Düzce’de kuruluş dilekçesini alan Gelecek Partisi Düzce İl Başkanı Vildan Yıldız, bugün Düzce basını ile tanışma toplantısı düzenledi. Toplantıya Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Demir ve Düzce teşkilatı yönetim kurulu üyeleri katıldı.

“44 ilde teşkilatlanma çalışmalarımızı tamamladık”

Toplantıda açıklamalarda bulunan Gelecek Partisi Düzce İl Başkanı Vildan Yıldız, Türkiye’de teşkilatlanma çalışmalarında başarılı olduklarını kaydederek, “Gelecek Partisi’nin Düzce ilinde geçen hafta cuma günü resmi olarak kuruluş dilekçesini aldık. Bu nedenle sizlerle tanışmak için bu toplantıyı düzenledik. Gelecek Partisi biliyorsunuz 2019 yılının Aralık ayında kuruldu ve 9 ay gibi kısa bir süre içerisinde 81 ilimizde teşkilatlanma çalışmalarında son derece başarılı olup, geçen hafta itibari ile de 44 ildeki il kongresini tamamladığı için 1 Kasım 2020 tarihinde büyük kurultayımızı yapma şansını elde ettik.” dedi.

“İl kongresini 2 ay içinde yapacağız”

Düzce’de ilçe kongreleri için çalışmaların devam ettiğini, ilçe kongrelerinin tamamlanmasının ardından ise 2 ay içerisinde il kongresini yapacaklarını belirten Yıldız, şu ifadelere yer verdi:

“Gelecek Partisi olarak biz bunların en iyi şekilde ülke yönetiminde yer alacağımızı ve ülkemizi istediğimiz şartlarda toplumumuzun en üst seviyedeki muhasır medeniyetler seviyesinde yönetilmesi için elimizden geleni yapacağımıza inanıyorum. Gelecek Partisi’nin Düzce teşkilatının, önümüzdeki hafta itibari ile ilçe kongrelerinin yapılması için gerekli çalışmalara başlayacağız. İlçe kongrelerini yaptıktan sonra da Düzce İl Kongresi’ni 2 ay içerisinde gerçekleştireceğimize inanıyorum.”

Genel Başkan Yardımcısı Demir: Gelecek Partisi Türkiye’de her kesimden insanı kucaklayan bir parti

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Çelik ise, partinin Türkiye’de din, dil, ırk gözetmeksizin her bireyi kucaklayan bir parti olduğunu ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Yaklaşık 9 – 10 ay önce kurduğumuz partinin, bugün Türkiye’de 71 tane iline atamış, 44 tane ilinde de kongre yapmış, seçime hazır hale gelmiş bir örgütüz. Biz parti kurmadan önce Türkiye’nin koşullarını hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Yıllarca AK Parti içerisinde mücadele vermiş, Dış İşleri Bakanlığı, danışmanlık, ardından da iki yıl başbakanlık yapmış, Türkiye’nin en deneyimli, en iyi siyasetçisi, en iyi bilim adamı, bize göre, mütevazı, düzgün, aynı zamanda bütün örgüte abilik yapan bir genel başkanımız var. Bizim için büyük bir şans. Sayın Davutoğlu partiyi kurarken, ben uzun yıllar Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yaptım, son 7 – 8 yılımı Alevi örgütlerin genel başkanlığını yapmıştım. Karşı tarafta siyaset yapmamıza rağmen ki Vildan ablamda öyle, sayın başkanımda uzun yıllar burada CHP’de siyaset yapmıştı.  Yıllardır demokrasi adına, insan hakları adına verdiğimiz o mücadelenin, parti içerisinde bütün siyasi görüşlerin din, dili, ırkı ne olursa olsun herkesin bir arada olduğu ve bütünselleştiği bir ortamda bu partiyi kurduk. O yüzden uzun yıllardır verdiğimiz o mücadelenin burada fidan gibi açılması, sonra büyümesi ve meyve vermesi bizim için çok önemli. Ben yaklaşık pandemi başladığı günden beri bütün siyasi partiler çalışmazken, biz pandeminin başladığı gün itibari ile hiçbir zaman eksik kalmadık. Hiçbir zaman yorulmadık, bu pandemi hastalığına rağmen Türkiye’yi karış karış gezdik. Burası herhalde otuz dokuzuncu ildir, bu toplantılara katılıyorum. Biz Türkiye’de şu anda ana muhalefet partisi görevini yapıyoruz. Hem sorunları tespit ediyoruz, hem de çözüm önerileri ile ilgili Türkiye’de kimsenin bugüne kadar yapamadığı, körü körüne muhalefet ettiği ya da körü körüne iktidarın nimetlerini bu ülke için farklı kullanan insanlara karşı mücadele etmek adına biz hepimiz bir arada bunun mücadelesini veriyoruz. Evet, artık Türkiye’de insanlar burada yaşayamaz hale geldi. Gerçekten sabah kalktıklarında sabah nasıl gözaltına alınacağız korkusu yaşıyor insanlar. Evine ekmek götüremez halde. AK Parti 2002 yılında bu ülkede iktidarı devraldığı zaman 110 milyar dolar olan borcumuz bugün 450 milyar dolar. İç borç zaten söylenecek bir durumda değil. İnsanlar işini kaybediyor.”

“Türkiye’de milyonlarca KHK mağduru var”

Sözü, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında Kanun Hükmünde Kararname ile işten çıkartılanlara getiren Demir, konu ile ilgili şu ifadelere yer verdi:

“Birde ciddi derece de bir hukuksuzluk ve adaletsizlik var. Özellikle 15 Temmuz sonrası, Türkiye’de bir bakın KHK mağduru milyonlarca insan var. KHK adı altında Türkiye’de sıkıyönetim uygulayıp, Türkiye’de muhalif olan herkes susturmak adına ne gerekiyorsa yapıyor. Gittiğimiz her yerde söylüyoruz, ne olursa olsun bu ülke hepimizin. Gidecek başka bir yerimiz yok. Bu ülkede basın çok büyük bir güçtür ama basın eğer iktidarın güdümüne girer ve yanlı haber yaparsa biz bu ülkeye demokrasi getiremeyiz. Nitekim bu noktadayız. O yüzden yerel basını çok önemsiyorum. Ulusal basın maalesef şu an yüzde 90 – 95’i hükümetin. Bütün ilişki ağlarını zaten anlatmama gerek yok. Çirkin ilişki ağlarıyla artık gazeteciler, hem görsel hem yazılı basın, gazetecilikten çok iş adamlığı rolüne soyunmuş. Herkes nasıl zengin olurum yollarını arıyor. Tam da bu noktada demokrasi yeniden inşa edilmesi için gazetecilere baskının olmadığı, insanlarında çok rahat sokakta mücadele edebileceği, hak ihlallerinin noktasında her türlü kavgayı verebileceği ama aynı zamanda toplumsal uzlaşı için, birlikte yaşama kültürünü geliştirebileceğimiz bir alan oluşturmak durumundayız. O nedenle Sayın Davutoğlu’nun kurduğu bu partide biz ilk kez bir partinin kuruluşundan Ermeni’sinden tutan Alevi’sine kadar, Süryani’sinden tutun Sünni’sine kadar bütün herkesi bir araya getirdik ve getirmek zorundayız. Çünkü gidecek başka bir yerimiz yok. Suriye’de ki Ortadoğu’daki kanlı savaşı görüyorsunuz. Suriyeliler bize sığınıyor, biz sahip çıkıyoruz ama bizim gidecek hiçbir yerimiz yok. Biz ne Avrupa’ya ne Rusya’ya, ne Ortadoğu’ya gidebiliriz, kimse bizi kabul etmez. O nedenle bu 83 milyon insanın barış, sevgi, kardeşlik içerisinde birbirine sarılıp, Kuvay-ı Milliye’de verdiğimiz, Kurtuluş Savaşı’nda verdiğimiz o mücadelenin aynısını yeniden vermemiz gerekiyor. O yüzden çok önemli bir süreçteyiz. Biz parti kurduğumuzda belki bir çoğunuz şahit olmuşsunuzdur, Cüneyt Özdemir diye bir arkadaşımız var. CNN’de haber yapıyor. ‘Davutoğlu parti kurdu, bitti’ demişti. Ama geldiğimiz noktada arkadaşlar şu anda biz “parti kuramazlar, adam bulamazlar, örgütlenemezler” dedikleri yerde çok ciddi anlamda Türkiye’nin şu an her bölgesinde örgütleniyoruz ve 1 Kasım itibari ile de Büyük Kurultay’ımızı Ankara’da yapacağız. Arkasından 6 ay sonra yapılabilecek bütün seçimlere Gelecek Partisi olarak katılacağız. Çok nitelikli bir kadromuz var. Çok düzgün bir kadromuz var. İçimizde herhâlde bir 8 – 10 tane bakan kurulu yapmış çıkarabileceğimiz kadromuz var, Türkiye’de kendi dalında uzman olan. Her dalda. Yetenekli, birikimli, geçmişte devlete hizmet etmiş birçok arkadaşımızla birlikte biz bu ülkenin geleceğine talip olacağız. Biraz önce söylemiştim, Sayın Başbakanın bu partinin genel başkanı olması bizim için büyük bir şans. Çünkü iyi bir devlet adamı. Türkiye’yi, dünyayı çok iyi analiz edebilen bir genel başkanımız var ve dolayısıyla bu süreçte biz kimseye düşman falan olmadan, kimseyi ötekileştirmeden, artık sağcısını solcusunu bir kenara koyup bu ülkenin bütünlüğü için, Doğu’da Kürtler’in, Batı’da Çerkezler’in, Karadeniz’de Lazlar’ın ya da Akdeniz’de başkalarının herkesin birbirlerine akraba olması ve bu süreçte birlikte mücadele etmesi gerekiyor. Bu anlamda bu bozuk düzenin, bu AK Parti’nin 18 yıllık süreç içerisinde demokrasi getireceğiz diye geldikleri noktada, 18 yıl sonrasına bakın; açlık var, sefalet var, yoksulluk var. Hani üç şey için gelmişlerdi ya şimdi 4 şey oldu. Birde yalanlar eklediler. Çıkıyor bir bakan, öyle şeyler söylüyor ki aklınız durur. Biz bu ülkede yaşıyoruz. Siz hepiniz ticaret yapıyorsunuz ya da çalışıyorsunuzdur. Bir geçmişe dönüp bakın, alım gücünüzün ne kadar olduğunu göreceksiniz. O yüzden biz bu süreçte, kimseyi ötekileştirmeden kapımızın herkese açık olduğunu ve bu süreçte birlikte mücadele etmemiz gerektiğini, Türkiye’nin çocuklarımızın geleceği için, eğitimde sağlıkta, ekonomide, her alanda Türkiye’yi hak ettiği noktaya getirebilmek için gerekli mücadeleyi vereceğiz. Ben bugün Düzce’de sevgili başkanımızın hem çok deneyimli bir ablamız, hem çok deneyimli bir il başkanımız, burada kurduğu yönetimli birlikte sizlerin huzurunuzda ona da tekrar hayırlı uğurlu olsun diyorum. Umarım Düzce’miz için, ülkemiz için hayırlı uğurlu olur. Partimiz için hayırlı uğurlu olur.”

“AK Parti ve MHP dışında herkes erken seçim istiyor”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun erken seçim açıklaması ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Demir, şunları kaydetti:

“Türkiye’nin koşullarında sadece genel başkanımız erken seçim istemiyor. AK Parti ve MHP dışında herkes erken seçim istiyor. Dikkat edin bütün siyasi partiler, bu düzenin böyle gitmeyeceği herkes görebiliyor. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı da aynı şeyi söylüyor. İYİ Parti Genel Başkanı da aynı şeyi söylüyor. Saadet Partisi’nin Genel Başkanı ve bizde… Çünkü gerçekten yürümüyor artık. Yani milyon dolarların konuşulduğu, Türkiye’de artık bir varlık fonu kurdular biliyorsunuz, Varlık fonu şu an 60 milyon dolar, borçla varlık yokluk fonu oldu. O yüzden Türkiye böyle gitmeyeceği için, genel başkanımız haklı olarak çok kısa bir süreçte bu iktidarın bu işi yapamayacağını, artık Türkiye’nin felakete doğru gideceğini gördüğü için bir an önce erken seçimin yapılması ve mutlaka Türkiye’ye yeniden güvenin gelmesi gerekiyor. Farkındaysanız dış yatırımcı Türkiye’ye gelmiyor. Uluslararası ilişkilerimiz bozuldu. Çevremizde bir tane dostumuz kalmadı. Böyle bir ülkede yaşamak ya da güven sağlamak nasıl olur, anca iktidarla olur. AK Parti nasıl 2002 yılında iktidara geldiğinde Türkiye’ye yeni bir güven, tek partili sistem, tek partili güçlü bir hükümetle Türkiye’ye insanlar güven duymaya başladılar, bugün de onu tekrar biz inşa ederiz. Onlar yıktılar maalesef. O nedenle bir erken seçimin elzem olduğunu hepimiz çok net söylüyoruz.”

“AK Parti ve MHP dışında bütün partilerle ittifak görüşmelerimiz devam ediyor”

AK Parti ve MHP dışındaki diğer partilerle ittifak görüşmelerinin devam ettiği belirten Demir, “Bu yeni Cumhurbaşkanlık Hükümet Sistemi’nde, ittifak olmadan seçime girmenin çok zor olduğunu hepimiz çok net görüyoruz. Eskiden seçim sonrası koalisyon oluşurdu, şimdi seçimden önce ittifaklar oluşuyor. Dolayısıyla biz AK Parti ve MHP dışında ki bütün siyasi partilerle görüşmelerimiz devam ediyor. Daha doğrusu biz onlarla da görüşmek istiyoruz. Yani bayramlarda bile ziyaretlerimizi kabul etmeyen bir iktidar var bu ülkede. O kadar ötekileştirmişler, gözleri o kadar kör olmuş ki... O nedenle önümüzdeki süreçte elbette ittifak yapma olasılığımız yüksek. Kiminle yapacağımız, nasıl yapacağımız, nasıl bir sisteme gideceğimiz şu an net değil. O ancak seçim sürecinde görülür ama mutlaka Türkiye’de bu ülkenin inşası için emek veren bütün maliklerin bir arada olmasının gerekliliğine inanan birisiyim ben.” şeklinde konuştu.

“Ömrümüz terör örgütleri ile mücadeleyle geçti”

Gelecek Partisi’nin FETÖ ile bir ilişkisinin olduğu iddialarını değerlendiren Demir, son olarak şu ifadeleri kullandı:

“Bu soruyla birçok yerde karşılaşıyoruz ama bu çapraz bir soru. Bence bu soruyu Sayın Cumhurbaşkanı’na sormak lazım, genel başkanımızın başbakanlığı döneminde nasıl bir mücadele verdiğini hepiniz az çok gözlemlemişsinizdir, biliyorsunuz. Bizim partimizi kimse FETÖ’cülükle PKK’cılıkla, terör örgütüyle bağdaştıramaz. Ömrümüz terör örgütleriyle mücadeleyle geçti. Ömrümüz cemaatleri ele geçirip, bu ülkenin altına dinamit koyanlarla geçti. Ben 2013 yılında Fethullah Gülen’e hakaret etmiştim diye yargılanmıştım. Bu ülkede böyle bir mücadele verirken Sayın Başbakan’ın da başbakanlığı döneminde hatırlarsanız en son bir televizyon programında söylemişti; Şaban Dişli’nin kardeşi Mehmet Dişli için bu adamın tehlikeli olduğunu, mutlaka emekliye ayrılması gerektiğini söylemesine rağmen darbenin baş mimarı bugün Mehmet Dişli cezaevinde. Ağabeyi nerede? Dışarıda büyükelçi, bu ülkeyi temsil ediyor. Şimdi Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun, her tarafta FETÖ’cü var da AK Parti içerisinde hiç yok mu? FETÖ’nün siyasi ayağı bu ülkede gün yüzüne çıkmadığı sürece herkes herkesi FETÖ’cülükle suçlar. Araştırılsın diye parlamentoya verilen önergelere bakın, AK Parti ve MHP tarafından hepsi reddediliyor. Hepsi. Orman yanıyor, önerge veriyoruz, reddediyorlar. Biz derken, biz değil tabii. Mecliste olmadığımız için diğer siyasi partiler için söylüyorum. Bu ülkede tecavüz oluyor, önerge veriyorlar, önerge reddediliyor. Bu ülkenin Suriye’de askeri ölüyor, araştırılsın diye önerge veriliyor, reddediliyor. Bu vatana ihanettir. Bu ülkeye ihanettir bu. O yüzden bizim partimizi hem Sayın Babacan’ı hem de Sayın Davutoğlu’nu Cumhurbaşkanının Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı döneminde sağında solunda olan iki arkadaşı. Birlikte çalıştığı, birlikte emek verdiği ve birlikte bu ülkeyi yönettiği arkadaşları. Bence onu Sayın Cumhurbaşkanı’na sorun. Onlar daha iyi bilirler kimin FETÖ’cü olduğunu, biz bilemeyiz ama Sayın Genel Başkanımızın FETÖ’yle hiçbir alakasının olmadığını her platformda her yerde Sayın Genel Başkan açık yüreklilikle söylüyor. Söylemeye devam edecektir.”