Öncü TV ve Öncü Radyo’da ortak yayınlanan ‘Kitabın Ortasından’ programının bu haftaki konuğu AK Düzce Parti Milletvekili Fahri Çakır oldu. Çakır, Cumayeri Belediyesi’nde önceki dönem yaşanan altyapı usulsüzlüğünden Akçakoca Belediyesi’nde uzun süredir baş gösteren maaş krizine, OSB’lerin durumundan pandemi döneminde esnaflara yapılan desteklere kadar  birçok konuyu masaya yatırdı.

“Bize olmadık yakıştırmaları yapanlar şimdi OSB üzerinde adeta caka satıyor ve fiyaka yapıyor”

Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın Gümüşova Belediye Başkanı Muharrem Tozan’ın Gümüşova OSB yönetiminde yer alması gerekirken, 2 yıldır saf dışı bırakılması yönündeki sorusu üzerine Çakır, “Adalet yok, adaletsizlik var. Bu herhalde doyurucu bir cümle olur; bu iş için. Var ama hiçbir şey dünyanın sonu değil” diye yanıtladı. Çakır, konu ile ilgili şunları söyledi:

“Her yerde bu soru sorulduğunda böyle cevap verdim. Gümüşova Organize Sanayi’nde hissesi olan, Gümüşova Belediyesi’nin mutlaka yönetimde olması gerekiyor. Olmazsa olmazdır. Gümüşova Belediye Başkanının MHP’den olması, adının Muharrem Tozan olması, Sadullah Ünsal olması beni ilgilendirmiyor. Beni bu organize sanayi bölgesinde, kim ortağı ise bir de onun bölgesindeyse orada dâhil olması lazım! Mutlaka yönetimde OSB’de olması lazım! Şu an siyasi konumum bunu konuşmama müsaade etmiyor ancak bunun düzeltilmesi lazım! Bunu ben giden Vali Zülkif Dağlı ile konuştum. Vali beyi doğrudan ilgilendiriyor. Şimdiki valimizle de bunun başlığını konuştum. Sayın Valimiz Cevdet bey bu konularda son derece makul, son derece yapıcı çözümler üretecek ve bunlara itibar edecek bir valimiz. Bu konu kayda geçsin, şahsımın üzerindedir. Gümüşova benim ilçem, sandığımı almadım, oyumu orada kullanıyorum. Ticaret Sanayi Komisyon Başkan Yardımcısıyım. Şu an 18 tane çok ciddi sanayi firmasının kuruluşunda emeği olan Fahri Çakır’ım. Muharrem Tozan, AK Parti döneminde de; MHP döneminde de benim belediye başkanım. OSB’nin temelinde ikimiz varız ve bize olmadık yakıştırmaları yapanlar şimdi OSB üzerinde adeta caka satıyor ve fiyaka yapıyor. Müsaade etmemiz mümkün değil. Bu meseleyi, topyekûn üzerime alıyorum. Olmamalı, olmaması yanlış! Benim işim bu risk almak. Allah ömür versin; “Yığılca yolunu neden yapmadın?” dersin ama bu memleket benim. Düzce’den kaçacak, göçecek yerim yok ki! Siyasetçiyim ben, bu vatandaşı neyi ne kadar yapabiliyorsam yapma gayretindeyim ben! Elimden geleni söylüyorum, yapamadığımı da paylaşıyorum; her şeyi dürüstçe söylüyorum. İnsanlardan saklamanın, kıvırmaların anlamı yok.”

“OSB’lerin genişletilmesine karşıyım”

Sözü 1. OSB’nin tarım alanlarını da kapsayacak şekilde genişletilmesine yönelik adımlara getiren Çakır, OSB’lerin genişletilmesine karşı olduğunu kaydederek, şu ifadelere yer verdi:

“Ben bunu, değişik platformlarda olması gerekeni gerekçesiyle birlikte açıkladım. Siyasi figürler ve aktörler olarak, OSB’nin genişlemesi konusunu masaya yatırdık. Masada ben vardım, benim meselemdir dedim, bedel ödedim; gerekirse yine öderim. Çizgim keskin ve tarzım budur. OSB’lerin genişlemesine karşıyım! Genişlemesini doğru bulanlardan değilim. Benim önüme koyulan harita ile genişlemesine yönelik talep yazıları incelendiğinde otoban köprüsünün dahi dibine kadar geliyor. Bu genişletme şöyle olacak, harbiden ve çok net konuşalım, Kitabın Ortasından konuşalım. OSB’lerin evrakçılığını yapmış biri olarak söylüyorum, 1. OSB resmen kurulmuş; üzerinde hayvanlar otluyordu.

“Buraların rantı artacak diye emlak geliri elde etme gayreti içerisinde olanlar var”

Hayvanlar otluyordu ve ottan kaybolmuştu hesap edin; orayı 1. sınıf tarım toprağından çıkartan benim ben! 2. OSB’den konuşuyorum bakın! Oraya gelen Tarım Bakanlığı’ndan kimse eğer; öptüm ben onu. Siz bilin, bu laf nereye gider. Bir iki defa da kucakladım ve şu an devam ediyor dostluğumuz; kendisi bürokrat. Bu OSB’leri biz böyle kurduk. Eğer genişlerse Darıcı Köyü’nün tamamını alacak. Buraların rantı artacak, sanayi arsası olacak diye; orada bir takım emlak geliri elde etmek için de bir gayret içerisinde olanlar var. Doğaldır ama bunu çok fazla doğru bulan birisi değilim. OSB olabilmesi için buraların kamulaştırılması gerekiyor. İstimlak edilecek ve sanayi açılacak. Mevcut sanayilerimiz varken, buraları kamulaştırma çukuruna atarak Düzce’nin münbit topraklarını, Çilimli boş, Akçakoca boş, iki OSB yüzde 60 – 65 kapasiteyle çalışıyor ve D100 Karayolu’nun her iki tarafı; 250 m derinliği sanayiye açık iken, Allah aşkına biri bana kalksın desin; OSB’ler genişlesin! Senin anlattıklarının hepsini çöpe at! Bu yatırımlar gelmezse sefil kalırız, gerekirse mısır, domates, fasulye varsın yetişmesin! Bu topraklara hemen şu fabrikalar gelsin diyen varsa aha bu lafların hepsini geri alıyorum. Eğer böyleyse Düzce’den özür diliyorum. Çıkalım D-100’e, 250 m olan kısmı sanayi bölgesi ve buradan sonrası izne tabi; yanlış hatırlıyorsam arkadaşlar düzeltsin. Bir sürü sanayi tesisi var, boş olan var, kiralık olan var. Doğalgaz da var, otoban girişi çıkışı bile var. Enerji var, altyapı var, su var o var bu var. Akçakoca OSB’de ne var? Şu an hiçbir şey yok! Var mı kurulmuş bir şey! Özellikle metalürji üzerinden Sayın Özlü görüştü. Kendisinin çok ciddi katkısı var Akçakoca OSB’ye. Zaten sanayi bölgesi kurulmuş, altyapı meseleleri çok daha kolay, hazır 3200 dönüm Gümüşova OSB bekliyor, Akçakoca OSB söylediğim gibi, D100 söylediğim gibi, Çilimli orada duruyor, neyimize gerek genişleme?”

 “Hava kirliliğini sadece sanayiye bağlamak doğru değil”

Çakır, Türkiye’nin en kirli havasının ölçüldüğü Düzce’de kirliliği sadece sanayiye bağlamanın doğru olmadığını kaydetti. Hava kirliliğinin Düzce’nin jeofizik konumundan kaynaklandığını ifade eden Çakır, şu değerlendirmelerde bulundu:

“O düşünce doğru değil ama tabii ki hava kirliliğindeki oran tespit edildi. Ancak bu kirlilik yüksek teknolojik filtrelerle bu kirliliği yok etmek mümkündür. Diğer bir unsur da sobalarda linyit kömürünün yakılmasıyla alakalıdır. Yaklaşık yüzde 15 oranla hava kirliliği sebeplerinden biri de otoban ve D-100 trafiğiyle alakalıdır. Çanak havza olmaması ve iklim koşullarıyla diğer sebepler de buna dâhil. Sanayiye karşı çıkma konusunda hava kirliliği tarafı yok. Bunu bir kere listeden tasfiye edelim. Hangi fabrika olursa olsun, dibinde piknik yapılacak kadar doğayı, bitki örtüsünü, havayı kirletmeyecek şekilde tasarlanması bugünün teknolojisinde mümkün ve önü açık olan sanayilerimizde de geçerlidir. Belediye ve Çevre Müdürlüğü’nün de bu konuyla alakalı ciddi çalışmaları var. Sayın Özlü, bu konularla ilgili ciddi deneyim sahibi, bakanlık yapmış bir isim sonuçta. Bütün sebep sonuç ilişkisini bilen bir Belediye Başkanımız; bakanlık sıfatı da var. Sanayi yeri konusunda doymuş ama dolmamış arazi dağılımı var. Her açıdan donatılmış tesisler ile elimizdeki yeri iyi kullanalım; başka bir ihtiyacımız yok. Sadece Gümüşova OSB’de 3000 dönüm boş alan var. Gümüşova’da, Çilimli’de yer için şu kadar para istiyorlar, pahalı diyorlar ama genişleyecek yerler daha şimdiden bu fiyatları bulmuş durumda. Arsa spekülatörleri buraların emlak değerinin yükselmesini sağlamışlar.”

“Akçakoca’ya hiçbir ayrımcılık yapılmıyor”

Ünsal’ın, “Akçakoca üvey evlat muamelesi görüyor, yüzme havuz projesi Çilimli’ye kaydırıldı, neden?” sorusuna Çakır, şu şekilde cevap verdi:

“Üvey evlat olur mu Akçakoca? Akçakoca’ya yapılan 4-5 tesis bile milyarlara sari, yolundan hastanesinden, Akçakoca’ya hiçbir şekilde ayrım yapılmıyor. Akçakoca bizimdir, olimpik yüzme havuzunun da kaydırılmasının Akçakoca ile alakası yok. Çilimli ile alakalı mesele de, 4 ilçeye hitap etmesi amaçlanıyor. Onu duymamış olsun! Akçakoca’nın yüzme havuzuna ihtiyacı olduğu zaman olimpik havuz yapılır. Akçakoca’nın her yeri havuz, gitmeye özlemle bakıyoruz. Olimpik havuz için Akçakoca’da programı bilmiyorum ama 4 ilçe için böyle bir program var.  Gümüşova, Cumayeri, Gölyaka, Çilimli bir havuz; buradaki amaç orta nokta olmasıdır. İsa Yazıcı’yı tebrik ediyorum, büyük performans sergiliyor. Düzce’de çok ciddi yatırımları aldık almaya devam ediyoruz.”

“OSB’lerde meslek liselerine ihtiyacımız var, sosyal tesis yapanları kınıyorum”

Beyköy beldesinde bulunan 1. OSB alanının içine ara eleman yetiştirmek için meslek teknik liselerinin kurulmasına ihtiyaç olduğunu kaydeden Çakır, bu konu ile ilgili şu görüşlere yer verdi:

“1. OSB yönetimine bununla alakalı serzenişte bulunmuştum. Tahmin ediyorum 10 dönüm okul yapmak için yapılmış yer var. OSB’lerin içerisine teknik liseleri yerleştirelim; yer de vardı ama önceliği sosyal tesislere verildi. Onu ben doğru bulanlardan değilim. Sosyal tesisi yapmanın mantığını kabul etmiyorum. Yapanları da kınıyorum. Meslek lisesine ihtiyacımız var. Yerimiz var; o para oraya harcanacağına buraya harcanmalıydı. Bir takım karar vericilerin bu konuda yanlış karar verdiğini bugün de söylemek istiyorum. Düzeltilmez, yapılan yapıldı, en azından oraya teknik lise yaparak, “aranan eleman” yetiştirmek mümkündü hatta TOBB ben yapayım dedi, onu da yaptırabilirdik; bugün de geçerli bu söylediğim bu işi sponspor marifetiyle de yaptırmak mümkün. Eğitim kurumu olacak ise her şey mümkün.”

“En hayırlı yönetim; en iyi yönetim bu ittifaktır”

Akçakoca ilçesinde Cumhur İttifakı ortakları AK Parti ve MHP arasında yaşanan siyasi çekişmeye de değinen Çakır, “Biz iki ayrı partiyiz ve ülkeyi beraber yönetiyoruz. Her yerde rahatça söylüyorum en hayırlı yönetim; en iyi yönetim bu ittifaktır. İki siyasi akımın bileşkesi, AK Parti ve MHP yani Cumhur İttifakı… Tabii ki parti içerisinde farklı yöntemler sistemi kullanılabilir. İki parti birbirini eleştirebilir. Kimlik sahibi kimseler, bunu germeden ve vatandaşı sıkıntıya düşürmeden orta yol bulunur. Siyasi büyükler de bu tartışmaları çözer ve karşı taraftakini yok saymak; bu tür bir muameleyi de doğru bulmam. Hizmet olan yerde  sorun da vardır, laf vardır, her şey vardır.” dedi.

“Cumayeri’nde ihaleye fesat karıştırmak, menfaat sağlamak ve usulsüzlük yok”

Cumayeri ilçesinde önceki dönem AK Partili Belediye Başkanı Recep Tuna döneminde yaşanan ve mevcut Belediye Başkanı MHP’li Mustafa Koloğlu tarafından yargıya taşınan 1 buçuk milyonluk altyapı ihale usulsüzlüğü iddialarına da değinen Çakır, şu görüşlere yer verdi:

“Cumayeri konusu, Akçakoca’dan bir tık daha ileride. Cumayeri’nde de yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırılarak menfaat elde etmek yok. Riskli olacak ama belediyeler bir takım işler vardır ki, o işlere para harcarlar… Sportif faaliyetler, dernek faaliyetleri, vakıf gençlik faaliyetleri olabilir. Cumayeri’nde para var ve orada yarış pisti yapıyoruz biliyorsunuz. 3600 m2 ben ve Kenan Sofuoğlu bu işle ilgileniyoruz. Bu işin her karesinde varız; Cumayeri ve Gümüşova arasındaki ormana tahsis edilmiş arazi bu iş için uygun. Belediye başkanı el değiştirdi, çok öncelerden kararlaştırıldı. Stabilizesi bile yapıldı. Cumayeri’ne 5-6 milyon para sadece stabilizesiyle alakalı yatırımdır. Tel örgüyle bile yapamadık, biz yerin tahsisi ve para derdindeyiz. Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu’na teşekkür ediyoruz; kendisi bu sorumluluğu üstlendi. Söylenen ve harcanan paraların 4-5 katı olduğunu söylemek ve kayda geçirmek istiyorum burada. İşin esası budur. Hiç kimse kanunun üzerinde değil.”

“Akçakoca Belediyesi’nin maaşları ödeyememesi gibi bir durumu kabul etmem”

“Üç aydan beri niye ödeyemiyor işçilerin maaşlarını belediye, ödemesini ben gönülden isterim” diyerek, sözü Akçakoca Belediyesi’nde yaşanan maaş krizine getiren Çakır, şu ifadeleri kullandı:

“Alın teri kurumadan işçinin hakkını vereceksin diye bir uygulama vardır. Bunun yapılması ile ilgili konuda, ricacı da oluruz ve telkinde de bulunuruz ama ben çalışan vatandaşların maaşının ödenmemesi gibi bir durumu kabul etmem mümkün değil.”

“Akçakocalı İGM Başkanı benim için fevkalade olur”

Nisan ayında yapılacak İl Genel Meclisi Başkanlık Seçimleri için Akçakocalı bir meclis üyesinin seçilmesinin kendisini mutlu edeceğini dile getiren Çakır, şöyle devam etti:

“Benim için fevkalade olur. İnanın herkes olur. Mustafa Erez kardeşimiz var mesela. Başka arkadaşlarımız da var. Benim kanaatim odur ki, daha önce Düzce Belediye Başkanlığını yapmış bu konuyla alakalı genel merkezin de kabulünü görmüş Dursun Ay’ın bu dönüşümde olabileceği düşüncesini taşıyorum.”

“Esnaf için siz ne yapıyorsunuz?”

Pandemi döneminde, zor bir süreçten geçen esnaflar ile ilgili yapılan desteklerden bahseden Çakır, şu açıklamayı yaptı:

“Ertelenen borçlar var, ucuz faizli kredi var. Ekonomik program açıklandı, bazı ertelemelerle ilgili ekonomik reform yapılacak. Esnafla alakalı iyileştirme var. 500 lira ya da bin lira ile ne kadar gidersin? Bunların hepsi doğru, vatandaşın, esnafın kredilere ulaşması, desteklenmesi de önemlidir. Daha ucuz kredi ve borçlarla ilgili erteleme, talepler doğrultusunda uygulamalar yaptık, gerekirse yenileri de yapılacak.”

“Bu durum Gölyaka Belediyesi’ni aşar”

Gölyaka’nın Hacıyakup Köyü sınırlarında bulunan atıl vaziyetteki Eftenia Otel’e geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanında değerlendirmek isteyen Düzce Üniversitesi ile sağlık turizmi yatırımı yapmak isteyen Gölyaka Belediyesi’nin talip olduğunu hatırlatan Ünsal, sözü bürokratik engellere getirdi. Milletvekili Çakır, Düzce Üniversitesi’nin ve Gölyaka Belediyesi’nin Eftenia Otel girişimlerini takdirle karşıladığını belirtirken, bütçe olarak bu büyük yatırımın altından kalkmakta zorlanabileceklerine işaret etti. Çakır, son olarak şunları kaydetti:

“Daha önce de söylemiştim, oranın atıl halde kalmasına gönlüm razı değil. Özel mülkiyetti ve şu an bu hale kadar geldi. Yakup Demircan’a da söyledim. Bu konuyla alakalı Gölyaka Belediye Başkanımız kısa kalır, niye? Çünkü burası özel mülkiyet ya da çok ciddi anlamda kamuyla alakalı bir destek görsün ki; hatta en son aldığım bilgiye göre karkas haline getirilecek. Karkas bir bina halinde bir alan alacak. Var olan suyun derecesi 41o dereceydi sanıyorum. Yakup başkan oraya 2 sondaj daha vurdurdu bildiğim kadarıyla. Başkanın da çalışmalarından ona teşekkür ediyorum. Başkanın kendisine de ifade ettim, bu durum Gölyaka Belediyesi’ni aşar. Kendisine de ifade ettim, maddi olarak. Belediye olarak işletme de sıkıntı olur. Burayı sağlık turizmine katkı sağlayacak şekilde tasarlamak daha iyi olabilir. Düzce sağlık anlamında, büyük potansiyeli taşıyoruz. Bölgeden zaten hasta geliyor, Avrupa’dan bile hasta gelebilir. Sıcak su imkânıyla sera için, şehir ısıtması için bile bir çalışma yapılabilir; bu noktada akıllı şehir projeleri var. Üniversite keşke alsa ama bu kaleme harcayacak bütçesinin olmadığını biliyoruz. Parası var ama bu kaleme harcayacak durum ve izin yok bildiğim kadarıyla; buna yasal bir mani var kimse yasanın üzerinde değil!”