Düzce siyasetinin ana gündemi haline gelen Düzce Belediye Meclisi’nde kültür merkezinin adının ‘Prof Dr. Erol Güngör’ olarak değiştirilmesi teklifinin AK Parti ve MHP’li üyelerin oylarıyla kabul edilmesi gündemdeki sıcaklığını koruyor.

Konu ile ilgili kameralar karşısına geçerek bir basın açıklaması düzenleyen Haluk Kadri Demir sert konuştu.

Güngör’ün hayatına değinerek başlayan Demir, “Kırşehir’de doğmuş. YÖK vasıtasıyla Selçuk Üniversitesi rektörlüğüne gelmiş ve kendisi 1983 yılında genç bir yaşta vefat etmiş. Aile sicili veya şeceresi beni hiç ilgilendirmiyor. Ne yapmış, doktora tezini nasıl yazmış, doçentliğini nasıl almış beni hiç ilgilendirmiyor. Yani hukuk fakültesini bitirdikten sonra edebiyat fakültesine girmiş ve felsefe bölümünü bitirmiş” dedi.

“YAZDIĞI KİTAPLARIN YARISI ÇEVİRİ, YARISI SÖYLEŞİ”

Düzce’deki AK Partili siyasetçilerin Güngör’ün çok sayıda eseri olduğuna dair beyanlarıyla ilgili de konuşan Demir, “Çok miktarda kitap yazdığı söyleniyor. Onu da anlatayım. Yazdığı kitapların yarısı iki lisan bildiğinden dolayı çeviri kitaplarıdır. Diğer yarısı da gezdiği ülkelerdeki bilim adamlarıyla yapmış olduğu söyleşilerden ve alıntılardan ibarettir. Yazmış olduğu bir iki tane kitabı var. Önemli olan üniversiteyi bitirdikten sonra Mümtaz Turhan hocanın asistanı olmasıdır. Bence önemli olan kısmı budur.

Kimdir Mümtaz Turhan hoca? Milliyetçi Hareket Partisi’nin kurucusu Alparslan Türkeş’in yazdığı söylenen ‘Dokuz Işık’ kitabının asıl yazarı olduğu söylenir. Ki bu söylenti bugüne kadar gelmiş ve hala daha yalanlamış değildir. Türkçülük ve İslamcılık hep birlikte işlenmiş, zamanla Türk-İslam sentezi oluşumuna dönüşmüştür. Bu Türk-İslam sentezindeki Türkçülük Orta Asya ve de Ergenekon’a dayanır. Oradaki Türklük’ten bahsedirilir.

“EROL GÜNGÖR TÜRKÇÜLÜĞÜ SELÇUKLU’YA ÇEKTİ”

Erol Güngör, MHP’nin Alparslan Türkeş’ten sonraki ikinci adamı olan Dündar Taşer’le b ir araya gelmiş ve MHP’deki bu Türk-İslam sentezi doktrinine değişik bir boyut getirmiştir. Ona göre Türk Milliyetçiliğinin Selçuklu ve Osmanlı İslami kökenlerine ve Anadolu Türklüğüne dayalı bir şekilde değişikliğini sağlamış ve bunun adına da Türk-İslam Ülkücülüğü adı verilmiştir. Bu o zamandan bu yana süregelmiştir.

Son zamanlarda TRT 1’de bilhassa izlemiş olduğunuz Selçuklu ve Osmanlı dizilerinden ne kadar doğru söylediğimi anlarsınız. Bu rahmetli profesörün iki yerde, biri bildiğim kadarıyla biri Pendik’te biri de doğduğu yer Kırşehir’de olmak üzere iki tane isminin verildiği imam-hatip ortaokulu vardır. Ondan sonra verilecek en büyük isim bu olmaktadır” diye konuştu.

“AŞI ENSTİTÜSÜNÜ BİR GECEDE KAPATANLAR, GAVUR DEDİKLERİNDEN AŞI BEKLİYOR”

Bu noktada konuşması hiddetlenen Demir, “Atatürk’ün zor zamanlarında Kurtuluş Savaşı zamanlarında yokluk içerisinde kurmuş olduğu Refik Saydam Hıfzıssıhha Aşı Enstitüsünü bir gecede kapatıp, şimdi 57 tane Müslüman ülkeyle beraber gavur dedikleri ülkelerden pandemiden kurtulmak için aşı bekleyen bir ülkenin bu durumu görerek hiçbir bilime katkısı olmayan bir insanın bir kültür merkezine adının verilmesini Milliyetçi Hareket Partisi’nin başarısı olarak yorumluyorum. Ben daha farklı olarak görüyorum. Yani bu adam unutulmaya yüz tutulmuşken gelip burada bu ismin verilmesi tamamen MHP’nin başarısıdır” diyerek ismin verilmesiyle ilgili MHP’yi işaret etti.  

“GÜNGÖR KÖKTEN TÜRKÇÜ, İSMİNİ VERİLMESİ MHP’NİN BAŞARISI”

Erol Güngör’ü ‘köken Türkçü’ olarak nitelendiren Demir, “Adı ‘kültür’ olan bir binaya Erol Güngör gibi bir kökten Türkçünün, bakın faşist demiyorum çünkü MHP’li arkadaşlara ayıp olmasın diye, adının verilmesi bugüne kadar AKP iktidarında ‘Türk yoktur. Türkçülüğü ayaklar altına aldık’ diyen AKP zihniyetinin tükürdüğünü yalamasıdır. Hani diyorlar ya ‘ülkeyi aslında AKP yönetmiyor MHP yönetiyor.’ Bunun aslında en basit göstergesidir” dedi.

“AKP’Lİ ÜYELERE KAPAK OLSUN”

Demir, Düzce’deki AK Parti iktidarına atıfta bulunarak, “AKP oylarının en yüksek olduğu, birinci parti bir yerde bu ismin buraya verilmesi bana kalırsa o ismi veren AKP’li meclis üyelerine kapak olsun. Artık bundan sonra o ismi değiştiren siyasetçilerle hiç işim olmaz” ifadelerini kullandı.

“150 SENEDE DÜZCE’DE HİÇ Mİ ADAM YETİŞMEDİ?”

“Benim sözüm Düzceliler’e” diyen Demir sözlerine şöyle devam etti:

“Belediyenin tabelasında 1881 yazıyor. Yani 150 senelik bir mazimiz var. Bu 150 sene içinde hiç mi bu topraklar için kanını akıtan bir şehidimiz yok kardeşim! Düzce için bu kadar süre içerisinde hiç mi bir hayır işleyen, Düzce’ye bir eser kazandıran hayırseverimiz yok? Bir üniversitemiz var ya. Bu üniversitenin kurulması aşamasında kimlerin emek verdiğini biliyoruz.

“HİÇ Mİ BİLİM İNSANIMIZ YOK?”

Bu üniversitenin büyümesi gelişmesi aşamalarında kimlerin emek verdiğini, kimlerin hizmetlerini saygıyla yad ettiğimiz insanlar olduğunu biliyoruz. Hiç mi bu insanlar içirişinden bir tane bilim insanımız yok? Hiç mi bu ülkeye bu şehre bir hayrı dokunan insan yok ya! Bütün buna rağmen Kırşehirli bir arkadaşımızın, isminin verilmesini başka türlü yorumlayamıyorum. Aklıma sadece MHP’lilerin başarısı olarak görüyorum”

HABER: Mehmet GÜNESEN