İYİ Parti Genel Merkezi tarafından fındıkta kronikleşen sorunlara çözüm bulunması hedefiyle "Fındık Komisyonu" oluşturuldu. Komisyonda fındık yetiştirilen illerin milletvekili ve il başkanları yer aldı. İYİ Parti Düzce İl Başkanı Yunus Özay Er'e de Fındık Komisyonu'nda görev verildi. Er, İYİ Parti Fındık Komisyonu adına Samsun Milletvekili Bedri Yaşar ile beraber TBMM'de basın toplantısı düzenledi.


Er, yaptığı açıklamada komisyonun hazırladığı raporu paylaştı.

İYİ Parti Fındık Çalışma Grubu tarafından kısa ve uzun vadede yapılması gerekenler şöyle sıralandı:
1) Fındık ekonomik değeri üreticisi için hayati önemde bir üründür. Dolayısı ile TMO, geçen seneki gibi fındığın pazara ucuz fiyattan düşmesinin önüne geçmeli, bir an önce ‘Fındık Fiyatını ilan etmelidir. Geç kalınması, geçtiğimiz sene olduğu gibi, üretici açısından ciddi zarara neden olmaktadır. Ayrıca; bugünden tezi yok gerekli çalışmalar yapılarak en geç 20 Ağustos itibariyle TMO yada Fiskobirlik depoları alıma hazır hale getirilmelidir.

2) Yukarıda da ifade edildiği üzere, rekoltenin 660 bin ton olduğu ifade edilmekle beraber, fiyati belirlemede ana unsurlardan olması sebebi ile rekolte açıklamasının daha net, daha sabit verilere dayalı, rasyonel ve resmi ağızdan yapılıp, üreticilerin zihninde muğlak nokta bırakılmamalıdır, fiyat belirlenmesi esnasında rekolte bazlı manuplasyonların önüne geçilmelidir.

3) Fındıkçının en fazla yara aldığı konulardan birisi "emanetçiliktir." TMO, ister lisanslı depolamaya yeni bir düzenleme getirerek isterse de emanete fındık alımı için bir strateji belirleyerek üreticinin bu mağduriyetinin önüne geçmelidir. Yeni bir ‘ Emanetci’ sisteminin devlet kanalı ile oluşturulması zaruridir. Örneğin başlangıç dönemlerinde çifçinin  depo kiraları desteklenmeli, eline verilen ürün teslimat  setıfıkları karşılığında(6 ayı geçmeyen vadelerde) faizsiz bankalardan kredi kullandırılmaları vs gibi alternatif çözümler geliştirilmelidir.

4) Yevmiye fiyatı belli olmuştur. Fakat üreticinin işçilik maliyetinin tek kalemi işçi yevmiyesi değildir. Özellikle Pandemi sonrası işçilerin sağlık durumu, barınma şekli ve yaşam alanları, yine salgın sebebi ile tekrar dizayn edilmektedir. Bu politika esnasında devletin fındık üretim alanylari arasında hakkaniyete dayalı ve eşitlik prensibi çerçevesinde davranması ve özellikle kalacak yer ödeneği olarak halk arasında bilinen bu tip harcamaların adil ve şeffaf bir şekilde yapılması zaruridir.

5) Fındık fiyatının belirlenerek, kamu tarafından, süratle alım yapılacağının ilan edilmesi, Sürekli taban fiyat tartışmasınına son vermek için döviz bazında taban fıyat açıklanmalı ve bu sayede manuplasyonun önüne geçilmesi gerekmektedir. Alım yapılan mahsulün peşin yada peşine yakın bir zamanda ödeneceğinin açıklanması da üreticinin elini rahatlatacak, piyasada potansiyel fiyat belirsizliğinin önüne geçilecektir.

6) Fındığın hasadı sonrası pazara erken düşmemesi ve fiyatın düşüş trendinin yolunun açılmaması için Fındık destekleme paralarının Ağustos ayı sonunda ödenmesi gerekmektedir.

7) TMO, fındık alım şartlarını biraz üretici lehine daha esnek hale getirmelidir (yani fındıkta nem eksik-fazla yada randımanı  yüksek -az gibi bazen gereksiz olan  bahanelerle üretici mahsulü ile geriye gönderilmemeli mağdur edilmemelidir)

8) Fındığın fiyatı, satışının tamamına yakını ihracat olduğu için Döviz Bazlı hesaplanmalı, üreticinin dolar artışı karşısında satın alma gücü kaybı yaşamasının önüne geçilmelidir.

9) Tüm bu gerçekler ışığında fındığın kilogram fiyatı 30 TL’nin altına düşmemelidir.

​Uzun vadede ise önerilerimiz,

1- Fındığa dayalı sanayinin teşvik edilerek fındık bölgelerinde hem fındığın mamül hale getirilip katma değer oluşturulması hem de yeni iş alanlarının açılması ve özellikle yurt içi kullanım ve tüketim teşvik edilmeli.

2- En önemlisi Tarım Bakanlığı öncülüğünde ulusal fındık politikası belirlenmelidir.