Düzce’nin gündemine ışık tutan Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu Kitabın Ortasından programı, Öncü TV ve 100.2 Radyo Öncü ortak yayınıyla geniş kitlelere ulaşmaya devam ediyor.

Programın geçen haftaki konuğu Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Düzce İl Başkanı Murat Caymaz, bir Kitabın Ortasından klasiği olan ‘Nasıl İzah Edersiniz?’ bölümünde Düzce siyasetinden iş dünyasına, bürokrasiden tanınmış simalara kadar Ünsal’ın yönelttiği birçok isim hakkında kendi penceresinden değerlendirmelerde bulundu.

Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar ve Üniversite Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Öner Abidin Balbay sorulduğunda dikkat çeken yorumlarda bulunan Caymaz, hastane ile ilgili gelen şikayetlere hak verdiğini açıkça dillendirdi.

Caymaz, Ünsal’ın sorduğu isimleri şu şekilde değerlendirdi:

“Özlü her zaman doğru kararlar veremiyor”

Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü: “Dr. Faruk Özlü kendi özelinde Düzce’nin yetiştirmiş olduğu kaliteli insanlardan biri, benim penceremden. Bir insan kolay yetişmiyor, bir siyasetçi kolay yetişmiyor, bir devlet adamı kolay yetişmiyor. Ama diğer pencereden baktığımda da her zaman doğru kararlar veremeyen ve sonuçlarına da kendisi katlanan bir yapısı var. Normalde kıymetli bir adamdır benim açımdan.”

“Mehmet Keleş’e her zaman vefa duyarım”

Mehmet Keleş: “Ben Mehmet Bey’in sohbetini çok severim, yani onunla sohbet ederken keyif alırım. Dediğim gibi siyasete girmem de de çok büyük etkisi var. Belediye başkan yardımcılığı noktasında da benim hiç talebim olmamasına rağmen, sağ olsun kendisi bana o görevi tevdi etmiştir, bize işi de öğretmiştir. Onun için her zaman bir vefa duyarım kendisine. Eşi var Gönül Hanım. Gönül ablayı da ayrı severim bende ayrı bir yeri vardır. Şehri için güzel şeyler yapmaya gayret etmiş biridir. Ben de buna şahitlik ederim, yanlışıyla doğrusuyla… Ama her toplantıda; ‘İşler ne oldu, işler ne durumda?’ diye soran, gayret gösteren, her siyasetçi de olduğu gibi, onu yapan bir siyasetçiydi yani.”

“Randevu talebimizden henüz sonuç alamadık”

Düzce Valisi Cevdet Atay: “Tanışamadık kendisiyle henüz, bir randevu talebimiz oldu partimiz kurulduktan sonra fakat uzun bir süre olmasına rağmen henüz bir dönüş alamadık, bir dönüş olmadı. Ben yanlış buluyorum. Çünkü vali devletin valisidir. Herhangi bir partinin valisi değildir. O nedenle herhangi bir siyasi partinin nezaketen talep etmiş olduğu bir davete, olumlu-olumsuz bir dönüş yapması lazımdı. Benim görüşüm öyle, kendisiyle ilgili.”

“Kayıkçı’nın artık işi yeni nesillere devretme vakti geldi”

DESOB Başkanı Mustafa Kayıkçı: “Sayın Mustafa Kayıkçı ile zaman zaman kendisini ziyaret ederim. Yolda, izde karşılaşırız istişare ederiz. Kendisi tecrübeli bir oda temsilcisi. Uzun zamandır da bu işi yapıyor demek ki başarılı yapıyor ki hala o koltukta oturuyor. Kendi seçmeninin vermiş olduğu bir karardır. Sonuçta demokrasiye inanıyoruz, başarılı olmasa, yönetimle iyi geçinmese seçmezler. Öyle bakıyoruz. Ama artık yavaş yavaş tabii bu işi yeni nesillere, genç nesillere devretme vakti geldi. Bir iş yaparken, iş yapmakla birlikte arkanızda yeni bir ekipte yetiştirmeniz lazım, siyasette de böyledir ki o işler devam etsin başarıları sürsün. Artık önümüzdeki dönem belki kendisi yeni arkadaşlara devredebilir. Çünkü onunla ilgili eleştiri alıyor ya o geldi şimdi aklıma uzun yıllardır orada oturuyor diye eleştiri alıyor. Ama dediğim gibi, seçmeni başarılı buluyor ki seçiyor. “

“Titiz çalıştığı için AK Parti’de kritik görevler Kenan Varol’a verilirmiş”

Kenan Varol: “Sayın Kenan Varol ile tanışıyoruz ama çok uzun sohbetlerimiz olmadı. Benim kendisiyle ilgili çevreden duyduğum kadarıyla bilgi birikimi yüksek, entelektüel bir kişilik olduğunu duyuyorum. Ve yaptığı işi de titiz yaptığını biliyorum. AK Parti’de görev yaptığı dönemdeki arkadaşları belirtirler, işleri titiz yaptığı için kritik görevler ona verilirmiş. Öyle olduğunu duyuyorum.”

“Kaşıkoğlu’nun adı akçeli işlere karışmadı”

Metin Kaşıkoğlu: “Sayın Metin Kaşıkoğlu her zaman söylerim, benim siyasete girmem de çok büyük payı olan, benim her zaman kendisine vefa borcum olan bir siyasi büyüğüm. Bendeki izlenimi de şu; dediğim gibi siyasetini temiz yapmış, adaletli yapmış, ismi akçeli işlere karışmamış, AK Parti’nin en güçlü olduğu dönemlerde il başkanlığı yapmış ve başarılı da bir siyaset yürütmüş, ben öyle görüyorum.”

“Hikmet Keskin bizi desteklemedi, zaten başarılı olsa görevde kalırdı”

AK Parti eski İl Başkanı Hikmet Keskin: “Biliyorsunuz Mehmet Keleş’in istifasından sonra bir süreç oldu. Teşkilatlarda ben 1. çıktım o zaman temayülde. Fakat Hikmet Keskin bizi desteklemedi, onlar Dursun beyi desteklediler çok da normal ama o süreçte benim kırıldığım bir detay oldu yani şimdi söylemek de istemiyorum, bir yanlış bilgilendirme oldu. Çünkü cumhurbaşkanı da beni istedi. Sonra bunu bana Faruk Özlü anlatmıştı. Orada Faruk Özlü’yü de yanlış yönlendirdiler, cumhurbaşkanımızı da yanlış yönlendirdiler. Dursun bey de il yönetimindeydi, hani daha rahat istişare ederiz, daha rahat yönetiriz anlayışıyla sanıyorum ki öyle bir karar verdiler. Yani başarılı olsaydı devam ederdi görevine çünkü zaten akabinde hemen o da görevden alındı, yerine Sayın Mustafa Keskin geldi, görevi o devam ettiriyor.”

“Keskin AK Parti’nin bitme noktasına geldiğinde il başkanı oldu”

AK Parti İl Başkanı Mustafa Keskin: “Sayın Mustafa Keskin ile bazen il başkanları toplantısı oluyor orada karşılaşıyoruz, sohbet ediyoruz. Yani kendisi diyaloğa açık bir yapısı var. Ama biraz esprili yaklaşacak olursak AK Parti’nin kuruluşunda görev almış, merkez ilçe başkanlığı görevlerini yapmış, işin cefasını çekmiş ama bugün itibariyle artık AK Parti bitme noktasına geldiğinde tekrar il başkanı olmuş. Ben isterdim ki önceki dönemlerde milletvekili olsun. O kadar emek harcadı çünkü. Ama bugün artık zor gibi görünüyor.”

“Randevu vermeyen rektör; parti temsilcisi değil, devletin rektörüdür”

Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigâr Demircan Çakar: “Sayın rektör hanımla geçmişte iyi diyaloglarımız vardı aslında, bizim belediyede görev yaptığımız dönemlerde. Bizim ilk yaptığımız iş Düzce Üniversitesi’nin ve hastanesinin yolunu yapmaktı bakın ilk işimiz. O dönemler kendisi rektör yardımcısıydı… Sonrasında da yine üniversitenin önündeki çevre yolunun açılması ile ilgili de bir toplantı yaptık. Yine o işin hızlanmasını da ben sağlamıştım. Sonuçta şahsına değil tabii üniversite içindi. Yine köye gelir-giderdi özel bir hukukumuz vardı. Fakat biz siyasi parti kararımızı değiştirdikten sonra kendisinden randevu istedim, o da bana benzer bir hata yaptı, o da bana randevu vermeme eğilimine gitti. Bence yanlış yaptı yani. O da üniversitenin rektörüdür, devletin rektörüdür. Bu konulara böyle bakmakla mükelleflerdir. Böyle düşünüyorum yani. Ben olsam yapmam, görevdeyken de yapmadım. Kim benden randevu istediyse verdim kimseyi ayırmadım yani. Bunlar doğru değil. Çünkü onlar bir partinin üyesi değil, temsilcisi değil. Devletin unsurları. Vali bey de öyle, rektör hanım da öyle.”

“Öner hocamızda yorgunluk var”

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Öner Abidin Balbay: “Öner hocam ile tanışıyoruz, bazen hastanede Allah düşürmesin tabii zaman zaman insanların ihtiyacı oluyor. Şahsımızın değilse de bizi tanıyanların oluyor. Arıyoruz. Ama son dönemlerde bir yorgunluk olduğu kanaatindeyim Öner hocamızda. İlk dönemlerdeki gibi aktif ve keyifli bulmuyorum kendisini. Tabii son dönemlerde de Düzce Üniversitesi ile ilgili çok şikâyetler de geliyor. Bunu da şuna bağlamak lazım, teknik bir detay var onu da söylemek lazım insanlara; şimdi üniversite hastanesinin hizmet alanı 2 kat arttı, ek bina yapıldı biliyorsunuz orada. Bununla birlikte hizmet veren personel sayısı azaldı. Ne oldu? Alan büyüdü, hizmetli sayısı artmadı, kalite ile birlikte hizmet de düştü. Yani en basitinden temizlik personellerinin sayısı düştüğü için, artık yetişemiyorlar, hijyen anlamında da büyük problem var hastanede, bunu ben kendim de gördüm. Ama biraz da hizmet alımlarının artık devlet tarafından yapılmasından dolayı bir eksiklik var, kadrolarla ilgili. Belki üniversite bağımsız olsa, kadrosunu genişletecek ve daha iyi hizmet verme imkânını bulabilecek, orada bir hata var yani o yüzden de tüm sorumluluğu da yöneticilere yüklemek te çok doğru bir yaklaşım olmaz.”

“Faruk Türkseven Düzce’yi temsil eden başarılı bir iş insanı”

Ömer Faruk Türkseven: “Faruk Bey Düzce’de tanınan, bilinen, köklü bir ailenin mensubu, o aileyi temsil eden bir iş adamı, başarılı bir iş adamı. Kendi alanlarındaki faaliyetleri, yürüttüğü sektörleri genişleten, Düzce’yi temsil eden bir iş adamı, sevdiğimiz bir büyüğümüz. Büyükle büyük, küçükle küçük olan, herkesin anladığı dilden konuşan bir büyüğümüz.”