DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan bir gününü, partisinin il başkanlığı kongresine katılmak için geldiği Düzce’ye ayırdı. Cedidiye Camisinde kıldığı Cuma Namazının ardından Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret eden Babacan, TSO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Şahin ve Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından karşılandı.

Düzce TSO Meclis toplantı salonunda gerçekleştirilen toplantıda konuşan TSO Başkanı Şahin, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nın çalışmaları ve yaptıkları projeler hakkında Babacan’a bilgiler verdi.

Şahin; “Üyelerimizin aktif ihracat işlemlerini yerinde yapabilmeleri adına Gümrük Müdürlüğü girişimlerimizi hızlandırdık ve ilimize Gümrük Müdürlüğü açılması konusunda mutabakata vardık. Fiziki binanın yapılmasının ardından mümkün olan en kısa sürede Gümrük Müdürlüğümüzü de faaliyete geçireceğiz.  Bildiğiniz üzere Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında yapılan protokolle birlikte Düzce’de Mevlana Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi odamız himayesine geçti. Daha önceleri %80’lerde olan doluluk oranı geçen yıl %100 olmuş, bu yıl da öğrencilerini üst puan sınırlarından seçmiştir.  Proje okulumuz haricinde Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile de birçok projede birlikte hareket ediyoruz. Son projemiz olan Nitelikli İstihdamı Geliştirme Merkezi ile gençlerimize tüm Dünya’da geçerli olacak Mesleki Yeterlilik Belgesi edindireceğiz. Bu belge ile ilk etapta Almanya’da gençlerimiz 6 ay iş arama ve çalışma iznine direkt olarak erişecekler” diye konuştu.

“Düzce Yatırım için cazip bir yer”

Şahin’in ardından konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan ise Düzce’nin hem konumu, hem de ihracat pazarlarına erişimi bakımında sanayi üretiminde cazip bir bölge olduğunu kaydederek, şu ifadelere yer verdi:

“Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nda Düzce’nin gelişimini ve sanayisini değerlendirmek, gerçekten bizim için büyük mutluluk. Tabii Türkiye ekonomisi kolay bir dönemden geçmiyor bu dönemde. Arka arkaya gelen krizler, herkes için iş yapmayı zorlaştırıyor. Ama Düzce’deki tabloya baktığımızda gerçekten oldukça istisnai durumu da görüyoruz. Düzce’nin hem konumu, Türkiye’nin bir bakıma iyi yetişmiş insan gücüne olan erişimi, ihracat pazarlarına erişimi ve Düzce’nin yine 5’inci bölge, sonra 4’üncü bölge teşvikini alıyor olması gerçekten her yönden Düzce’yi sanayi üretimi için cazip kılmış durumda. Sanayideki, üretimdeki ve ihracattaki başarısı için tüm Düzce’deki sanayicilerimizi tebrik ediyorum. Tabii üretim ve yatırım önemli. Türkiye’nin kalkınması, büyümesi üretim ve yatırımdan geçiyor. Türkiye’nin işsizlik sorunu yine üretimden, yatırımdan ihracattan ve istihdamdan geçiyor. Dolayısıyla, yatırım olmadan, üretim olmadan, ihracat olmadan Türkiye gibi genç nüfusu olan bir ülkede işsizlik sorunun çözülmesi mümkün görülmüyor. Tabii bizim ekonomimizin, sanayimizin aradığı nitelikte iş gücü burada çok çok önemli. Dolayısıyla eğitim sistemimizin, baştan aşağıya değiştirilmesi gerekiyor. Biz hatırlarsanız 2011-2012 yıllarından itibaren benim Bakanlık dönemimde kendi ekonomimizden bahsederken; bir orta gelir tuzağından bahsediyorduk. Çünkü o dönemde Türkiye’nin kişi başına düşen milli geliri 12 bin 500 doları geçmişti ve yüksek gelirli ülke grubuna kalmamıza sadece 150 dolar kalmıştı. O dönemde biz hep orta gelir tuzağından söz etmeye başladık. Özellikle eğitim sistemini reforme etmezsek, gerçekten bugünkü ve gelecekteki ekonomimize uygun şekilde insan gücü yetiştirmezsek orta gelir tuzağına düşeriz demiştik. Bunların hepsi basın arşivlerinde kayıtlı. Yine söylediğimiz bir şey vardı; ‘Eğer hukukta, adalette ve yargıda gereğini yapmazsak, yine orta gelir tuzağına düşesiz’ diyorduk ve maalesef ikisi birden oldu. Hem Türkiye’de adaletle ilgili ciddi sıkıntılarımız var, hem de eğitim ile ilgili ciddi sıkıntılarımız var.”

“Türkiye’de sorunlar gerçekten büyük”

“Türkiye’nin ekonomik yönden büyük sorunları var” diyen Babacan, açıklanan enflasyon rakamları ile çarşı- pazardaki enflasyon oranları arasında çok büyük farklar olduğunu öne sürerek şunları söyledi:

“Türkiye’de sorunlar gerçekten büyük. Özellikle makroekonomi yönetimi ile ilgili sıkıntıların büyük olduğunu gördük, görüyoruz. Bütçe açığı biz bıraktığımızda 24 milyar liraydı,  bu yıl 239 milyar bir bütçe açığı oluştu. Daha 2 sene önce Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildiği gün, hazinenin toplam borcu 970 milyar iken, bugün 1 trilyon 935 milyara çıkmış durumda. Yani tam ikiye katlamış durumda. Yine enflasyonda ciddi artış var ve açıklanan enflasyon rakamlarının tutarlı olduğunu görmüyoruz. Yani resmi açıklanan rakamlarla, piyasada şöyle bir sorduğunuz zaman fark çok büyük. Özellikle sabit ücretli vatandaşlarımızın geliri de döviz kadar artmadı. Dolayısıyla, hem iç piyasaya mal üreten sanayicimiz, hem ticaret erbabımız, alış fiyatlarındaki yükselme ve vatandaşlarımızın alım gücü arasında sıkışmış durumda.”

Haber: Savaş ARI