Öncü TV cuma akşamları ekranlara gelen Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu Kitabın Ortasından programına konuk olan İYİ Parti Düzce İl Başkanı Yunus Özay Er, Düzce’nin gündemine ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

Düzce’de maske konusunda kaos yaşandı”

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınında Düzce’de vatandaşların maskelere kolay ulaşamadığını belirten Er şu ifadelere yer verdi:

“Biz bir kere partisini ortak akılla yöneten insanlarız. Biz birlikte hareket etmesini bilen insanlarız. Bizim bu maske ile alakalı bir adım atarken, bizim asla yerel yönetimle bir rekabet haline girmedik. Biz maske konusunda insanlarımıza sadece yardımcı olmak istedik. Burada bir eksiklik olduğunu gördük. Biz öyle bir süreç yaşadık ki, Sanayi Bakanı çıktı Maskeyi devlet satacak dedi. Ardından, maskelerin eczanelerden ücretsiz dağıtılacağı söylendi. Yani maske konusunda bir kaos yaşandı. Maske zaruri bir ihtiyaç. Türkiye’de ilk vakanın görülmesinin ardından, hızlı bir yayılma süreci yaşandı. Düzce Belediyesi bu konuda bir açıklama yapıyor ve maske üretimine başlandı deniliyor. Günde de ek olarak 10 bin adet maske üretilecek deniliyor. Daha sonra BELMEK aracılığıyla maske üretiliyor deniyor. 15 Mayıs’ta da Belediye Başkanımız sokağa çıkıyor ve maske dağıtıyor. Bolu Belediyesi 7 Nisan’da İl Merkezinde maske dağıtıyor. Ben Düzce’nin Belediye Başkanı olsaydım, bu maskeleri ben bütün vatandaşlara dağıtırdım. Bizim muhalefet olarak görevimiz, yöneticileri hizmete sevk etmek. Ben mesela dezenfekte çalışmaları ile ilgili hiçbir eleştiri yapmadım. Çünkü, dezenfekte çalışmaları başarılı bir şekilde yürütüldü. Biz bu zor süreçte Belediyemizin yanında olmak istedik.”

Biz yapılan güzel işleri takdir ediyoruz”

Kendilerinin muhalefet yaparken, yapılan güzel işleri de takdir ettiklerini dile getiren Er, yıkıcı değil, yapıcı siyaset yaptıklarını kaydederek, şu görüşlere yer verdi:

“Sürekli eleştirdiğimize katılmıyorum aslında. Biz Belediyenin yaptığı güzel işleri de takdir ediyoruz. 2002 yılından bugüne hep bir parti tarafından yönetildi Düzce. Yani muktedir bir parti tarafından yönetildi. Muktedir, aynı parti tarafından yönetildi yani. Şimdi, AK Parti giderse sosyal yardımların kesileceğini düşündü hep vatandaşlar. Ama baktığımız zaman, İstanbul seçimlerinde bu işin böyle olmadığını gördü insanlar. İstanbul ve Ankara’da sosyal yardımlar artarak devam ediyor. Edebi ile adabıyla yapılan eleştirilere de her zaman hazırım ben. Bunlar beni asla rahatsız etmez. Bu geçiş döneminde insanlar buna alışıyor. Kendi partimiz açısından geldiğimiz noktadan son derece de memnun olduğumu söylemek istiyorum. Çünkü Düzce’de İYİ Parti ses getiren bir parti oldu.”

“Ben partimi Düzce’de en yüksek noktaya çıkartmak istiyorum”

“Bununla alakalı sürecin olduğu dönemde bir açıklama yapmıştım ben. Ticaretin kaldırmadığı 2 tane unsur vardır. 1. Güven. 2. İse belirsizlik. Merkezi yönetiminin açıklama yapmadığı bir dönemde STK’ların açıklama yapmasını doğru bulmuyorum. Bu kredilerin oluşmasında Sayın Başkanımız Mustafa Keskin’in bir açıklaması var. Benim bunla alakalı bir açıklama yapılması için, bunun altyapısının hazırlanması gerekiyor. Bunun içinde işsizlik fonundan yapılan bir para aktarımı var. Bunu da hesaplıyorlarsa bunun içinde, zaten bu fondaki para zaten insanımızın parası. AK Parti Milletvekillerinin toplumu daha aydınlatıcı açıklama yapmalarını beklerdim. Ne kadar esnaf kefalet aracılığı ile verilmiştir, ne kadar KGF aracılığı ile ne kadar da diğer fonlardan para aktarılmıştır, bu millete. Bazı arkadaşlarla anlaşamadığımız konu şu; ben siyaseten zayıfım. Benim Milletvekili olmak gibi bir düşüncemde yok. Ben partimi, en yüksek yere çıkartmak istiyorum. Benim Belediye Başkanlığını almak gibi bir hayalim var. Düzce’de milletvekili çıkartmak gibi bir hayalim var.”

“Mehmet Keleş’e yeşil ışık yaktı”

Konuşmasının devamında eski AK Partili Belediye Başkanı Mehmet Keleş’e yeşil ışık yakan Er, Şöyle devam etti:

“Önümüzde ki seçimlerde biz Düzce Belediyesini alacağız. Biz istemesek de Mehmet Keleş abimiz isteyebilir her halde. Ben Mehmet abiyle sürekli görüşürüm. Kendisini de severim. Ama Düzce’de talep edilen parti biz olacağız.”

“Metin Kaşıkoğlu’nun başka bir siyasi partiye geçmesini doğru bulmuyorum”

“Siyaset hayatımın en güzel yıllarını AK Parti’de geçirdim.” diyen İYİ Parti İl Başkanı Yunus Özay Er, DEVA Partisi Kurucular Kurulu Üyeleri arasında bulunan eski AK Partili Metin Kaşıkoğlu’nun başka bir siyasi partide siyaset yapmasını doğru bulmadığını söyledi Er şunları kaydetti:

“İstanbul’da Gençlik Kolları İl Yönetim Kurulundaydım. Allah bazı insanları siyasette üfler, böyle bir tabir vardır. Metin ağabeyde de böyle bir tılsım var herhalde. Ben Metin Kaşıkoğlu’nun yanına gider görüşürüm. Benim böyle bir huyum vardır. Tecrübelerinden yararlanırım. Metin Beyin bir mecrada siyaset yapıp, daha sonra başka bir partiye geçip eleştirmesini doğru bulmuyorum. Ben AK Parti’de siyaset yaptığım dönemde de Türk milliyetçisiydim. AK Parti defterini o dönemde kapattık. Ama az önce dediğim gibi, siyasi yaşantımda yaşadığım en güzel yıllardı. Metin ağabey biraz sert siyaseti seviyor. Ben gerek DEVA Partisi’ni gerekse Gelecek Partisi'ni önemsiyorum. Biz 29 Ekim’de partiyi kurduk ve seçime girebilmek için çok sayıda teşkilatlandık. Ama benim tarzım değil. Ben kavga etmeyi sevmeyen birisiyim.”

“İSKİ sorununu çözeceğim”

Düzce’de son günlerde yeniden alevlenen İSKİ sorunu ile ilgili gelişmeleri de yakından takip ettiğini belirten Er, şunlara yer verdi:

“Son dönemde gündeme geldi. İSKİ sorununu böyle çözemeyiz. Bazı insiyatif göstermemiz lazım. Ben İSKİ’ye gittim ve görüştüm. Bu işin iki boyutu var. Birinci Boyut İstanbul’da İSKİ, ikinci boyut ise Ankara’daki merkezi hükümet. Bu iki kurumu kavga ettirerek çözemeyiz bu konuyu. Ben Genel Müdürümüzle bu konuyu görüştüm. Çünkü İSKİ’nin mevzuat yapısı Düzce’nin en büyük engellerden birisi. İSKİ’nin İstanbul tarafındaki boyutunu çözerim. Düzce’nin menfaatleri, benim siyasi kimliğimin önündedir. Problem çözmenin yolu müzakeredir.”

 “HDP’li milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesini doğru buluyorum”

“Hem memleket olarak hem de Düzce açısından zorlu bir süreç atlattık. Ama başarılı bir süreçti. Millet ittifakı tamamen seçime dayalı bir ittifaktır. Bizim HDP gibi bir partiyle ittifak halinde olmamız imkânsızdır. İYİ Parti ve Saadet Partisi kararları kendisi alan bir partidir. Sadece CHP ile Millet İttifakı adı altında seçim döneminde bir ittifakımız oldu. Milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesi ile ilgili hukuki olarak bir süreç işlemektedir. Bu sürecin ardından bugün gözaltılar başlamıştır. Böyle durumlarda yasama döneminin bitmesi beklenmiştir her zaman. Ama burada bu süreç beklenmemiştir. CHP Milletvekili Sayın Enis Berberoğlu ile HDP’li milletvekilleriyle aynı kefeye ben koymam. HDP Milletvekillerinin durumu tamamen farklı. HDP’li bu hanım efendi, ‘Kürt sorunu devam ettikçe, gerillaya katılmalarda devam edecektir’ diye açıklama yapmıştır. Bu hanımefendiye de bu açıklamalarından ötürü en büyük tepkiyi de partimiz göstermiştir. Bu zihniyeti zaten biz TBMM'de istemiyoruz. Ben partinin kapatılmasını istiyorum. Ben bölücülük yapanların siyaset yapmasını istemiyorum.”

Ben Türk milliyetçisiyim”

“Bizim HDP gibi bölücü bir partiyle yol yürümemiz, ittifak halinde olmamız imkansız. Ama algı oluşturmak için İYİ Parti ve HDP’yi sürekli bir arada gösteriyorlar. Bu çok bilinen bir propaganda yöntemidir. İnsanların kafasında, böyle bir algı oluşturmak için bunları ortaya atıyorlar. Ben Türk milliyetçisiyim. Bunu üzerine basa basa söylüyorum. Ben vatanıma, milletime ve dinime bağlı bir şekilde yaşıyorum. Böyle bir partiyle bizi bir araya getirmek istemek çok yanlış bir olay. Böyle bir şey yoktur. Özellikle yerel seçimlerden sonra yani İstanbul ve Ankara seçimlerinde böyle bir propaganda yapmışlardır. Ama siyaset Türkiye’de gerçekler üzerinden değil, algılar üzerinden yürütülüyor. Ben her zaman genel siyasetin, yerel siyasete indirilmemesini söyledim.”