Öncü TV ekranları ve 100.2 Radyo Öncü ortak yayınıyla Düzceli vatandaşların ilgi ile takip ettiği, Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu Kitabın Ortasından programının son konuğu, Düzce eski Belediye Başkanı Mehmet Keleş oldu. Gerek Öncü TV ekranlarından, gerek radyoları başından, gerekse Öncü sosyal medya hesapları üzerinden binlerce Düzceli’nin takip ettiği programda Düzce’de yaklaşık 2 dönem yerel yöneticilik yapan Mehmet Keleş, Sadullah Ünsal’ın son günlerde Düzce’de yaşanan gelişmeleri ve merak edilen konularla ilgili sorularını yanıtladı. 

“Olimpiyat Kavşağı’nın isminin değiştirilmesine 4 yanlış var”

Son günlerde yaşanan “Olimpiyat Kavşağı” tartışmalarını değerlendiren Keleş, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’ye seslenerek, bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini kaydetti. Olimpiyat Kavşağı isminin halk tarafından verildiğini dile getiren Keleş, “Orası Olimpiyat Kavşağı’dır, Rumeli Palas’tır. İsmi de hiçbir belediye başkanı, belediye meclisi vermemiştir, halk vermiştir. Halkın verdiği, yıllarca o isimle anılan yerin başka bir isimle isimlendirilmesi doğru bir davranış değil. Bunu belediye meclisi kararına bağlamamak ikinci bir yanlış, o aileye böyle bir yük yüklemekte üçüncü bir yanlış. Sancaklı ailesi bana göre, çok saygıdeğer, çok saygın bir aile. Bir de üstüne üstlük, belediye başkanvekili, meclis başkanvekili birisinin kendi meclisinden karar çıkartmadan, kendi adının bir kavşağa verilmesi, o da dördüncü bir yanlış bana göre. Bu olay en azından bir meclis kararına bağlanmamalıydı ve bence o kavşağa değil, bir sürü yeni açılmış yol var, cadde var, kavşak var. İllaki Sancaklı ailesinin isminin bir yerde yaşatılması isteniyorsa, bu yapılabilirdi.” dedi.

“O zaman her 200 bin TL verenin ismi bir yere mi verilecek? Yanlıştan dönmek erdemliliktir?”

Keleş aynı konudaki değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Başka bir şey söyleyeyim; 150 bin TL gibi bir paradan bahsediliyor, ‘150 bin TL bir para harcanarak kavşağın ışıklandırılması, ağaçlandırılmasını, çiçeklendirmesini yaptılar, o yüzden kavşağın ismini verdik’ denilmesi de bütün yanlışların üzerine, başka bir yanlış olarak gelmiştir. O zaman der ki vatandaş, ‘Ben 200 bin lira veriyorum kardeşim. Hadi benim ismimi ver o zaman’ der. Mesela Faruk Bey savunmasında şöyle diyor; ‘Kalıcı Konutlar’dan gelen kavşağın yoluna Şerifoğlu’nun adı verildi’ diyor. Birincisi, Kervan Kavşağı değildir orası. Kalıcı Konutlar’dan gelen ve bizim tarafımızdan yapılmış bir yolun kavşağı. Yani başka bir kavşak var orada. İkincisi, bu meclis kararına bağlanmıştır. Üçüncüsü, buralar onlar tarafından yapıldı diye de ilan edilmiştir. Orada kaldı ki Kervan Kavşağı’nın adı bir olimpiyat şampiyonunun adını simgelememektedir. Olimpiyat Kavşağı, Düzce’den bir olimpiyat şampiyonu çıkmış sonuçta. Orada bence zorlamanın bir anlamı yok, yanlış yapmış olabilirsin. Çıkıp da yanlıştan dönmek bir erdemlilik değil mi? Dese ki mesela Sayın Başkan; ‘Ben yanlış yaptım arkadaş’ ya da ‘Eksik yapmışız, vazgeçiyoruz.’ Hiçbir zaman suyun tersine doğru yüzmek, bir belediye başkanı için hayırlı bir sonuç ortaya çıkartmaz.” şeklinde konuştu.

“Meclisi Mesut Sancaklı yönetmemeliydi”

Yine Olimpiyat Kavşağı’ndaki isim değişikliği konusunun gündeme getirildiği Düzce Belediyesi aralık ayı ilk toplantısında yaşanan tartışma ile ilgili konuşan Keleş, “O akşam meclis toplantısında yaşanan olaylara çok üzüldüm tabii ki. Bir konu ile alakalı bir meclis başkanvekili veya bir meclis başkanı ile ilgili bir karar alınacaksa, o dışarıya çıkar. Yani benim dönemimde çok olmuştur bu durum. Benimle ilgili bir şey olduğunda, ben odama geçmişimdir, yerime meclis başkanvekili geçer, konu ile ilgili görüşme bittiyse ben yeniden yerime geçerim. Mesela eskinden belediye başkanının maaşı belediye meclisi tarafından kararlaştırılırdı, ben meclisi terk ederdim, görüşmeler gıyabımda yapılırdı. Şimdi Mesut beyin orada olması, kendi ailesi ile ilgili bir konuda bir tartışmanın yaşanması, yakışı kalmamıştır. Mesut Bey bence, bu toplantıyı ikinci başkanvekiline bırakmalıydı toplantıyı. Salona diğer siyasi parti temsilcilerinin alınması ve bunun siyasi şova dönüştürülmek istenmesi de doğru olmamıştır, salondan insanların dışarıya çıkartılmaya çalışılması da doğru olmamıştır. Şimdi orada meclis başkanına çok ciddi bir görev ve sorumluluk düşmektedir. Ben belediye başkanı olsaydım, meclisi ben yönetiyor olsaydım, orada kimseyi kavga ettirmezdim. Dinleyiciler bir kere dinlemek zorunda, onlara sadece dinlemeleri gerektiğini söylerdim. Meclis üyelerinin hiç birisine kendi aralarında ve arkadaki seyirciyle konuşmalarına müsaade etmezdim. Mecliste en büyük uyarılarımdan bir tanesi şu olmuştur benim; meclis üyesi başkanla konuşur, yanındaki ile konuşamaz. Karşılıklı tartışmaya asla müsaade etmemişimdir. Öyle olmazsa, meclis üyeleri kendi aralarında atışmaya başlarlarsa, arkaya söz söylemeye başlarlarsa arkadaki meclis üyesine söz söylemeye kalkarsa, o meclisin hükmü kalmaz.” diye konuştu.

“Faruk beyin bu kararından vazgeçmesi, Sancaklı ailesinin üzerindeki baskıyı da kaldırması lazım”

Kendi ailesini ilgilendiren bir konuda, meclis toplantısını Başkanvekili Mesut Sancaklı’nın yönetmesinin yanlış olduğunu söyleyen Keleş, “Bizim zamanımızda çok da sevdiğim bir arkadaşım, meclise girip meclis üyelerine sloganik bir takım materyaller dağıtmaya başladı. Çok da sevdiğim bir arkadaşım. Ben de dışarıya attırmak zorunda kaldım. Ben her mecliste açıklama yapardım, onların da açıklamaya katılmalarını isterdim, meclisteki muhalif üyelerden biri bunu siyasi şova çevirmeye başladı. Kamera geliyor, meclisin içine giriyor, kameraya meclis toplantısı devam ederken açıklama yapıyor. Şimdi böyle şeyleri korumazsanız, eğer olması gereken şekilde meclise hakim olmazsanız, meclisteki ahenk kaçar o zaman. Neden olmadı böyle bir şey? Konu ile ilgili kişi başkanvekili de o yüzden. Kendi ailesi ile ilgili sorunu, orada tartışma içine mi sokacak? Ya da ‘haklı veya haksız mı?’ diyecek. Böyle bir şey mümkün değil ki. Adam zaten mecburen kendi ailesi ile ilgili şeyi savunmak zorunda. Burada yanlışlar üst üste geldi. Ne yapılması lazım? Burada Faruk beyin bu kararından vazgeçmesi lazım, Sancaklı ailesinin üzerindeki baskıyı da kaldırması lazım. Olimpiyat Kavşağı’na da ‘Olimpiyat Kavşağı’ tabelasını koyması lazım. Bunun dışında hiçbir sonuç ne Faruk Özlü’yü mutlu eder, Düzce Belediyesi’ni mutlu eder, ne de Düzce şehrini mutlu eder. Mutlaka değiştirilmesi lazım, ama Sancaklı ailesinin ismini de başka yere verilmesi lazım.” şeklinde konuştu.  

“Ben başkan olsam kavşağı “Olimpiyat Kavşağı” diye değiştirirdim”

Ben belediye başkanı olsam, kesinlikle kavşağın ismini Olimpiyat Kavşağı diye değiştiririm.” diyen Keleş, “Bir şekilde değiştiririm. Düzce Belediyesi Meclisi karar alır da “Bizim kararımız” derse, onu tekrar Düzce Belediyesi Meclisi’ne sunarım. Meclis devam etsin derse de eder. Ama belediye başkanı olarak ben meclis kararı olmazsa, geldiğim gün kaldırırım.” ifadelerine yer verdi.

“Faruk Özlü’nün dili sürçtü, özrünü de diledi”

Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün ulusal bir televizyon programında Rumeli ve Kafkas kökenli vatandaşlara yönelik “Kaçarak geldiler” ifadesini de değerlendiren Keleş, “Yani ben orada bir dil sürçmesi var diye düşünüyorum. Faruk Bey’in Kafkas göçmeni olan arkadaşlarımıza yönelik bir hakarete varacak bir şey söyleme ihtimali bana göre sıfır. Sayın başkan öyle bir şey yapmaz. Ama ben orada ifadeyi yanlış kullanmıştır diye düşünüyorum. Onu da düzeltti zannediyorum, yani özrünü de diledi. Bunun üzerine konuşmak yakışmaz.” ifadelerini kullandı.

HABER: Savaş ARI