CHP Düzce İl Başkanı Zekeriya Tozan, Öncü TV’de katıldığı “Platform” programında Düzce’deki referandum atmosferini, yeni anayasa değişiklik paketinin detaylarını ve siyasi atmosferi değerlendirdi.

“Ben parti rozetimi takıp gitmedim halkın karşısına”
Anayasa değişikliği referandumu için ‘Hayır’ı savunan bir parti olarak sahadaki çalışmaların ciddi boyutta olduğunu ifade eden Tozan, her yere ulaşmaya çalıştıklarını kaydetti.

Tozan, “Çok ciddi çalışma içerisindeyiz. Mümkün olan her yere ulaşmaya çalışıyoruz. Olayın başında şunu fark ettik, vatandaşlarımız değişikliğin içerini bilmiyorlardı. Karar noktasında da partiler üzerinden gidiyorlar. Ben parti rozetimi takıp gitmedim halkın karşısına. Bunu anlatmak bizim görevimiz, vatandaşımızdan 5-10 dakikalarını isteyip anlatıyoruz. Çok vatandaşımız verdiğimiz bilgilerden dolayı teşekkür etti. Çünkü içeriği anlatan tek parti CHP. İktidar da 15 Temmuz mağduriyeti üzerinden gidiyorlar ama bu çok farklı bir değişiklik.” dedi.

“Biz iktidara gelememişsek ben önce aynaya bakacağım
Parti olarak kendilerini de bir noktada eleştiren CHP İl Başkanı Zekeriya Tozan şu ifadelerde bulundu:

“Geçmiş dönemlerde vatandaşla iç içe olmamışız bunun sıkıntısını ben bugün çekiyorum. Eğer biz iktidara gelememişsek ben önce aynaya bakacağım. Ben neden vatandaştan oy alamıyorum ona bakacağım. Vatandaşla o ilişki kurulamamış önce onu ilişkiyi kuracağım. Bu ilişki bugün kuruldu. Her gittiğimiz yerde çok özel karşılanıyoruz. Bizi biliyorlar çalışmalarımız gitmiş sadece ilişki kurmamışız. Sonra arkadaşlarımızdan telefon gelmeye başladı. Sorunları iletme bakımından. Biz doğru yoldayız. Ben eminim bu referandumdan ‘Hayır’ı geçireceğiz. Bundan sonraki dönemde de CHP’nin milletvekili sayısı farklı olacak.”

“Gerginliği ortaya çıkaran biz değiliz”
Düzce’deki gergin siyasi atmosferi yorumlayan ve vatandaş cephesinden nasıl karşılacağına da açıklık getiren Tozan şöyle söyledi:

“Biz yaptığımız her işin arkasındayız. İki gün önceydi Sayın Cumhurbaşkanı başladığı noktadan geri adım attı. “Evet veren de hayır veren de bizim için aynı değerdedir.” dedi. Öncesinde terörle aynı safta tutması toplumu çok geren bir sözdü ve buradan geri adım atıldı. Cumhurbaşkanımız bunu söylemesine rağmen sayın bakanımız Gümüşova’da bizi FETÖ ve PKK ile aynı kefeye koyan bir cümle sarf etti. Bu bizi üzdü. Sayın bakanımız çok naif bence bunları söylemeden yapacaklarını anlatsa çok daha hoş olacak. Gerginliği ortaya çıkaran biz değiliz.”

“Bizim altımızda kırmızı plakalı arabalar, devletin doldurduğu depolar yok
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün “CHP çalışmıyor”sözünü anımsatan Tozan, şöyle devam etti: “Biz çalışıyoruz ama nasıl çalışıyoruz biliyor musunuz? Bizim altımızda bizim vergilerimizle alınan kırmızı plakalı arabalar yok. Deposunu devletin doldurduğu arabalar da yok. Biz bir yere giderken devletin memurlarıyla 20-30 arabayla bizim arkamızdan kimse gelmiyor. CHP’nin 3 ayda bir gelen çok kısıtlı bir bütçesi var. Bu referandumda da normal gelen ödeneğin bir kuruş fazlası gelmedi. Son gelen para da normalin altında gelmiştir. Çoluk çocuğumuzun rızkını ortaya koyup demokrasi mücadelesi veriyoruz. Keşke Sayın Bakan biraz daha az çalışsaydı da helalinden çalışsaydı, bu bizi üzdü.”

“Düzce’den bir milletvekili çıkaracağız”
CHP’li vekillerin Düzce’yi boş bırakmamasının sebeplerinden birinin de önümüzdeki dönemde CHP’nin Düzce’den bir vekil çıkaracağı yorumunda bulundu.

Tozan, “Ben Sayın Genel Başkanımdan hangi milletvekillerini istediysem geri çevirmemiştir ve o arkadaşlarımız Düzce’ye gelip çalışmışlardır. CHP artık bir milletvekili çıkarma sınırındadır. Zaten oyumuzu yüzde 2-2 buçuk arttırdığımızda Düzce’den bir milletvekili çıkaracağız. Genel merkezimizde bunun farkındadır ve genel başkanımızda bunun desteğini vermektedir. İkinci dönem parlamentoda temsil edileceğiz Düzce CHP olarak.” dedi.

“Düzce kötü yönetilmeyi hak etmiyor”
CHP Düzce İl Gençlik Kolları, İl Başkanı Zekeriya Tozan tarafından hazırlanan bir dosyayı Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı’na gönderdi. Dosyanın içeriği hakkında bilgilendirmelerde bulunan Tozan şöyle konuştu:

“Dosyalar teslim alınmış. O dosyanın içeriğinde Belediye Başkanlığı’nın yapmış olduğu yanlışlar ve yapmış olduğu yanlış ihaleler vardı. Düzce’nin parasının çarçur edildiği ihalelerle ilgili suç duyuruları vardı. Haksız uygulamalarla kimlere rant sağlandığıyla ilgili yapmış olduğumuz şikayet dilekçeleri vardı. Düzce’nin hak etmediği şekilde yönetildiğine dair bir dosya hazırladık ve ilgili makamlar gönderdik. Gereğini yapmalarını bekliyoruz. Düzce bu kadar kötü yönetilmemeli. Düzce’nin parklarını 8 milyon liraya belediye başkanımız ihale ediyorsa o koltukta oturmayı hak etmiyor. 8 milyona ben Düzce’nin yarısını park yaparım. Bu nasıl paradır, nasıl ihaledir, arkasında kimler vardır? Ben baktım bir tanesi AK Parti’den milletvekili aday adayı olmuş parti ile ilgili bir şirket var ortada. Onunla ilgili de çalışmalarımız var. Baktığınızda Türkiye’nin en küçük illerinden birisi, ama en çok borçlu ili. Bu kadar mı kötü yönetilir bir il?”

“Düzce, başkanlık sistemine örnek”
Düzce’nin başkanlık sistemine örnek bir şekilde yönetildiğini iddia eden Tozan şu ifadelerde bulundu:

“Burası aslında bir çiftlik. Başkanlığa tam bir örnek ilimiz var. Bu anayasa geçerse memleket de böyle yönetilecek. Eş, dost, akrabalar gelecek… Düzce Belediyesi’nin yönetim anlayışı, o davet usulüyle, denetimsiz ihalelerle, paraların nasıl buharlaştırıldığı bu bir örnektir. Bu kelimeyi çok rahat kullanıyorum. Yapılan bütün işlerin karşılığında bize şartnameyi getirsinler, o işleri onda bir fiyatına yaptıracak birini çok rahat bulurum. Açık ihale değil, davet usulü ihale yaparsanız ben burada çok rahat konuşurum. Bu ahlaki değil.”

Türkiye’yi neler bekliyor?
Tozan, 17 Nisan sabahı, anayasa değişiklik paketinin referandumdan geçmesi halinde Türkiye’yi nelerin beklediğini değerlendirdi.
Tozan, “Milletvekili sayısı 550 vekilden 600’e çıkacak. Dünya ülkelerinin milletvekili sayıları belli. Biz neden fazladan 50 vekil istiyoruz? Bir milletvekilinin maliyeti danışmanlarıyla birlikte aylık 50 bin TL. Vekil sayısını 50 vekil artırdığınızda 5 yıllık maliyeti 180-190 milyon civarında. Bize bir de bakan ve cumhurbaşkanı yardımcıları lazım. Dışarıdan alınacak tabi meclisten değil.  Devleti yönetecek, 80 milyonun kaderini teslim edecek birini belirliyoruz bakanı kim olacak, başkan yardımcısı kim olacak bilmiyoruz. Cumhurbaşkanı yardımcılarının sayısını bilmiyoruz, bakanları bilmiyoruz. Bütün yetki bir kişiye verilmiş.” diye konuştu.

“Bu sistemle millet iradesi bitti”
AK Parti’nin bu kadar yetki istemesini “İş yapmak için istiyoruz” söylemleriyle desteklemesini ise Tozan şöyle değerlendirdi:

“İş yapmak başka bir şey yetki başka, devleti yönetmek başka bir şey. Devlet ciddiyet ister. Yaptığınız bir anayasa. Bizim halkımız yasanın boşluğunu bulduğunda tarihimize bakın nelerle karşılaştığımız belli. Bir anayasa da boşluk olmamalı. Boşluk varsa yönetmelik yaparsınız yine varsa genelge yaparsınız. Burada hiçbir şey kesin değil ki her şey muğlak. Nasıl denetlenecek? Ortada 600 vekil olacak parlamenter sistemdeki denge denetim mekanizması yok, gensoru yok, soru önergesi sadece yazılı olarak bakana sorulacak, güven oylaması yok, seçilen bakanların hiçbiri milletvekillerine karşı sorumlu değil sadece başkana karşı sorumlu. Cumhurbaşkanı yardımcıları başkana karşı sorumlu. Seçilen milletvekillerinin eğer cumhurbaşkanıyla yakın bir ilişkisi yoksa makamlara ulaşması sıfır. Millet iradesi bitti.”

Bu yeni sistem ile yargı bağımsızlığını ortadan kalkacağını savunan Tozan, “Amerika’daki bir sistemle gelselerdi biz de evet derdik.” dedi.