Düzce’nin sorun ve taleplerini sık sık meclis gündeminde dile getirmesi ile tanınan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Öncü Haber’e özel değerlendirmelerde bulundu. Kendisini aynı zaman Düzce’nin vekili olarak gördüğünü her fırsatta dile getiren Tanal, memleket meselelerinde siyasilerin yıkıcı değil yapıcı bir üslup kullanması gerektiğinin altını çizdi.

“Siyaset kan davası değil, nezaket, zarafet işidir”

Siyasette kin ve husumet olamayacağının altını çizen Tanal, “Siyaset kamuoyunun yararı için yapılır. Yeri geldiği zaman halkın yararı için birbirimiz eleştireceğiz, sertleşeceğiz. Yeri geldiği zaman sosyal ve beşeri ilişkilerden uzak kalmamamız gerekiyor. Bu siyaset kan davası değil ki. Siyaset nezaket, zarafet işidir. Kişiler arası telefon görüşmelerini anlatmak ne kadar doğru oluyor o da ayrı bir sorun. Netice itibarıyla aramızda böyle bir kavga tartışma yok ki dava olsun.” dedi.

“Ne Faruk Bey’in benimle şahsi bir husumeti var ne de benim”

Sözü sosyal medya üzerinden yaşadıkları atışma sonrası hakkında açtığı davaları bir süre önce geri çeken Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’ye getiren Milletvekili Tanal, “Davalarını geri çekme kararını saygıyla karşıladım. Ne Faruk Bey’in benimle şahsi bir husumeti var ne de benim Faruk Beyle şahsi bir husumetim var. Netice itibariyle medeni uygar iki insanız. Davayı bir kenara bırakalım Düzce’yi düşünelim. Düzce’nin çıkarları için ne yapacağız ona bakalım. Taşı taşın üzerine koyuyorsa takdir etmek lazım, kutlamak lazım. Söz konusu Düzce ise gerisi teferruattır.” diye konuştu.

“Düzce’deki yöneticiler ‘Aman aman Mahmut Tanal’ın eline koz vermeyelim’ diyor”

Düzce’deki sorunları görmezden gelmesinin mümkün olmadığını vurgulayan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, şunları kaydetti:

“Anayasamızın 80. maddesi der ki ‘Milletvekilleri sadece seçildikleri bölgenin ve kendilerini seçenlerin değil bütün ülkeyi temsil eder.’ Onun için ben aynı zamanda Düzce’nin de milletvekiliyim, Düzce’nin de temsilcisiyim. Benim Düzce’deki olumsuzlukları görmemem yanlış olur. Anayasa bana bu görevi ve sorumluluğu yüklemiş. Düzce’deki bir olumsuzluktan ben rahatsız olmazsam ben milletvekilliği görevimi yapmamış olurum. Allah aşkına benden önce Düzce kaç sefer meclis kürsüsünde gündeme getirildi? Şimdi diyorlar ki ‘Mahmut Tanal bizi izliyor, bir olumsuzluk yapmayalım.’ Bana bu tür haberler geliyor. Düzce genelindeki yöneticiler ‘Aman aman Mahmut Tanal’ın eline koz vermeyelim’ diyor. Açıkça bu bilgiler geliyor bana.”

“Düzceliler’in artık Cumhuriyet Halk Partisi’ne şans tanıması lazım”

CHP’nin Düzce’de seçimleri neden kazanamadığını konusunda ise şu ifadeleri kullandı:

“Düzceli kardeşlerimin iradelerine saygı duyuyorum. Biz dersimize çalışıyoruz, hatalarımızı düzelttik ve düzeltiyoruz. Düzceliler’in artık dengeyi kurması lazım. Artık Cumhuriyet Halk Partisi’ne bir fırsat, bir şans tanımaları lazım ki Düzceliler temsil ediliyor ve hakları hukukları korunuyor görmeleri lazımdır. Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz. Ben dört yıldan beridir Düzce’nin yetkili sorumlusuyum. Yaptıklarımı ve söylediklerim ortada. Çabam da ortada. Düzceliler bundan memnun mu, değil mi bu önemli. Düzceliler şikayetlerini bana yapıyor ama oylarını gidip AK Parti’ye veriyor. Allah aşkına bu işten vazgeçelim artık.”

“Düzce’den iki otobüs vatandaş umreye ben uğurladım; ne vali ne başkan vardı”

Düzce’nin muhafazakar bir bölge olması nedeniyle CHP’nin sandıktan zaferle çıkamadığı yorumlarına karşı çıkan Tanal, “Ben de muhafazakarım. Ben Allah’ın evine umreye gittim. Türkiye’de en muhafazakar parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Düzce’den iki otobüs vatandaş umreye giderken Ankara’dan ben geldim, insanları uğurladım. O dönemin ne belediye başkanı vardı, ne valisi vardı. Bundan daha iyi muhafazakarlık nasıl olur ben onu anlamıyorum. Ben dini inancımı itikadımı siyasete alet etmek istemiyorum. Adı üzerinde adım Mahmut. Ben Peygamberler şehri Şanlıurfa’da dünyaya geldim. Benim rahmetli babam çobandı. Ben bir çobanın oğluyum. Atatürk cumhuriyetinin yarattığı bu fırsatlar sayesinde ben bugüne geldim. Benim rahmetli amcam şu anda Çanakkale’de yatıyor. Bizim partimizin altı okundan biri de milliyetçilik. Kafatasçı milliyetçilik değil, ülkesine vatanına bayrağına sadık olan bir milliyetçilik.”