Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, 2 yıllık görev süresini değerlendirdiği ‘Düzce Belediyesi 2. Yıl Değerlendirme Toplantısı’nın son bölümünde basın mensuplarından gelen soruları yanıtladı.

“Burada ya işbilmezlik var ya da prim yapıp popüler olma duygusu var”

Geçmişte Tokat’tan geçmesi istenen tren hattına dönemin belediye başkanının karşı çıktığı rivayeti üzerinden ‘üçkağıtçı’ benzetmesi kullanarak kendisine sosyal medyadan yüklenen İYİ Partili Oğuz Özyiğit ile ona destek veren Düzce Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Ayhan Şamandar hakkındaki soruyu yanıtlayan Özlü, şunları kaydetti:

“Bir işin hangi yöntemle ve nasıl yapılacağını bilmek bir tecrübe ve bilgi gerektirir. Düzce’den hızlı tren geçmesin diyen bir kişi var mıdır? Yoktur. Herkes ister. Bunu hepimiz istiyoruz. Ama bunu yapma yöntemi bu değil. Mademki akademisyensiniz bu konuyu biliyorsunuz. Çok sağlam bir fizibilite raporu hazırlarsınız. Bunu Karayolları’na ve Ulaştırma Bakanlığı’ndaki teknik adamlara anlatır onları ikna edersiniz. Düzce’de imza toplamakla, dolaşmakla bu iş olmaz. Treni yapacak olan Düzceliler değil bakanlık. Burada ya işbilmezlik var ya da bundan prim yapıp popüler olma duygusu var. Her ikisi de yanlış.”

“Toplantıda kimse kimseyi ikna edemedi”

Yüksek hızlı tren projesinin Düzce-Bolu güzergahından geçmesi için başlatılan çalışmalara destek verdiğini belirten Başkan Özlü, şunları kaydetti: “Bu konu bana seçimden önce geldi. Oturduk, konuştuk. ‘İstiyoruz’ dediler. Ben rapor istedim. Ahmet Arslan beyin raporunda Düzce’nin eğiminin ve coğrafi yapısının buna müsaade etmediği ve mümkün olmadığı yazılıydı. Mademki istiyorsunuz dedim. Ulaştırma Bakanlığı’ndaki teknik uzmanlarla sizi bir araya getireceğim. Kim kimi ikna ederse ben de o tarafta olacağım dedim. Ayşe Hanım sağ olsun bir toplantı düzenledi. O toplantıda kimse kimseyi ikna edemedi.

“Kimse buradan siyaset yapmasın, bu bir siyasi malzeme değil”

Şimdi deniyor ki buradan geçerse daha fazla yolcu daha fazla kazanç olacak. Ben şimdi soruyorum. Burayı yap işlet devret modeliyle yapacak olan firma neden böyle bir şeyi istemesin? Sizin bağırmanıza çağırmanıza gerek yok. İşin doğası bu. Hesaplarda ve kabullerde bir yanlışlık var. Ulaştırma Bakanlığı’nın insanları hain değil, duyarsız değil. Çok cazip bir şey olursa neden kabul edilmesin? Ben uzmanı olan arkadaşların bu konuyu çalışmasına saygı duyulması kanaatindeyim. Ulaştırma Bakanlığı’nda bir heyet çalışıyor. Üniversitemizde de çalışan bir ekip olabilir. Bunlar bir araya gelerek birbirlerini ikna edecekler. Sorunun muhatabı biz veya Düzceliler değil. Kimse buradan siyaset yapmasın. Bu bir siyasi malzeme değil.”

“Yahu Tanju! Sen hızlı tren uzmanı mısın? Kusura bakma, hadi oradan!”

Ardından sözü hızlı tren projesine destek verilmesi için hem Bolu hem de Düzce’de billboardlara ilanlar veren Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’a getiren Özlü, şu eleştirileri yöneltti:

“Bolu Belediye Başkanı ‘Ayı heykeli yapacağım’ dedi. 15 gün her gündemde ayı ayı ayı… Yetmedi ‘Geyik yapacağım’ dedi. Sonra da ‘Hızlı tren’ dedi. Hızlı trene binmeye çalışıyor. ‘Ben’ diyor ‘50 defa aradım Cumhurbaşkanımızı, randevu alamadım, bir gitsem anlatacağım’ diyor. Yahu Tanju! Sen hızlı tren uzmanı mısın? Sen hangi teknik bilgiye Cumhurbaşkanımızı ikna edeceksin? Kusura bakma, hadi oradan! Bunu bakanımızla dün de konuştum. Bakanımız konuya çok vakıf. Onlara güvenin.  Çıkıp şov yapmanın bir mantığı yok. İddia ediyorum, Melen Suyu kenarından geçireceğimiz bağlantı yolu hattı kısa vadede Düzce’ye çok daha fazla faydalı. Çok rica ediyorum rasyonal olalım.

“Düzce’ye Karayolları Şube Şefliği kuruyoruz”

Ankara temasları kapsamında Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ile gerçekleştirdiği görüşme hakkında üstü kapalı bilgiler veren Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, kendisini Düzce’ye davet ettiğini belirtti. Özlü, “Şimdi size söylemeyeyim. Kendisini Düzce’ye davet ettim. Geldiğinde kendisine sorun. Nezaketsizlik olmasın. Dün çok faydalı bir görüşme yaptık. Düzce’ye Karayolları Şube Şefliği kuruyoruz.” dedi.

Düzce’de havayı kirleten 80 fabrika tespit edildi

Düzce’de sadece kış aylarında değil 365 gün etkili olan ve sağlığı tehdit eden hava kirliliği sorununa yönelik atılan adımları aktaran Özlü, şu ifadeleri kullandı:

“Düzce tarihinde ilk defa bu kadar sıkı bir çalışma yürütüyoruz. Düzce’deki fabrikalardan 80 fabrika belirlendi. Bu fabrikaların ismi Ankara’ya bakanlığa bildirildi. Bunlara merkezi sistem üzerinden filtreler takacağız. Önümüzdeki kışa girerken bunlardan çıkan gazlar filtrelerden geçecek.  Çalışma devam ediyor. Vazgeçmeyeceğiz. Doğal gaz kapısına kadar gelip abone olmayan 17 bin hane var. Onları da teşvik edeceğiz. Zorluyor. Bunun bir maliyeti var. Diyelim ki abone maliyetini karşıladık ama her ay ücreti var. Mali durumu yerinde olanları zorlayacağız. Sosyal yardımdan bir takım destekler sağlayacağız. Amacımız doğal gazın yaygınlaştırılması.”

“EDS’lerin iyileştirilmesine yönelik çalışmalar sürüyor”

Düzce’de gelen yüklü cezalar nedeniyle sürücülerin kabusu olan EDS’lerin belli noktalardan kaldırılması için yaptığı girişimlerden bahseden Özlü, şöyle konuştu:

İçişleri Bakanlığı iyileştirme için bir çalışma yürütüyor. Bunların belki sayısı ve konumları değiştirilecek. Ancak EDS’lerin kalkıp kalkmayacağına biz değil İçişleri Bakanlığı karar veriyor. Gelen şikayetlerin dikkate alınarak EDS’lerin iyileştirilmesine yönelik çalışmalar İçişleri Bakanlığı’nın Emniyet Genel Müdürlüğü’nde sürüyor. Onunla alakalı da 3-4 toplantı yaptık. 100’ü aşkın ceza yiyen arkadaşımızın verilerini aldık ve tek tek gözden geçirdik. Bir kısmı gerçekten anlatıldığı gibi değil. Dolayısıyla bu çalışma sürüyor. Bu sistemle ilgili gerekli bütün iyileştirmeler yapılacak.”

“Bunlar seçim kaybetti diye ‘tukaka’ etmenin anlamı yok”

31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’ni kaybeden AK Partili eski belediye başkanlarından bazıları hakkında hukuki süreç devam ederken, neden Düzce Belediyesi şirketlerinde görevlendirme yaptığı yönündeki soru üzerine Başkan Özlü, şu ifadeleri kullandı:

“Bu şehirde kötü olan her şey bana yazıyor. Bunun ben farkındayım. Ben bu görevlendirmeyi 15 gün önce yaptım. Bizim partinizin kongresine bakın. MKYK’ye bakan arkadaşlara bakın hiç seçim kaybetti kaygısı yok. Benim başbakanım MKYK’da. Seçim kaybetmek doğaldır. Çok hizmet edersin seçimi kaybedersin. Çok kötü davranırken seçimi kazanır veya kaybedersin. Bu milletin takdiri. Ben hepsiyle çalıştım. Bakandım onlar da belediye başkanıydı. Aradan iki sene geçmiş. Bu arkadaşlarımızın bir deneyimi var. Bunlar seçim kaybetti diye bunları ‘tukaka’ etmenin, köşeye atmanın anlamı yok.

“Karınlarından konuşuyorlar”

Kimse kusura bakmasın. Çalışma arkadaşlarımızı seçerken diğer partilere soracak halim yok. Ne İYİ Parti’ye ne MHP’ye. Benim takdirim. İyisi kötüsü ben takdir ettim ve ben çalışacağım. Kendileri de bir açıklama yaptı. “Huzur hakkı almayacağız” dediler. Ben performansa bakarım. Belediyede göreve getirdiğim arkadaşlarımın hiçbirini vallahi billahi seçimden önce tanımıyordum. Benim hiçbir akrabam burada çalışamaz. Benim hiçbir köylüm, yakınım, dostum çalışamaz. Bu arkadaşlara 1 yıl bir fırsat veriyoruz. Performanslarına bakacağız. Eğer katkı sağlarlarsa devam ederler. Eğer sağlamazlarsa bir sene sonra onları da alırım. Ben arkadaşlarım hangi görüşten onu bile bilmem. Bu konuşanlar boş konuşuyor. Konuştuklarının bir tek dayanağı yok. Karınlarından konuşuyorlar. İki sene önce seçimde millete gittik. Öncesinde herkes aslanlar gibi bağırdı çağırdı. Milet oy verdi. Millet açık ara farkla bize güvenerek AK Parti’ye ve bana oy verdi. Muhalefete güvenmedi. Millet size güvenmemiş, siz susacaksınız! Oturacaksınız seçim zamanını bekleyeceksiniz. 3 sene sonra millet sizi seçsin gelin belediyeyi siz yönetin. Milletin güvenmediği adamların laflarına itibar etmeyin.

Keleş sorusuna dikkat çeken cevap: Partimizin görevden aldığı adamlara itibar etmiyoruz

Son olarak “Belediye ya da şirketlerde Düzce eski Belediye Başkanı Mehmet Keleş’e neden görev vermediniz?” şeklinde gelen soruya cevap veren Özlü, “Biz AK Parti’nin güvenip seçime girmiş ancak seçilmemiş olanlarla çalışıyoruz. Partimizin görevden aldığı adamlara itibar etmiyoruz.” diyerek, Keleş’e kapıların kapalı olduğunu açıkça dillendirdi.