilebileceğini düşünüyorum. Ben başkan olsaydım daha iyi yönetirdim, daha iyisini yapardım.

“LİYAKAT VE ORGANİZASYONEL YAPIDA SIKINTI VAR”

“Düzce’yi idare etmek de yönetmek de kolay.” yorumunda bulunan Er, “Neden zor olsun? Doğru adım atmak, şehrin dengelerini bilmek gerekiyor. En önemlisi de doğru bir organizasyonel yapıyla liyakat sahibi insanlarla çalışmak gerekiyor. Biz bu son ikisinde sıkıntı olduğunu düşünüyoruz.” sözleriyle belediyeyi eleştirdi.

“BAŞKAN ÖZLÜ İLE SON DERECE SAĞLIKLI BİR İLETİŞİMİMİZ VAR”

Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü ile aralarındaki iletişime dikkat çeken Er, “Son derece sağlıklı bir iletişimimiz var. Yeni siyasetten kastettiğim buydu. Şunu ısrarla söylüyordum ki daha öncesinde siyasette alışılagelmiş bir durum var. İnsanlar kamuoyunda, siyasetçiler de bunda kabahatli, birbirlerine son derece kırıcı, kutuplaştırıcı ve zaman zaman da düşmanca söylemlerle siyaset yapılmış yıllarca bizim memlekette. Ben bu işin bir parçası olmam, olmadım da bugüne kadar.

“ÖZLÜ DESTEKLENMELİ”

Sayın Özlü, benim açımdan son derece büyük bir kariyere sahip olan, Düzce Belediye Başkanı olması hasebiyle de Düzce’ye hizmet getirmek noktasında da muhalefet perspektifinden desteklenmesi gereken bir insandır. Faruk Bey benim asla ve kat’a düşmanım değildir. Asla saygısızlık yapmam. Şahsına ve makamına da asla kırıcı ya da kutuplaştırıcı bir söylem çerçevesinde hareket etmem ama muhalefet etme mantığıyla doğru olduğunu düşündüğümüz noktada kanaatlerimizi kendisiyle paylaşıyoruz.

“DÜZCE BELEDİYESİ’Nİ ALACAĞIZ”

Ama şunu söylemem lazım ki ‘bizi dinledi de şu şöyle oldu’ demek bize yakışmaz. Biz kanaatlerimizi söyleriz, bunu yapmak ya da yapmamak başkanım ve ekibinin tercihidir. Neticede de insanlar tercihlerinin sonucuna katlanırlar. İnşallah biz üç sene sonra belediyeyi aldığımızda doğru işler yaptığımızı sizler de kamuoyu da görecek. Bir sözümüz var. Bir kez daha yarışacağız Faruk Bey’le ama bu sefer biz kazanacağız. İnşallah tekrar aday olur. Kendisiyle bir kere daha yarışmayı çok isterim. Bunu kendisine de ifade ettim. Naif bir adamdır, gülümsedi.”

“İYİ PARTİ DÜZCE’DE EN HIZLI BÜYÜYEN PARTİ”

Düzce’de siyasi parti il başkanlarının daha önce sürekli hale getirdiği toplantının yapılmamasıyla ilgili durumun kendisinden kaynaklanmadığını belirten Er, “Ben bir partinin il başkanı olarak esasen sadece kendimi temsil etmiyorum. Sorumlu olduğumuz bir kitle var. Başladığımız noktadan bugüne kadar da İYİ Parti Düzce’de en hızlı büyüyen partidir. Ben bugüne kadar toplantılarda hep bir şey rica ettim. Neticede Düzce’de hep bir arada yaşıyoruz, Düzce çok büyük bir memleket değil. Ulusal gündemi Düzce’ye taşımanın bir manası olmadığını düşünüyorum Düzce’ye hizmet etmek isteyen insanlar isek. Ulusal gündem bizi çok ilgilendirmiyor. Tırnak içerisinde söylüyordum benim Sayın Devlet Bahçeli’yle ilgili bir beyanda bulunmak ne hakkımdır ne haddimdir. Bu tabii ki ‘ben böyle yapıyorum diğer başkanlar da böyle yapsın’ demek değil. Neticede yüz yüze bakan ve bir şeyler üretmeye çalışan insanlar olarak üslubumuzda biraz daha dikkatli olmanın, kırıcı olmamanın ve kelimeleri seçerken daha dikkatli olmanın kimseye zararı olmadığını düşünüyordum. Halen daha böyle düşünüyorum.

“İL BAŞKANLARI TOPLANTININ YAPILMAMASI BENİM TERCİHİM DEĞİL”

Orada bir kırgınlık olmuştur. Ben ifade de ettim. Bu benim partililerime, İYİ Parti gönüllülerine, bu partiye oy vermiş on binlere karşı sorumluluğumdur. Ne yazık ki siyasette böyle şeyler oluyor. İl başkanları toplantısı toplantısına ara verilmesinin sebebi benim ya da CHP veya aynı suçlayıcı cümlelerin muhatabı olan Saadet Partisi İl Başkanının bir tercihi değil pandemi sebebiyle yaşanan bir olay. O noktadan sonra bir davetin gerçekleşmesi ve benim ya da diğer il başkanlarının gitmemesi gibi bir durum olmamıştır, olamaz da. Hatta rahmetli Kızılay şehidimizin cenazesinde Sayın Mustafa Keskin’le ayaküstü biraz sohbet ettik. ‘Sayın Başkanım pandeminin etkileri azalıyor, toplantılarıma başlayalım’ dedi. Ben de şeref duyarım dedim. Bunlar çok faydalı toplantılardır. En büyük faydası da kamuoyundaki gerginliği azaltmasıdır. İl başkanlarının bir araya gelip dostane çerçevede kendilerini ifade edebilecekleri bir mecra bulmaları topluma çok güzel yansır. Ben her zaman giderim. O toplantılar son bulmadı, ara verildi. Sayın Keskin yarın davet etse yarın gideriz. Ama bu rahatsız olduğumu konularda tepki koymayacağımız ve kendimizi ifade etmeyeceğimiz anlamına gelmez. Düzce için doğru olan her şeyin içinde oluruyum ben.” dedi.

“MİLLET BAHÇESİ PROJESİNİ BAŞINDAN BERİ DESTEKLİYORUZ”

Er, Millet Bahçesi projesini başından beri desteklediklerini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben Millet Bahçesi projesini Ankara’da da takip ettim. Gerek proje aşamasında gerekse projenin başlangıcında teşekkürlerimi ve tebriklerimi ilettim. Projenin anlatımı safhasında belediye meclis üyelerine yapılan sunuma meclis üyelerimiz katılmıştır. Onlar da defalarca meclis gündeminde de tebriklerini dile getirmişlerdir.

“MİLLET BAHÇESİ ÖZLÜ’NÜN DEĞİL HÜKÜMETİN PROJESİ”

“Bu merkezi hükümetin bir projesidir. Bunu belediye bünyesinde oluşan bir proje gibi göstermek belediyeye de merkezi hükümete de haksızlıktır.” diyen Er sözlerine şu şekilde devam etti:

“Tabii ki emeği geçmiştir, etkisi olmuştur Sayın Başkanımızın. Ama ben bu başarıyı Mustafa Keskin Bey’in başarısı olarak görürüm. Mustafa Keskin’i ben çok severim. Siyasette gördüğüm en düzgün adamlardan biridir. Ama oradaki firmaların oradan sökülüp atılması gibi bir durum yok. Sözleşmeleri bitti ve yenilenmedi. Dolayısıyla oradaki bina ile ilgili de kafamda soru işaretleri var. Projenin içerisinde de yapılan binalar var. O bina yıkılmadan bir proje üretilebilir miydi? Bunlar mili servettir. Yıkan Düzce imajından kurtulmamız açısın acaba oradaki binayı yıkmadan belli şeyler yapılabilir miydi? Benim kafamda öyle bir soru işareti var. Ama bu projenin kente kazandırılmasında katkısı olan herkesi hiçbir ayrım gözetmeden tebrik ediyorum. Memleketim adına da teşekkür ediyorum. Umarım çok güzel bir katkısı olur. Kentin bir kimliği olmalı. Kentin kimliğine de bu tür parklar, bahçeler, eserler çok ciddi etkileri olur. Dolayısıyla doğru bir projedir. Devletimize ve hükümetimize de hassaten teşekkür ederim.”

“MECLİSİN MANEVİ ŞAHSİYETİNE SAYGI GÖSTERMEDİLER”

Düzce kamuoyunda uzun süre gündem olan Düzce Kasrı’nın yıkılması konusuna da değinen Er konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Oradaki birinci yanlış ki bunu son meclis toplantısında gördük. Siyasette sembollerin de çok önemi vardır. Bu sembollere dikkat etmediğiniz zaman siyaseti bir kaos ortamı alır götürür. Orada bizim yaşadığımız belediye meclisinin manevi şahsiyetine saygı göstermek zorundayız. Saygı göstermeseniz ‘ben yaptım, oldu’ olayına döner. Belediye meclis üyelerimizi seçen vatandaşlarımızı yok saymış oluruz ve bu da siyasi kaosa neden olur. İmarla alakalı bir konunun mutlaka belediye meclisinde tartışılması gerekiyordu. Bunun kimseye zararı olmaz. Bugüne kadar tartışılıp karar bağlanmamış bir konu bugüne kadar görmedim ben. Bizim, MHP veya CHP’nin de süreci yavaşlatan da bir tavrı yok. Bu kadar yapısı üslupla siyaset yapılan bir ortamda ‘ben yaptım oldu;’ tarzındaki belediye meclisinin manevi şahsiyetini devre dışı bırakan siyaset yapma tarzı hiç doğru değil.”

“BİNA YIKILACAKSA BU BİNAYI NEDEN TADİL ETTİNİZ?"

İkinci nokta ise özellikle AK Partili belediye meclis üyelerinin ve belediye yetkililerin yine organizasyonel yapıdan kaynaklandığını düşündüğümüz kendi aralarındaki uyumsuzluğun neticesinde memleketimizin insanlarından toplanan vergilerin israf edildiğini düşündük. Neden, çünkü bir yandan yıkım ile alakalı görüşmeler yapılırken bundan çok kısa bir süre önce ilgili belediye meclis üyelerinin Düzce Kasrı’nın tadil edildiğine yönelik paylaşım yapmaları ve bu paylaşımlardan iki üç hafta sonra yıkılması gerek bizde gerekse Düzce kamuoyunda ciddi bir şok etkisi oluşturdu. Bu o kadar makro bir proje değil. Neticede bir tane binadan bahsediyoruz. Neticede bu bina yıkılacaksa bu binayı neden tadil ettiniz? Eğer bu binanın yıkılacağından haberiniz varsa neden belediye meclis üyeleriniz neden ‘bina tadil ediliyor. Düzce muazzam bir eser kazanıyor’ gibi söylemlerde bulundunuz? Bunu da anlayamadık.

“DÜZCE KASRI’NIN PROJESİ HALA ELİMİZE ULAŞMADI”

Bizim meclis üyelerimizin arasında Erkan Dinçer gibi bir uzman var. Kendisi akademisyendir, inşaat mühendisidir. Hocam sağ olsun bir gününü bana ayırdı biz bu projeyi didik ettik. Ayhan Şamandar sosyal medyasından paylaştı. Bu binadan Düzce’de 13 tane daha vardı. Mübarek diğerlerin bir şey olmamış sadece bizim Düzce Kasrı’na olmuş. Şeffaflık, anlaşılabilirlik noktasında açıklama yapılabilirdi.

Düzce Kasrı’nın projesi elimize hala ulaşmadı. Performans projesi adı altında bu binanın anlatıldığı gibi korozyona, taşıyıcı elemanların ciddi hasara uğrayıp uğramadığını anlatacağı bir rapor bekliyoruz. Kurumsal ciddiyet denen bir kavram var. İşlerin bu eksende yapılması taraftarıyız. Ama bu rapor hala elimize ulaşmadı. Son toplantıda kıymetli başkan yardımcımız ulaştıracağını söyledi.

Bizim ısrarlı takibimiz neticesinde bize bir rapor ulaştı fakat o rapor gözlem raporu. Farklı mevsimlerde çekilmiş fotoğrafların yer aldığı, bilimsel açıdan tatmin edicilikten uzak. Buradan bir şeye varmak pek mümkün değil. Kamuoyunu sağlıklı şekilde bilgilendirebilmek için performans raporuna ihtiyacımız var.”

“BU ÜLKE ‘YAPTIM, OLDU’ MANTIĞINDAN ÇOK ÇEKTİ”

Düzce Belediyesi’nin geçtiğimiz günlerde duyurduğu ‘Genç Kart’ projesinde meclise danışılmadan kararın açıklandığını söyleyen Er, şunları söyledi:

“11-22 yaş arasında yolculara 81 TL karşılığında ‘Genç Kart’ olarak bir proje var. Bu çok enteresan. Yine meclisin manevi şahsiyetine saygısızlıktır bu. Daha belediye meclisinde görüşülmeden, karar bağlanmadan billboardlarda kabul edilmiş bir proje gibi ilan edilmesi, sosyal medya hesaplarından paylaşılması hiç doğru şeyler değil. Bu ülke ‘yaptım, oldu’ mantığından çok şey çekti. Yaptılar olmadı da işin kötüsü. Ben kendilerini meclisi manevi şahsiyetine ve seçmenlere daha saygılı olmaya davet ediyorum. Bunlar doğru şeyler değil. Keşke meclis kararını bekleselerdi.”

“BEN BU TAKIMIN TARAFTARIYIM”

Başkan Gökhan Kapoğlu’nun istifasının ardından bir anda Düzce gündemine oturan Düzcespor konusunda da açıklamalarda bulunan Er, “Düzcespor’a maddi desteğim oldu ama bunu beyan etmeyi doğru bulmam, bugün de olur. Ben bu takımın taraftarıyım. İl başkanı olmam bir şeyi değiştirmez. 12 yaşından beri maçlara giderim. Amatör olarak futbol da oynadım. Ben kentimin takımının başarılı olmasını istiyorum. Beni işin siyasi boyutu hiç ilgilendirmez. Bu gözle görülebilen bir şey. Siz ne anlatırsanız anlatın. Sizin takımınız küme düşüyorsa başarısız bir takımdır. Ben takımımın başarılı olmasını istiyorum. Ben Düzcespor yönetimine başkana verdiğim destek ve istifa sonrası geri dönme çağrımın temelinde bu yatıyor. Çünkü ben yönetim değişikliğinden sonra, Sayın Kapoğlu ve yönetimi işi aldığı noktadan itibaren takımımın başarılı olduğunu gördüm. Bundan büyük bir mutluluk duydum. Takımımın iyi gitmesi beni ilgilendiriyor. Başarılı insanların desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.

AMERİKA’YI YENİDEN KEŞFETMEYE GEREK YOK”

Ben Sayın Özlü’nün kurumsal yapılarla bir araya gelerek oluşturduğu yapının başarılı olmasını yürekten arzu ediyorum. Ama orada da aynı plansızlık ve aynı organizasyonel eksiklik yaşanırsa başarısızlığın devam edeceğini düşünüyorum. Burada başarıyı yakalamış insanları nasıl destekleriz konusuna kafa yormak gerekir. Ben olsam yeni yapı, yeni oluşum bunlar takım başarısız olduğunda nazara alınacak şeylerdir. Takım başarılı. 23 maçtır yenilmemiş bu insanlar. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok.”