Eski Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu liderliğinde siyasi yaşamına devam eden Gelecek Partisi’nin İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feramuz Üstün, Kurucular Kurulu Üyesi Fevzi Donat ile esnaf ve vatandaş ziyaretleri yaparak İdari ve Mali İşler Başkanlığı Bölge Toplantısı’na katılmak üzere Düzce’ye geldi.  Gelecek Partisi heyeti, İl Başkanı Vildan Tokaliç’in ev sahipliğinde Mutfak Sanatları Merkezi’nde düzenlenen kahvaltılı toplantı da Düzce basınıyla buluştu.

‘Muhalefetin kolay olduğu bir dönemde siyaset yapıyoruz’

Kahvaltının ardından Genel Başkan Yardımcısı Üstün, gündeme dair açıklamalarda bulundu. İktidarın kendi kendine muhalefet yaptığı bir dönem yaşandığını savunan Üstün, “Bugün de Düzce’yi gezeceğiz, vatandaşlarımızı dinleyeceğiz. Gittiğimiz her yerde, ulaştığımız her vatandaşın aslında dertleri aynı. Biz çok fazla bir şey anlatmıyoruz. Biz vatandaşı dinliyoruz. Vatandaş içinde bulunduğumuz durumu anlatıyor. Aslında muhalefetin kolay olduğu bir dönemde siyaset yapıyoruz. Çünkü muhalefeti iktidar kendi kendine yapıyor. Bize çok fazla iş bırakmıyor. Yaptığı hukuksuzlarla, ekonomideki saçma sapan uygulamalar insanların canından bezdiği, emeklisini 2 bin 500 liraya mahkûm ettiği, 4 bin 200 lira asgari ücret verip ay sonra eskisinden de kötü duruma düşürüp, ayçiçek yağının konuşulduğu, günlük petrol zamlarla insanların psikolojisini bozulduğu, insanların arabaya binmekten korktuğu bir dönem yaşıyoruz.” dedi.

‘Herkesin hesap verebileceği bir sistem kuramazsak sadece hırsızlar değişir’

Sistemin mutlaka değişmesi gerektiğini belirten Üstün, “Eğer sistemi oturtturup, düzgün, şeffaf, açık, 85 milyonun kardeş olduğu ancak herkesin hesap verebileceği bir sistem kuramazsak sadece hırsızlar değişir. Biz sistemi düzeltirsek yanlış insanlar da kendiliğinden düzelmek zorunda kalır. Eğer bozuk sistemin başında doğru biri olursa, ya o da bozulur ya da sistem onu dışarı atar.” diye konuştu.

‘Davutoğlu millete bedel ödetmemek için kenara çekildi’

Davutoğlu’nun bedeli millete ödetmemek için başbakanlık koltuğunu bıraktığını söyleye Üstün, “Yüzde 49.5 oy almış bir başbakanı, başbakanlıktan vazgeçmesi kolay değildi ama ben bugün gibi hatırlıyorum. Ama bu sistemi böyle getirmenin şansı yoktu. ‘Yoksa ya bu millete bedel ödettireceğiz, işi sürüncemeye bırakacağız ya da ben bedel ödeyeceğim.’ dedi ve kenara çekildi. Buna Düzce’nin o dönem milletvekilliği yapan bütün arkadaşlarımız da şahittirler.” ifadelerini kullandı.

‘Bu ülkeyi battığı çukurdan çıkarmamız gerekiyor’

Sözü 6 muhalefet partisinin bir araya gelerek parlamenter sisteme dönüşte mutabık kalmasına getiren Üstün, “Herkesin birbirini anlamaya çalıştığı bir dönem yaşıyoruz. Hepinizin malumu bir 6’lı masa oluştu. Çok farklı partiler ve farklı görüşte olan insanlar var ama herkes ayrıştırarak bu iş götürmenin başarılı olamayacağını söylediler. Onun için herkes ayrışan değil de birleşen yönlerini bir araya getirerek bu ülkeyi battığı çukurdan çıkarmamız gerekiyor. Bir birliktelik oluştu. Bunun ardından hemen seçim yasasıyla ilgili bir karar alınma aşamasına geldi. Cumhuriyet tarihinde seçim kanunlarıyla oynayan her iktidar ilk seçimde kaybetmiştir.” dedi.

‘Cumhurbaşkanı adayı birlikte belirlenecek’

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Gözel’in ‘Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı Davutoğlu’ sözleriyle ilgili bir soruya da yanıt veren Üstün şöyle konuştu: “Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki cumhurbaşkanı olacak kişi devleti tanıyacak. Uluslararası ilişkileri iyi olacak. Şeffaf ve bilgili olacak. Bunu söylediği, zaman benim Aklıma Ahmet Davutoğlu geliyor. Mustafa Bey de onu söylemiştir. Eğer bu altılı masayla ilgili ittifak devam eterse ki masayı bozan bence zararlı çıkar. Sonuçta hep beraber karar verecekler ama her partili kendi genel başkanını cumhurbaşkanı olarak görmek ister.”

‘Baskın seçim olabilir’

 Seçimin artık yanaştığını ve erken seçim yerine baskın seçim ihtimalinin güçlü olduğunu kaydeden Üstün, “Artık bu saatten sonra ne zaman yapılırsa yapılsın seçim zaten erken. Bu seçim işlerine bakan kişi, seçim işlerinden sorumlu genel başkan Sayın Bahçeli. Son seçimlerin kararını Bahçeli verdi. Onun için Tayyip Bey’in bile bilgisi yoktur. Normal süreçte 1 yıllık bir süreç kaldı. Zaten seçim erken. Ama bir baskın seçim diyebiliriz ona.” diye konuştu.

‘FETÖ’nün ilk operasyon yaptığı kişi Davutoğlu’dur’

Ahmet Davutoğlu’nun FETÖ’nün 15 Temmuz’daki başbakan veya cumhurbaşkanı adayı olduğuna yönelik iddiaların da tamamen iftira olduğunun altını çizen Üstün, “Onların tamamı iftira. Ahmet Davutoğlu, bu ülke de FETÖ’nün ilk dinlediği ve operasyon yaptığı kişidir. Hüseyin Gülerce denen bir müptezel Fetullah Gülen’in Türkiye’deki sağ koluydu. Melih Gökçek’in televizyonuna çıkıp Pazar günleri FETÖ’cü belirliyorlar.” dedi.

‘Faruk Bey böyle bir nezaketsizlik yapmaz, belli ki talimat yukarıdan’

Gelecek Partisi İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feramuz Üstün, başbakanlığı döneminde ilk kez TBMM’ye giren Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün, 12 Kasım 2020’deki Düzce ziyareti esnasında Ahmet Davutoğlu’nun randevu talebine olumsuz yanıt vermesine ilişkin de konuştu. 

Özlü’nün böyle bir ‘nezaketsizlik’ yapmayacağını belirterek talimatın yukarıdan geldiğini işaret eden Üstün, “Faruk Bey’in kendisi değildir. Genel merkezden talimat vermişlerdir. Süleyman Soylu talimat vermiştir. Amiri kimse o vermiştir. Ben Faruk Bey’i 20 yıldır, bürokrasiden beri tanırım. Ben Faruk Bey o nezaketsizliği yapacak birisi değildir, yapmamıştır. Ama talimat geldiyse ben valiler biliyorum araya adam koyup ben mahcup durumdayım diyor. Ben dedim randevu vermiyorlar diye. Dedi ki ‘Ben ülkenin başbakanlığını yaptım. Belli bir süre sonra derler ki devletin valisini muhatap almıyor. Siz kerhen isteyin. Veren verir, vermeyen vermez.’ ifadelerini kullandı.

‘Ben Özlü’nün yerinde olsam karşılar gerekirse de istifa ederdim’

Davutoğlu’nun özlü üzerinde büyük emeği olduğunu ve kendisi olsa istifa pahasına bu randevuyu kabul edeceğini vurgulayan Üstün, “Devletin çivisi o anlamda çıktı. Faruk Özlü’nün suçu yoktur. Abdullah Bey Cumhurbaşkanlığı yaptı. Kayseri’ye gitsin Kayseri’nin bütün şeyleri kaçışırlar, şehir dışında çıkarlar. Bunlar üzücü hale geldi. Yoksa Faruk Bey başbakanı karşılar. Emeği de var, onu bakan da yapmıştı. Çok da severdi Ahmet Bey. Ben olmuş olsam karşılardım. İstifa gerekirse istifa ederdim. Görevden azil veya disiplin gerekirse disipline giderdim. Çünkü insanların hayatında bir karar aşaması vardır. O kararı kaçırdığın zaman pişman olursun.” dedi.